Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İkinci Dönem İkinci Dersi.

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Misafir
Misafir




İkinci Dönem İkinci Dersi. Empty
MesajKonu: İkinci Dönem İkinci Dersi.   İkinci Dönem İkinci Dersi. Icon_minitimeCuma 17 Ara. 2010, 10:02


    Dersin Adı:Eskrim
    Dersin Profesörü: Eduard Bernand Cleveland
    Dersin Tarihi –Başlama ve Bitiş Tarihi- : 17.12.2010 – 01.01.2011 (İlk 7 gün derse girmeyenler geç kalmış sayılacaktır.)
    Dersin Saati: III. Ders
    Dersin Konusu: Eskrim Terimleri.
    İşlenişi: Artık Gece Evi’nin tanınan profesörlerinden biri olmuştu Eduard. Bu ona iyi geliyordu da aslında. Her sabah onu görenlerin selam vermesi içini ısıtıyordu adeta adamın. Yüzünde güller açıyordu. Derslerdeyse öğrencilerin anlaması için seçtiği kelimelere bile dikkat ediyordu. Gerçekten başarılı bir profesördü o arkadaşlarının dediği gibi. Şimdi yine dersine gitmek için merdivenleri çıkarken ne zaman derse girse onda olan heyecan vardı. Ama derslerde soğuk ve iyi kişiyi oynamak zorunda kalıyordu. Eğer yüz verirse öğrencilere olacakları bildiği için yapıyordu bunu. Sınıfa vardığında masadaki yerini aldı ve öğrencilerin dolmasını bekledi. Tüm öğrenciler yerini alınca kapıyı kapatıp selamladı önce öğrencileri. Ardından kürsüye geçti ve uzatmadan derse geçeceğini söyleyerek konuşmaya başladı. ‘’Evet çaylaklarım. Eskrimde 3 Temel Terim vardır. Bunlardan birincisi Flöre’dir.Flörenin ağırlığı en çok 500 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir. Esnek çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini kesen ve 500 gr'dan büyük basınçlarla çalışan yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafında ise, tas, kabza ve bağlantı prizi vardır. Yalnızca dürtüşler tuş sayılır. İkincisiyse Epe’dir. Ağırlığı en çok 770 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir. Esnek çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini tamamlayan ve 750 gr.dan büyük basınçlarla çalışan, yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafından ise, tas, kabza ve bağlantı prizi vardır. Yalnızca dürtüşler tuş sayılır. Geçerli tuş yüzeyi bütün vücudu kapsar. Ve son olarak Kılıç’tır. Ağırlığı en çok 500 gramdır. Toplam uzunluğu en çok 105 cm.dir. Namlusu çeliktendir. Namlunun ucunda Flöre'de ve Epe'de olduğu gibi yaylı bir düğme yoktur. Hedefe vuruş ya da dürtüş şeklinde yapılan tuşlar elektronik cihaz tarafında gösterilir.’’ Dersi anlattıktan sonra öğrencilerin sorularını yanıtlayıp dersin ödevini tahtaya yazarak sınıftan çıkar.
    Dersin Ödevi-Ödev vermediyseniz zorunlu değildir: Eskrimin Temel Amacı Nedir? Niçin Kullanılır? Ödevleri Spoiler içinde yazabilir ya da PM olarak yollayabilirsiniz. –Ödevi bir sonraki derse hazırlık için verdim sayılır.-

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Carmella Decartius
Moskova Baş İblis Efendisi
Moskova Baş İblis Efendisi
Carmella Decartius


Mesaj Sayısı : 1257
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 12/07/10

Karakter Detayı
Statü: Moderatör
Uyarı:

İkinci Dönem İkinci Dersi. Empty
MesajKonu: Geri: İkinci Dönem İkinci Dersi.   İkinci Dönem İkinci Dersi. Icon_minitimeCuma 17 Ara. 2010, 11:00



