Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Şekil Değiştirici olmak için

Aşağa gitmek 
+11
Roxanne D'arcy
Romina F. Petrov
Aurélien Rhodanthe
Yalens Kavaleriya
Gabriel Neithan
Lexlander
Patrick Sawyer
Mantalon Pysonor
Belinda Alice Wayle
William M. Wayle
Elizabeth Rose Wayland
15 posters
YazarMesaj
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePtsi 28 Şub. 2011, 16:04

Şekil değiştirici olarak bir meslek sahibi olmanın yanı sıra sadece Şekil değiştirici olarak ta yol oyununda yeralabilirsiniz. Bu seçim sizindir. Şekil değiştiriciler ve soyları hakkında bilgi edinmek için tıklayın.

Soylar:

    Kurtadamlar + 3 yıldız
  • Sürü lideri : William M. Lâvin
  • Alfa (ikinci adam konumundadır) Belinda Alice Lâvin
  • Sürü üyeleri:


    Leopar adamlar; + 3yıldız,
  • Sürü lideri : Mantalon Pysonor
  • Alfa (ikinci adam konumundadır)
  • Sürü üyeleri:


    Kaplan adamlar; + 3 yıldız
  • Sürü lideri : Gabriel Neithan
  • Alfa: Clayton Collins
  • Sürü üyeleri:

Kod:
Karakter Adı:
Karakter Yaşı:
Tercih edilen Soy:
Karakter özellikleri(Tercih edilen soyla uyumlu olmalı)
Meslek varsa belirtin:(Rütbenize yazılacak)
Örnek Rp veya Yıldız Seviyesi


En son Elizabeth Rose tarafından C.tesi 09 Nis. 2011, 23:32 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
William M. Wayle
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Lakap : Adımla hitap et!
Nerden : Ormandan.
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 08/01/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 03 Mart 2011, 20:54

Karakter Adı: William M. Lâvin
Karakter Yaşı: 26
Tercih edilen Soy: Kurtadam
Karakter özellikleri: Oldukça agresiftir. Genellikle saldırgan ve biraz kibirli davranır. Çocukken büyüdüğü aile yapısı yüzünden ablası dışında toplumundan kimseyi sevmez. Geçirdiği zorluklar zaten iri olan yapısını iyice irileştirmesine yardımcı olmuştur. Toplumunun en güçlü üyesidir. Dönüşmeyi çok fazla sevmez, bu yüzden yıllarca silah kullanma ve dövüş sanatları eğitimi almıştır. Bu sayede tüm silahları en iyi şekilde kullanabilir. Dönüşümü de diğerlerinden iri ve güçlüdür. Ayrıca tüylerinin rengi de kar kadar beyazdır.
Meslek varsa belirtin: Dolunay'ın Şovalyesi (Olur mu bilmem ama olursa çok güzel olur. Smile )
Örnek Rp veya Yıldız Seviyesi:

Bu şehrin sokaklarında ablamla birlikte yürürken gerçekten çok düşünceliydim. Geçirdiğim yıllar beni ırkımın en kadim üyesi yapmıştı ancak bu bana yetmiyordu. Neden bilmiyordum ama içimde halen güce karşı bir açlık vardı. Sanırım bunun sebebi babamın beni bir tür yenilmez yapmaya çalışmasıydı. Bunun için bana yaptıkları gözümün önünden gitmiyordu. Birden kendimi güneşli sokaklarda koşturan küçük bir çocuk olarak buldum. Arkadaşlarımla oyun oynuyordum. O sırada evden babam bana seslenmişti. ''William, gel buraya.'' Ablamın babamdan uzak durmamı söylemiş olmasına rağmen yanına doğru koşturdum. Sonuçta, babamdı, bana kötü bir şey yapmazdı, ya da ben öyle sanıyordum. Beni kucaklayıp içerdeki karanlık bir odaya götürdü ve bir sandalyeye oturtup kollarımı ve bacaklarımı açıp beni sandalyeye bağladı. Ben ise ne yapacağını merakla bekliyordum. O sırada babam odanın köşesindeki bir masaya gidip çekmeceyi açtı. Çekmecenin içinden bir bıçak çıkardı. Bıçağın sapı tahtadandı, üzerinde çeşitli işlemeler vardı. Keskin olan kısmı ise gümüşi bir renge sahipti. Sanırım gümüştendi. Ama, babam gümüş bir bıçağı ne yapacaktı ki? Yanıma doğru yüzünde üzgün olduğu belli olan bir ifadeyle yaklaştı. Oturduğum ufak sandalyenin yanına çömeldiğinde kısık bir sesle konuştu. ''Üzgünüm oğlum. İnan ki bu senin iyiliğin için.'' Ben ise halen bir şey anlamamış bir şekilde bir babamın yüzüne bir de elindeki bıçağa bakıyordum. Babam bıçağı açık olan sağ koluma yaklaştırıp bir çizik attığında acıyla bağırdım.

