| Sihir Bakanlığı Alımları | |
|
+17Krystelle Rhodanthe Lena Duchannes Vladimir Ivanov John D. Rochester Wang Dae Bi In Hyeon Veronica Ophelia Rhodanthe Aurélien Rhodanthe Aquaritie Dixie Victoria Morgenstern Letje Caroll Elizabeth Atalante Lynn Kayla Vick Hadria Cynthia Aristide Calbert R. Tallon Robert Price Elizabeth Rose Wayland 21 posters |
|
Yazar | Mesaj |
---|
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 24 Şub. 2011, 20:46 | |
| ~ SİHİR BAKANLIĞI KADROSU ~
Sihir Bakanı: Isabella Serena Lively Sihir Bakanı Asistanı: Evelyn La Piere Sihir Bakanı Müsteşarı: Ophelia
Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi Başkanı: Aquaritie Dixie Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi Çalışanları: Elizabeth Atalante Lynn,
Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Başkanı: (4 Yıldız) Sihirli Kazalar ve Felaketler Dairesi Çalışanları: (3 Yıldız)
Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkanı: Wang Dae Bi In Hyeon Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Çalışanları: (3 Yıldız)
Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Başkanı: Eleanor Bellissimo Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Çalışanları: (3 Yıldız) x Jacquliné E. Hudson x
Sihirli Ulaşım Dairesi Başkanı: Julius Akins Sihirli Ulaşım Dairesi Çalışanları: (3 Yıldız)
Büyüceşura Baş Hâkimi: Seraphina Fränze Büyüceşura Hâkimleri: (3 Yıldız)
Esrar Dairesi Başkanı: (4 Yıldız) Esrar Dairesi Çalışanları: (3 Yıldız)
Baş Seherbaz: John D. Rochester Seherbazlar: (3 Yıldız) Vladimir Ivanov Edgar de L'amour
- Kod:
-
Karakter Adı: Karakter Yaşı: Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz?: Örnek RP: (karaktere uygun)
En son Elizabeth Rose tarafından C.tesi 19 Mart 2011, 16:54 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
|
| |
Robert Price Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 26 Kayıt Tarihi : 05/03/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi 05 Mart 2011, 11:40 | |
| Karakter Adı : Leonard Porpington Karakterinizin Yaşı: 32 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz? (Sihir Bakanı vs..) : Baş Seherbaz Örnek RP: ***** | |
|
| |
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi 05 Mart 2011, 11:44 | |
| | |
|
| |
Calbert R. Tallon Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Rad, Cal falan. Nerden : Canımın istediği yer Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 30 Kayıt Tarihi : 05/03/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi 05 Mart 2011, 20:40 | |
| Karakter Adı :Calbert Radbourne Tallon Karakterinizin Yaşı:20 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz? (Sihir Bakanı vs..) :Seherbaz Örnek RP: (karaktere uygun)*** | |
|
| |
Cynthia Aristide Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 695 Yaş : 29 Kayıt Tarihi : 09/12/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi 05 Mart 2011, 21:44 | |
| Yıldız seviyeniz henüz belirlenmemiş. Bunun için örnek rp bırakmalısınız. | |
|
| |
Calbert R. Tallon Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Rad, Cal falan. Nerden : Canımın istediği yer Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 30 Kayıt Tarihi : 05/03/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 06 Mart 2011, 09:22 | |
| Bu benim ek karakterim tekrar puanlatmama gerek yok ki. Bknz; Arianna Lucy Warren ilk karakterim | |
|
| |
Cynthia Aristide Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 695 Yaş : 29 Kayıt Tarihi : 09/12/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 06 Mart 2011, 09:43 | |
| Yıldız puanınız aktarılıyor. Onaylandı | |
|
| |
Kayla Vick Hadria Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : *Vicki* Nerden : Los Angeles Mesaj Sayısı : 43 Yaş : 25 Kayıt Tarihi : 13/03/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 13 Mart 2011, 21:47 | |
| Karakter Adı : Alberta Bess Darmell Karakterinizin Yaşı: 20 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz? (Sihir Bakanı vs..) : Sihir Bakanı Müsteşarı Örnek RP: (karaktere uygun) *** | |
|
| |
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 13 Mart 2011, 22:04 | |
| onaylandı ancak ünlünüz megan olamaz o kullanılıyor daha dikkatli olun | |
|
| |
Kayla Vick Hadria Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : *Vicki* Nerden : Los Angeles Mesaj Sayısı : 43 Yaş : 25 Kayıt Tarihi : 13/03/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 13 Mart 2011, 22:05 | |
| Tabii ki teşekkür ederim bu arada rütbemi verir misiniz ? | |
|
| |
Elizabeth Atalante Lynn Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Nerden : Canada Mesaj Sayısı : 102 Yaş : 34 Kayıt Tarihi : 23/09/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi 19 Mart 2011, 16:14 | |
