Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ortak Salon.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Mischa Sonechka
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mischa Sonechka


Mesaj Sayısı : 115
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 11/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Ortak Salon. Empty
MesajKonu: Ortak Salon.   Ortak Salon. Icon_minitimePtsi 14 Mart 2011, 15:56

    Ortak Salon geniş, daire şeklinde,bütün diğer ortak salonlardan daha ferah bir odadır. Belli aralıklarla zarif kemerli pencerelerle bölünen duvarlarda mavi ve bronz renkte ipekler asılıdır. Pencereden bakıldığında çevredeki dağlardan oluşan muhteşem bir manzaraya sahiptir. Tavan kubbelidir. Üzerinde ise boyayla yıldızlar kondurulmuştur. Ayrıca gece mavisi halıda da aynı şekilde yıldızlar görünmektedir.Masalar, koltuklar ve kitaplıklar vardır. Kapının karşısındaki bir oyukta beyaz mermerden yüksek bir heykel durmaktadır. Bu Rowena Ravenclaw'ın heykelidir. Heykelin yanında yukarıdaki yatakhanelere çıkan bir kapı vardır. Heykelin başında mermerden , incelikli görünen bir taç vardır. Bu taç Diademdir.

    Heykelin içinde minicik kelimelerle şunlar yazar;

    "Sınır tanımayan bir zeka, en büyük hediyedir insana"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Théodore Jaden
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Théodore Jaden


Mesaj Sayısı : 141
Yaş : 30
Kayıt Tarihi : 31/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Ortak Salon. Empty
MesajKonu: Geri: Ortak Salon.   Ortak Salon. Icon_minitimeC.tesi 09 Nis. 2011, 21:00

Théodore & Mischa.
Yağmur, anılar ve kime ait olduğu belirsiz, ölü bir ruh.



Ay ışığı Ted’in profiline vuruyordu. Sanki, olması gerekenden daha solgun görünüyordu o gece, canlılığından bir şeyler kaybetmiş gibi. Dolgun bir gözyaşı damlası çivit mavisi gözlerinden aşağı yuvarlanırken derin bir iç çekti. Ortak Salon’da, gecenin en karanlık ve tenha saatinde, şöminenin dibinde oturuyor ama ısınamıyordu. Tüm parlaklığıyla çıtır çıtır yanan ateş bile ısıtamıyordu onu, o gece değil, o gece kendi kollarından başka hiçbir şeye sahip değildi. Çünkü o gece yağmur yağıyordu, tıpkı o gece yağdığı gibi. Acımasız bir yağmurdu yağan, kız kardeşinin doğduğu o karanlık gecede teskin edici bir yumuşaklığı olan yağmur gibi değildi. Damlalar vitraylı camları parçalarcasına içeri sokulmaya çalışmıyordu kız kardeşi doğduğunda. Meraklı çocuklar gibi pencereden içeri başlarını uzatıyorlardı sadece, Ted’in kız kardeşini görebilmek için. Yavaşça gülümsedi, kız kardeşinin adını Rain koymuştu. Daha yağmurun ne olduğunu bilmeden, iki yaşında bir çocuk olarak hem de. Sadece işaret parmağını yağmur damlaları ile ıslanmış pencereye doğrultmuş, ‘Rain,’ deyivermişti. Sırf bu yüzden Ted, yağmurlu gecelerde uyuyamazdı. Kız kardeşi öldüğü zaman yağmuru lanetlemişti ve bu, çok acımasız bir lanetti.

Şöminenin önüne, yere oturmuştu. Üzerindeki röpteşambıra daha sıkı sarıldı gözlerinden birkaç damla daha yaş geldiğinde. O gece, kız kardeşinin ölümünden beri ilk defa ağlamıştı, tam da yeniden gülümsemeye başlayabilmişken, neredeyse yağmur yağdığını önemsemeyecek hale gelmişken... Gözyaşları yağmuru bir kere daha lanetlemişti. Dişlerini öfkeyle sıktı. Yağmurun sesini bastıracak bir sese, birisine ihtiyacı vardı. Belki Charissa’yı uyandırabilirdi fakat onu yanında istemiyordu o gece. Kim olduğunu öğrenmesini ve Ted’e şefkat duymasını istemiyordu. Dayanamazdı. Kabullenemezdi. İhtiyacı ne şefkat, ne de sevgiydi. Kız kardeşinin ölümünü geçmişten kazımak adına olduğu kadar hayatının güzel bir ölümle son bulması için de her şeyini verirdi. Fakat tek yapabildiği katilin güçlü eli kızın hayat enerjisini çalarken, izlemek olmuştu. "Rain," diye fısıldadı karanlığa. O gece de yağmur yağıyordu, o gece de kız kardeşi gibiydi. Sulu göz. Güldü ve yüzünü intikam almaya çalışırcasına sertçe, avuçlarına bastırdı. Gözyaşlarının dindiğini anladı. Hayatında en önem verdiği insan için üç damlacık gözyaşı? Hayır, binlercesi içine akmıştı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mischa Sonechka
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mischa Sonechka


Mesaj Sayısı : 115
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 11/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Ortak Salon. Empty
MesajKonu: Geri: Ortak Salon.   Ortak Salon. Icon_minitimePaz 10 Nis. 2011, 14:51

    Uyuyamamasının nedeni annesinin onu terk etmemesi üzerine buna Rain'in belli belirsiz çehresininde eklenmiş olmasıydı. Annesinden tek farkı onunla konuşmuyor olmasıydı. Sadece anılar gelip gidiyordu. Rain'i özlemişti Mischa. Arkadaşını görmek onu mutlu etse de tedirgin de etmiyor değildi. Yatağında dönüp dururken artık dayanamayacağını anladığında ayağa kalktı. Cüppesini geceliğinin üzeirne geçirdi ve asa cebine asasını koydu. Asasını almasına ne lüzum gördüğünü anlamaya çalıştı. 'Bu saatte herkes uyuyordur.' Yatakhanenin kapısına doğru giderken 'Keşke Matthew olsaydı şu an.' diye düşünmeden edemedi. Ay ışığının vurduğu aynada yüzüne baktı. Gözlerinin altındaki morluklar uyuyamamış olmasının belirtileriydi. Saçlarının bozulmamış olmasına hayret ederek kapıya yöneldi. Ortak salonun çıtırdayan ateşine yaklaşırken bir nebze rahatlamayı umuyordu. Rain'in Mischa'yla attığı kahkahalar kulaklarında, yankı yaparak, çınlarken gözleri kapattı ve bu anın bitmesini diledi, tüm varlığıyla. Gece mavisi halıdaki yıldızları inceleyerek adımlarını atıyordu. Gökyüzünde yürüyormuş gibi bir izlenim verebilirdi, belki, daha gerçekçi olsaydı.

    Yerden başını kaldırıp ateşin karşısındaki, yayılmalık, koltukta yüzü avuçlarına gömülüş bir şekilde, acı çekiyor gibi, duran çocuğu gördü. Tanıdık gelmiyor değildi. Ama çıkaramıyordu. Daha yüzünü bile görmeden bunu düşünebilmesi tuhaftı. Yavaş adımalrla çocuğa yaklaşıp yanına oturdu. Çocuk gözlerini Mischa'ya çevirdiğinde Mischa anlamıştı. Bu Rain'in abisi Théodore idi. Rain abisini çok severdi. Ondan bahsederken bile gözlerindeki sevgi belli olurdu. Théodore Mischa'ya baktıktan hemen sonra gözlerini ateşe çevirdi. Mischa düşüncelerini okuyor gibiydi. Rain'i düşünüyordu. Bunu tahmin etmek için görücü olmaya gerek yoktu. Rain abisini böyle görseydi çok feci ağlardı. Bazen çok sulugöz olabilen biriydi. Gülümsemesi etrafa ne kadar mutluluklar yayıyorsa ağlaması da o kadar hüzünlendiriyordu etrafını. "Onu özledim." Dudaklarından dökülen bu kelimenin farkında bile değildi Mischa. Sadece dökülmüşlerdi. İçinden gelenleri söylemişti ruhu, ona sormadan.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Théodore Jaden
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Théodore Jaden


Mesaj Sayısı : 141
Yaş : 30
Kayıt Tarihi : 31/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Ortak Salon. Empty
MesajKonu: Geri: Ortak Salon.   Ortak Salon. Icon_minitimePaz 10 Nis. 2011, 19:15

Ted ayak seslerini duyduğunda lüzum gösterip yüzünü kaldırmadı bile. Sadece bacaklarını toplayıp oturuş şeklinden gelenin bir kız olduğunu anladı. O zaman görüşünü serbest bıraktı ve ancak gözyaşları kadar sıcak hissettiren ateşe çevirdi gözlerini, baktığı yeri görmeden, canı acıyarak. Gelenin kim olduğunu biliyordu. Sabahtan kalma, kokusu üzerine sinmiş parfümünden anlamıştı. Koskoca Hogwarts’ta aynı parfümü kullanan iki kişi vardı, birisi ölmüş, diğeri de ölümü için dilenircesine o an ruhani açıdan fazlası ile dengesiz olan Ted’in yanında oturuyordu. Gülümsedi. Mizahtan uzak, gülüşünün olması gereken yerde taze bir yara varmış gibi hissettiren, keyifsiz bir refleksten ibaretti. Yalnızdı, boğulurcasına bir yalnızlık, hasta bir köpek kadar yalnız. “Uyuyamamanı Rain’e borçlu olmana üzüldüm.” diye mırıldandı aradan uzun bir süre geçtikten sonra. Ellerini koyu buklelerinin arasından geçirdi ve Mischa’ya baktı. Ölmeden önce Rain de onun gibiydi. Saçlarında rüzgarın izi vardı hala, dudakları ağlamaktan çok gülümsemeye alışık bir çehreye aitti ki, yüzündeki keder ve özlem ifadesinin ona yakışmadığını, eğreti durduğunu düşündü Ted. Kıza baktığında tek görebildiği Rain ile benzerlikleriydi, garip olan ise, kızı her Rain’e benzettiğinde aslında en ufak bir benzerliklerinin olmadığını fark edişiydi. Rain, onun Rain’i üzgün bir ruhtu. Doğuştan gelen bir hastalık gibi üzerine sinmiş, kahkahasından bile dalga dalga yayılan bir karamsarlık vardı altın sarısı buklelerinin çevrelediği yüzünde. “Yüzü gittikçe silikleşiyor.” Onu özlemek, varlığının nasıl hissettireceğini hayal etmek gittikçe zorlaşıyor. Artık acıtmadığını fark etti Ted.

O gece hayatının paramparça olduğu bir gece değildi. *Sadece, uzun, haşin bir çığlığın geri dönen yankısıydı. Kızın ölümü bir hançerdi ve Ted, durmadan o hançer ile kendi içini kanatıyor, yaşanmışlıkları deşmeye çalışıyor ve bir şekilde hayatta kalabileceğine inanıyordu. Ona güç veren tek şey, yine kendisiydi. Damarlarında akan Morgenstern kanı değil, zihni ve sahip olabilecekleriydi. Mischa’ya bakıp, kendisinin de Rain’i özlediğini söylemek istedi fakat duraksadı. Artık yas tutmayacaktı. Sadece intikam vardı, geleceği kanla çizilmiş bir yoldu artık.


*Daha önceden bir kitapta beğenip altını çizdiğim bir betimleme. Hatırladığım kadarını yazdım. Sanırım Irvin Yalom'a ait.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Mischa Sonechka
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mischa Sonechka


Mesaj Sayısı : 115
Yaş : 28
Kayıt Tarihi : 11/03/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Ortak Salon. Empty
MesajKonu: Geri: Ortak Salon.   Ortak Salon. Icon_minitimeSalı 12 Nis. 2011, 17:21

    'Yüzü gittikçe silikleşiyor.' Silikleşmek mi? Mischa hiç kimsenin yüzünü unutmazdı, unutamazdı. Rüyaları buna izin vermezdi. Rüyaları hayatının bir yasnıması gibiydi. Kesinlikle tekrar yaşıyordu bazen. Şizorenik olduğunu olayları devam bile ettirebiliyordu rüyalarıyla. Bu onu bazen mutlu ediyordu, komik bularak güldürüyordu. Rain ise tekrar yaşamaktan ibaretti. Bu hiç de iyi değildi. Yaşadığı bütün acılar gün yüzüne çıkıyordu her gece, bu gece olduğu gibi. Herşey daha net oluyordu uyandığında. Sürekli yenilenen acılar daha da keskinleşiyordu. Bazen herşeyi unuttuğu oluyordu. Sadece bir kişinin yanında, sadece Matthew'un yanında unutuyordu herşeyi. Ateşe bakan gözlerimin önünde beliren Rain tüm masumiyetini koruyarak gülümsüyordu Mischa'ya. Dudaklarını oynatıyor, ama ne söylediği duyulmuyordu. Bir kelimeydi kurguğu cümle, sadece bir kelimeydi. Ve suda dağılan bir mürekkep damlası gibi kayboldu. Mischa ağlamamak için derin bir nefes aldı. Ruhunu saran hüzün dalgasını yok etmeliydi.

    'Belki o da bunu istiyordur.' Söylediği şeyin üzülme olduğunu çıkarmıştı, belki yanlıştı ama Rain kesinlikle abisinin üzülmesini istemezdi. Silikleşmesini böylece üzülmeyeceğini düşünenlerdendi Mischa. Silikleşince, unutulunca acımazdı belki. Hiç unutmamıştı acılarını, acıyıp acımayacağını bilemiyordu şimdi. Ted hç tepki varmiyordu. Ellerini yumruk yapmıştı. Mischa'ya döndüğünde gözlerindeki hüzün belli oluyordu. Sanki zorlanıyor gibi bir hali vardı. Üzüntüye yenilmek istemiyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ortak Salon.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ortak Salon
» İlk Ders (Ortak İşlenecektir.)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: