İlk Ders (Ortak İşlenecektir.)

Lucas Edebiyat Dersi'nin ardından Vampir Sosyolijisi dersine girmek için odasına gidip hemen kitaplarını alıp Vampir Sosyolijisi sınıfa doğru yürümeye başladı. Profesör Portelli gerçekten soğuk ve kibirli biriydi. Bu yüzden Lucas onun dersinde hiç konuşmaz sadece yapmasını istediği şeyi yapar dersini dinler ve oradan uzaklaşırdı. Bugün hava gerçekten soğuktu. Neredeyse Lucas'ın her gördüğü çaylağın üzerinde kalın giysiler vardı. Üstelik vampirler soğuktan etkilenmezdi. Ama çaylaklar tam vampir olmadıkları için soğuğa karşı tamamen etkisizlik göstermiyorlardı. En azından Lucas böyle düşünüyor ve bu ona mantıklı geliyordu. Sınıfa yaklaştığında Profesör Portelli'nin içeride olmadığınıdan emindi. Çünkü Profesör Portelli hiçbir zaman çaylaklardan önce derse girmezdi. Ama Lucas içeri adım attığında şaşkınlık içerisinde kaldı. Profesör Portelli masasına oturmuş elinde eski Fransızca kitaplardan biri , kitabını okuyordu. Yavaşça ve hayretle Lucas en arka sıralardaki yerini aldı ve Profesör Portelli ile birlikte sınıfın dolmasını beklemeye başlamıştı. Hiç kimse korkusundan konuşmuyordu. Bu Lucas'ın işine gelmişti. Sessizlik onun için müthiş bir şeydi. Genelde herkes Profesörler gelmeden önce susmak bilmeden konuşurdu. Bu Lucas'ı hep rahatsız ederdi. Ama bu şuan için son bulmuş gibi görünüyordu. Sınıf yavaş yavaş dolarken Profesör Portelli başını kitaptan kaldırıp sınıfın geri dolmasını beklemişti. Herkes tamamlandığında kürsüsünden kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Kapıyı kapattıktan sonra hemen kendini tanıtmaya koyulmuştu Profesör Portelli. ''Uğurlar Olsun ! '' dedikten sonra herkes bir ağızdan gürce ''Uğurlar Olsun . '' demişti. Lucas bu sınıftaki 3. Çaylaklara acıyordu. Daha Profesör Portelli'yi tanımıyorlardı çünkü. Üstelik eğer ölmezlerse 3 sene Profesör Portelli'nin dersine girmek zorund kalacaklardı. Lucas 3 sene önce her şeye olumlu bakan bir çaylaktı. Ama zaman onu değiştirmişti. Üstelik Profesör Portelli gibi soğuk biri olmuştu. Bu huyunu kesinkes ondan almıştı Lucas. Profesör ardından hemen kendini tanıtmıştı. ''Evet çaylaklar. Ben Vampir Sosyolojisi profesörünüz Profesör Portelli. Beni aranızda tanıyanlar var. Biliyorum ama yeni gelen çaylaklarımız için bunu yapmak zorundayım. '' ardından hemence derse geçmek istemişti Profesör. O da çaylaklarda hemen bitmesini istiyordu dersin. ''Evet çaylaklar. Bu günkü dersimizde Damgalanma'yı işleyeceğiz. '' demişti. Damgalanma konusunu kim bilir kaçıncı kez anlatıyordu. Sıkılmıştı artık Lucas. 3 Senedir neredeyse hep aynı konu. Ezberlemişti bile Lucas. Bugünkü ödevde büyük ihtimalle u konuda olacaktı. Bu ödevi başarıyla yapabileceğinden emindi. Ardından Profesör büyük sınıfların yüzünün asıldığını görmüş olmalıki konuşmaya başlamıştı. ''Büyük sınıflar ! Lütfen yeni gelen çaylakların haklarını yemeyin ! '' demişti ciddi ve sert bir şekilde. Buna aldırış etmemişti büyük sınıflar. Lucas'ta öyle.
Önde oturan çaylakların ikisine Vamir Sosyolojisi kitaplarından Damgalnama ile olan kısmı okuttuyordu Profesör. Ardından ödevi veriyordu. Lucas saatine baktığında dersin bimesine az kaldığını görmüştü. Çaylaklar hemen ödevi yazıyorlardı. Lucas hemencecik bitirmişti. Zil çaldığında Profesör tüm ödevleri toplayıp sınıftan çıktı. Lucas için zorlu bir gündü bugün ...


Rpg Yorumu: Derste pek ilgili değildin açıkçası. Olaylar çok çabuk gelip geçti. Derse dikkatini verseydin daha iyi olabilirdi. Betimlemelerini daha iyi yapabilirsin.

Ödev Yorumu: İtiraf etmeliyim ki ödev gerçekten de güzeldi. Kendi cümlelerinle yazmış olman beni etkiledi. Yeterince açık ve netti fakat bazı cümleleri birbirine bağlasaydın senin için daha iyi olabilirdi. Puanun 32.

Derste daha dikkatli olmanı tavsiye ederim. Uğurlar olsun.
A. Esmée Portelli

Edebiyat dersi yorucu ama güzel geçmişti. Rahibe kesinlikle müthiş bir kadındı. Keşke bütün Profesörler onun gibi olsa diye düşündü. Mesela Portelli gibi Profesörler. Kadın adeta buz kütlesi gibiydi. Her zaman soğuk ve kibirli. Ne yani Afrodit gibi olan her kadın bu kadar soğuk olmak zorunda mıydı? Aslında kendisi de en az onun kadar güzeldi ve evet, o da herkese karşı soğuktu. Vampir Sosyolojisi sınıfı çok da uzak değildi. Beyaza yakın sarı saçlarını gözünün önünden çekerek yürümeye başladı. Kafasının boşalmaya başladığını hissettiğinde yine üzerine tonlarca ağırlık konmuş gibi hissediyordu. Koridorda yürürken üzerinde gezinen bakışları hissedebiliyordu. Bu kesinlikle can sıkıcıydı ve yorucuydu. Evet, kesinlikle çok yorucuydu. Kendini Sosyoloji sınıfa attığında kapının önüne adeta mıhlanmıştı. Portelli ilk defa sınıftaydı. Kızıl saçlarını at kuyruğu yapmıştı ve her zamanki gibi ışıl ışıl parlıyordu. Üzerinde –görebildiği kadarıyla- siyah mini bir elbise vardı. Zaten böyle bir kadından yerleri süpüren bir etek giymesi beklenmezdi zaten. Lia başını sağa sola salladı ve kendine geldi. Portelli onu fark etmemişti henüz. Yavaşça her zamanki yerine doğru yürümeye başladı. Duvar kenarı, en köşe. Fırlamalar otururdu genelde, yani herkes öyle biliyordu ama Lia’nın yanına kimse oturmadığından bu onun için geçerli değildi. Yerine geçtiğinde başka çaylaklar da gelmeye başlamıştı. Portelli de başını kitaptan kaldırmış, buz mavisi gözleriyle öğrencilerini süzüyordu. Yüzünde her zamanki gibi ciddiyet ve kibir vardı. Bu kadın neden böyle acaba diye düşünmeden edemiyordu aslında. Kendisinden biliyordu, düşman edinmemek için dost edinmeme gibi bir kuralı vardı. Acaba bu kadın da mı aynı felsefeyle hareket ediyordu? Her neyse.. Portelli öğrencilere son bir kez baktı, herkesin tam olduğundan emin olduktan sonra kürsüden kalktı ve, elbisesinin varla yok arası denecek kadar kısa eteğini düzeltti ve kapıya yöneldi. Topuklularının çıkardığı ses sinir bozucuydu. Kapıyı kapadıktan sonra öğrencilere döndü ve “Uğurlar olsun.” dedi ondan beklenmeyen hakimiyetli bir sesle. “Uğurlar olsun.” Çaylaklar da gür bir sesle karşılık vermişlerdi. Profesör tahtaya doğru yürüdü ve ellerini karın hizasında birleştirerek konuşmaya başladı. “Yeni gelen çaylaklar için kendimi tanıtayım. En Alejandra Esmée Portelli. Vampir Sosyolojisi Profesörü’nüz ve artık yeni Baş Şifacınızım.” Baş Şifacı mı? Ne, hayır, bu olamazdı, olmamalıydı. Ne zaman, ne ara baş şifacı olmuştu ki? Lia başının ağrımaya başladığını hissediyordu. Belki bunun için sonra Portelli’nin yanına gidersin. Zihninde sanki başka biri varmış, ve onunla dalga geçiyormuş gibi hissetmesi sinirini bozmuştu. Dikkatini Profesör’e vermeye çalıştı. “Bugünkü konumuz Damgalanma.” Ah hadi ama! Bunu zaten iki yıldır işliyoruz, bakışlarını Portelli’nin üzerine dikmişti. Tam olarak gözlerinin içine bakıyordu. Portelli, sanki ona cevap verircesine konuşmaya başlamıştı. Sesi tüyleri diken diken edebilirdi. “Büyük sınıflardan biraz saygı rica ediyorum. Yeni gelen arkadaşlarınızın haklarını yiyemezsiniz.” Ne derse desin haklıydı. Bücürlerin haklarını yememeleri gerekiyordu. Lia kitabının kapağıyla oynamaya başlamışken kitaplarının 245. sayfasının açılması gerektiğini duyar gibi oldu. Sayfaları hızlıca çevirerek damgalanmayla ilgili olan sayfayı açtı. Portelli’nin bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu. Gözlerini kaldırıp ona bakmaya korkuyordu. Buz parçası gözlerine bakmak cidden zordu. “Jennieve.” Tam adıyla seslenilmesinden asla hoşlanmazdı Lia. Bunu Portelli de biliyordu ama inadına yapıyordu. Lia mavi gözlerini kadının buz parçasını andıran gözlerine dikti. Tüyleri diken diken olmuştu. “Derse seninle başlayalım. İlk paragrafı bize okur musun?” Bu bir rica değil, emirdi. Lia boğazını temizledi ve okumaya başladı. Sesinin her zaman müthiş olduğunu biliyordu. “İhtiyaç sıklığı , her ne kadar yaş , cinsiyet ve vampirin genel gücüne bağlı olarak değişse de , yetişkinlerin bedensel olarak insan kanıyla beslenmeleri gerekir. Bu nedenle, gelişimin ve sevgişi Tanrıça Nyx'in , kan içme sürecini hem vampir hem de verici için zevkli hale getirmeleri son derecede mantıklıdır. Daha önce de öğrenildiği üzere, vampir tükürüğü insan kanının pıhtılaşmasını engelleyici özelliğe sahiptir. Ayrıca, vampir tükürüğü, kan içimi sırasında, insan ve vampir beyninin zevkle ilgili kısımlarını harekete geçiren endorfini salgılar ve hatta orgazma neden olabilir.” Devam edecekken Portelli elini havaya kaldırdı ve durmasını işaret etti. “Evet çocuklar bu konu önemli.. teşekkürler Jennaieve. Şimdi başka bir arkadaşınız okusun.” Ah Tanrıça’m nihayet. Gözlerini tekrar kitaba dikti ve okunanları takip etti. Ne olursa olsun seviyordu bu dersi. Portelli’nin istediği ödevi olabildiğince güzel bir şekilde yazdı ve Profesör’e verdi. Zil çaldığında ise kendini adeta dışarı attı. Gerçekten de çok yorgun hissediyordu


Rpg Yorumu: Görünüş ve duygusal betimlemeler yeterliydi ancak olayların yaşanışı daha iyi anlatılabilirdi. Bunun dışında güzeldi.


Ödev Yorumu: Ödev aslında yeterince iyiydi, hata gerçekten güzeldi diyebilirim ama bazı anlatım bozuklukları sezdim. Sözleri aynı yazmış gibi olmuştu sanki. Bu yüzden puanın 30, yani Yeterli.

Bir dahaki derse kendinizi derse dah fazla veriniz. Uğurlar olsun.
A. Esmée Portelli.

Edebiyat dersi çok güzel geçmişti. Rahibe kesinlikle mükemmeldi. Edebiyat dersinden sonra Portelli'nin dersine girmek can sıkıcıydı. Soğuk ve ciddi bir yüzü vardı portellinin. Ama Derste Çok iyiydi dinlerken kimse sıkılmazdı anlatımı herşeyi sınıfı etkisi altında tutardı. Vampir sosyolojisi sınıfı uzak değildi. Bugün hava dünden bile daha soğuktu. Çaylaklar yetişkin bir vampir olmadıkları için soğuktan etkileniyorlardı. Bella sınıfa yaklaşmıştı ve derse girmek istemiyordu. Yavaşladı omuzlarını dikleştirdi ve bir derin nefes aldıktan sonra kapıyı açtı. Ve sınıfta bir sessizlik vardı. Bu durum bella'yı sevindirmişti.Portelli içerdeydi masasında oturuyordu ve elindeki eski bir fransızca kitabını okuyordu. Ciddi bir ifadesi vardı saçlarını atkuyruğu yapmıştı. Ve güzel yüzü ortadaydı. Başını kaldırdı ve çaylaklara baktı gözleri buz mavisiydi ve parlıyordu. Herkeze baktı ve herkesin sınıfta olduğundan emin olduktan sonra oturduğu yerden kalktı. Elbisesi düzgün fiziğini ortaya çıkarmıştı. Kısa bir elbise giymişti portelli. Ve sınıfa dönüp öğrencilere ''Uğurlar olsun'' dedi. Çaylaklarda hep bir ağızdan ''Uğurlar olsun'' diye karşılık verdi. Portelli yürüdü ve konuşmaya başladı. ''Tanımayanlar için ben Alajandre Esmée Portelli. Vampir sosyolojisi profösörünüz ve yeni baş şıfacınızım.'' Evet yeni baş şifacımızdı ve bella'da onun ilk çaylak yardımcısıydı. Profösörü dinlemek için çaba harcıyordu. '' Bugünkü işleyeceğimiz konu damgalanma.'' ah mükemmel bu konuyu daha kaç kere işliyecektik. Ve birde bu konudan bir ödev olucaktı yine. Ama bella zorlanmadan yapıcağını düşünüyordu. Sıkıldığımızı gördü ve ''Bu konuyu üst sınıfların gördüğünü biliyorum ama yeni gelen arkadaşlarımıza saygı göstermelisiniz'' dedi. Ses tonunda hakimiyet ve güç vardı. Portelli bir çaylağa baktı ve ''Bize birinci bölümü okurmusun?''dedi ve çaylak okumaya başladı. ''İhtiyaç sıklığı , her ne kadar yaş , cinsiyet ve vampirin genel gücüne bağlı olarak değişse de , yetişkinlerin bedensel olarak insan kanıyla beslenmeleri gerekir. Bu nedenle, gelişimin ve sevgişi Tanrıça Nyx'in , kan içme sürecini hem vampir hem de verici için zevkli hale getirmeleri son derecede mantıklıdır. Daha önce de öğrenildiği üzere, vampir tükürüğü insan kanının pıhtılaşmasını engelleyici özelliğe sahiptir. Ayrıca, vampir tükürüğü, kan içimi sırasında, insan ve vampir beyninin zevkle ilgili kısımlarını harekete geçiren endorfini salgılar ve hatta orgazma neden olabilir.'' Ve portelli çaylağa durması için işaret etti. ''Teşekkürler. Şimdide başka bir arkadaşımız devam etsin.'' dedi ve çaylak okumaya başladı ah bu ders bir an önce bitmeli diye düşündü bella. Sıkılarakta olsa okunanları takip etti. Bu konuyu bilmesi iyiydi çünkü derse kendini vermemişti. Profösörün verdiği ödevi özenle hazırladı ve portelliye verdi. Zil çaldıktan sonra arkasına bakmadan hızlıca yürüdü.