| Karakter Adı : Elizabeth Atalante Lynn Karakterinizin Yaşı: 29 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz? (Sihir Bakanı vs..) :Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi Çalışanı Örnek RP: (karaktere uygun):*** Belinda Alice Lâvin ve Justin Alex Peterson ek karakterlerim ^^ | |
|
| |
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları C.tesi 19 Mart 2011, 16:54 | |
| Onaylandı ancak ek karater listesine de başvurun lütfen | |
|
| |
Letje Caroll Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 252 Kayıt Tarihi : 03/04/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 03 Nis. 2011, 15:48 | |
| Seraphina Fränze, 28; Büyüceşura Baş Hâkimi. Seviye aktarımına başvurdum. (*****) | |
|
| |
Victoria Morgenstern Çember
Lakap : Vicky Nerden : Alacante Mesaj Sayısı : 844 Kayıt Tarihi : 13/07/10
Karakter Detayı Statü: Üye Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 03 Nis. 2011, 16:03 | |
| | |
|
| |
Aquaritie Dixie Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Genelde bana lakap takamazlar. Nerden : Günahlarınızdan. Mesaj Sayısı : 51 Kayıt Tarihi : 19/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Salı 10 Mayıs 2011, 15:17 | |
| Aquaritie Dixie Yirmi beş. Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi Başkanı ***** | |
|
| |
Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Salı 10 Mayıs 2011, 15:20 | |
| Onaylandı. Rütbeniz veriliyor. | |
|
| |
Ophelia Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Bastard. Nerden : Köy çocuğuyum ben. Mesaj Sayısı : 418 Kayıt Tarihi : 28/05/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Paz 29 Mayıs 2011, 17:33 | |
| Georgiana Rouge 28 Sihir Bakanı Müsteşarı Rp - Spoiler:
Efendimizin uyanışı yaklaştıkça her şeyin değiştiğini hissediyordum. Uyandığında her şeyin hazır olması gerekiyordu ve bunu yapacak bir kişi varsa o da bendim. Ejderha Binicilerini eğer kendi saflarımıza katabilirsek -ki bu çok da zor olmasa gerek- savaşa 1-0 önde başlayacaktık. Bunun için Eski dostum Violet'i görmeye gittim. Ama prenses kimliğimle değil "Kara Büyücü" kimliğimle.
Zamanının çoğunu Yanardağ'da geçirdiği için öncelikle oraya gittim ve yine oradaydı. Ejderhasıyla birlikte.
- Violet! dedim bağırarak.
Bu lanet yanardağ aktif olmasa da burası gerçekten çok sıcaktı.
- Hoşgeldin, bu ani ziyaretinin sebebi nedir?
Ona doğru yaklaştım ve Aoi'ye küçük bir reverans yaptım. Violet'in güzel ejderhasını tabii ki de ben de çok seviyordum. Eh ne de olsa olası bir savaşta Aoi'ye muhtaç olacaktık.
Minik bir kaya parçasına oturdum ve cüppemi çıkarttım. Kaleden çıkarken bir hayli dikkatli olmam gerekiyordu. Aksi takdirde kimliğim açığa çıkabilirdi.
- Sadece savaş halinde Ejderha Binicilerinin kimin tarafında olacaklarını merak ediyordum da... dedim.
- En azından açık konuşuyorsun Jeanne, fakat bunu bana sorman anlamsız. Zira ülkedeki tek binici değilim. Kimin hangi tarafta olduğunu da bilmiyorum. Neden gidip sinir bozucu kardeşine sormuyorsun? Hani şu kendini binicilerin lideri sayan çocuk.
Kardeşim umrumda bile değildi. O kendini beğenmiş, kibirli ve veliaht prens havalarında dolanırken ben dünyayı ele geçirmeye çalışıyordum. Bu daha onurlu bir amaç en azından. Gözlerimi devirdim ve:
- Kardeşim hiçbir şeyin lideri olabilecek vasıfta değil. Daha tarafını seçmemiş bir insan o. Yazık, onun gibi askeri strateji yönünden donanımlı birisi heba olacak. Neyse, söyleyeceğim şu ki, Elf Krallığı'nı ele geçirmek istiyorum ve yanımda mısın onu merak ediyorum?
Krallığa döndüğümde ilk işim Alexander'ı ortadan kaldırmak olacaktı.
- Bunu yapmak için ilk olarak tahtın varisini, yani kendi öz kardeşini öldürmek zorundasın biliyorsun değil mi? Ayrıca Efendimiz'in sağ koluyken, krallığı ele geçirmek için neden baha ihtiyacın olsun?
Onu kullanmak gibi bir niyetim yoktu. Sadece yardımına ihtiyacım vardı. Elf Krallığı gerçekten iyi savunulan bir krallıktı ve tek başıma babamı alt etmem imkansızdı.
- Binicileri kullanmak gibi bir niyetim yok. Sen de takdir edersin ki, Elf Kralı'nı tek başıma düşüremem dedim ukalaca.
Yanardağ'dan gerçekten korkutucu sesler geliyordu. Lanetli ejderhalar Yanardağ'ın en kuytu köşelerine hapsedilmişlerdi... Az kaldı, hepiniz yakında özgür olacaksınız.
- Doğru. Hava kuvvetleri olmadan orayı alman imkansız. Hele ki Alexander'ı ikna edip tarafımıza çekemezsen... Kral RBen'in sorun yaratabileceğini sanmıyarım ama çok güçlü bağlantıları var. Aslına bakarsan işimiz tamamen Efendimiz'in esaretinin bertaraf edilmesine bağlı. Yoksa sana ne ben, ne de biniciler yardımcı olabilir.
Efendimizi özgürlüğüne kavuşturmadan hiçbir şey yapamazdık. Öncelik onu kurtarmaktı. Ama ben onun için her şeyi hazır etmekle uğraşıyordum. Ona tapıyordum resmen.
- Sorunun cevabına gelince, benim tarafım belli ve bu uğurda yapılması gerekenleri layıkıyla yerine getireceğimi biliyorsun. Fakat her ne kadar itiraf etmekten nefret etsem de iyiliğin taraftarı biniciler arasında otorite sahibi olan kişi Alexander. Onu öldürmek yerine safımıza katılmasını sağlamak , fedaisi olan binicileri de kazanmak demektir. Bunu başarabilecek misin?
Alex mi? Onu elde etmek benim için çocuk oyuncağıydı.
- Alexander'la kardeş kardeşe(!) bir konuşma yapmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Küstah tavırlarını bir kenara bırakıp gerçekleri yüzüne çarpacağım. Bakalım ondan sonra da böyle olabilecek mi?
- Bunu yapmak iyi bir fikir mi sence? Onun kadar egoist birini aşağılamak onu senden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz kanımca. Biliyorum bu iğrenç bir şey fakat suyuna gitmeli ve beynini yıkamalıyız bence. Tabi o senin kardeşin, daha iyi tanırsın ama bu fikir daha akla yatkın geliyor bana.
- Sen onu elde etme işini eski dostuna bırak dedim gayet kendimden emin bir sesle.
Alexander her ne kadar beni sevmese de bana saygı duyardı. Hem görgü kuralları gereği hem de annemiz öldükten sonra ona sahip çıktığım için. Aslında birbirimize çok benzediğimiz için onu pek sevmezdim ya, neyse.
- Alexander'ı saflarımıza kattıktan sonra yapacak tek bir iş kalıyor. Sevgili babamı o güzelim tahtından indirmek dedim sinsice.
| |
|
| |
Veronica Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Kan Kraliçesi Nerden : Paris Mesaj Sayısı : 336 Kayıt Tarihi : 25/04/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Ptsi 30 Mayıs 2011, 17:59 | |
| Onaylandı. Rütbeniz veriliyor Yıldız seviyeniz: *** | |
|
| |
Wang Dae Bi In Hyeon Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Koreli Wampirella Nerden : Seoul Mesaj Sayısı : 6 Kayıt Tarihi : 09/06/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 09 Haz. 2011, 15:26 | |
| Karakter Adı :Wang Dae Bı In Hyeon Karakterinizin Yaşı: 20 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz? (Sihir Bakanı vs..) :Sihirli Yasal Yaptırım Dairesi Başkanı
Örnek RP: (Ben yazdım ama kendimi anlatmıyorum yani kendime uygun deyil) ''Hadi ama tatlım! Gerçekten güzel görünüyorsun!'' inanmayan gözlerle anneme bakmaya devam ettim. ''Hayır! Ben çok çirkinim!'' gözlerim yaşarmaya başlamıştı bile. Annem gülümsedi. Gülümseyişi sadece içimi eritti, ekşke erittiği yağlarım olsaydı!
Kabarık elbisemin eteğini tutup salladım. ''Anne bana doğru düzgün bak! Kim böyle giyinir ki!'' dedim. Bir tepki vermedi. Oda biliyordu, artık bu elbiseler kalkalı asırlar olmuştu! ''Neyse tamam. Elbiseyi benim seçmem biraz kötü olmuş olabilir ama gerçekten şahane görünüyorsun!'' şirin görünmeye çalışarak buruşturduğum eteği düzeltti. ''Aynaya bir bak.'' aynaya döndüm. ''Gözlerin ne kadar da güzel! Tıpkı büyükannenin gözleri.'' dedi. Zaten tek güzel tarafım gözlerimdi.
Aynada kendimi izlemeye başladım. Evet gözlerim gerçekten çok güzeldi ama sadece o kadar. Tombiş, kırmızı yanaklarımın üstünü süsleyen deniz mavisi gözler. Ama bu deniz her hangi bir deniz değildi,bazen karayiplerin tertemiz suları, bazende hırçın dalgalarını taşıran okyanustu. Şu anda hırçın dalgalar arasındaydım. Gerçekten hırçındım, şuanda çok kızgındım. Vücudumun diğer bölümlerini es geçmek istiyordum ama bi baloya gidiceksem kendime çeki düzen vermeliydim ve bunuda sadece el yordamıyla yapamazdım, öyle değil mi?
Evet! Yusvuyarlak bol yağlı bir yüz. Gıdısı sarkan kalın bir boyun. Sonra etle bezenmiş (ki çoğu yine yağ) kalın omuzlar, şişmanlıktan daha da büyük görünen göğüsler. Kapkalın bir bel, ah sarkık göbiş. Kalın kollar ve bacaklar... Daha ne kaldıki. Benim 4 te 3.99'um yağ...
''Ben vaz geçtim. Gitmiyorum.'' dedim ve yatağıma çöktüm. Yataktan isyankar gıcırdama sesleri geldi. Artık o da beni istemiyordu demek... ''Tatlım bu sadece bir pravo. Git, ne olacak. '' dedi. Ne kadar saçma değil mi? İnsan bi balonun provasını mı yapar? ''Hem madem prova elbiseyi giymiyim. Yarına kadar yeni bi elbise alabilirim. Mesela bana daha çok yakışacak bişi?'' dedim ve bekledim. Annem düşünürmüş gibi yaptıktan sonra kafasını salladı.''O elbiseyi daha yeni aldık. Ayrıca indirim reonundan olduğu içinde değiştirme imkanımız yok.'' dedi. Çıldıracak gibiydi. Sinir midemi kazındırmıştı. ''Ben açım. Hiç bir yere gitmiyorum. Evde ne var?''dedim ve kapıya yöneldim. Annem kolumdan yakaladı. Daha doğrusu çalıştı, bi insanın kolları bu kadar tombik olursa nasıl tutulabilinir ki? ''Hayır hanımefendi! Şimdi aşağı iniyorsun ve o provaya gidiyorsun! Bu kadar!'' mecburen boyun eğdim ve çantamı alarak dışarı çıktım. En yakın arkadaşım (tek arkadaşım) Brandon kapıda bekliyordu. Kalın kenarlıklı gözlüklerini düzeltti. ''Naber Ani?'' gülümsedim. Birilerinin benim kadar çirkin olması güzel bir duyguydu. Hİç değilse kendimi yalnız hissetmiyordum. ''İyiyim B. Senden?'' dedim ve yürümeye başladım.
Belini kemeriyle iyice sıkan bi kumaş pantolon giymişti. Üstüne giydiği kare baskılı gömleğini pantolonunun içine sokmuştu. Onunda üstüne yeni aldığını tahmin ettiğim gri ceketini giymişti. Omuzları geniş ve kaslı görünüyordu ama ben bu inek öğrencinin kaslarının olmadığını ve bu görüntünün koltukları şişiren süngerler olduğunu biliyordum. Ona baktığımı görünce ceketini düzeltti. ''Nasıl görünüyorum?'' dedi ve gözlüklerinin üstünden bana baktı. ''Yakışıklı işte...'' dedim ve yürümeye devam ettim.
Okula vardığımızda heyacanlanmıştım. Nerdeyse tüm 2. sınıflar okulun bahçesine dökülmüştü. HErkes duvarın dibine kurulmuş büyük sahnenin önüne toplanmıştı. Sanırım biri şarkı söylüyordu. Pembe tüllerimi düzelttim ve kalabalığın arasına karışmaya hazırlandım. Peşimdi Brandon tam içlerine dalacakken ayrıldılar.Birisi 'Dikkat! Uzun ve geniş araç geçiyor!'' diye bağırınca herkes güldü. Gözlerimi çocuğa dikince geriledi sonra ellerini teslim olurmuş gibi yukarı kaldırdı ve kız çığlığı attı. Bu kez herkes gülmekten yere yattı.Brandon boğazını temizledi. Ona döndüm. Çocuğa dik dik bakıyordu. Bİ ara saldıracağını düşündüm ama gurup halinde üstüne yürüdüklerinde vaz geçtiğini anladım. ''Gel hadi.'' onu kolundan tutup kenara sürükledim. Gözleri hala kalabalığı tarıyordu. ''Ne o yine hesaplama mı yapıyorsun?'' dedim dalga geçerek. ''Ha ha ha çok komik.'' dedi ve kaldırıma çöküp ellerini göğsünde birleştirdi.
''Bunu yapmaktan en zevk alıyorlar?'' ona döndüm ''Ne?'' ''Duydun işte beni. Bizi ezmekten ne zevk alıyorlar?'' pufladım. ''Bilmiyorum, bilmiyorum!'' bende onun yanına çöktüm. Gözlüklerini çıkarmış silmekle uğraşıyordu. ''Ver şunu bana kör oğlan'' dedim ve gözlüğü elinden kaptım. Çantamdan kuru mendil çıkarıp silmeye başladım. ''Bana bak! sen çok isyankar olmaya başladın.'' dedim ve dil çıkardım. Bana gülerken gözlerini içi parlıyordu. Benimkiler gibi masmavi olan gözleri. Beni anlayan tek gözler.
Onu seyrettiğimi görünce sıkılarak etrafına bakındı. Sanırım utanmıştı. Sırtını sıvazladım ''Merak etme bir şey yok.'' Temzilediğim gözlükleri takarken birden gölge oluştu. Hava kapanmış olamazdı. Yaz ayındaydık. Tiz kahkahasını duyunca kafamdan kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Nalet sür*ük başımızda dikilmiş öylece gülüyordu! ''Burda ne işin var Cassandra?'' dedim ismini tükürür gibi söyleyerek. O sadece estetikle düzelttiği kalkık burnunu daha da kaldırdı. Ona kalırsa burnu orjinaldi, biz kıskanıyorduk. ''Siz aşk böcüklerini ziyarete geldim.'' dedi ve tekrar güldü. Etrafımıza toplanmaya başlamışlardı bile. Nerde ben orda eğlence...
''Sen ne dediğini bilmiyosun. O yüzden kapa çeneni!'' dedim. Sıcaklamıştım, hepsi sinirdendi. Kalp atışlrım hızlanınca kalbim tekler gibi oldu. Eminim kıpkırmızı görünüyordum. Alnıma biriken terleri sildim. ''Ne o küçük sırrınızı ortaya mı çıkarttım?''
''Kapa çeneni dedik.'' bütün gözler Brandon'a çevrilmişti. Ben bile şaşırmıştım. Genelde arkamda dolaşan Brandon konuşmuştu. Cassandra da önce afalladı. Sonra etrafa bi şey beli etmediğini sanarak üstünü düzeltti. ''NE dedin sen?!'' dedi. Güldüm. Oda kıpkırmızı olmuştu. ''Duydun işte. Kapa çeneni! Yoksa gelip üstüne otururum!'' diye gürleyince minik Cassandra küçük dilini yuttu. Ona bu kadar tepki vermemizi beklemiyordu. Heralde fındık beyni, fındık kafasının içinde patlamıştır!
Tam gitmek için gerilemişti ki etraftakiler tuhaf sesler çıkarttı. Eh, yani Casandra bu kadar çabuk pes etmezdi. ''Senin için ne düşünüyorum biliyor musun?'' dedi. Sanki kendi kendine konuşuyormuş gibiydi. Cevap vermedim. ''Şişkonun tekisin. Erkekler seninle ilgilenmiyor bu yüzdende Brandon'la sevgili olmaya çalışıyorsun. Gerçek şu ki aşkın yanından geçemiyosunuz bile!'' tekrar gülmeye başlamışlardı. Gıdımda biriken terleri sildim. Bu kız kalp kırizi geçirmeme nedne olacaktı. Ayağa kalkıp üstüne yürümeye başlamıştım ki grubundaki kızlar arkasına geçip bana burunları havda dik dik bakamaya başladılar. Kalabalıklardı, onları alt edemezdim. Kaderime lanet edip yerime oturdum. Cassandra bana yaklaşıp kafamı itekledi. ''Ne diyorduk dobiş?''
''Bırak o kızı.'' dedi birisi. Gözler bu sefer onun üzerindeydi. Sanırım ölüyorum... ‘’Ne? Nerdesin sümsük?’’ dedi Cassandra ve o tiz kahkahasından birini patlattı. ‘’Bu sümsük sana o kızı rahat bırakmanı söylüyor.’’ Emin adımlarla kalabalığı yararak yanımıza geldi. Gitarını omzuna asmıştı. ‘’Şey… ıım.’’ Cassandra’ya bak sen! ‘’Evet, beni duydun. Şimdi toz ol.’’ Dedi çocuk. Cassandra gözlerini kıstıktan sonra arkasını döndü ve kalçasını bir oraya bir buraya sallayarak uzaklaştı. Rahat bir nefes alarak çocuğa döndüm. ‘’Teşekkürler. Aslında hiç gerek yoktu ama yinede sağ ol.’’ Dedim onu temkinli bakışlarla süzerken. Bu çocuk bana –bize- yardım etmek için fazla yakışıklıydı. ‘’Önemli değil. Her okulda mutlaka bunun gibileri var.’’ Dedi yemyeşil gözleri gülerken.
Etrafımızda ki kalabalık Cassandra’nın gitmesiyle dağılmıştı. ‘’Ben Oceanus. Sen bana kısaca Ocean diyebilirsin. ‘ dedi ve tekrar gülümsedi. ‘’Bende Ani. Buda Brandon.’’ Brandon oturduğu kaldırımdan kalmıştı. Elini uzattı ve Ocean’la el sıkıştılar.
‘’Seni daha önce burada hiç görmedim.’’ Dedim yürürken. Kafasını salladı. ‘’Doğal. Çünkü buraya hiç gelmemiştim. Deniz kenarında ailemden kalan bir ev var. Tatil için geldim.’’ Dedi duvarın dışına doğru bakarak. ‘’Ailen de geldi mi?’’ ‘’Onlar öldü. Ben küçükken.’’ ‘’Çok üzüldüm…’’ dedim. Zavallı Ocean. Benim annemle babam bana ne kadar eziyet çektirseler de hiç değilse başımdalar. ‘’Neyse’’ dedi güler yüzle. ‘’Bir ara evime beklerim. Ve hey, Ani, cep telefon numaranı alabilir miyim?’’ şaşırarak kafamı salladım. ‘’Ver de tuşlayayım.’’ Dedim ve telefonunu kapıp tuşladım. Daha sonra kendime çağrı attım ve telefon numarasını kaydettim.
| |
|
| |
Veronica Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Kan Kraliçesi Nerden : Paris Mesaj Sayısı : 336 Kayıt Tarihi : 25/04/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 09 Haz. 2011, 17:03 | |
| seçtiğiniz rütbe doludur başka seçin lütfen^^ Yıldız seviyesi: ***
En son Veronica tarafından Perş. 09 Haz. 2011, 18:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
| |
Wang Dae Bi In Hyeon Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Koreli Wampirella Nerden : Seoul Mesaj Sayısı : 6 Kayıt Tarihi : 09/06/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 09 Haz. 2011, 18:14 | |
| Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi ve Denetimi Dairesi Başkanı: olur mu ? | |
|
| |
Veronica Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Kan Kraliçesi Nerden : Paris Mesaj Sayısı : 336 Kayıt Tarihi : 25/04/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 09 Haz. 2011, 18:35 | |
| | |
|
| |
John D. Rochester Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : J.D Nerden : İzmiR Mesaj Sayısı : 4 Kayıt Tarihi : 16/06/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 16 Haz. 2011, 08:09 | |
| Karakter Adı : John D. Rochester Karakterinizin Yaşı: 26 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz? (Sihir Bakanı vs..) : Baş Seherbaz Örnek RP: (karaktere uygun) - Spoiler:
Hastaneye cisimelenmiştik. Telaş içindeydim. Amié kucağımdaydı ve gözlerini hala açmamıştı. Uzun bir süre ona baktım ve hafifçe onu sarstım.
- Bebeğim, uyan! Rose ve ben sensiz olamayız!
Bu sırada bir şifacı gördüm ve ona doğru ilerledim.
- Hemen müdehale edin. Yani... yapın bişiler işte dedim endişeyle.
Şifacı bir sedye çağırdı ve Amié oraya yatırmamı söyledi. Oraya yatırmıştım ve ellerinden sıkıca tutuyordum. Buraya iki defa gelmiştim. Birincisi hayatıma yeni biri giriyordu. Şimdiyse onu ben den alıyordu. Neden?
Şifacı özel bölmeli bir yere geldiğimiz de içeriye giremeyeceğimi söyledim. İçimden '' ben bakanım ve gireceğim '' demek geçti ama demedim. Sadece kafamı salladım ve kapının önünde beklemeye koyuldum. Kapının önünde bir ileri bir geri gidip geliyordum ve düşüncelerim beni rahat bırakmıyordu.
'' Buna onu sen zorladın John. Bir anlık eğlence için Amié'nin hayatını tehlikeye attın. Şimdi o bedelini öderken sen yaşayacak mısın? ''
Bu düşünceler eşliğinde gözümün önüne Amié ve gülücükleri geliyordu. Duvara yaslandım yavaşça. Sonra gözlerimi kapadım ve derin bir nefes alış ile beklemeye koyuldum.
'' Dikiz aynasından gülümsediğini görebiliyordum. O gülünce benim de gülümsemem yayılmıştı. Ama aniden araba takla atmıştı ''
Gözlerimi hızla açtım. Kendimi suçlu hissediyordum. Beklemekten sıkılmıştım. Tanrı'ya yalvarmaktan ve beklemekten başka seçeneğim yoktu. Olmayacaktı da...
'' Kalbime hançer gibi saplanmıştı o sahne. Gözlerimi kapatmıştı sanki bir perde. Her şey bir film sahnesi gibi gözlerimdeydi. Sesler kullağımda bir müzik gibiydi. İçimi parçalayan bir müzik... ''
Saatler ilerliyordu ve doktorlar bir şey söylememişti. Kafeteryaya çıktım ve bir kahve aldım. Dışarıyı izlemek şu an beni rahatlata bilirdi. Ellerimi bardakta birleştirdim ve aşağıdaki insanlara bakmaya başladım. Elimde bir omuz hissetmiştim. Hafifçe kafamı çevirdiğimde Amié oradaydı ve bana gülümsüyordu. Yorgunca gülümsedim.
Seni seviyorum! diye fısıldadı kulağıma mutluluğun müziği gibi... Gözlerimin içine bakıyordu Amié. Bense ona bakamayaak kadar suçlu hissediyordum kendimi.
Bebeğim ben ö..özür di... devamını getiremeden parmaklarıyla konuşmamı engellemişti. Elimdeki bardağı duvarın üstüne koydum ve Amié dokunmak için yaklaştım.
- Ben de seni seviyorum! Beni bırakmayacağını biliyordum dedim ona dokunmak için elimi kaldırdım. Puff! Bir an da yok olmuştu. Şaşkınlıkla kalakalmıştım.
'' Kalbim hiç olmadığı kadar yorgun bu gece. Hüzün ve keder dolu kendince. Gözlerimdeki sen gitmiş yerini karanlığa bırakmıştı. En acısı da şuydu; kalbim sensiz olmaya dayanamayacaktı. Sensiz bir Dünya'da sağır ve kör olarak yaşayacaktı ebediyen. ''
Omuzlarım çökük durumda elime kahvemi tekrar aldım ve Amié'nin yattığı kata geri gittim. Sandelyeye oturdum. Omuz genişliğinde bacaklarımı açtım ve bardağımda tekrar ellerimi birleştirdim. Birkaç yudum kahvemden içtim. Saçlarım karışıktı ve gözlerim yorgunluktan,hüzünden bitkindiler.
Doktor yoğun bakımdan çıkmıştı ve bana bir şey söylemeden de gidiyordu. Hızlıca yerimden kalktım ve doktorun önüne geçtim.
- Neler olduğunu söyleyecek misiniz? dedim sinirle. Doktor şaşkınca yüzüme baktı. Sonra toparlandı ve:
- Mr.Dillinger. Kırıkları ve biraz kan kaybı dışında hafıza kaybı da görülmekte. Hafıza kaybı için süre söylemek zor.
Bu sıra da doktorun adı anons yapılınca ben bir şeyler söyleyemeden gitmek zorunda kalmıştı.
'' Hani ne olursa olsun beni unutmayacaktı. Hani hep benimleydi? Kendim cezasını çekiyordum işte. Beni hatırlamaması... Peki ya Rose? Rose'da hatırlamayacaksa. Minik prensesimiz nasıl kaldırabilirdi bu yükü? Zaten yanlız hissediyoru kendini. Bir de annesi onu hatırlamayonca nolacaktı? ''
Suçlusu sensin.Sensin... Kulağımda yankılanıyordu. Şifacılardan biri Amié ziyaret edebileceğimi söylemişti. Ben de Amié'nin yanına gittim. Baş ucuna oturdum ve onu izlemeye koyuldum. Parmaklarımı saçlarında dolaştırdım.
Uyan aşkım! Tekrar bana bak o masumluğun ve güzelliğin ile...
Seni seviyorum.. diye fısıldadım. Duyacak mıydı ki? Ona bakarken uyandığını gördüm. Gülümsemiştim. Kalbim hızlı atıyordu. Olduğum yerde heycanla dikeldim.
'' Hayatım onun gözlerini açmasıyla tekrar canlanmıştı. Tekrar hayata bağlamıştı beni kalbinin çarpmasıyla. ''
- Ben, neden buradayım?
Gözlerimi tekrar hüzün kaplamıştı.
- K..kaza ya..aptık ondan b..burdayız dedim gözlerimi kaçırarak.
- Nasılsın bebeğim? Beni bırakmandan o kadar çok korktum ki..
Hatırlıyor muydu acaba evli olduğumuzu? Aşk meyvemizin bizi daha çok bağladığını biliyor muydu acaba?
- Çok üzgünüm hayatım. Gerçekten! Seni buna zorlamamalıydım. - Bakın bay ... Ben sizin bebeğiniz veya hayatınız değilim. Sanırım beni birileriyle karıştırıyorsunuz. Ama yine de, eğer başıma ne geldiğini bana söylerseniz çok mutlu olurum.
Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum. Ne diyebilirdim ki? Hiçbir şeyi hatırlamıyordu.
- Hayatım, karıştıramayacağım tek şey sensin. Seni nasıl başkasıyla karıştırabilirim ki? dedim nazikçe. Olayı anlatmak istemediğimden beni hatırlaması için konuşacaktım.
- Adım John Dillinger. Sen benim hayatımın anlamısın. Bu arada evliyiz ve bir kızımız var. Adı Rose dedim ve Amié hafifçe yakşarak fısıldadım.
- Büyücü olduğunu hatırlıyorsun değil mi? dedim tebessümle.
-Bakın John. Ben kim evlilik kim? Hele ki, çocuk yapmak. İmkansız. Ve ayrıca benim sihir veya büyüyle hiç işim olmaz! Ben normal bir insanım.
Bu lafı üzerine herkes bize bakmıştı.
- Sadece hafızasını yitirdi dedim ve gülümsedim etraftakinlere. Sonra Amié yakınlaştım ve:
- Normal bir insan olsaydın bebeğim bu hastaneden içeriye giremezdin. Neyse ki sen bir cadısın. Ayrıca '' John senin hayatının erkeği '' olduğuna eminim dedim birşeyler hatırlatmak istercesine.
- Minik Rose için de üzgünüm. Ama benim hiç bilmediğim bir adamla evlenip çocuk yapma gibi bir düşüncem yok.
- Bilmediğin biri değilim ben Amié. Hatta en iyi tanıdığın biriyim. Ben senin kocanım! Rose gelince. O da senin kızın. Ve seni çok seviyor.
Elimi ona uzattım ve parmağımdaki yüzüğü ona gösterdim. Sonra hafiçe onun elini kaldırdım ve onun parmağındaki yüzüğü gösterdim.
- İnandırıcı oldu mu karıcım? dedim ve gülümsedim. - Tamam, bir saniyeliğine size inandığımı varsayalım. Madem, sen ve ben şeyiz... İşte her neyse, neden ben seni hatırlamıyorum bay "hayatımın erkeği" ?
- Şöyle söyleyeyim sevgili karıcım. Arabayla taklalar attın ve hafıza kaybın var. O yüzden hatırlamıyorsun beni.
'' Hatırlamasa da daima içimde bir umut vardı. Er ya da geç hatırlayacaktı beni. ''
- Nasıl hissediyorsun? - Berbat hissediyorum, önce bir kocam ve ocuğum odluğunu öğreniyorum. Şimdiyse, bir araba kazası geçirdiğimi....
Ona baktığımda ağlıyordu. Yavaşça ona yaklaştım ve göz yaşlarını sildim nazikçe.
- Başım çatlayacak gibi ağrıyor. Dayanılmaz bir acı bu!
Gözlerinin içine baktım uzun bir süre.
- Şşt! Gözlerini kapa ve huzurlu bir yer düşün. Ben de hep işe yarar. En azından acını dindirir dedim ve yanağına bir öpücük kondurdum.
'' Onu böyle görmeye dayanamıyordum. İçime oturmuş bir taşla birlikte sadece bakabiliyordum sessice. Bu ise bana acıdan başka bir şey vermiyordu. Sadece biraz daha yanmamı sağlıyordu kendi ateşimde... '' - Lütfen beni buradan çıkar. Ev diyebileceğim bir yere götür. Yalvarıyorum sana. Muhtemelen orayı da bilmiyorum ama yeter ki burası olmasın...
Kafamı evet anlamında salladım ve ayağa kalktım. Doktora sormadan onu buradan çıkaramazdım. Hızlıca doktoruna gidip eve gidip gidemeyeceğimizi sordum. Doktora göre eve gitmesi daha iyiymiş. Eve gittiğinde unuttuğu bazı gereçkleri hatırlayabilirmiş. Daha sonra Amié'nin yanına gittim ve gülümseyerek devam ettim:
- En azından bu yerden kurtulmana sevinmelisin dedim ve üstüne yapıştırılmış olan kabloları çıkardım. Sonra onu kucağıma aldım ve eve cisimledin ikimizi. Evimizin giriş katındaydık. Amié'e gülümseyerek baktım ve:
- Evine hoş geldin dedim ve merdivenleri teker teker çıktım. Yatak odasına gitmiştim direk olarak. Yatak çoktan Amié için hazırlanmıştı bile. Onu yavaşça oraya bıraktım ve:
- Hemen geliyorum. Bir yere kıpırdama. dedim gülümseyerek. Zaten pek de kıpırdayabilceğini sanmıyordum ya neyse. Hızlıca Rose'un odasına gittim. Kapısını yavaşça araladığımda yatağında uyuduğunu ve Serena'nın da yanında olduğunu görünce gülümsedim. Araladığım kapıyı yavaşça kapadım ve yatak odasına geri döndüm. Üstümü değiştirdikten sonra Amié'nin yanına uzandım yüz üstü ve sordum:
- Daha iyi misin? - Size çok minnetarım John Bey. Kendimi iyi hissediyorum, sağolun. Ama bir şey merak ediyorum. Biz hastaneden buraya nasıl geldik?
Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum. Yutkundum ve sesimi temizledikten sonra Amié baktım.
- Ciddi misin? Amié'nin yüzünü inceledim. Cidden hiçbir fikri yoktu.
- Ahh! Cisimlendik. Bir yerden bir yere taşınma diyelim dedim ve gülümsedim. O sırada Rose koşarak yatağa zıpladı ve:
- Anneee! dedi ve Amié'ye sarıldı. Kafasını Amié'nin omzuna koydu....
Rose.
Ağzından bu isim çıktığında şaşırmıştım. Çünkü; beni, Rose , herşeyi unutmuştu. Adını söylemiştim ona ama Rose olduğunu anlaması için hatırlaması gerekirdi. O zaman Amié bazı şeyleri hatırlamaya başlamıştı.
Rose Amié'nin boynuna iyice sarılmıştı. Sadece sarılıyordu. Konuşmuyordu pek ama onu böyle görmek Rose'da üzmüştü.
- Anne, neden kolunda ve bacağında o beyaz şeyler var? diye sordu Amié bakarak.
- Rose, annenin biraz kolu ve bacağı incinmiş. Doktor amcalar da geçmesi için alçıya almışlar dedim ve Rose'u yataktan indirdim ve Serena'ya seslendim. Amié bu halde görmesi onu etkiliyordu çünkü. Rose ve Serena odadan çıktıklarında Amié döndüm ve onu izlemeye koyuldum. Saate baktığımda üç dört saattir bir şeyler yemedeğimizi farkettim ve yataktan kalkarak Amié sordum.
- Aç mısın? Birşeyler yiyebiliriz... Bana tutunarak yataktan kalktı. Ona destek olarak mutfağa gittik ve onu sandalyeye oturttum. - Bu mutfak çok tanıdık geliyor... Bir şeyler hatırlaması çok güzeldi. Beni mutlu etmişti. Birşeler hazırladım mutfakta. Masayı hazırladım ve yemekleri koydum. Amié'nin yanına oturdum ve kaşığı elime alarak yemeği kaşığa aldım. Amié'e doğru hafifçe eğildim ve kaşığı ağzına yaklaştırdım...
| |
|
| |
Veronica Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Kan Kraliçesi Nerden : Paris Mesaj Sayısı : 336 Kayıt Tarihi : 25/04/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 16 Haz. 2011, 10:54 | |
| Rütbeniz veriliyor. Yıldız Seviyesi: **** | |
|
| |
Vladimir Ivanov Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Nerden : Rusya Mesaj Sayısı : 44 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 31/10/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Sihir Bakanlığı Alımları Perş. 16 Haz. 2011, 18:45 | |
| Karakter Adı : Vladimir Ivanov Karakterinizin Yaşı: 32 Hangi Mevki de olmak istiyorsunuz?: Seherbaz (Gizli) Yıldız: **** * Calvin Harrison Romans ve Faren Charavelli ek karakterlerim. | |
|
| |
| Sihir Bakanlığı Alımları | |
|