    ‘Ders Eduard’ın. Ah Tanrıça’m, bu süper! Lütfen günahlarımı affet.’
    Oldukça çelişki dolu bir duaydı dudaklarından sessizce dökülen sözler. Genlerden gelen bir sürtüklüğü vardı, kimse kendisini bunun için suçlayamazdı. Buna Tanrıça’nın da dahil olduğunu düşünüyordu. Beşinci sınıf armasının bulunduğu kazağı uzun zamandır üzerine geçirmemiş olması kendisini şaşırtmıştı. Genelde formasına karşı duyduğu antipati yüzünden giymezdi siyah kazağı ama uzun zaman sonra giyiyor olmak oldukça garip gelmişti genç çaylağa. Ne kadar trajikomik bir durumdu. Son zamanlarda o kadar çok şey yaşıyordu ki, böyle basit bir şeye şaşırdığı için bir kez daha hayret etmişti kendisine. Kazağının içindeki siyah, yarım kollu gömlek kendisini rahatsız ediyordu ama bunu umursamamıştı. Yok denecek kadar kısa bir de şort giymişti, kot. Bakışları alnındaki dolu işaretten almak için yapıyordu bunu aslında. Oldukça rahatsız edici durumundan uzaklaşmak istiyordu. Aslında işaretlerini çok rahat kapatabilirdi, ama o zaman da Tanrıça’sını kızdırabilirdi, adı gibi emindi buna. Bunları zihninden bir kez daha atmak için bariz bir emir verdi kendine. Artık düşünme bunu!
    Sınıfın önüne geldiğinde derin bir nefes alarak içeri girdi hızla. Kimsenin yüzüne bakmayı istemiyordu. Sadece biraz kafasının dağılması için Eduard’ı görmek istiyordu. Bir vampir anca bu kadar hoş olabilirdi. Adamın otoriter bakışları kendisine çekiyordu adeta. Ve dersteki ciddiyeti birine gerçekten çok benziyordu, ama kim olduğunu bulamamıştı kız, henüz. Zamanla kim olacağını bulabileceğinden emindi kız. Biraz kendini geliştirirse gerçekten başkalarının kendisinden iyice korkmasını sağlayacak şeyler yapabilirdi. İkinci kere düşüncelerinden sıyrıldığında Profesör sınıfa girmişti. Böyle biri vampirden bile üstün olmalıydı! Daha önce dersler dışında onunla hiç konuşmamış olmasına üzülüyordu aslında kız. Gerçi, kendisini tamamen odasına kapamıştı, kimseyi görmüyordu ki Profesör’ü de görsün. Başını biraz daha kaldırdı oturduğu yerde ve tam olarak profesörün mavi gözlerinin içine baktı. Zaman kaybetmek istemiyormuş gibi derse başladı.
    ’Evet çaylaklarım. Eskrimde 3 Temel Terim vardır. Bunlardan birincisi Flöre’dir. Flörenin ağırlığı en çok 500 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir. Esnek çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini kesen ve 500 gr'dan büyük basınçlarla çalışan yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafında ise, tas, kabza ve bağlantı prizi vardır. Yalnızca dürtüşler tuş sayılır. İkincisiyse Epe’dir. Ağırlığı en çok 770 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir. Esnek çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini tamamlayan ve 750 gr.dan büyük basınçlarla çalışan, yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafından ise, tas, kabza ve bağlantı prizi vardır. Yalnızca dürtüşler tuş sayılır. Geçerli tuş yüzeyi bütün vücudu kapsar. Ve son olarak Kılıç’tır. Ağırlığı en çok 500 gramdır. Toplam uzunluğu en çok 105 cm.dir. Namlusu çeliktendir. Namlunun ucunda Flöre'de ve Epe'de olduğu gibi yaylı bir düğme yoktur. Hedefe vuruş ya da dürtüş şeklinde yapılan tuşlar elektronik cihaz tarafında gösterilir.’
    Eskrimden asla yeteri kadar iyi olamayacağını düşünmeye başlamıştı. Kafası pek çok şeyi basmıyordu. Özellikle bu konuda. Belki de ders almalıydı Profesör’den. Bunu yapabilirdi. Aklında çakan bu fikirle dudakları hafifçe yukarı kıvrılmıştı. Ödevin konusunu duyar duymaz bir kağıt kalem çıkardı ve hızla yazmaya başladı. Yazısının düzgün olmasına özen gösterse de bu konuda pek de iyi değildi. Ödevini bitirdikten sonra profesörün yanına gitti ve kağıdını kürsünün üstüne koyduktan sonra etkileyici bir gülümsemeyle profesöre veda edip sınıftan ayrıldı.


    Eskirim'in Amacı:

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eámanë
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Eámanë


Lakap : Cellat.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 728
Yaş : 31
Kayıt Tarihi : 20/08/10

Karakter Detayı
Statü: Yönetici
Uyarı:

İkinci Dönem İkinci Dersi. Empty
MesajKonu: Geri: İkinci Dönem İkinci Dersi.   İkinci Dönem İkinci Dersi. Icon_minitimeCuma 17 Ara. 2010, 18:40

Son dersim olan eskrime girmek için odama gittim ve spor çantamı aldım. Alexis ortalarda yoktu ve bunu pek önemsemedim çünkü o fazlasıyla özgür bir kediydi. Onu düşününce buruk bir gülümseme yerleşti yüzüme. Beni ilk seçtiği akşam aklıma gelmişti. Yemekhaneden dönüyordum. Aslında pek dönüyordum sayılmazdı, yemekhaneden odama kaçıyordum. Nedeni belliydi. Rezil olmuştum. 3. Sınıftayken rezilliklerimle, sakarlıklarımla ünlü biriydim. Ogden'ı unutamamış, ezik, fazla endişeli ve korkak biriydim. O zamanlar 6. sınıf olan çok yakışıklı bir çaylak vardı. Gece Evi'ne geldiğimden beri onunla bakışıyorduk. Ben çektiğim aşk acısını unutmak için kendimi onun kollarına atmıştım. Biz bu çaylakla 1 hafta kadar çıktık. O günde yemekhanede aynı masada oturuyorduk. Bizde her çift gibi yanyanaydık ve birbirimize dokunuyorduk. Tabii o yemekhanenin ortasında bileğimi tutup dudaklarına götürünce ilk önce öpecek zannettim ama o ısırdı. Ben beklemediğim bu hareket karşısında çığlık attım ve kolumu çekip onu azarlayınca o çok sinirlenip masadan kalkıp bana bağırmaya başladı. Bende bunu kendime yediremeyip ona bir tokat attım. İşte olanlar oldu ve o da bana tokat atıp saydırmaya başladı. Aklına ne kadar küfür geliyorsa saydırdı ve bende yemekhaneden kaçmak zorunda kalmıştım. Yatakhanelerin önüne geldiğimde az kalsın onu eziyordum. Ama Alexis güçlü refleksleriyle ezilmekten kıl payı kurtulmuş ve arkamdan odama kadar gelmişti. İşte ben o çaylak -şu anda bir vampir ve başka bir Gece Evi'nde Vampir Felsefesi Profesör'ü- sayesinde eskrimde şu anda bulunduğum noktaya geldim. Yemekhanede yediğim o tokatın acısını her gün derslerden sonra daha fazla çalışarak telafi ettim. O çaylak ben onu pataklayamadan değişimini tamamlayıp gitti ama son zamanları benden gerçekten çekinir olmuştu.

Aklıma gelen eski anıları savuşturmak için kafamı iki yana salladım ve kendi kendime "Ah, Alexis senin sayende neleri hatırlıyorum.." dedim ve güldüm. Hızlı adımlarla basık geceye çıkarken nöbetçi erebusa selam verip Eskrim dersliğine doğru yürüdüm. Üzerimi değiştirmek için küçük odaya girdiğimde bomboştu. Şaşkınlıkla odadan çıkıp dersliğe gittim. Kapıyı iki kez tıklattım ve içeriye girdim. İçeride Séptember vardı. Başımla ona selam verdikten sonra arkada bir yerlere oturdum. Profesör Eduard'ı beklemeye başladım. Anlaşılan bugün egzersiz yoktu. Aradan geçen sessiz dakikaların ardından Profesör Eduard geldi. Zaten daha sonra da kapı hiç kapanmadı. Her giren çaylak şaşırıyordu. Kız çaylaklar ise gözlerini Eduard'dan alamıyorlar ve duygularını dizginleyemiyorlardı. Ah, Tanrıça'm bu profesörlere aşık olma durumunu hiç anlamıyordum. Onlara çekici gelen neydi? Profesör Eduard'ı inceledim. Tamam, yakışıklıydı, atletik bir vücudu ve etkileyici mesafeli bir duruşu vardı. Zaten böyle de olmalıydı. Öyle yapış yapış bir eskrim hocası mı? Ah, gerçekten düşünmesi bile mide bulandırıcı. Ben daha Profesör hakkındaki tahlillerimi bitirmemiştim ki Profesör konuşmaya başladı.


‘’Evet çaylaklarım. Eskrimde 3 Temel Terim vardır. Bunlardan birincisi Flöre’dir.Flörenin
ağırlığı en çok 500 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir. Esnek
çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini kesen ve
500 gr'dan büyük basınçlarla çalışan yaylı bir dürtüş düğmesi; el
tarafında ise, tas, kabza ve bağlantı prizi vardır. Yalnızca dürtüşler
tuş sayılır. İkincisiyse Epe’dir. Ağırlığı en çok 770
gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir. Esnek çelikten namlusunun
ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini tamamlayan ve 750 gr.dan
büyük basınçlarla çalışan, yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafından ise,
tas, kabza ve bağlantı prizi vardır. Yalnızca dürtüşler tuş sayılır.
Geçerli tuş yüzeyi bütün vücudu kapsar. Ve son olarak Kılıç’tır.
Ağırlığı
en çok 500 gramdır. Toplam uzunluğu en çok 105 cm.dir. Namlusu
çeliktendir. Namlunun ucunda Flöre'de ve Epe'de olduğu gibi yaylı bir
düğme yoktur. Hedefe vuruş ya da dürtüş şeklinde yapılan tuşlar
elektronik cihaz tarafında gösterilir.’’
dedi. Sesi fazlasıyla etkileyiciydi. Tabii ki o 'etkileyici' yorumum bu adama ölüyorum bitiyorum anlamında bir şey değil. Sadece gerçekten beni derse karşı ilgili tutabilmişti. Normalde çalışırken aldığım zevki onu dinlerken de almıştım. Eskrimde iyi sayılırdım. Flöreyi tutuşum, heraketlerim ve rakiplerimi tuş edişim... Profesör Eduard'ı beni övmesine neden olurdu. Her zaman "Eskrimde bir kıza göre iyisin fakat öğreneceğin çok şey var. Senin sınırın bu değil..." der beni zorlu sınavlara tabi tutardı. Profesör bize dönüp sorularımızın olup olmadığını sordu. Otomatik olarak elimi kaldırdım. Profesör bana söz verdi.

"Profesör şu anda flöredeyiz ve bundan sonra Epe var ama ben kılıca ne zaman geçeceğimizi merak ediyorum." dedim. Profesör bana alaycı bir şekilde gülümsedi.

"Daha çok var Tessa. İlk önce Flöre'yi bitirmeliyiz daha sonra Epe ve en son Kılıç. Flöre hakkında her şeyi bildiğini söyleyebilir misin?" dedi. başımı hayır anlamında salladım. Profesör çaylakların sorduğu birkaç soruya daha yanıt verdikten sonra ödevi tahtaya yazıp çıktı. Ben ise sinir olmuştum. Hem herkesin ortasında beni aşağılamıştı hem de bir çok kız çaylak üzüntü ve arzuyla iç çekiyordu Profesörün arkasından. Gerçekten bu kızların bir beyne ve düşünme yetisine sahip olup olmadığını sorgularken çantamı koluma astım ve yatakhaneye doğru yürümeye başladım.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arianna Lucy Warren
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Arianna Lucy Warren


Lakap : Lucy yada Arianna yok takma ad falan .d
Nerden : Kranlık bir yerden *
Mesaj Sayısı : 1428
Yaş : 30
Kayıt Tarihi : 19/10/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

İkinci Dönem İkinci Dersi. Empty
MesajKonu: Geri: İkinci Dönem İkinci Dersi.   İkinci Dönem İkinci Dersi. Icon_minitimeCuma 17 Ara. 2010, 19:39

Muhteşem bir uyanıştan sonra hemen duşa girdim.Muhteşem dememin sebebi Leo'nun beni odama gelip öpüp uyandırmasıydı.Ardından da beni banyoya kadar taşımıştı.O yüzden hemen duşa girmek zorunda kalmıştım.Ah Leo!Ben duşa girince Leo'nun beklemeyip odadan çıktığını kapının çarpmasıyla anlamıştım.Bu biraz beni üzmüştü.Onunla vakit geçirmek istiyordum.Ama bu şuan imkansızdı.Çünkü derse yetişmem gerekiyordu ve eminimki Leo'da bu yüzden gitmişti.Duşta fazla sallanmayıp hemen çıktım.Hemen kurulandım ve çırılçıplak dolabın yanına gittim.Önce iç çamaşırlarımı giydim.Ardından da kotumu giydim.Pek kemer takmazdım ama Amy'nin dolabından kahverengi bir kemer sarkıyordu.Gayette güzeldi.Hemen aldım ve belime geçirdim.Amy nasıl olsa kızmazdı.Ardından beyaz kısakollu bir badi giydim.Aynaya baktığımda gerçekten çok sade olduğumu gördüm.Dolabıma dönüp kotumla uyan bir boleroyuda takıverdim.Aynaya döndüğümde kıyafetim tamamlanmıştı.Hafif bir makyajdan sonra topuklu ayakkabılarımı giyip kitaplarımıda çantama atarak çıktım.İlk 2 dersim acayip yorucu geçmişti.3.ders eskrimdi.Yine Bay Taş'ın dersine gidiyordum.Pardon profesör Eduard'ın.Leo böyle düşündüğümü duysa eminim kıskançlık krizine girerdi.Kendi kendime o meşhur kıkırdamalarımdan yaptım.Bazen gerçekten ilginç olabiliyordum.Sınıfa girdiğimde Bay Taş yerinde oturuyordu.Ah tanrıçam!Profesör Eduard'a böyle dememeyi öğrenmem gerekecekti.Birgün Leo'nun yanında ağzımdan kaçırabilirdim.Sınıfa girdiğimde bayağı kişi gelmişti.Bir kaç çaylak daha geldikten sonra profesör ayağa kalktı ve kapıyı kapadı.Ardından standart çaylak-öğrenci selamlamasını yaptıktan sonra kürsüye geçti ve derse başladı.
''Evet çaylaklarım. Eskrimde 3 temel terim vardır. Bunlardan birincisi Flöre'dir.Flörenin ağırlığı en fazla 500 gr.dır.''
Vay be!Bunu daha önceden biliyor olmam gerekirdi ama napıyım profesör Eduard'dan önce eskrim dersiyle pek ilgilenmezdim.Derslerde en arka sıraya geçer ardından da ıpod'umdan müzik dinlerdim.Ben yine düşünme moduna geçmiştim ve yine profesörü kaçırmak üzereydim.Düşünce alemimden ayrılıp profesörü dinlemeye devam ettim.
''Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir Esnek çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini kesen ve 500 gr'dan büyük basınçlarla çalışan yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafında ise, tas , kabza ve bağlantı prizi vardır. Yanlızca dürtüşler tuş sayılır. İkinsiyse Epe'dir. Ağırlığı en çok 770 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 110 cm.dir.''
Şuan emin olduğum tek şey eskrimdeki aletlerin -yani ben böyle diyorum- çok hafif olduğuydu.
''Esnek çelikten namlusunun ucunda, tuş yapıldığında elektrik devresini tamamlayan ve 750 gr.dan büyük basınçlarla çalışan, yaylı bir dürtüş düğmesi; el tarafında ise, tas, kabza ve bağlantı prizi vardır.Yanlızca dürtüşler tuş sayılır.Geçerli tuş yüzeyi bütün vücudu kapsar.Ve son olarak Kılıç'tır.Ağırlığı en çok 500 gr.dır. Toplam uzunluğu en çok 105 cm.dir. Namlusu çeliktendir. Namlunun ucunda Flöre'de ve Epe'de olduğu gibi yaylı bir düğme yoktur. Hedefe vuruş ya da dürtüş şeklinde yapılan tuşlar elektronik cihaz tarafında gösterilir.''
Profesör sanırım anlatmasını bitirmişti çünkü sustu.O kadar dalmışımki telefonumun titremesiyle yerimde zıpladım.Mesaj Leo'dandı.Ders çıkışı beni yemekhanede bekleyeceğini yazmıştı.Mesajı okuduktan sonra hemen derse döndüm.Ben telefonla uğraşırken Tess ayağa kalkmış ve profesöre;
''Profesör şu anda flöredeyiz ve bundan sonra Epe var ama ben kılıca ne zaman geçeceğimizi merak ediyorum.''
Ah sabırsız Tess!!Bu kız ne zaman sabırlı olmayı öğrenecek açıkcası merak ediyorum.Profesör alaycı bir şekilde gülümseyip cevap verdikten sonra başka çaylakların sorularını cevaplamıştı.Alaycı halindeki çekiciliğide gözümden kesinlikle kaçmamıştı.Diğer çaylaklarinda soruları bittikten sonra ödevi tahtaya yazdı ve sınıfı terketti.Ayağa kalktımda birkaç çaylağın arkasında hayran hayran baktığını gördüm ve gülümsedim.Ah bu kızlar!Onları boşverip eşyalarımıda aldıktan sonra sevgilimin yanına doğru hareket ettim...

Spoiler:


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İkinci Dönem İkinci Dersi.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İkinci Dönem İlk Dersi.
» 2. dönemin ilk dersi
» 1. Dönemin Son dersi
» 2. Dönemin İlk dersi
» Dönemin İlk Dersi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: