Bir günde iyi/kötü -ki kötü diyelim biz- 4 takım yaptım. İyi bir şey bu. Kapasitem artıyor gibi gibi. De hayatım iyice photoshopa bağlı hale geldi resmen. Twitter'ı bile boşladım yahu.
Ehm neyse. Şu sıralar hayatımın monotonluğunu engelleyen şeyler var hayatımda. Evrenin oyunu vardır, tam biriyle sevgili olursun, eksiden taptığın kişi sana döner falan. Pucca'nın 'Evreni kandırmak' diye bir yazısı vardı. Başlığı tam öyle olmayabilir de... Neyse, sanırım evreni kandırdım. Hem de istemeden. Okuldan bir çocukla normal konuşmaya başladık. Tanışmıyoruz, Face'ten şanseseri oldu falan. Perşembe günü oldu bu. Neyse işte. Ve perşembe akşamı, 1 yıldır sevdiğim çocuk mesaj attı. Arkadaşça vs. tamam da. Önceden de arada atardı. Ama ya işi düştüğünden, ya da sıkıldığından falan. Artık çocuğa 'numaramı sil' diyecektim, öyle yani. -Ha bu arada çocuğun sevgilisi var. Sevgilisi olduğu için mutluyum. Gelip bana teklif etmesin, çıkmak istemiyorum çünkü, büyük hata olur- Neyse işte. Mesaj attı. Sonra dün akşam da mesaj attı. 'Toplu mesaj mı?' dediğimde 'Saçmalama. Televizyon izliyordum, odama geldim ve sana mesaj attım' falan dedi. Tabii ben nasıl diyeyim numaramı sil diye? Biraz başımdan savdım gibi, sonra yattım uyudum zaten.
Öz kısma gelirsek, evreni kandırdım işte. Kandırmadan da mutluydum, hatta kandırmasam daha hoş. Ama olsun. Zafer kazanmış hissediyorum.