O sırada kendimi yeniden sokakta buldum. Ablam beni kollarımdan tutmuş sarsıyor ve bağırıyordu. ''William! William! Ne oldu, iyi misin?'' Başımı sallayıp ablamdan kurtuldum. Ufak bir sendelemeden sonra cevap vermeyi başardım. ''İyiyim. Sadece küçüklük anılarım belirdi aklımda da...'' Ablam üzgün bir şekilde yüzüme baktı. O da hatırlamıştı anlaşılan, babamın bana gümüş bir bıçakla işkence ettiğini... Sokaklarda yürürken buranın eski neşesinden hiçbir şey kaybetmediğini gördüm. Küçük çocuklar sokaklarda koşturuyor, anne ve babalar bir araya toplanmış bir yandan çocukları izliyor bir yandan da sohbet ediyorlardı. Bazı genç erkekler kızların dikkatini çekebilmek için koşu yarışı yapıyor, güreş tutuyor, birbirlerine laf atıyorlardı. Biraz ilerde ise birkaç çocuk top oynuyordu. Top... Küçükken en çok sevdiğim oyuncaktı. O yuvarlak cisme sadece vurarak yön vermek. Onu kaleye sokmak ve ''Gooooool!'' diye bağırarak bunu kutlamak. Golü yiyenlerin üzülmesi ve sinirlenmesi, golü atanların sevinmesi... Çocukken ufacık şeylerle bile eğlenmesini bilirdim. Ancak şimdi, hemen hiçbir şey beni değil eğlendirmeye, yüzümün gülümsemesine bile yetmiyordu. Asık ve ciddi bir suratla sokaklarda yürürken diğerleri bize bakıyor aralarında fısıldaşıyorlardı. Ben yüzümü onlara çevirdiğimde ise susuyorlardı. Bu sırada sağı solu incelerken birine çarptım. Çarptığım kişi yere düşmüştü. Kim olduğunu görmek için baktığımda gözlerim faltaşı gibi açıldı ve istemsiz bir şekilde geriye bir adım attım. Yanımda duran ablam buna şaşırmıştan çok sinirlenmiş gibiydi. Önümde duran adam, yıllardır görmediğim babamdı!

Şaşkınlığımı üzerimden atıp babamı boynundan tutup havaya kaldırdım. Ablam kolumu tutuyor, onu bırakmam için bağırıyordu. Ben ise bütün bağırışlara rağmen onun boğazını daha da fazla sıkıyordum. Kırarcasına sıkıyordum, öldürürcesine. Boğazını sıkarken gözlerimden yaşlar akıyordu. Bir süre sonra ben neredeyse babamın boğazını kırarken koluma asılıp bıraktırmayı ve beni zor da olsa sabit tutmayı başardılar. Babam bir yandan öksürüyor bir yandan da nefes almaya çalışıyordu. Ben ise beni tutanlardan kurtulup bu adamın üstüne atılmak, onu ellerimle öldürmek ister bir biçimde hırlıyordum. Babam ne olduğunu anlayamamıştı. Ona saldırana bakmak ister gibi başını kaldırıp doğrudan gözlerime baktı. Baktığında çok şaşırmış gibiydi. Ancak daha sonra gözlerinde bir ışık gördüm. Sanki, beni gördüğünde sevinmiş gibiydi. Kalabalığın engelleme çalışmalarına rağmen bana sarılması ise beni epey şaşırtmıştı. Bu adam ki bana daha beş yaşımdayken işkençe yapmıştı. Ablam beni babamın elinden zor kurtarmıştı. Daha sonra da evden kaçmıştık zaten. Bütün bu şeylere rağmen babam bana niye sarılıyor ve bir yandan da ağlıyordu? Ablam bu görüntü karşısında epey şaşırmış gibiydi. Ağzını açmış bize bakıyordu. Etrafımdakiler beni bırakınca kendimi tutamayıp babama sarıldım. Her ne kadar ondan nefret etsem de halen içimde kalbimin ufak bir kısmı onu seviyordu. Babam bir yandan boğazını tutarken kısık çıkan sesiyle beni ve ablamı eski evimize çağırdı. ''William, Alice. Sizinle konuşmam gereken şeyler var. Ama burada konuşulmaz. Her ne kadar sevmesenizde eve gitmeliyiz.'' Babamın yanına yürürken kollarımı çevirdim. Her ne kadar içimde ona karşı bir sevgi olsa da halen ona güvenmiyordum.

Bu basık evin içinde babamın gelip bizimle konuşmasını bekliyorduk. Aslında ev basık değildi, oldukça geniş ve ferahtı ama bana basık geliyordu. Babam bir lavaboya kadar gitmişti, ya da bize öyle söylemişti. Geldiğinde benim tam karşıma oturdu ve başını eğdi. Kaldırdığında gözünde iki damla yaş gördüm. Tam konuşacaktım ki elini kaldırıp beni susturdu. ''Ne diyeceğini biliyorum Willy. Yıllar önce henüz sen çocukken niye sana işkence yaptım?'' Willy... Bunu bana bir hediye aldığında veya çok mutlu olduğu zamanlar derdi. Şimdi, bana bir hediye alamayacağına göre çok mu mutluydu? Bu sırada konuşmaya devam etti. ''O bir tür işkence değildi. O bıçak da sıradan bir bıçak değildi. Her ne kadar o anın dehşetiyle bağırıyor olsan da o bıçağın üstündeki işlemeleri görmemiş olman imkansızdır. O bıçak bir aile yadigarıdır. Ailemizdeki her baba doğacak olan erkek çocuklarını 5 yaşındayken bu bıçakla sınar. Eğer çocuk bu bıçağın açtığı yaralara rağmen hayatta kalabilirsen bu aile sihrinin etkisiyle gümüşe karşı daha dayanıklı olacaktın. Ancak ablan bunu yapmama dayanamadı ve bana engel oldu. Oysa zaten bu ayinden sonra gücün katlanmış bir şekilde geri gelecekti. Fakat şu an görüyorum ki sen bu ayinin etkisinde kalmadan da gayet kuvvetli biri haline gelmişsin. Şimdi, artık bu senindir.'' deyip işlemeli bıçağı kemerinden çıkartıp bana uzattı. Bıçağı kınından çıkartıp inceledim. Gerçekten çok güzel bir bıçaktı. Gerçi buna bıçak denemezdi. Bir tür hançer gibiydi. Kınına geri koyup masaya bıraktım. Başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım. Fazla ön yargılı davranmıştım ama ben de haklıydım. O yaşta babamın böyle bir amacı olabileceğini nerden bilebilirdim ki? Bu yaşa gelmeme rağmen aklıma hiç öyle bir şey gelmemişti ki gelmesi de imkansızdı. 5 yaşındaki bir çocuğa, hem de gümüşten fazla etkilenen bir ırktan çocuğa, gümüş bir hançerle bu tür bir şey yapmak... Kim olsa benim gibi düşünürdü. Kafamı yavaşça kaldırdım. ''Ne yapabilirdim ha? O zamanlar 5 yaşındaydım. Bunu yaparken böyle bir amacın olduğunu anlayabilecek akla sahip değildim. O yaşta biri olarak böyle bir şeyi düşünemezdim. Sen de haklısın ama ben de haklıyım. Tamam, bu olayı hiç olmamış sayalım. Peki, ben yeni bir sayfa açmaya hazırım ama acaba ablam yeni bir sayfa açmayı kabul edebilecek mi?'' Babam ve ben o zamana kadar hiç bakmadığımız ablama döndük. Ablam ondan hiç beklemediğim şekilde hüngür hüngür ağlıyordu. Babam ayağa kalktı ve ablama doğru yavaşça yürüdü. Ablam aniden fırladı ve arkasından hep lanet okuduğu babamın boynuna sarıldı. Yıllarca sarılmamış olmamış olmanın verdiği acıyla sarılıyordu. Ben onlar baba kız özlem giderirken pencerenin yanına doğru yürüdüm. Ailemiz yeniden toparlanıyordu. Ancak, acaba eskisi gibi olabilecek miydik?


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 03 Mart 2011, 21:35

Başvurunuz onaylandı. Rütbeniz sürü lideri olabilir isterseniz.
Yıldız seviyeniz ***
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
William M. Wayle
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Lakap : Adımla hitap et!
Nerden : Ormandan.
Mesaj Sayısı : 81
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 08/01/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 03 Mart 2011, 21:40

Hayır, gerek yok. Yine de teşekkür ederim. (Şey, fikrimi değiştirdim. Liderlik kurguma daha uygun oluyor.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Belinda Alice Wayle
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Belinda Alice Wayle


Lakap : Dark Angel
Mesaj Sayısı : 774
Yaş : 34
Kayıt Tarihi : 30/09/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 10 Mart 2011, 15:31

Belinda Alice Lâvin
32
Alfa
Kurt
Kardeşinin aksine daha sakin bir yapıya sahiptir. Gerektiğinde bu sakinliği yerini öfkeye bırakır. Belinda her zaman vampirlerden nefret etmiştir. Fazla sakin bir yapıya sahip olduğu için bu özelliği her zaman kardeşi tarafından tepki görmüştür.

Spoiler:
Busitede yazdığım eski bir rpden alıntı.Umarım sorun olmaz Smile


En son Belinda Alice Lâvin tarafından Perş. 10 Mart 2011, 15:51 tarihinde değiştirildi, toplamda 5 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://salviohexia.yetkinforum.net/forum
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 10 Mart 2011, 15:41

Karakter özelliklerini tamamlarmısın Ezgi bu seçimlerimizde önemli bir rol oynuyor da
edit: loepar, kaplan yada kurt olarak belirtmelisinde
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Mantalon Pysonor
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mantalon Pysonor


Mesaj Sayısı : 14
Kayıt Tarihi : 08/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 10 Mart 2011, 15:53

Karakter Adı: Mantalon Pysonor

Karakter Yaşı: 25

Tercih edilen Soy: Leopar

Karakter özellikleri: Mantadark ve Mantalight adında iki tane hayali ikizim vardır. Mantadark genelde beni sinir eder, Mantalight da yardım eder. Bilgi bankam zengindir. Amaçsız bir hayat benim için yaşanmaya değmez. Fazla heyecanlanmam. Genelde sakinimdir. Fiziğim sayesinde çeviğimdir. Dostluklarım az ve kalıcıdır. Asla yarı yolda bırakmam dostlarımı. Sevdiklerime bir şey olursa ya da çok sinirlenirsem vahşi tarafım ortaya çıkar ve bedenimin kontrolü hayali ikizim Mantadark'a geçer.

Meslek varsa belirtin: Leopar Soyu Lideri

Örnek Rp veya Yıldız Seviyesi:

Sokakta bir çok insan. Hepsi bir amaç için yürüyor. Kimisinin elinde telefonu, diğer elinde çantasıyla işe gidiyor; kimisi çocuk arabasıyla kendinden bir parçayı gezdiriyor; kimisi de rahat elbisesini giymiş üstüne geziyor. Ben bu saydıklarım arasına girmiyorum. Benim bir amacım yok. Tıpkı bozuk, hurdalığa atılmış bir araba gibi. Neden yaşıyordum ki ben? Yaşamak sadece kendi ayaklarının üzerinde durup, birileriyle hoş vakit geçirmek miydi? Amaçsız ruhum oradan oraya savruluyor, ne olduğunu anlamadan. Rüzgar yüzümü tokatlıyor, "Hadi kendine gel." diyerek. Ellerim cebimde duruyor, beni tokatlayan rüzgara inat. Suya bastığımda ayağımdan çıkan ses, rüzgarın fısıldadığı çağrıyı bastırıyor. Kalbim her zamanki ritminde atıyor. Boynum dik, alnım açık yürüyorum, etrafımda dönen dünyaya rağmen.

Birbiriyle 'T' şeklinde kesişen üç yolun tam ortasındaydım. Önümde üç büyük binasıyla Hi-Tech Üniversitesi duruyordu. Son derece mükemmel eğitimin verildiği bu binalara bakarak. "Bu üniversitede mi okuyorum ben? Hepsi boşuna." diye düşündüm. Birden korna sesleri yükseldi sokaktan. Arkama baktım. Son model bir Mercedes bana doğru hızla geliyordu. Aklıma ilk önce kaçmak geldi. Sonra durdum. Ölmek nasıl bir şeydi acaba? Bu sorunun cevabını elbet bir gün öğrenecektim. Ama asıl soru, o gün bugünmüydü? Arabanın içine baktığımda birbirine benzeyen iki yaratık vardı. Öldürmek için bula bula beni bulmuşlardı. Oysa ne bir amacım vardı hayatta, ne de bir beklentim vardı hayattan. Ellerimi ceplerimden çıkarmadım. Araba bana gelirken sakince izlediği yolu gözlemledim: Öldürme hırsıyla dolu bir arabanın dikkatini bana vermesi önündeki kaktüse benzer su musluğuna çarpmasına neden olmuş, havaya doğru püsküren suyla birlikte havada taklalar atmasına sebep olmuştu. Demek ki ölmek için henüz erkendi. Sokaktaki bağrışlar hiç susmuyordu. Korna sesleri daha da yükselmişti. Bu kadar gürültü başımın ağrımasına neden olmuştu.

Başka bir sokağa saptım ve arabanın içindekilere tekrar kafamda bir göz gezdirdim. Görünüşleri ve son derece canlı yüz ifadeleri bağırıyordu, "Ben Yunan Mit'inden fırladım." diye. Normal bir insan olsa sokakta altına edebilirdi, veya kendini kurtarmak için kaçardı. Doğal olan da budur. Ama benim doğam bu dünyadan bağımsız, "Ben buraya ait değilim." düşüncesini uyandırıyordu aklımda. Şimdi önümde şehrin bittiği, yeşilliklerin başladığı bir görüntü vardı. Bir ses beni şehrin dışına çağırıyordu. Nereden geldiğini bilmesem de bu sesi izlemek hayattaki tek amacım olmuştu.

Uzun bir süre yürüdüm yeşilliklerin arasında. Aradığım cevapları bulmaya çalıştım. Elimi toprağa dokundurduğunda doğa benle konuştu, annemin küçükken bana seslenmesi gibi. "Burdayım Mantalon." diyordu. Bu söz aklımda binlerce kez tekrarlanıyor, ellerimi ceplerimden çıkararak başıma götürmeme neden oluyordu. Başım daha önce hiç olmadığı kadar çok ağrımaya başlamıştı. Biraz daha yürüyebilmiştim başımdaki ağrıyla. Sonrasında ellerimden birini başımdan çekip yanımdaki ağaca koymuştum. "Aaaa!" diye bir çığlık çıkıverdi ağzımdan. Ağaca büsbütün yaslanmış ve yere çökmüştüm. Başım patlayacak gibiydi. Daha fazla dayanamıyordum. Başımdaki ağrı yetmiyormuş gibi, şimdi de atların toynak sesleri geliyordu kulağıma. Doğru düzgün düşünemiyordum. Anlayabildiğim, arkamı yasladığım ağacın sıradan bir ağaç olmayışı ve beni buraya çeken sesin ondan geldiğiydi. Ayrıca bu toynak seslerinin burada ne işi vardı? Tam hayattan bağımsız olduğumu düşünürken, bu gizemli ses beni hayata tekrar bağlamıştı. Birden etraf karardı ve derin bir uykuya daldım.


En son Mantalon Pysonor tarafından Perş. 10 Mart 2011, 16:14 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 10 Mart 2011, 16:04

Keşke rp biraz daha uzun olsaydı açıkçası zevk alarak okudum. Rütbeniz veriliyor. İyi rpler dilerim. Yıldız Seviyeniz : ***
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 10 Mart 2011, 16:07

Alıntı :
Belinda Alice Lâvin
Rütbeni veriyorum rpnin biraz daha uzun olması tercihimdi. Bu rpne ** yıldız veriyorum ancak sitede yaptığın diğer rpleride bildiğim için yıldız seviyen ***. İyi rpler dilerim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Patrick Sawyer
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Patrick Sawyer


Lakap : Carl
Mesaj Sayısı : 19
Kayıt Tarihi : 14/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimeSalı 15 Mart 2011, 11:35

Karakter Adı: Austyn Barrington
Karakter Yaşı: 26
Tercih edilen Soy: Kurt Adam Alfa
Karakter özellikleri(Te rcih edilen soyla uyumlu olmalı) Biraz hırslı, ama karşısındakini ölümüne koruyan sevdiğine birşey olursa hiç affetmez
Meslek varsa belirtin:(Rütbenize yazılacak)
Örnek Rp veya Yıldız Seviyesi ***
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Patrick Sawyer
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Patrick Sawyer


Lakap : Carl
Mesaj Sayısı : 19
Kayıt Tarihi : 14/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimeSalı 15 Mart 2011, 11:43

Eğer Alfa doluysa Sürüye alır mısınız?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lexlander
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lexlander


Lakap : Lex.
Mesaj Sayısı : 308
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 05/01/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimeSalı 15 Mart 2011, 13:38

Alfa dolu sürüye ekleniyorsunuz. Rütbeniz veriliyor.


ayrıca flood yapmak yerine mesajınızı editleyebilirsiniz.^^
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Gabriel Neithan
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 8
Kayıt Tarihi : 09/04/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimeC.tesi 09 Nis. 2011, 23:08

Karakter Adı: Gabriel Neithan
Karakter Yaşı: 18
Tercih edilen Soy: Kaplan Adam
Karakter özellikleri: Saldırgandır. Yeri geldiğinde sakin bir şekilde olanları takip etse de karşısındakinin en ufak bir yanlışına göz yummaz. İstediğini elde etmeden savaşmaktan vazgeçmez. Sevdiklerine değer verir. Sevdikleri için kendini feda edebilir.
Meslek varsa belirtin: Sürü lideri olabilirsem hoş olur.
Örnek Rp veya Yıldız Seviyesi:

Günaydın gün, günaydın gece. Ne zaman gün bitti de akşam oldu farkına varamamıştım. Bütün gün boyunca spor salonuna kapalı kalmış, dünyadan bir haber, o lanet çembere topları atmaya çalışmıştım. Kulaklarıma vuran rock müzik, kalbimin ritmini arttırıyordu. Vücudumun her yerine eşit olarak dağılan kan, kaslarımı geriyor, beni daha da kuvvetli olmaya zorluyordu. Birkaç saat sonra oturduğum yerden kalkacak halim bile kalmayacaktı muhtemelen ama anı yaşamak lazımdı, değil mi? MP3’te sıradaki şarkıya geçerken salonun dev duvar saatine baktım. Tam dört saattir basket toplarıyla ilgileniyordum. Telefona mesajlar yağmış olmalı, diye düşünerek top sepetine bıraktım elimdeki topu. Losing My Religion mırıldanarak soyunma odasına attım kendimi. Ellerim kauçuk kokuyordu yine. Bu kokudan hoşlanmasam da iyi anlaşmayı öğrenmiştim. Yıllardır düzeyli bir ilişkimiz vardı çünkü. Terimin üzerimde kurumaması için hemen duşa koştum. Neyseki çocuklardan kimse buraya uğramayacaktı, zaten saatlerdir salona kimse gelmemişti bile, yani duşlar boştu. Sıcak su vanasını açtıktan sonra su tesisatındaki soğumuş suyun bitmesini bekledim. Soğuk su tamamen boşaldıktan sonra su ılıklaştı ve bir süre sonra da bütün soyunma odasına yayılan buharın kaynağı kaynar su akmaya başladı. Su tenimle buluştuğu an verdiği rahatlık ne kadar yorulduğumu anlatıyordu bana, vücudumdaki sinirler aracılığıyla. Birkaç dakika daha kabinde durursam uyuyakalabilirdim. Sıcak suyun altında uykuya dalmak üzereyken bir anda buz gibi bir suyla kendime geldim. Bir yandan uyumaktan kurtulduğum için sevinirken bir yandan sıcak suyun bitmesine lanet ediyordum. Kafamı duş almak için girdiğim kabinden dışarı uzattım, başka duş alan birinin olup olmadığını görmek için. Sıcak su durduk yere bitmezdi, en azından bir başka duş alan daha varsa sıcak su iki bölmeye bölünmüş olurdu. Soyunma odasında kimseler yoktu. Belki de kızların soyunma odasında birisi vardır, diye düşünüp kabinden çıktım. Sırt çantamdan temiz bir tişört ve pantolon çıkartıp terli antrenman formalarımı çamaşır sepetine attım.

Soyunma odasından çıkmak üzereyken koridordan duyulan birkaç bağrışla olduğum yerde çakılı kaldım. Aslında ufak bir tartışma olduğu için karışmak gibi bir niyetim yoktu. Bu yüzden soyunma odasının köşesine doğru çekildim, kavgaya karışmak istemiyordum, kulak misafiri olmak da. Bağrışmalar biraz daha yakınlaşınca kulağımdaki kulak bile konuşmaları duymama engel olmuyordu. Juliet’in adını duyduğum anda oturduğum banktan fırlayıp kapının dibinde belirdim, sanki dedikodular uçmamı sağlayacak özel bir güç sağlamıştı bana. Bağrışan ikiliden birinin sesi çok tanıdıktı, sadece bağırırken biraz daha ince çıkıyordu sesi. Celeste’ti bu, diğeri de sevgilisi Burt’tü. Ama neden Juliet hakkında konuşuyorlardı ki, diye düşündüm yumruklarımı sıkarken. Yine aynı dedikodulara maruz kalmasını istemiyordum sevgilimin. “Ne işin vardı o kızla?” Celeste, sanki sesini bütün ülke duysun diye yırtıyordu kendini. Kız, benim çocukluktan beri arkadaşımdı ama son zamanlarda ortaya çıkan lanet olaylar yüzünden aramız oldukça açılmıştı. Burt, sanki kendisi haklıymış gibi bir şeyler homurdandı, zaten ne dediğini çoğu zaman anlamazdınız. Celeste’in her Juliet demesinde sinirlerim tepeme ulaşıyordu. Kız, son kez bağırdıktan sonra koridorda uzaklaşan ayak seslerini duydum. Ardından Burt soyunma odasına daldı. Ani bir refleksle geriye doğru sıçradım. İçeri girmeden önce birkaç adım geriledim, onları dinlediğimi anlamaması için. Duştan çıkıyormuş gibi görünmeye çalışıyordum. “Özür dilerim, dostum,” diye geveledi ağzında. Aslında Juliet ve kendisi arasında yaşanan şeyleri yüzünden özür dilediğini biliyordum ama ne dediğini anlamamış gibi görünmeye çalışıyordum. Bir yandan da sakin olmaya çalışıyordum, şu anda tartışmak istediğim son kişi bu insan azmanı Burt’tü. “Önemli değil ama neden bahsettiğini bilmiyorum. Neyse, dediğim gibi, önemli değil. Görüşürüz.” Çocukla –çocuk demek ne kadar doğru olursa artık– daha fazla konuşmamak için soyunma odasından dışarı attım kendimi.

Spor salonundan çıktıktan sonra soğuk rüzgarın suratıma çarpmasıyla birden fazla düşünce beynime akın etti. Cebimden telefonumu çıkartıp Juliet’e kısa mesaj çektim. Ne yazdığımın pek farkında değildim. Benimle buluşması gerektiği, artık bazı şeylere göz yumamayacağımı, vb. bir sürü şey. ‘Yarım saat içinde Central Park’ta ol,’ diye yazdığımı umuyordum. Hızlı adımlarla, burnumdan derin soluklar alarak caddenin kenarında koşuşturuyordum. Juliet’ten cevap olarak sadece ‘Ne oldu?!’ gibi saçma bir soru gelmişti. Cevap verme zahmetine girmemem gerekirdi aslında ama ‘Sadece gel!’ yazıp gönder butonuna bastım. Büyük ihtimalle çoktan evden çıkmıştı ve hemen bir taksiye atlamıştır. Son birkaç metreyi koşarak geçtim. Park’ın içlerine girmemeye özen göstererek dolaşmaya başladım. İçerimde biriken sinirleri biraz olsun boşaltır diye derin derin nefesler alıp veriyordum. Daha bir saat önce parmaklarımı oynatacak halim olmamasına karşın şimdi Park’ın her yerini hızla dolaşıyordum. Neyseki fazla beklememe, dolaşmama izin vermedi Juliet, en azından bu dakikliğini seviyordum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimeC.tesi 09 Nis. 2011, 23:27

Rütbeniz veriliyor Yıldız seviyeniz : ****
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Yalens Kavaleriya
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Yalens Kavaleriya


Nerden : Moskova
Mesaj Sayısı : 13
Yaş : 29
Kayıt Tarihi : 24/04/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePaz 24 Nis. 2011, 18:48

Karakter adı: Yalens Kavaleriya

Karakter Yaşı: 700

Irk: Kurtadam

Karakter Özellikleri: Özgürlüğüne fazlasıyla düşkün. İstemediği halde akıl veren insanlardan bile nefret ediyor. Kesinlikle korkusuz! Belki aptal denilecek kadar korkusuz. Zorluklara inanmıyor, ne pahasına olursa olsun direniyor. Mimiklerini gizleme konusunda bir uzman. Merakıyla ilgisizliğini, korkusuyla sevincini ayırmak neredeyse imkansız. Yeni tanıştığı insanlara sert görünmeyi önlem olarak görüyor. Bu şekilde güvende ve güçlü hissediyor. Yalandan nefret ediyor ancak; çıkarını düşünen insanlara saygı duyuyor, insanların işine karışmaktan hoşlanmıyor.

Rp VA kurgusu ile yazılmıştır.

Annemi hiç tanımadım. Söylenene göre kirli bir kan fahişesiymiş. Erkekleri baştan çıkarmak, onları kandırıp hayatlarını mahvetmek yaşamı boyunca vazgeçemeyeceği bir tutkuymuş onun için. Derin, deniz mavisi gözleri; upuzun, alnına tutam tutam düşen alev saçlarıyla tutkusunu sürdürmesi zor olmamış. Bir kan fahişesi… Başka ne

bekleyebilirsiniz ki?

Onu, çocukken kaybettiğim bir fotoğraftan hatırlıyorum sadece. Ne garip… Çocukluk hatıralarımın arasında unutmadığım tek tük hatıralarımdan o resim. Diğerleri de utanç verici, sinir bozucu, öfkeden deliye döndürecek cinsten şeyler işte. Ancak annemin fotoğrafını hangi kategoriye koyacağımı bilemiyorum hala. Yine de o fahişenin dolunaylı bir gecede, köprü başında, gece ışığının süslediği saçlarını rüzgarda savururken çektirdiği, güneşte durmak sararmış bir kare; hayal meyal hatırladığımda beni gülümseten anılardan.

Annemle babamın tanışması tesadüf eseri değilmiş açıkçası. Tabii, dillere destan bir aşk hikayesi de olmamış. Kraliyetin saygıdeğer ailelerinden; güçlü, politika için yaratılmış, kadın düşkünü babam; annemle sadece tek bir gece için ilgilenmiş. Ancak o gecenin zevki kadar mutluluk getirmemişim onlara. Annem ne hamile olduğunu söylemiş babama ne de benim için konuşma gereği duymuş. Beni yalnızca, onu babamın zenginliğine ortak edecek bir fırmat olarak taşımış karnında.

Beni nerede, nasıl doğurduğunu bilmiyorum. Babamın söylediklerine göre, annem elinde minicik, iki günlük, zaten buruşuk olan yüzünün iyice şiştiği bir bebekle dayanmış babamın kapısına. Babam olanlara inanamasa da tahta çıkmak ve uzun yıllar hüküm sürmek için bir oğlun işleri kolaylaştıracağını düşünmüş. Ama işler istediği gibi yolunda gitmemiş. Aile üyeleri annemi, beni, hatta bir kan fahişesini susturamayıp evini açan babamı adeta aileden ayrı tutmaya başlamışlar. Babam durumu herkese karşı inkar etse de bir türlü ailesini ve kendisini aklayamamış. Annemse umursamazca kraliyetin sefasını sürmeye devam etmiş. Babamın gün geçtikçe katlanamadığı bu durum karşısında annem hep kulağının üstüne yatmış. Babam için annemden ve benden kurtulmaktan başka bir çare kalmamış. Annemin ölüm emrini verirken kararlı ve eskiye dönmek için umutluymuş. Nihayet sıra bana gelmiş. Ancak benim için ileri gidememiş. Öldürülen (halka aktarıldığı kadarıyla suikasta kurban giden) bir kan fahişesinin çabucak unutulacak hatıralarıyla anılmak bir prens için az da olsa kabul edilebilir bir şey sayılabilir. Oysa fahişenin zehirlenmesinin ardından ölen bebek asla, sadece ‘tesadüf’ olarak geçiştirilemez. Babam eli mahkum beni büyütmeye karar vermiş.

18. doğum günü

Bir çocuğu büyütmekle ona babalık etmek arasında fark vardır. Her gün kafama kakılan annemle yaşasam da o gün on sekiz yaşımda olacaktım. Babamın neredeyse gardiyanlık tuttuğu, k*ç korkusundan başımda bekleyen tecrübeli gardiyanlarla, psikolojik baskının yaptırıcılığına inanan özel öğretmenlerle de o gün on sekiz yaşındaydım. Her iki şekilde de büyürdüm. Babamın yanında tuttuğunu bırakmayan, güçlü, zeki biri olarak yetişiyordum. Ancak bu babamın ayyaşlığını, ilgisizliğini, zevk düşkünü ve şiddet yanlısı biri olduğunu görmezde gelmemi sağlamıyordu. Bu hale gelmesindeki etken tahtta umudunu hepten kesmesi ya da siyaset meydanlarında onu görmek istemeyenler değildi. Babam gün geçtikçe daha adi biri haline geliyordu. Benim umrumda olan tek konuysa şiddet yanlısı olmasıydı. Beni dövmediği gün yoktu desem yeridir. Bazen bütün hıncını benden çıkarır, beni bir sandalyeye bağlayıp saatlerce karanlıkta bırakırdı; pahalı purolarını sırtımda söndürür bedenimi kırbaçlardı. Bu şekilde moroliğinin üstünlüğünü sağladığını düşünürdü. Tatminkarlık onun için buydu; moroilerin dhampirlerden üstünlüğü.

Ancak ben büyüyordum, güçlerimin farkına varmaya başlıyordum. Babamın adiliğine göz yummaktansa direnmeliydim. Beni öldüresiye dövdüğü bir gecede bunun hesabını vereceğine dair yemin ettim. Bunları, annemin ölümünü kesinlikle ödeyecekti. O gece sabaha kadar bekledim. Evde sesler tamamen kesilince, gardiyanlar ve hizmetçiler bir kenara çekince babamın odasına gittim. O merdivenleri nasıl çıktığımı asla unutamam. Oradaki çocuk ben değildim sanki, bana bir yabancı kadar uzaktı. Dayaktan şişmiş, yorgun ellerimle yastığımı aldım. Evde çıt çıkmıyordu. Bunu bozmamalıydım. Yavaşça merdivenin korkuluğuna tutundum. Heyecan ve korku içindeydim. Morarıp şişmekten kısılan sol gözüm bir gibi seyiriyordu. Göğüs kafesimin iç olmadığı kadar sık inip şişiyordu. Yavaş yavaş ilerlemeye devam ettim. Adım attığım her basamakta bacaklarım iki tahta çubuk gibi kırılacaktı adeta. Yutkunmak bile boğazımı acıtıyordu. Merdivenleri geride bıraktığımda içimdeki korku ve heyecan bir çığ gibi büyümeyi sürdürüyordu. Alnım, avuç içlerim, yüzüm, saç diplerim kan ter içindeydi. Nefes nefese kalmaktan kuruyan dudaklarımı ıslatan dilim canımı yakıyordu.

Gözlerimle babamın odasını aradım. Kapı aralıktı. Kapıya dokunmadan aralıktan geçtim. Artık odanın içindeydim. Güneş, siyah perdelerin incecik aralığından gözlerimi kamaştırıyordu. Gözlerimi kısarken babama doğru yürüdüm. Gözlerinde uyku gözlüğü vardı. Yüz üstü uzanmıştı ancak yüzü sola çevriliydi. Yastığı iki elimle tutup havaya kaldırdım. Buraya kadar gelmiştim. İntikamımı almak için buraya kadar gelmiştim. Şimdi çuvallayamazdım. Derince bir nefes aldım. Hazır olduğumu hissettiğimde hızlıca yatağa çıkıp babamın yüzüne yastığı bastırdım. Hemen uyandı, korkudan anlamsızca bağırmaya çalışıyordu. Sesi ancak bir uğultu halindeydi. Beni üstünden atmak için sırt üstü dönmeye çalışıyordu. Yapamazdı. Bilekleri dizlerim altındaydı. Bu durumdan kurtuluşu yoktu. Nihayet çırpınmayı kesince bir süre daha öylece bekledim. Göğüs kafesi inip şişmiyor, bağırmaya çalışmıyordu. Yataktan inip o manzarayı izledim dakikalarca. Dona kalmış falan değildim, ama oradan da ayrılamıyordum bir türlü. Başımda hiç duymadığım kadar şiddetli bir ağrı, kulağımda sağır edici bir uğultu vardı. Ancak daha fazla böyle bekleyemezdim. Planıma devam etmeliydim.

Odama gidip Vicktoria’ya telefon ettim. Telefonu açması için yalnızca bir kez çaldırmam yetti. Akşam yemeğinin hazır olduğunu söylediğimde hiçbir şey söylemeden kapattı telefonu. Ahizeyi elimden bırakırken kendime hayret ediyorum. Babamı boğarak öldürmüş, leşini de bir strigoiye hediye etmiştim. Hepsi normaldi ama bunları benim gibi bir fahişenin oğlunun yapması beni şaşırtıyordu. Kendimden emin gülümsedim. Ancak aklıma takılan, gerçekten üzüldüğüm hatta öfkelendiğim bir şey vardı; gözüm neden seyiriyordu? Derken burnuma yanık kokusu gelmeye başladı. Yakalanma korkusuyla babamın odasına koştum. Vicki gelmişti nihayet. Babamın cesedini pencereden atmaya çalışıyordu. Bodruma gitmemi söylediğinde dediğini yaptım. İçim heyecan ve korkudan patlamak üzereydi. Ancak aptal aptal gülümsememe engel olamıyordum. Bodrumda, babamın beni sık sık kapattığı hücreye girdim. Yanık kokusu giderek artıyordu. Orada yanmayacağımdan emindim ama endişelenmek içten değildi.
Nihayet gardiyanların seslerini duyunca rahatladım. Birkaçının yukarı çıktığı ayak seslerinden belli oluyordu. Birkaçı da yanıma geliyordu. Kurtulmuştum. Hem de her şeyden. Babamın dhampirliğim yüzünden beni itip kakmasından, işkencelerinden… En can alıcı nokta ise planın tıkır tıkır işlemesiydi. Babamdan kurtulmuştum. Vicki sayesinde ceset de kayıptı. Üstelik parmak izlerim bile bulunamayacaktı. Çünkü ev cayır cayır yanmaya başlamıştı bile. Ve böylece sadece basit bir yetim olarak görülecektim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aurélien Rhodanthe
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Aurélien Rhodanthe


Lakap : bells
Mesaj Sayısı : 1158
Yaş : 31
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePaz 24 Nis. 2011, 18:54

Rütbeniz veriliyor. Yıldız seviyeniz : ****
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Romina F. Petrov
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Romina F. Petrov


Mesaj Sayısı : 7
Kayıt Tarihi : 25/04/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePtsi 25 Nis. 2011, 22:03

x Freja Hendriksen
x 23-24-25 arası.
x Leopar Kadın olacağız, Alfası Leoparadamların. Şekil Değiştirici işte.
x Maskülen bir yapısı vardır. Fazla konuşmayı sevmez, gerektiğinde laf eder. Güvenilirdir, ukaladır, kötülüğe yatkındır, yalancıdır biraz; ama hayatı pek takmaz. Sigara bağımlısı da aynı zamanda.
x Spoiler'da başvuru formunu doldurdum.
x ******

Meslek İçin:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Roxanne D'arcy
Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi



Lakap : Rox, Ann.
Nerden : Fransa.
Mesaj Sayısı : 216
Yaş : 31
Kayıt Tarihi : 12/10/10

Karakter Detayı
Statü: Yönetici
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePtsi 25 Nis. 2011, 22:33

Rütbeniz verilmiştir. İyi RP'ler..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zieg von Freuddrich
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 5
Kayıt Tarihi : 12/05/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 12 Mayıs 2011, 12:33

Karakter Adı: Hiram Merih.
Karakter Yaşı: Bilinmiyor.
Tercih edilen Soy: Baykuş.
Karakter özellikleri: Belirsiz, gizemli ve zeki.
Meslek varsa belirtin: Koleksiyoncu. Ayrıca kendi soyuyla birlikte diğer soyların toplandığı kurulun lideri. Kısaca şekil değiştiren lideri.
Örnek Rp:

Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aethra L. Pavone
Seelie Sarayı Peri Leydisi
Seelie Sarayı Peri Leydisi
Aethra L. Pavone


Mesaj Sayısı : 1318
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 25/01/11

Karakter Detayı
Statü: Yönetici
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 12 Mayıs 2011, 13:22

Rpnizi zevkle okudum. Kurgudaki farklılık çok hoşuma gitti.

Yıldız seviyesi:*****

Fakat soy olarak üstte yazan 3 soydan birisini seçmelisiniz. Baykuş o türlerden birisi değil.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zieg von Freuddrich
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 5
Kayıt Tarihi : 12/05/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 12 Mayıs 2011, 19:50

Ya bilmiyorum ama şekildeğiştiren soyu olarak, bir hayvan üzerinden karakterimizi yönlendirebilmeliyiz bence. Yani kurtadamlık dışında... Hani haddim değil ama leopar-kaplan adamlık biraz komik gibi, kurtadam dışında şekildeğiştirenlere istenen hayvanın seçilmesi özgürlüğü verilmeli bence.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria Morgenstern
Çember
Çember
Victoria Morgenstern


Lakap : Vicky
Nerden : Alacante
Mesaj Sayısı : 844
Kayıt Tarihi : 13/07/10

Karakter Detayı
Statü: Üye
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePerş. 12 Mayıs 2011, 20:17

Sitemizde işleyen kurgu gereği bu şekildedir. Daha sonra diğer ırklarda girebilir ancak suan değil.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zieg von Freuddrich
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 5
Kayıt Tarihi : 12/05/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimeCuma 13 Mayıs 2011, 13:06

İyi o zaman, rütbe almamayı tercih ediyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Markovic
Moskova Sürü Lideri
Moskova Sürü Lideri
Victor Markovic


Nerden : Rusya.
Mesaj Sayısı : 26
Kayıt Tarihi : 03/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePaz 03 Tem. 2011, 13:38

Karakter Adı: Clayton Collins
Karakter Yaşı: 33
Tercih edilen Soy: Kaplan Adamlar
Karakter özellikleri(Tercih edilen soyla uyumlu olmalı) Hırslı ve güçlü. Çoğu zaman sinirli olur. Belli kuralları vardır ve herkesin bu kurallara uymasını ister. Yalakalardan ve ukalalardan nefret eder.
Meslek varsa belirtin:(Rütbenize yazılacak) Alfa
Örnek Rp veya Yıldız Seviyesi ***

Angel ve Jaquliné E. Hudson ek karakteri
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victoria Morgenstern
Çember
Çember
Victoria Morgenstern


Lakap : Vicky
Nerden : Alacante
Mesaj Sayısı : 844
Kayıt Tarihi : 13/07/10

Karakter Detayı
Statü: Üye
Uyarı: 0/0

Şekil Değiştirici olmak için Empty
MesajKonu: Geri: Şekil Değiştirici olmak için   Şekil Değiştirici olmak için Icon_minitimePaz 03 Tem. 2011, 13:42

Rütbe veriliyor
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şekil Değiştirici olmak için
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Elf olmak için
» Vassa Olmak için
» Avcı olmak için
» Erebus olmak İçin
» Nefilim olmak için

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: