Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri Empty
MesajKonu: Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri   Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri Icon_minitimePaz 07 Kas. 2010, 12:42

Sadece kurula giren üyelerin yolladıklarını yayınlıyorum. Diğerlerini kullanmak haksızlık olur. Bu kurgular sizleri yaratıcılığını ve hayal gücünüzü anlayabilmek için yönetim tarafından istendi ancak içlerinden ortak bir kurgu çıkarabiliriz....

Calvin Harrison Romans >> Boğaçtan gelen. özellikle yazım ve anlatım olarak genel kurguyu böyle yazmamız gerektiğini düşünüyorum..
Alıntı :
Tanrı Hesiodos


İsa'nın doğuşundan bin yıl önce Hesiodos'un hüküm sürdüğü dönemde büyük bir tapınak olan Abydios Tapınağı vardı. Tüm ırkların kendilerini en çok huzurlu ve güvende hissettiği yer burasıydı. Tapınak, baharın eksik olmadığı tabiat ananın en derinlerinde Nypmhe Gölge Dünyası'nda yer alıyordu.

Irkların içerisinde en faklı ırk olan insanlar merak etmeye başladılar. Onlar nasıl yaratılmışlardı ? Yaşadıkları yer nasıl oluşmuştu ? İnsanlar yerin, göğün, denizin, ışığın, suyun, havanın nasıl yaratıldığını bilmek istiyorlardı. Yeterli bilgileri olmadığından bütün bu şeylerin ve tabiat olaylarının oluşmasını sağlayanın Tanrı Hesiodos olduğuna karar verdiler. İnsanların bu hareketine karşılık diğer ırklarda Tanrı Hesiodos'a inanmaya başladılar. Tanrıyı yücelterek onu inançlarının simgesi haline getirdiler. Hesiodos ırkların inançlarına karşılık yıldızlarla bezenmiş büyük göğü, ahenkli dalgalara sahip denizleri, bereketli toprakları ve binbir çeşit meyveleri yarattı. Nymphe dünyası uzun yıllar huzur ve barış içinde kaldı.

Etrafındaki ırklara rağmen Hesiodos kendini yalnız hissediyordu. Kendisine bir eş aramaya karar verdi. Fakat hiç kadın ona göre değildi. Bunu üzerine kendi eşini kendisi yaratmaya karar verdi. Önce güzel bir kadının vücudunu model olarak kullandı. Sonra beyaz taşlardan bir heykel yaptı. Heykel bitince tam kalbine ölümsüz bir ruh koydu. O zaman heykelin gözleri açıldı. Kolları ve bacakları kıpırdamaya ve dudakları konuşmaya başladı. Onu süslemek için bütün ırkla bir araya geldi. Herkes kendisinden bir şey hediye etti tanrıçaya ; güzel bir kemer, süslü elbiseler, altın gerdanlık, baharın en güzel çiçeklerinden yapılmış bir taç... Hesiodos yarattığı eşini görünce ona aşık olmuştu. Fakat Hesiodos'un unuttuğu birşey vardı. Karşısında duran aşık olduğu kadının ruhunu geceden almıştı ve geceye bunun karşılığında ödemesi gerekenler vardı. Gece, Hesiodos'un bedenini bir asır boyunca esir olarak istemişti. Tanrı Hesiodos geceye esir olmuştu. Irkların inançları o esir olunca kaybolmuştu. Nypmhe Dünyası'nı korku, endişe ve huzursuzluk sarmıştı

Uzun yıllar süren bu durum beklenmeyen bir şekilde değişmeye başlamıştı. Yeryüzü İnsanların Dünyası ve Gölge Yaratıkların Dünyası olarak ikiye ayrılmıştı. İnsanların dünyasında bir çocuk doğmuş ve onun tanrının oğlu olduğuna inanılmıştı. Nypmhe Dünyası ise yaratılan tanrıçaya Gecenin Tanrıçası Nyx adını vermiş ve onu gölge dünyasının tanrıçası olarak ilan etmişlerdi. Irklar Hesiodos’un varlığını unutmuş Nyx’e inanmaya başlamışlardı. Tanrıça ise Hesiodos’u unutmamış onun varlığını her zaman kalbinde hissetmişti.

Gecenin Tanrıçası kendine bir eş ve savaşçı seçmeye karar vermişti. Seçeceği eş aynı zamanda büyüyen gölge dünyasına hakimiyetinde ona yardımcı olacaktı. Savaşçı ise onun güvenliğinden sorumlu olacaktı. Nypmh dünyasının koruyucularından olan Savaşçı Erebus , Nyx’n refakatçisi olmak istiyordu. Gecenin Tanrıçası isteğini yerine getirerek onu refaktçisi olarak belirlemişti. Nyx’n savaşçısı ise beyaz büyük kanatları ve güçlü insan vücuduna sahip olan bir melek olmuştu.

Aylar, yıllar geçtikçe savaşçı Kalona , Tanrıça Nyx’e aşık olmuştu. Nyx’n refakatçisi olmak istiyordu. Tanrıça ise refakatçisinin Erebus olmasından memnundu. Sonuçlarını düşünmeden Kalona , Nyx ile konuşarak ona aşık olduğunu belirtmişti. Fakat Tanrıça buna kızarak böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söyledikten sonra onu gölge dünyasından atmış, bir daha gölge dünyasına girmesine izin vermemişti.

Bu arada ise insanların dünyasında işler karmaşık bir hal almaya başlamıştı. Bazı insanlar tekrar gölge dünyasında yaşamak istiyordu.Uzun yıllar sonra Nyx ve Erebus’un iki kızı olmuştu. Kızları Tanrıça Apete ve Tanrıça Nemesis idi. Yetişkin birer tanrıçalar haline gelen Apete ve Nemesis, Nyx’e bağlı olarak yaşamak istemiyorlardı. Gölge dünyasını bölerek kendi bağımsız şehirlerini kurmuşlardı. Gölge dünyasının bölünmesi ırklarında bölünmesine neden olmuştu. Bir çok yeni ırk yaratılmış, diğer ırklardan da Nyx’e sırt çevirenler olmuştu. Bunu üzerine Nyx gölge dünyasının bir parçası olmak isteyen insanları gecenin kudreti ile işaretleyerek onlardan bir ırk yaratmıştı. Oluşan ırk kan ile besleniyor , geceye ait oldukları için güneş ışığından etkileniyorlardı.

Tanrıça Nyx’in en büyük özelliği sonsuz iradesiydi. Ona sırt çeviren ırklar yine onun hakimiyeti altında yaşayabilir ; aynı zamanda onun ırkından olanlarda diğer Tanrıçaların egemenliği altında yaşayabilirlerdi.

Gölge dünyasının karışıklığı insan dünyasını da etkiliyordu. Tanrıça Nyx’n vampir olarak adlandırılan ırkının yetiştirilip, korunduğu okullarda karanlık izinsiz dolaşmaya başlamıştı. Kovulan melek eski bedenine kavuşmuş , Nyx’n kızlarından olan Tanrıça Apete’nin ırkı Nefilimler vampirleri avlamaya başlamış , inanç insanları karışan dünyalarının sebebini yine vampirler olarak göstermişlerdi. İki dünya karışırken birde büyük savaş kararı alınmıştı. Her ırk tarafını seçiyor , savaşa hazırlanıyordu.

Ve günlerden sonra karmaşık iki dünya için farklı bir gün doğmuştu. Gecenin esaretinden kurtulan Hesiodos ortaya çıkmış , bir esirken kullanmadığı güçleri daha da güçlenmişti. Tanrı iki dünyayı birleştirerek yine hüküm mü sürecekti yoksa kalbinin derinliklerinde saklayıp büyüttüğü aşkının Tanrıçasının yanına giderek vampirleri büyük savaş için mi hazırlayacaktı ? Beklide Büyük Tanrı Hesiodos’un başka planları vardı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri Empty
MesajKonu: Geri: Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri   Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri Icon_minitimePaz 07 Kas. 2010, 12:54

Tessa Osbourne demiş ki:

##
O, Tanrı Zeus tarafından cezalandırılan bir Tanrı'ydı. İnsanları korumakla görevli olan Tanrı, görevlerini ihmal etmişti. Her zaman insanlarla yakın bir ilişki içinde olan Alick, muhteşemliği ve kusursuzluğuyla herkesi kendine hayran bırakıyordu. O, insanların içinde olmaktan mutluydu ilk zamanlar. Onlara yardım etmek, korumak ona iyi geliyordu. Zeus tarafından sevilen Tanrılardan biriydi. Zeus ona minnettarlığını onun görev alanını genişleterek gösteriyordu.

Alick, Tanrısal ihtişamının yanı sıra; uzun boylu, kaslı ve güçlü biriydi. Kısa siyah saçları, koyu kahverengi gözleriyle kadınları kendine hayran bırakıyordu. Alick bu ilgiden fazlasıyla memnundu. Fakat bir kötü özelliği vardı. Buna ne kadar özellik denirse... O soyunun devam etmesini istemiyordu. O tek olmalıydı. Böylelikle Zeus'un gözünde en iyi Tanrılardan biri olabilirdi. Birlikte olduğu her kadını öldürüyordu. Öldürmek ona zevk veriyordu. Zeus ilk başları buna karşı çıkmıyordu. Ama bu olaylar artınca Alickle konuşma kararı aldı. Çünkü O, İnsanların koruyucusuydu. Kadınları öldürmek, eziyet etmek onun görevlerine ters düşüyordu. Zeus bir gün huzuruna çağırdı Alick'i. Sözleri gökyüzünde şimşekler çaktıracak kadar sertti. Alick Tanrı Zeus'un karşısında hiçbir şey yapamadı ve Zeus O'nun tüm yetkilerini elinden aldı. Sadece ölümsüzlüğünü bırakmıştı. Alick yeryüzüne tekrar indiğinde bir ölümsüzdü ama hiçbir şeyi yoktu. Zeus Alick'ten yetkilerini alırken Tanrısal ihtişamını da almıştı. Yine yakışıklıydı ama kimse ona bakmıyordu. Yüzyıllar boyunca insanlar arasında sefil bir hayat sürdü. Ta ki Dünya'da işler karışana kadar. Tanrı Zeus tekrar Tanrı Alick'i huzuruna çağırdı. Ona verdiği cezadan dersini aldığını düşünüyordu. Ama bilmediği bir şey vardı Alick sürdüğü insan hayatı boyunca nefretle dolmuştu. Zeus'a, diğer Tanrılara, insanlara, hayatına... Tüm hücresinde nefret vardı. Zeus ona yetkilerini geri verdi. Sıfırdan başlayacaktı Alick. Zeus onun tam anlamıyla sıfırdan başlamasını istiyordu. Adı yeniden diriltilmiş anlamına gelen Anstiss'di.

Anstiss artık ukala, kimseyi dinlemeyen, çıkarcı ve tam anlamıyla nefretten yaratılmış biriydi. Tanrılar kin tutabilir mi demeyin. Çünkü bu Tanrı tam anlamıyla kin dolu. Her tanrı ve tanrıçaya kafa tutuyor ve eleştiriyordu.

Anstiss ilk iş olarak Gece'nin Tanrıça'sı Nyx'e bulaştı. Çünkü en kötü durumda olan O'ydu. Tanrıça olan kızlarını, işaretlediği çocuklarını kontrol edemiyordu. Anstiss Zeus'tan aldığı görevlerle tekrar yeryüzüne indi ve en kolay yolu seçti. Çıkarlarına göre hareket edecekti. Yeri geldiğinde koruyacak, kollayacak yeri geldiğinde öldürecek, eziyet edecekti. Göstereceği suçlular bile hazırdı. Gece'nin Ulu Tanrıça'sı Nyx, Hile Tanrıçası olan kızı Apate ve Nefret ve İntikam Tanrıçası olan kızı Nemesis...

Yeniden oyuna dahil olan Alick, yeni adıyla Anstiss, artık kendini ön plana koyacaktı. Zeus'u veya diğerlerini değil. Çünkü onun istediği tek bir şey vardı. O da sınırsız güç ve kudret...


Bellatrix Margeaux Darcia demiş ki:
çok basit olucak belki ama bu aradığınız tanrı Zeus olabilir. Şimdi yunan mitolojisine göre zeus nyx'ten korkmatadır. Bunun nedenini pek bulamadım. Bizim kurgumuza göre yarattığı vampirlerden ve onların güçlerinden dolayı olabilir. Zeus, Nyx'in kendi kızlarıyla bile baş edemediğini görünce aslında ondan korkmaması gerektiği kanısına varmış olabilir. Kendindeki tek eksiğin cesaret olduğunu görür ve herşey böyle başlayabilir. Biz Zeus'un Nyx'e olan korkusunu şöyle geliştirebilriz.;
Zeus Nyx'ten korktuğu için uzun yıllar ondan uzak bir yerdedir. Artık baş tanrı değildir. Onun yerine Karanlık Tanrıçası Nyx Baş tanrıçaolmuştur. Bunu her ne kadar hazmedemese de Nyx'e olan korkusundan hiçbirşey yapamamıştır. Lakin Nyx'in kendi kızlarıyla bile baş edemediğini fark edince bu fırsattan yararlanmak istemiştir Zeus. Hem onu eleştirecek kızlarını engelleyemediği bahanesiyle dünyaya inecektir. Ama asıl amacı yine eskisi gibi kendi yaratıklarını(bunun adı da Golem olabilir) yaratmak dünyaya yeniden hakim olup baş tanrı olmaktır. Bunun için hem Nyx ve kızlarıyla savaşmak zorundadır.

*Golem:Yahudi mitolojisinde kilden yapılıp büyüyle hayata getirilen yaratık. ruhu olmayan genelde kilden veya topraktan oluşturulan bir canlı. Ama biz bu yaratık türüne kurgumuzda yenişeyler ekleyebilirz mesela bu golemler yine kilden ve topraktan olsun yine ruhları olmasın ama çok iyi savaşçı olsunlar. başlarına(zeus'a] sağdık olsunlar.İlk başta tıpkı bir insan gibi zararsız gözüksünler. Lakin onları ayıran tek fark bileklerinde küçük bir yıldırım izi olması olsun. Sonuçta onları zeus yaratmış olacak zeus'un simgesi de yıldırım.
*ek olarak bulduğum bir diğer bilgi de
Toprak, kaya, ağaç, ateş, demir, kan gibi çeşitli türleri vardır. Golem hangi meddeden yapılmışsa o şekilde adlandırılır.

Julié Helen Darcia demiş ki:

Ablacm kurguyla ilgili olarak bence kötü bir erkek tanrı daha yararlı olabilir. Nyx 'in kızlarının başaramadığı şeyi telafi etmek için vampirlerin arasına girebilir. Hatta kendisi kötü olduğu ve kendi çıkarlarını düşündüğü için Nemesis ve Apate 'nin aklını çelip kendi yanına alabilir. Böylece nefilimlerle magnuslarda onun tarafına çekilebilir. Böyle olunca Nyx baya güçsüz duruma düşüyor. Nyx 'in yanında olacak bir tanrı olabilir gene. Ona yardım edecek veya Kalona.
Kalona sırf kötü şimdilik ama eskiden Nyx 'in savaşçısı olduğu için tekrar ona yardım edebilir belki. Üzerinde etkisini bıraktığı çaylaklar , vampirleri vs. Diğer erkek tanrıya karşı kışkırtabilir. Çünkü bir zamanlar Nyx 'i sevdiği için bir yandanda o Tanrıyı kıskanıyor olabilir.

Penthos - Keder ve Istırap Tanrısı.

*Ablam bu Nyx 'e karşı gelennTanrı olabilir.

Hypnos ~ uyku tanrısı olarak tanınmıştır. Kardeşi ölüm tanrısı olan Thanatos’tur. Anneleri gece (nyx) dir.

* Buda Nyx 'in yanında olan olabilir buda oğlu.

veya

thanatos ~eski yunan mitolojisinde nyks'in çocuğu, ölümü simgeleyen tanrı. uyku'nun kardeşi.
birbirinden ayrılmayan hypnos'la (uyku) thanatos yeraltında tartaros'un derinliklerinde otururlar.


*Buda Nyx 'in oğlu .


Pontus ~Yunan mitolojisinde, Pontus, ilk tanrılardan denizleri simgeleyendi. Hesiod'a göre Gaia Pontus'u çiftleşmeden dördüncü olarak yarattı. Gaia'yla birlikte Nereus, Thaumus, Phorcys, Ceto ve Eurybia'nın babası olan Pontus, Thalassa'la da çiftleşerek Telchines'in babası olmuştur.
Helenler arasında bir deniz titanı olan Okeanos, Pontus'tan daha çok deniz tanrısı olarak anılırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri Empty
MesajKonu: Geri: Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri   Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri Icon_minitimePaz 07 Kas. 2010, 13:04

Aria Natalie Baker demiş ki:

Bu erkek tanrı, Erebus'un ikiz kardeşidir, fakat yaşça ondan büyük olabilir, kısaca Nyx'in de ablasıdır. Adı de Endymion olabilir hatta, yunanca anlamı yılan çünkü. Fakat bunun da birhikayesi olabilir. Hikaye büyük bir kıskançlktan doğuyor. Bir zamanlar, adı sadece Erastus iken, kardeşi Erebus'un oğullarına önderlik etmeye çalışmasıyla, Erebus'a kafa tutar ve tüm gücünü kusar. Erebus, hasar görür, fakat Erastus Nyx tarafından cezalandırılarak yılan tanrısı olmuştur. Şimdi aynı bir yılan gibi sürünür, çatallı bir dili ve sarı ince göz bebekleri vardır, fakat hala Erebus'a benziyordur. Şu an kendi kutsal yer altında kısılı kalmıştır. Günlerden bir gün, Erebus'u kandırmak adına kendisinden af dileyerek, Nyx'le konuşmasını ister fakat Erebus bunu reddeder, çünkü kardeşinin kesinlikle onaylamayacağını biliyordur. Fakat Endymion öyle inatçı ve ısrarcıdır ki,Erebus da iyi niyetine yenik düşerek Endymion'u serbest bırakır. Yıllarca Nyx'ten ve gücünden kaçan Endymion, dünyada bir yılan olarak gizlenmiştir, ta ki Nyx tarafından yeniden keşfedilene kadar. Nyx, öncelikle çok şaşırır ve kardeşini kimin kendinden izinsizce dünyaya saldığını merak eder. Endymion ona tüm durumu anlatır, fakat kesinlikle anlattıkları doğru değildir. Erebus'un ona işkence ettiğini, Endymion ona karşı çıkınca dünyaya mahkum edildiğini anlatır durur. Ayrıca, Endymion'un bir özelliği, çatal diliyle kimin alnını yalarsa o kişiyi kendi hipnotize etkisi altına alabilme özelliğidir, ki buna Nyx de dahildir. O, gücünü yılanlardan almaktadır. Bunların hepsini anlattıktan sonra, bir gün Nyx'i kendi kutsal nehrinin önünde çaylaklarının dualarını yanıtlarken bulur ve onun bu hazırsızlıklığndan yararlanarak onu etkisi altına alır. Onu Erebus'a düşman etmekle kalmaz, aynı zamanda kendisine aşık eder. Ve, Endymion'un birini kendi etkisine aldığını gözüne bakarak anlayabilirsiniz. Eğer göz bebeği ince ve uzun ise, aynı zamanda kesinlikle gözü Endymion dışında birini görmüyorsa o Endymion'un etkisi altındadır.
Günler geçtikçe, Nyx'in Endymion'a olan bağlılığı artmaktadır, fakat bunların hepsi büyünün etkisinin büyümesinden kaynaklanır. Nyx, artık sadece Erebus'a düşman değildir, onu kendi kutsal şelalesinin ardındaki derin mağaraya hapseder ve birinin oradan çıkmasını sağlayacak tek şey Nyx'in buna izin vermesidir. Yoksa hiç bir güç, o kutsal dualarla çevrili suyu aşamaz.
Aradan yıllar geçer ve, en sonunda Endymion, Nyx'i onlara ait mükemmel bir mekana götüreceğini söyleyerek kandırır ve onu gece evindeki nyx heykelinin içine hapseder. Artık inanılmaz derecede güçlü ve bağımsızdır, bu yüzden Nyx'e tapan çaylakları kendisine tapmasını sağlamak için yeryüzüne iner. Kendisini Erebus olarak tanıtır ve buna ilk başta tüm gece evi inansa da, bazılarının gözü yavaş yavaş açılır. Onları ayırt edebilmek için, gözlerine ve diline bakmak yeterlidir. Evet, bunu fark ediyorlardır ve Endymion'un onların yeni tanrısı olmak istediğini açıkça görüyorlardır. Fakat, Nyx, tabuttayken uyanır, olan biten herşeyi hatırlar fakat oradan kaçamaz hiç bir halükarda. Evet, eskisi kadar güçlüdür ve dualara yanıt verebilmektedir, eski gücü, kudreti, herşeyiyle tekrar Nyx'tir fakat bu güç şimdi Endymion'a da kopyalanmıştır ve o heykelden hiç birşekilde çkamaz. Yapabildiği tekşey, kullarına Endymion'u nasıl yenebileceklerine dair mesajlar, sırlar vermektir. Nyx'in gücünü koruyan şey, vampir veçalyakları ona olan sevgisi ve dualarıdır. Endymion'un amacı ise, bu duaları engellemek, Nyx'i savunmasız bırakmak ve tüm insanlara ve vampirlere hükmetmektir.

Evet, kurgu biraz karışık oldu
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
 
Sizlerden gelen bazı kurgu örnekleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tuhafımsı bir kurgu oldu ama kurgu kurgudur. Gelin haaydi.
» Derinliklerden Gelen Sesler: Tik Tak Tik Tak
» Kurgu, kurgu, kurgu. İstiyorum da istiyorum.
» Bazı çalışmalarım
» Bazı yenilikler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: