Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Element sahibi olmak için Paz 17 Ekim 2010, 15:33 | |
| Çok özel karanlık kızlarda olması gereken iki özel güç boşa çıkmıştır.. 5. Element'e sahip kişi - bir şekilde Aya'nın realkarnasyonu gibi Zoeyy gibi.. Pınardı ancak siteye derslerinden dolayı giremiyor bu karaker önemli olduğundan sitede aktif rp yapan üyelerden birini seçeceğim.. Şartlar Sitede en az bimiş 3 rp'si bulunmalı... ( güç seviyesindekiler sayılmaz) Karanlık kızlara üye ise toplantıda yazmış olmalı değil ise sorun değil.. Ancak sitenin kurgusunu da takip etmelii.. Rp puanı : 85+ olmalı Son ve en önemlisi Bu kişi karanlık kızların lideri olacağından ritüel düzenleyecektir. 5 elementi kullanrak tam bir ritüel rpsi yazmalısınız... Başvuru Formu - Kod:
-
Karakterin adı:
Rp puanı : Geçmiş : (site kurgusuna göre) Bitmiş 3 Rp linki Neden bu özellik( kurgunuza etkilerini açıkca yazın: Örnek Rütiel Rpsi : Başvuru formunu doldurarak bana pm atınn. Mesajın konusunda istediğiniz güçü yazın Örneğin : 5 Element için başvuru Şeklinde.. Seçim tamamlandıktan sonra bütün rpleri buradan size sunacağiz.. Ateş, su ve Hava Elementi için aynı şartlar geçerlidir.. Tek fark Rp.. Element sahibi gibi Ritüel rpsi yazın ama elbette ritüeli yönetmeyecek çemberi kuranlardan olacaksınız.. - Kod:
-
Karakterin adı:
Rp puanı : Geçmiş : (site kurgusuna göre) Bitmiş 3 Rp linki Neden bu özellik( kurgunuza etkilerini açıkca yazın: Örnek Rütiel Rpsi : Başvuru formunu doldurarak bana pm atınn. Mesajın konusunda istediğiniz güçü yazın Örneğin : Ateş elementi için başvuru Şeklinde.. Seçim tamamlandıktan sonra bütün rpleri buradan size sunacağiz..
En son Elizabeth Rose Wayland tarafından Salı 26 Ekim 2010, 14:19 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
|
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Element sahibi olmak için Salı 26 Ekim 2010, 14:12 | |
| Su elementi sahibi : > Serenity Parker- Spoiler:
- Serenity Parker demiş ki:
Karakterin adı: Serenity Parker.
Rp puanı : 90 Geçmiş : (site kurgusuna göre) : Babası oldukça zengin olan bir politikacıdır. Fakat her zaman Serenity 'den uzak durmuş , onunla yakınlaşmaya çalışmamıştır. Annesi de aynı şekilde zengin bir modeldir. Varlıklı bir aileden gelsede her zaman sevgiden yoksun olmuştur. Ne zaman annesi onun bir yanlışını görse hemen yüzüne vurur , onun herşeye sahip olduğunu söylerdi. Okulda işaretlendikten sonra ailesine haber vermeden Gece Evi 'ne taşınır. Annesi birkaç kez onu bulmaya çalıştıysada Serenity hep geri çevirmiştir. Bitmiş 3 Rp linki : https://mortalinstruments.forum.st/koruluk-f43/zor-gunler-t486.htm
https://mortalinstruments.forum.st/caylaklarn-yemek-salonu-f69/cadlarn-kavgas-boyle-olur-t401.htm
https://mortalinstruments.forum.st/tulsa-koruluu-f78/lk-karlama-t746.htm
Neden bu özellik( kurgunuza etkilerini açıkca yazın: Su elementi her zaman sahip olmak isteyeceğim türden. Özellikle kurguda yarar sağlayacaktır. Yeni çıkan ırklara karşı mücadele etmemde de yardımcı olacaktır. Örnek Rütiel Rpsi :
###
Salondan içeri girdiğimde çaylakların sesleri kulaklarımı uğuldatıyordu. Tanımadığım yüzler arasından sıyrılmaya çalıştım. Sonunda kürsüye geldim etrafa bakındım. Herkes koşuşturmacaya başlamıştı. Özelliklede Ocean . Onlar koşuştururken ben sessizce etrafı izliyordum. Sonunda gözü bana ilişti yavaşça yanıma yaklaştı. İzleyen çaylaklaın duymamasına özen göstererek sertçe kızdı '' Nerelerdeydin Serenity ? Yarım saattir bekliyoruz '' Hala bana bakıyordu. Onun bu hali çoğu zaman sinirimi bozardı. Herkese emirler yağdırır , herşeyin mükemmel olmasını isterdi. Ama kendi mükemmellikten çok uzaktı. Gözlerimi devirdim ağzımı açmıştımki Yüksek Rahibe 'nin sesi duyuldu. '' Hoşgeldiniz sevgili çaylaklarım. Bu seneki ilk dolunay ritüelimiz başlasın ! '' Ocean hala rahibeyi dinliyordu. Bense onun sesini taklit ederek '' Herneyse Ocean sanırım bugün bitek geç kalan ben değilim '' dedim ve onun cevap vermesine fırsat vermeden ileri doğru yürüdüm. Çember çoktan kurulmuş üyeler yerlerini almıştı. Bense yavaş adımlarla kendi yerime geçtim. Tütsünün kokusu etrafı sarmıştı . Ocean öne geçti ve ritüelin önemini anlatan cümleleri tekrarladı. Ben ise onu dinlemiyordum sadece önümdeki mavi muma odaklanmıştım. Özel gücümü öğreneli neredeyse 1 hafta oluyordu ama ben hala onunla nasıl baş edeceğimi bilmiyordum. Aşinası olduğum sesler kulaklarımı uğuldatıyordu. Sonunda konsantremi bozup kafamı kaldırdığımda Ocean 'nın ateşi çağarğını duydum. Sıra nerdeyse bana gelmişti. '' ... Ateş bana gel '' Tüm çaylaklar susmuş çemberi izliyordu. Kate 'in yavaşça ateşe odaklandığını hissediyordum. Sonunda Ocean benim önümde durdu. Ona korkan gözlerle baktım. Sonra herkesin bizi izlediğini hatılayıp kendimi topladım. Kendimi ezdirmeye niyetli değildim. Ocean mavi mumu yerden alıp bana uzattı. Derin bir nefes aldı ve konuştu. '' Su bilgelik ve saflıktır. Suyun bizi bütün kötülüklerden arındırmasını diliyorum. Su bana gel ! '' Oluyordu işte ! Denizin hafif dalgalarının ayaklarıma vurduğunu hissediyordum. Suyun soğukluğunu hissettim ve deniz kenarındaymış gibi gözlerimi kapattım. Bu inanılmazdı. Dalgaların sesini kulaklarımda hissedebiliyordum. Mavi mumun alevi biran büyüdü ve tekrar eski haline döndü. Sonra Ocean toprağı çağırmak için önümden ayrıldı. Buna inanamıyordum. Ben hala olayın şokuyla muma bakıyordum. Hayat boyu suyu sevmiştim. Şimdi ise.. bu güce gerçekten sahiptim . Belkide geçeken bu güce inanmıştım. Nyx 'e sessiz bir teşekkür yolladım. Yeniden..
Element sahibi olmuştur
En son Elizabeth Rose Wayland tarafından Salı 26 Ekim 2010, 14:21 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
|
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Element sahibi olmak için Salı 26 Ekim 2010, 14:16 | |
| Ateş Elementi >>> Lydia Madeleine Gloom - Spoiler:
- Lydia Madeleine Gloom demiş ki:
- Karakterin adı: Lydia Madeleine Gloom
Rp puanı : 95
Geçmiş : (site kurgusuna göre) Lydia daha küçücük bir kız çocuğuyken sosyetenin gözdesi olmuştu ama o bu süslü kadınlardan hiç hoşlanmaz, onları itici bulurdu.İkizinin olmasına ramen hiç huzursuzluk yaşamamış,mükemmel bir hayat sürmüştü.İşaretlendiği gün onun için kurtuluş değil mükemmel hayatının sonuydu.İkizinden ayrıldığını düşünmek onu çok üzmüştü ancak ardından Sarah da işaretlenmişti.Ancak kurgu gereği Sarah şuanda gece evinde bulunmamaktadır bu yüzden Lydia kendini yalnız ve çaresiz hisseder.
Bitmiş 3 Rp linki https://mortalinstruments.forum.st/dou-duvar-f42/topraa-darbe-t202.htm https://mortalinstruments.forum.st/kzlar-yatakhanesi-f63/korkunun-ecele-faydas-vardr-t410.htm https://mortalinstruments.forum.st/seelie-saray-f19/te-balyoruz-t607.htm Bütün toplantılara ve ortak rplere katıldım.
Neden bu özellik( kurgunuza etkilerini açıkca yazın: Çaresiz kaldığını sanan ve kendini hayattan soyutlayan Lydia tanrıçanın gözünde tahmin ettiğinden çok daha değerlidir.Güçlerini farkettiğinden hayatı Nyx uğruna adanmış olacaktır.
Örnek Rütiel Rpsi : Siyah, bedenime tam oturan ve beni yaşımdan büyük gösteren bir elbise giymiştim.İnanılmaz derecede heyecanlıydım.Topukluların üzerinde çok zor yürüsemde neredeyse dans eder hareketlerle çemberin içine girdim.İçim kıpır kıpırdı.Tanrıçamın yanımda olduğunu hissediyordum.Özel ritüel çakmağını elime alıp sarı mumun yanına gittim. -Hava...Sensiz yapamayız.Ciğerlerimizi doldurur yaşamamızı sağlarsın.Senin Nyx'in adına çemberimize davet ediyorum. Hafif bir rüzgar etrafımı sarmıştı.Çakmakla mumu yaktım.İlk adımı başarmıştım.Ciğerlerimi rüzgarla beraber özgüvende doldurmuştu.Bu sefer kırmızı mumun yanına yürüdüm. -Ateş...İçimizi ısıtırsın.Işığınla yönümüzü buluruz.Seni yönümüzü buldurman için çemberimize davet ediyorum. Sıcaklık baştan ayağa bütün vücudumu sarmıştı.Kırmızı mumuda yakıp ilerledim.Mavi mumun yanına gittiğimde bayılacak kadar heyecanlıydım. -Su...Yaşam kaynağımızsın.Her şeyin içinde sen varsın.Seni de çemberimize davet ediyorum. Mavi mumu da yakmıştım.Deniz sesleri kulağımda yankılanırken yağmur serinliği yüzüme vurdu.Bunu da başarmıştım.Nyx'e sessiz bir teşekkür gönderdim. -Toprak... Sen doğanın anasısın.Sen Dünya'nın temelisin.Seni tanrıçamızın adına çemberimize çağırıyorum. Yeşil mumda yanmıştı.Ayaklarımın altında yeni sulanmış çimenlerin yumuşaklığını hissediyordum.Geriye tek bir mum kalmıştı.Bayılmadan bu ritüeli bitirmeliydim.Kendimden emin adımlarla Son mumun yanına gittim. -Ruh. İçimizi doldurursun.Sen olmasan biz olamazdık.Seni de çemberimize davet ediyorum.Bizi sensiz bırakma. Elim titreyerek mor muma çakmağımı uzattım.Eğer yanmazsa benim için herşey bitecekti.Yine ve son defa yıkılacaktım.Ama benim için bir mucize oldu ve mum hiç tereddüt etmeden yandı.İçimde ki neşe anlatılamayacak kadar fazlaydı.Ondan sonrasını hatırlamıyorum.Mutluluk gözümü kör etmiş olmalıydı.Hızla elementlere veda edip çemberi kapattığımı biliyorum sadece... Element Sahibi olmuştur | |
|
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Element sahibi olmak için Salı 26 Ekim 2010, 16:41 | |
| Hava Elementi : Amy Parker - Spoiler:
- Amy Parker demiş ki:
Karakterin adı: Amy Parker
Rp puanı : 87 Geçmiş : (site kurgusuna göre):
Amy Manhattan’ın zengin ve soylu bir ailesi olan Parkerların en küçük kızıydı ve kendinden büyük 2 ablası vardı. Ailesiyle mutlydu ta ki iki ablasının da işaretlenmesine kadar.Amy daha ne olduğunu bilmese de Büyük ablası Yüksek Rahibe olarak yetiştiriliyordu.Bu iyi bir şeydi heralde. Daha doğrusu ablası öyle diyordu. Taki ablasının öldüğü gün Amy’nin işaretlenmesine kadar. O günden sonra hayatı değişti. Alnındaki içi boş hilalden nefret ettiği kadar hiçbir şeyden nefret etmedi. İşaretlendikten sonra kişiliğini tamamen değiştirdi.Ailesi onun bu yeni halini sevmiyorlardı ve tam bir yabani olduğunu, onlara yakışmadığını düşünüyorlardı . Özellikle de yeni geldiği gece evinde yüksek rahibesi olan ablası Cassandra… Aslında artık onları taktığı söylenemezdi… Bitmiş 3 rp linki: https://mortalinstruments.forum.st/drama-snf-f50/1-donemin-son-dersi-t925.htm https://mortalinstruments.forum.st/sevgililer-gunu-balosu-f125/balo-gecesi-t976.htm https://mortalinstruments.forum.st/karanlk-kzlar-erkekler-calma-odas-f85/yine-bir-durum-deerlendirmesi-t844.htm
Siteye daha yeni geldiğim için fazla rp'm yok
Neden bu özellik( kurgunuza etkilerini açıkca yazın:
Ablasını elinden aldığı için Nyx’a kızgın ve kırgın olan Amy onun gözündeki değerini anlamış olucak ve ona olan güvenini tamamen sağlamış olacak. Bunun dışında da,bu güçle Nyx’ın 5 seçilmişinden biri olucam ve bu sayede daha iyi kurgu üretip rp yazabilicem
Örnek Rütiel Rpsi :
Aynadaki görüntüme baktığında heyecandan ve birazda mutluluktan ışıl ışıl parlayan bir çift kahverengi göz vardı.Bu ben miydim ?? En son neye bu kadar heyecanlanmıştım . İşaretlendiğim zaman mı ? Yoksa Nyx’ın beni 5 seçilmişi arasına alıp Hava elementini bana verdiği zaman mı ? Belki de her ikiside. Ama şu anki duygularımı ifade edicek tek bir kelime bulamıyordum. Sonuçta ilk ritüelimdi bu. Beklide Tanrıçama hiç yakın olmadığım kadar yakın olcağım ilk ritüeldi.
Siyah ipekli diz üstü elbisesimi giymiştim .Vücudumu baştan aşağı saran ,vücut hatlarımı ortaya çıkaran bir elbise.En sevdiğim elbisemdi bu.Babamın son doğum günümde “Artık vampir olucaksın o yüzden siyahı sevmen lazım” diyip bir kahkaha attıktan sonra bana hediye ettiği elbiseydi bu. Saatte baktığımda eğer biraz daha aynanın karşısında oyalanırsam ritüeli kaçıracağımı fark ettim ve ayağıma babetlerimi giyip ritüel alanına doğru hızlıca yürümye başladım.
Ritüel alanına geldiğimde hala hazırlıklar vardı. Bende içeriye girip ritüelde kullanılacak mumları yerleştirmeye başladım. “Hey Amy !” . Bu sesi nerde olsa tanırdım. Bu hayatta bana güven veren ,ama aynı zamanda da içimi ısıtan tek sesti bu.Brandon’un sesi… Kafamı ona çevirdiğimde yüzündeki gülümsemesi daha da büyüdü ve sanki bulaşıcı bir şeymiş gibi bende de aynı ifade belirdi. “Çok güzel olmuşsun.” Dedi . Yanaklarımın kızardığını hissetmeye başlamıştım .Kendimi kurtarmak için her zamanki dalgacı kimliğime bürünerek. “ Sağol. Ama sen söylemeseydin de bunun farkındaydım “ deim. “Küçük hanım efendimiz bügün her zamankinden de ukala” dedi ve oda benimle dalga geçmeye başladı. “ Ahh !! Tanrıçam bu çaylaklar nende bana ukala derki. Ya ben ukalamıyım lütfen. “ dedim ve ikimizde kahkaha attık. Tam o sırada ruh elementine sahip olan ve çemberi yöneten Lucinda beni çağırdı.Brandon’a ” Gitmem gerek” dedim ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra yerime geçtim.
Ritüel alanı dolmuştu ve bu beni daha da heyecanlandırıyordu.Lucinda elime havayı temsil eden sarı mumu verdiğinde sanki rüzgar beni sarmalamıştı. Bu hayatımda yaşayamayacağım kadar güzel bir duyguydu. Gözlerim mutluluktan dolmuştu ve Nyx’a bu gücü bana verdiği için sessiz bir dua göndermiştim.Artık ritüel başlamıştı ve Lucinda birkaç bir şey söyledikten sonra okunan şiirde dans etti ve sıra elementleri çembere çağırmasına gelmişti. Karşıma geçti ve “ Çemberimize ilk olarak havayı davet ediyorum ve bizi içgörü rüzgarlarıyla korumasını rica ediyorum . Hava bana gel ! “ dedi ve çakmağı mumuma değdirdiği anda ikimizde ,saçlarımızı havalandıran ve güzel elbiselerimizin eteklerini dalgalandıran rüzgarın arasında kaldık. Bunlar olurken de mumum hemen yanmıştı. Hem şaşkınlık, hemde mutluluk dolu bir gülümsemeyle “ Üzgünüm “ diye fısıldadım. “ Bunlar benim için çok yeni duygular , heyecanımı zapt etmeyi başaramıyorum” dedim ve gülümsedikten sonra diğer elementlerin çembere gelişlerini ve kendilerini göstermelerini izledim. Element sahibi olmuştur... 5 Element için iki adayımız var.. 3 daimin seçim yapıldığından bir adminin cevabı beklenmektedir. Yarın onuda açıklamayı planlıyorum | |
|
Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Element sahibi olmak için Cuma 29 Ekim 2010, 15:28 | |
| 5 Element özelliği sahiplerini bulmuştur. Nyx herşeyi alt üst edecek bir şey yapmıştır. Elbette kızları tarafından ihanete uğramış bir tanrıçasının hiddetti herkes için farklı sonuçlara yol açacaktır... A. Séptember Qixinâ - Spoiler:
- A. Séptember Qixinâ demiş ki:
Üzerinde yine bir heyecan vardı. Zaten her zaman heyecanlanıyordu Karanlık Kızlar/Erkekler ritüeline başlayacağında. Üzerinde gerçekten de büyük bir sorumluluk vardı ama bundan hoşnuttu. İleride Nyx’in Yüksek Rahibesi olacağından dolayı gurur duyuyordu. Bu yüzden gelen sorumlulukların üstesinden kolayca gelebileceğine inanıyordu. Auralia son kez aynaya bakarken derin bir nefes aldı. Kesinlikle mükemmel görünüyordu. Siyah ipek elbisesi dizlerinin beş santim kadar yukarısında bitiyordu. Aşağıya indikçe rengi hafif morlaşan bu elbise mumların ışığıyla kesinlikle mükemmel görünüyordu. Lal taşıyla süslü olan, bir hilalle üç tanrı figürünün peş peşe sıralanmış bir şekilde oluşturulan gümüş kolyesi göğüs hizasında duruyordu ve üzerine gerçekten yakışıyordu. Karanlık Kızların Lideri bu kolyeyi takmak zorundaydı. Aurelia bunu takmaktan gurur duyuyordu. Ayağındaki hafif topuklu siyah ayakkabılar onu bir kadın gibi göstermiyordu. Ama olgun duruyordu. Mavi gözlerini ortaya çıkaracak siyah göz kalemini çekmişti her zamanki gibi. Dudaklarında şeffaf bir parlatıcı vardı. Sade ama şık… Bu ikiliye kesinlikle bayılıyordu. Siyah bir taçla geriye topladığı saçlarını son kez düzelttikten sonra odasından çıkmaya hazırlandı. Bu gece her şeyin harika olması için dua ediyordu. Merdivenleri hızlı bir şekilde inerken yanından geçenlere gülümsemeyi ihmal etmiyordu. Hepsi hayranlıkla Aurelia’ya bakarken ister istemez kızarıyordu. Bütün Gece Evi tarafından sevilmek müthiş bir şeydi. Her zaman en iyi, en başarılı olmayı kim istemezdi ki? Bunların hepsi O’nda birleşiyordu. Bunu kıskananlar elbette çoktu.
Ritüel alanına geldiğinde nefesi bir anda kesilmişti. Her şey o kadar… Muhteşemdi ki. Kendiyle uyum sağlıyordu kesinlikle. Yine de obsesif bir çaylak olarak her şeyi kontrol etmeden duramıyordu. Mumları, çakmağı, şarabı, ses sistemini, hepsini bir de kendisi yokladıktan sonra arkadaşlarını beklemeye başladı. Onlar da hazırlanıyor olmalıydılar. İlk gelen arkadaşı havayı temsil eden Yue olmuştu. Çekik gözleri, ufak yapısı ve sevimli yüzüyle tipik bir Japon kızıydı. Üzerine giydiği siyah elbise dizlerinin biraz altına iniyordu. Yine de çok hoş olmuştu. Kahverengi saçlarını topuz yapmıştı. Hemen yerini almak için yöneldi. Aurelia’nın yanından geçerken ona sessizce selam vermeyi ihmal etmemişti. Yue’den sonra Valentine ve Sierra ikizleri içeri girdiler. Biri suyu diğeri ise ateşi temsil ediyordu. Emo olmalarından dolayı ikisinin de yüzü görünmüyordu neredeyse siyah saçlarından ama ilk kez saçlarını aynı şekilde arkadan toplamışlardı. Onlar da elbise girmişlerdi. Valentine’in elbisesi yer yer maviyken Sierra’nınki yer yer kırmızılaşıyordu. Elementlerinin renklerinde giyinmeleri kesinlikle çok hoş olmuştu. Onlar da yerlerini alırken Aurelia’ya selam verdiler ve ikisi aynı anda “Bu gece de gururlandır bizi.” demeyi ihmal etmediler. Element sahiplerinden bir tek Thomas kalmıştı. Gruptaki tek Karanlık Erkek oydu. Diğer Karanlık Kızlar da ritüel alanına gelirken Aurelia’yı yersiz bir endişe kaplamıştı. Ya bir şey olduysa? Hayır, muhtemelen sadece hazırlanıyordu ama yine de bir an korkmuştu. Endişeyle kapıya bakarken duvardaki saate baktı. Ritüel başlamak üzereydi. Sesle ilgilenecek olan arkadaşı, Josh’a yaklaşarak “Thomas nerede? Ritüel birazdan başlayacak.” Josh bir kahkaha atmamak için elini ağzına götürdü önce. Sonra Aurelia’nın mavi gözlerine kilitlenerek “Seni yalnız bırakır mı hiç? Merak etme.” –Bir an yeşil gözlerini kapıya dikti ve sonra yine Aurelia’ya baktı. “Bak işte geliyor. Sen de yerini al. Müziği başlatıyorum bak.” Aurelia bir an arkasını döndü ve elementini temsil etmek üzere yerine geçen sevgilisine baktı. Üzerine giydiği siyah kot ve tişörtüyle kesinlikle muhteşem görünüyordu. Bir an zümrüt yeşili gözlerine kilitlendi ve gülümsedi. Hey, kendine gel! Ritüel başlamak üzere Zihninin onu kendi kendine uyarması güzeldi. Josh’ın yanından ayrılırken derin bir nefes aldı. Heyecan basmıştı yine. Bir iç çekişten sonra masada duran taşlarla süslü çakmağı aldı ve ilk element olan havayı temsil eden sarı mumun, yani Yue’nin yanına yürümeye başladı. Yue’nin yüzünde her zamanki gibi utangaç bir gülümseme vardı. Aurelia sessiz bir şekilde boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
“Fırtına rüzgarları, Nyx'in adına, sizi çağırıyorum, Burada işlenecek sihrin üstüne Lütfünüzü saçmanızı sizden diliyorum.” Dedi ve sarı mumu çakmağıyla yaktı. Tenini okşayan rüzgarı ve tenini okşayan rüzgarı hissedebiliyordu. Yue’nin yüzüne bir anda özgüven dolu bir gülümseme yayılmıştı. Aurelia da ona aynı şekilde gülümsedi ve ikinci elemente, yani ateşe doğru yöneldi. Sierra gaz veren gözlerle ona bakıyordu. Başaracağından zaten eminim der gibiydi bakışları. Aurelia yanına geldiğinde yeniden konuşmaya başladı.
“Şimşeğin ateşi, fırtınaların ve sihir gücünün taşıyıcısı, Nyx'in adına, seni çağırıyorum, Senden burada işleyeceğim sihre yardım etmeni diliyorum.” Diyerek kırmızı mumu yaktı. Az önceki rüzgarın yerini güzel bir sıcaklık kaplamıştı. Kesinlikle yakıcı değildi, sakin ve hoştu. Sierra’nın yüzünü sıcak bir gülümseme kaplayıvermişti. İnsanın adeta içini ısıtan bir türden gülümsemeydi bu. Ona da gülümsedikten sonra üçüncü element, yani su için Valentine’in yanına doğru ilerledi. Samimiyeti her halinden belli oluyordu. Aurelia yine sözlerini söyledi.
“Sağanak yağmurlar, Nyx'in adına sizi çağırıyorum, Bu en güçlü ritüeli gerçekleştirirken, Boğucu gücünüzle bana katılın.” Denizin hoş kokusu burnuna dolmuştu bir anda. Aynı zamanda tenine sakince damlalar düşüyordu sanki. Sondan bir önceki element, yani toprak için şimdi Thomas’ın yanına gidiyordu. Kalbinin bir an yerinden çıkmasından korkmaya başlamıştı. Adeta göğüs kafesini kıracak kadar hızlı atıyordu kalbi. Thomas’ın gözleri aşkla parlıyordu. Bir an dikkati dağılacak diye korksa da bu olmadı. Sözlerine başladı. Sesindeki aşkı yalnızca Thomas fark edebilirdi…
“Derin ve nemli toprak, Nyx'in adına, seni çağırıyorum. Sen bana bu ritüelde yardım et ki, Toprağın, güç fırtınasının kükreyişiyle sarsılışını hissedebileyim.” Taze toprak kokusunu içine çekti çekebildiğince. Aurelia yeşil mumu yaktığında Thomas derin bir nefes aldı tıpkı kendisinin de yaptığı gibi. Toprağın kokusunu içine çekiyor olmalıydı. Aurelia içten bir şekilde gülümsedi ve masaya yöneldi. Şimdi sıra son elementte, yani kendi elementi olan ruhtaydı. Mor mumu eline aldı ve hakim bir sesle konuşmaya başladı.
“Vahşi ve özgür ruh, Nyx'in adına seni bana çağırıyorum. Beni yanıtsız bırakma! Bu kudretli ritüel boyunca benimle kal! Ve bana Tanrıça'nın gücünü bahşet!” dedi ve mumu yaktı. İçine dolan huzuru, özgüveni ve coşkuyu yüzüne yansıttı. Ritüel sonunda bitmek üzereydi. Eline şarap bardağını aldı ve ilk yudumu aldı. Kanın tadıyla kendinden geçirdiyse de bunu yüzüne yansıtmadı. İlk kez kanı bir refakatçiden almamıştı. Kontrollü bir sesle konuşmaya başladı. “Bu gece burada neden toplandığımızı hepimiz biliyoruz aslında. Gerçekten çok zor şeyler yaşıyoruz ve Tanrıça’m, sevgili Nyx, sana ve eşsiz gücüne ihtiyacımız var. Lütfen bu gece de, her gece olduğu gibi yanımızda ol. Kutsanmaya!” Sözlerini bitirdikten sonra şarap bardağı elden ele dolaşmaya başladı. Herkes şaraptan yudumlar aldıktan sonra Aurelia şarap bardağında kalan son damlayı da kendi içip gülümsedi ve “Ritüel sona ermiştir. Uğurlar olsun!” dedi…
Adriana Sorcha Kuran- Spoiler:
- Adriana Sorcha Kuran demiş ki:
- Çamların enfes bitki kokusu burnuna değdiği anda daha da derin nefes almaya başladı Sorcha. Uzun kollu penye bluzu üzerine iki beden büyük olmasına rağmen üzerinden çıkarmadığı halde bir de kollarını hiç çekmiyordu. Bluzun uzun ve içi boş kumaşı kollarından dökülüyordu ve bu Sorcha’yı hiç rahatsız etmiyordu. Dışarıda olsa böyle giyinmeyi hayatta göze alamazdı , ama uyurken rahat olduğunu düşünüyordu. Altında ise dizinin iki karış üzerinde son bulan bir şort vardı. Yorganını ise sadece açıkta kalan bacaklarını örtmek için kullanıyordu. Ucundan kumaşlar sarkan kollarını yumuşak yastığının altına götürüp hafifçe gerildi. Esnerken neredeyse bluzunun fazlası ağzının içine giriyordu. Durum oldukça komikti ve biri görse -kesinlikle- dalga geçerdi. Kendi kendine hafifçe kıkırdadı Sorcha. Pencereden dışarı baktı, ay en tepede beyaz bir çiçeğin doğuşunu andırırken , etrafında dolaşan yıldızların pamuktan farkı yoktu. 'Pamuklu çiçek..' düşüncesi ve aklına gelen saçma bir tablo neşesini daha da arttırdı. Sonra etrafına baktı ve odada kimsenin olmadığını ve tüm yatakların düzlenmiş olduğunu farkedince yüzünü buruşturdu. Başını başka bir yöne çevirdi. Saat, 11.25'i gösteriyordu. Bir an , ders olmadığını unutup panik yaptı ve aniden yataktan kalktı. Daha sonra bugünün cumartesi olduğunu ve ders olmadığını hatırlayarak derin bir oh çekti. Ve sevgili yatağına geri döndü. Aslında oradan çıkmak zorunda kalmasa günlerce itiraz etmeden uyuyabilirdi. Elini dağınık saçlarına götürdü. Gerçekten dağınıktı ve onları görmek bile istemiyordu. Ama her ne kadar kalkmak istemese de kader, onları ayırdı ve yataktan isteksiz isteksiz kalmaya başladı Sorcha. Perdeyi kapattı ve üzerine kıyafet seçmek için dolaba yöneldi. Bugün ritüel vardı. Kendi ritüeli. Nyx’e hala nefret kussa da bir şekilde gücünü sevmeye başlamıştı. Kendisini bir şamana benzetiyordu ve ritüeller de şenlikleri aratmıyordu. Altında dar ve mini kelimesini gölgede bırakacak bir buluz aldı. Deriydi ve bununla dans edemeyeceğini düşünerek yeni aldığı fakat hiç giymediği siyah elbisesini çıkardı. Tuhaf bir şekilde Rönesans kıyafetlerini andıran elbisesi üzerinde çok hoş durmuştu. Aynada kendisine baktığında ise gördüğü sadece eşsiz bir kız değil güçlü bir soyluydu. Bir ara Jeanne D’arc fanıydı. Elbisesi Sorcha'nın boyu uzun olduğu için ona çok yakışıyordu. Daha sonra saçlarını yapmak için aynaya yöneldi. Gözleri yavaş yavaş açtı ve saçlarının berbat durumuna alışmaya çalıştı. Aslında düşüncüğü kadar kötü değildi. Sadece biraz kabarıktı. ‘Hadi ama, kimi kandırıyorum ? Tam bir fiyasko..’ Saçlarını ıslattı ve taramaya koyuldu. Taradıktan sonra üzerinden saç maşasıyla geçti ve her zamanki mükemmel görünümünü onlara hediye etti. Daha sonra hafif bir makyaj yapıp siyah çantasını koluna taktı. Çantasının içinde; bir kitap , mp3 çalar , günlük , makyaj malzemesi ve sıcaklarsa saçlarını toplamak için bir toka bulunduruyordu. Siyah topuklu ayakkabılarını da ayağına geçirdiğinde harika görünüyordu. Artık , hazırdı.
Ritüel alanına ilerlerken kalbi bir kelebeğin kanatları kadar hızlı çırpınıyordu. Elini gögsüne koyup ‘Yapabilirsin Sorcha. Sen Sorcha’sın. ’ diye kendisine güç vermeye çalıştı. Ritüel alanına girdiğinde herkesin dikkati ona dönmüştü. Bir an önce ritüele geçmek istiyorum, diye düşünürken herkesle selamlaştı.
Hazırdı. Her şeyi berbat etmemek için İsa’ya dualarını sundu. Sonra çemberin dairesine doğru ilerledi. O çembere ilerlerken etrafındakiler de yavaş adımlarla çemberi oluşturdular. Ve müzik başladı. Ritüelin beklide en sevdiği kısmı buydu. Çünkü her zaman bayan amigo kız olmuştu. En iyi dansları en zor figürleri yapabileceği bir vücudu vardı ve şimdi onu kullanıyordu. Müzik onun ruhuna dokunurken o kendisinin notaların büyüsüne kaptırmıştı bile.
Müzik son notlarına dokunurken ‘Gecenin karanlığına ışık tutan Dolunay Ritüeline hoş geldiniz. ‘ dedi. Otomatikman ‘Uğurlar Olsun!’ sesi yükseldi. Hava elementine doğru ilerlerken hala müziğin etkisindeydi. Yavaşça çaylağa yaklaştı ve gülümsedi. Sadece gergin olanın kendisi olmadığı açıktı.
‘Bir sevgilinin dokunuşu kadar yumuşak olan Hava’yı çemberime çağırıyor ve hepimizi kendisi gibi yumuşak ve hoşgörülü olmamıza yardım etmesini diliyorum!’
Sarı mumu yaktığında saçları havalandı. Rüzgar, hava onu kucakladı ve bambaşka bir dünyaya götürdü. Sorcha gözlerini açtığında gülümsedi ve sağa doğru ilerlemeye deva ederken ilkbahar rüzgarı herkesi etkisi altına almıştı. Bir sonraki çaylak neredeyse bayılacak gibiydi. Ama Sorcha’yı görünce ciddileşti ve dimdik durdu.
‘Tutkunun yakıcılığı ve bir kamp ateşinin sıcaklığını taşıyan Ateş’i çemberime çağırıyor ve hepimizi kendisi gibi tutkulu ve sıcak olmamıza yardım etmesini diliyorum!’
Daha kırmızı muma dokunmadan mum alev aldı. Kız derin bir nefes verirken Sorcha’nın içinde ılık sular akmaya başlamıştı. Su mumunu elinde tutan çaylak oldukça ciddiydi. Onu görünce kendisinden utanmıştı çünkü halen endişeli ve heyecanlıydı.
‘Görkemli ormanlardaki en küçük bitkiyi bile besleyen, bir okyanusun haşinliğini içinde barındıran Su’yu çemberime çağırıyor ve bizi de bir bitki gibi sevmesini diliyorum!’
Mavi mum yandığında derin bir nefes aldı. Şimdi kulaklarında dalgaların kayalara vurma sesi vardı. Bu sesler içinde Toprak elementine yöneldi.
‘Empatinin ve bütün dünyanın yegâne kaynağı olan Toprak’ı çemberime davet ediyor ve bizim de en az kendisi kadar düşünceli olmamıza yardım etmesini diliyorum!’
Yeşil mum alevlendi. Ve yeni ıslanmış toprak kokusu Sorcha’ya ulaştığında çemberin hava-ateş-su-toprak olarak birbirine bağlandığını görmekten çok hissetti. Artık Ruh elementine ilerlerken kuş gibi hafifti.
‘Öngörünün gerçekliğin ve varlığın en temel taşı olan Ruh’u çemberime davet ediyor ve yeryüzündeki her canlıya acı da olsa gerçeği göstermesini diliyorum!’
Gerçek paha biçilemez tek şeydi Sorcha’ya göre ve yalanlarla dolu bir dünya da yaşamak herkese acı verirdi. Bu yüzden gerçek acının telafisini bulmak daha kolaydı ona göre. Çember tamamlandığında tütsüyle dolaşmaya başladı ve birer birer elemetlere veda etti. Son mum söndüğünde ise artık tek duyabildiği ‘Uğurlar olsun!’ sözüydü.
| |
|