Mortal Instruments RPG Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız? |
|
| # Tessa.. | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Eámanë Nefilim | Gölge Avcısı
Lakap : Cellat. Nerden : İdris. Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 20/08/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: # Tessa.. Çarş. 06 Ekim 2010, 20:19 | |
| Hayat yaşamaya değer mi? Ya da biz hayatı yaşayacak kadar değerli miyiz? Hangisi doğru olan? Bence hayat yaşanmaya değer bir yer deği. Her zaman olur olmadık şeyleri karşımıza çıkartır. Güzel giden günü bir anda berbat eder. İşte bugünde olanlar buydu. Güzel başlayan güzel devam eden bir gündü. Ama sonra 'fazla alıngan' bir arkadaşınız çıkar ve her şeyi mahveder. Sen alttan alırsın o hala alınganlık yapar. Onu kırmamaya özen gösterirsin ama o hala sana söylenmeye devam eder. Bazen onu kırmamayı bir kenara bırakıp " Yeter bir s.ktir git!" demek gerekir mi? Dayanabildiğim kadar dayanmaya çalışıyorum. Hep hatırlatıyorum kendime. " Bunlar senin için alıştırma. Bunları geçersen ileridekileri daha kolay atlatırsın." İleride psikolog olmayı düşünüyorum ama böyle giderse ben soğurum bu meslekten. Al işte yine başladı alınganlık yapmaya. Tam tersliycem çok duygusal olduğu geliyor aklıma. Ona o kadar çok değer veriyorum ki. Ama o bilmiyor böyle yaparak gözümdeki değerini düşürdüğünü... Tersliyorum işte yine, üzülüyorum da ama bende dayanamıyorum artık. Herkes bir anda yüklüyor sorunlarını üstüme. Ama kimse düşünmüyor. Acaba onunda bir sorunu var mı diye. En iyi arkadaşım bile neyin var diye sormuyor yüzüm asık olduğunda. Ancak tam 8 saat boyunca hiç gülmeyince soruyor usulden olsa gerek "Neyin var?" diye. Anca mı sorulur be kardeşim? Bende napıyorum. Gülümsüyorum kocaman. Dişlerimi gösteriyorum. Neşeli bir ses tonu takınıp " Yok canım bir şeyim. Dalgınım bu günlerde." ya da " Sınavları düşünüyorum. Sence kazanır mıyız?" diyorum. O da kafasını sallayıp dönüyor yine kahkahalarına. Ve yine kabak benim başıma patladı. Bütün olayların sorumlusu benim. Herkes onu aşağılar, laf söyler, trip atar ama benim farkında olmadan yaptığım hareket beyfendinin masadan kalkıp gitmesine sebep olur. Alttan alıyorum olabildiğince. Biliyorum onun bana ihtiyacı var. Ama benimde bir sınırım var. Daha ne kadar zorlayabilirim bu sınırı bilemiyorum. Bu sınırı geçtiğimde neler olacağını tahmin bile edemiyorum...
# Biliyorum konudan konuya atladım. Bunu neden yazdım bilmiyorum. Sanırım birilerine anlatmak istedim. En yakınlarıma yaptığım rol bozulmasın diye onlara anlatamıyorum... | |
| | | Eámanë Nefilim | Gölge Avcısı
Lakap : Cellat. Nerden : İdris. Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 20/08/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Cuma 08 Ekim 2010, 19:26 | |
| Of ! Hani insanın içini bir sıkıntı kaplar; yüreğiniz daralır, ne yaparsanız yapın o sıkıntı geçmez ya işte bende o durumdayım. İçimde sebebini bilmediğim bir hüzün var. Kalbimde, beynimde, gözlerimde kısacası tüm hücrelerimde... Sanki birisi kalbimi avuçlarının içinde tutuyormuşta sıkıyormuş gibi kalbim büzüşüyor, gözlerim sadece bir noktaya kilitleniyor ve bomboş bakıyor, beynim bomboş, sessizlik yankılanıyor, canım hiçbir şey yapmak istemiyor... Bu aralar bu can sıkıntısı yüzünden hep suratım asık. Ah, şu can sıkıntısının sebebini bi' bilsem. Durduk yere ofluyorum. Müzik dinliyorum, bir şeyler karalıyorum bu sıkıntı geçmiyor, beni hep rahatsız ediyor. Tam unutmaya yüz tutmuşken beni dürtüyor. Ne kadar lanet bir şey bu böyle! Eğer etten kemikten bir şey olsaydı ve karşımda dikiliyor olsaydı ağız burun dalmıştım herhalde. Cisimleşip karşıma gelse şu can sıkıntısı ilk önce bir temiz döverim sonra sebebini sorarım. Şimdi neden sebebini sonrasan sorduğumu merak edersiniz siz. -tabii okuyanınız varsa- Neden mi? Sanırım bu sorunun cevabından korkuyorum. Ya bu cevap eski yaralarımı gün yüzüne çıkarırsa? Ya yine hayatım mahvolursa? Tam hayatımı yoluna koyuyorum derken yine kafam allak bullak, hayatım berbat ve yüzün eskilerde olduğu gibi sirke satarsa? Bir daha düzelebilir miyim? Toparlanabilir miyim? Yine aynı cevabı veriyorum. Bilmiyorum. Meğer hayatımda cevabını bilmediğim ne kadar çok soru varmış... Umarım bir gün bu cevapları bulabilirim kendi içimde ve umarım canımı yakmazlar... | |
| | | Eámanë Nefilim | Gölge Avcısı
Lakap : Cellat. Nerden : İdris. Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 20/08/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Paz 10 Ekim 2010, 19:07 | |
| Bugünlerde aç gözlülüğüm üstümde... Hayatımda hep daha fazlası olsun istiyorum. Elimdekinin kıymetini bilmiyorum. Tabii onlarda kıymeti bilenecek insanlarsa... Burda söz ettiğim kişi DOSTlarım değil. Erkekler... Sevgilim var. İyi, hoş, yakışıklı ama bir şey eksik. Olmuyor, bendeki boşluğu dolduramıyor bir şekilde. Biraz da fazla odun sanırım. Ondan ilgi görmeyi bekliyorum ama o! işte o, odunluk yapıyor. Bazen nefret ediyorum ondan beni iyileştiremediği için. Bazense iyi ki yanımda diyorum.. Şimdi diyorum ki iyi ki yanımda değil... Yanımda olup da benim bu hallerimi görmesini istemezdim.. İlk başlarda da dediğim gibi bugünler de aç gözlülüğüm üstümde... Eski çıktığımdan ilgi bekliyorum. Buna alışmışım. Sürekli etrafımda fır dönüyordu. Tam 4 yıldır. Ama bugün... Yüzüme bile bakmadı. Beni ilgisine o kadar alıştırmış ki gözlerim sürekli onun üstündeydi. Yine o bana laf atsın ben onu tersliyim -tabii ki şaka amaçlı.- yine o beni teselli etsin istedim. Onunla gülmeyi özledim bugün. Saçma sapan düşüncelere kapılıp 2 günümü mahvettim. Ben o kadar gerizekalıyım ki... Hatta ben gerizekalıların önde bayrak tutanıyım. Boş ümitlere kapılıp kapılıp duruyorum, üstelik bir de sevgilim var. Tüm yaptıklarım ve hayatım saçmalıklardan mı ibaret yoksa bana mı öyle geliyor? | |
| | | Roxanne D'arcy Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Lakap : Rox, Ann. Nerden : Fransa. Mesaj Sayısı : 216 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 12/10/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Cuma 15 Ekim 2010, 17:51 | |
| Artık sevgilimin tam anlamıyla bir odun olduğunu anladım. Hani dedim belki içinde azıcık insanlık belirtisi vardır ama maalesef.. Bu tam bir Odun. İyi, hoş ilişkimize koyduğumuz isim 'çıkmak' ama bir yere gidemiyoruz ki. O ta Isparta'da ben ise İzmir. Tamam buluşmayı geçtim. Beyfendi mesaj atma zahmetine bile girmiyor 2-3 gündür. Bugün bizim için önemli bir gün ama Odun beni iplemiyor bile. Düşünüyorum bizimki nasıl çıkmak? Çevremdeki sevgililere bakıyorum. Ne kadar da mutlular. Diyorum onlar nasıl sürdürebiliyorlar uzun süre ilişkilerini? Gerçekten merak ediyorum. Bugün 1 ay olmasına rağmen ben yaklaşık 2 haftadan beri ayrılmayı düşünüyorum. Acaba ayrılsam mı? Nasıl olsa uzakta ve bi' daha da ben istemediğim sürece görüşmeyiz. Aslında süper bir fikir şu anda. Ama yine de bilmiyorum...
| |
| | | Eámanë Nefilim | Gölge Avcısı
Lakap : Cellat. Nerden : İdris. Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 20/08/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Perş. 04 Kas. 2010, 17:47 | |
| Bu sene son... Tüm arkadaşlarımdan ayrılıyorum. Mezun oluyoruz yahu... Daha sene sonu gelmeden ben kötü olmaya başladım. 4 senedir alıştığım arkadaşlarımdan ayrılıcam. Herşeyimi paylaştığım insanları belki 7-8 ay sonra bir daha hiç göremicem. 4 sene ne kadar çabuk geçti anlamıyorum. Okulun bahçelerini, çevresini adımlarken, üst kata çıktığımda, kapının girişindeki aynaya baktığımda hep eskileri hatırlıyorum. Her yerde o kadar çok anım var ki... Ya bu okuldan gidince bu anıların yerini başka şeyler alır ve ben onları hatırlamaz olursam? Ya arkadaşlarımı unutursam? Ya da onlar beni unutursa? Düşünüyorum... Sonun nasıl olacağını düşünüyorum... Az çok kendi halimi tahmin edebiliyorum. Ağlamaktan gözleri kızarmış, yüzünde aptalca bir tebessüm olmasına karşın gözlerinden akan yaşları engelleyemeyen, oradan oraya koşan ve deli gibi birilerine sarılıp ayrılmayan. En son ise dostlarına sarılıp bağıra bağıra bağıra ağlayan biri... O günü düşündükçe mideme kraplar giriyor, buruluyor... Tamam bizi mezun ediyorlar da, bize sordular mı acaba siz mezun olmak istiyor musunuz diye? Şahsen ben hiç istemiyorum... Okulu boşverdim, ben arkadaşlarımdan ayrılmak istemiyorum... | |
| | | Eámanë Nefilim | Gölge Avcısı
Lakap : Cellat. Nerden : İdris. Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 20/08/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Cuma 10 Ara. 2010, 18:06 | |
| İnsanın en yakınını tanıyamaması ne kadar kötü bir şey. Sen onun için kardeşim de, dostum de, bir tanem de; adının önüne hep iyi bir sıfat getir ama o ne yapsın? Söylemediğin bir şey için seni suçlasın! O da yetmezmiş gibi arkandan herkese laf yapsın. Yapmadığın şeyler için sana *rospu desin... Nasıl koyuyor insana anlatamam. Bir de en güvendiğin kişi bunu yapınca... Şeytan dürtüklüyor bir haftadır. 'Git yanına s*ç suratına. O da yetmez saçını başını yol. Atılcaksan atıl şu lanet okuldan ama sözlerini tek tek yedir ona.' uymak istiyorum şeytana. Teklifi o kadar cazip ki... Hayal ediyorum kendimi onu döverken. Saçını başını yoluyorum, Allah ne verdiyse girişiyorum. Ah, bir disiplinim olmayaydı bak o zaman o kız okula sağlam gelebiliyor muydu?
O kıza o kadar çok güveniyordum ki... Deselerdi 'Sen gözlerini kapat o seni her şeyden koruyacak.' Buna körü körüne, ne için koruyacağını sormadan yapardım. Onun başına bir şey geldiğinde yanında ilk ben olurdum. Ağladığında, bayıldığında, onu sakinleştiren hastaneye götüren bendim. Onun için ailemi karşıma aldım, onu ailem bildim ama bak ne oldu? Son senemizde yaptığı şeye bak! Bizim aramızı bozmaya çalışan insanla arkadaşlık yapıyor. Bana böyle yapması aslında onun zararına oldu. Ben diğer arkadaşımın benim için ne kadar değerli olduğunu gördüm. Onun dostum sıfatını hak ettiğini gördüm. Belki de o kız bana bunları yapmasaydı ben diğerinin değerini bilemeyecektim. Ona buradan teşekkürlerimi gönderiyorum! "Sen arkamdan konuşmaya devam et güzelim ama dikkat et arkanda ben olmayayım! İşte o zaman o kısacık saçlarından tutup seni yere yapıştırır, söylediğin tüm sözleri sana yedirdikten sonra bana söylediğin şu *rospu lafı var ya onu ayrı bir şekilde yediririmé Unutma elimde sendekinden daha fazla koz var. Emin ol benim gibi bir düşman istemezsin k*ltak!" | |
| | | Eámanë Nefilim | Gölge Avcısı
Lakap : Cellat. Nerden : İdris. Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 20/08/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Cuma 10 Ara. 2010, 19:14 | |
| Hayat ne kadar zamandır bu kadar yavşak? Yoksa hep mi öyleydi? Tamam, hani hayatın bir yere kadar en azından aşk meşk işlerinde yavşak olduğunu çok iyi biliyorum.. Her şey güzel gider, biter; işinde çok mutlusundur, kovulursun örnekler daha çoğaltılabilir ama yavşaklık ne zaman dostluğa girdi? Ne zamandır insanlar kendilerine dost diye tanıtıp bir anda en iyi düşmanınız olur? En iyiden kastım en kötü. Neden mi? Çünkü en iyi düşmanlar bir zamanlar en iyi dostun olan kişilerdir. Sen onları dostun bilir her bi' haltını anlatır, paylaşırsın sonra aranız bozulur o yavşaklık yapar senin sırlarını başkalarına anlatır. Hoş, daha o aşamaya gelmedik. Bana laf sokmuyor ama o yapmacık hareketleri var ya... beni çileden çıkarmaya yetiyor. Eğer bi'kaç gün sonra saldırmaya kalkar da sırlarımı anlatırsa işte o zaman beni kimse susturamaz. Şerefsizim mahvederim onu orda. Anasının karnından çıktığına pişman olur!! | |
| | | Roxanne D'arcy Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Lakap : Rox, Ann. Nerden : Fransa. Mesaj Sayısı : 216 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 12/10/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Paz 24 Nis. 2011, 17:51 | |
| Uzun zamandır buraya yazmadığımı fark ettim ve bugün oturup neler yazdığımı okudum, okurken hepsini tekrar tekrar yaşadım. Size neredeyse tüm yaşadıklarımı anlatmışım ve bunlar iyi gelmiş... Sevgililerimden, dostlarımın kaprisleriden, dost sandığım kişiden yediğim kazıktan, karamsar ruh hallerimden... Her bir haltımı anlatmışım ve yine karşınızdayım.. Nerden başlasam diye düşünyorum, bende dertler bitmez... En iyisi ben bir liste yapayım öyle anlatmaya başlayayım.. Zaten hayatımda yolunda giden hiçbir halt yok, ah pardon iki şey var. Onları nasıl atlarım? Birincisi dostum, her şeyim olan insanlar... Onlar yanımdayken her şeye göğüs gerebilirim, onlar için savaşabilirim, onlar varken beni kimseye yenemez, kimse onlara zarar veremez... Bir de RP'ler... RP yazarak kendimi biraz olsun dertlerimden ve yarını düşünmekten alıkoyuyorum.. Eh, artık liseden mezun olmama, lanet olasıca sınavlara girmeme ve hayatımın geri kalanının belirlenmesine çok az kaldı. Bu kadar çok sorunum varken ben hiçbir şey yapmadan oturuyorum. Sanki istediklerimi hayal edince her şey düzeliyor ya da birisi gelip düzeltecekmiş gibi bekliyorum. Bazen diyorum neyi bekliyorum, tren mi gelecek? O, yata yata büyüttüğün koca k*çını kaldır ve bir şeyler yap! Sen bu hayatı tırnaklarınla kazımadan bir yere gelemezsin. Böyle oturarak gideceğin tek yer kocanın, elin adamının, evi olur diyorum. Ama sonra bir şey yapma fikri o kadar zor geliyor ki boşveriyorum.. Fazla üşengecim... Yumurta kapıya dayanmadan bir işi yapamıyorum.
Şu an düşündüm de hayatımda o zamanlardan, daha önce buraya yazdığım zamanlardan, bu zamana kadar pek değişmemişim. Yine mızmız, üşengeç, karamsar ve zor biriyim. Bazen kendimi anlayamıyorum, çözemiyorum yaptıklarımı, söylediklerimi... Aslında ne istediğimi biliyorum.. Ben akıl hastanesine yatmak istiyorum, gerçekten delirmek, hayaller görmek, ortalıkta hiçbir şeyi umursamadan dolaşmak, kendi kurduğum dünya da yaşamak istiyorum. Sizce de hayat öyle daha güzel olmaz mıydı? Siz hiç deli olmanın nasıl bir şey olacağını düşündünüz mü? Kendinizi onların yerine koydunuz mu? Ben sürekli düşünüyorum ve gerçekten onlar gibi olmak istiyorum. | |
| | | Roxanne D'arcy Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Lakap : Rox, Ann. Nerden : Fransa. Mesaj Sayısı : 216 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 12/10/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: # Tessa.. Çarş. 08 Haz. 2011, 21:54 | |
| Evet, yine ben... Dertlerimle sizi boğmaya geldim. En son yazımı YGS'den önce yazmışım, şimdi de LYS 1'den önce yazıcam sanırım, neyse ben dertlerime geçeyim... Bu YGS hızlandırma zamanında bir çocuğu kesmeye başladım dersaneden. Mezunlardan falan... Sonra mezunlardan Barış diye bir arkadaşım oldu, onunda çok yakın arkadaşı.. Biz bu Barışla muhabbeti bir kaptırdık, kuzenliğe geldik.. Sonra ben ona Dkmnyldz muhabbetini söyledim, ayarlarız bilmem ne dedi.. Cidden bir ara oluyor gibiydi. O da bana bakıyordu falan... Aradan zaman geçti, ben kendi kendime gelin güvey oldum falan.. Bir öğrendim ki sevgilisi varmış! Hem de dersanedeki sınıf arkadaşımın ablası! Ben tabi bir üzüldüm, bir üzüldüm.. Ağladım, sızladım bir zaman sonra s.ktir ettim. Tabii ben hala onu kesiyorum. Ardından bir darbe daha yedim, sevgilisiyle 3 yıldır berabermiş! Ben tamam vazgeçtim, istemiyorum onu bilmem ne modundayken Barış yine aklıma girdi. 'Kuzi bunlar kavga etmiş, gel ayarlayalım.' dedi, bende hemen havalara uçtum, işte 2 hafta önce falan bir salı günüüü... Barış, ben, Burak dersanenin terasında sigara içerken -evet, kötü bir şey biliyorum ama içiyorum ve seviyorum- o geldi. oturdu yanıma. 2-3 saat hiç kalkmadı, laf lafı açtı gülüyoruz falan.. Ben onu izliyorum ve olgun kız pozları veriyorum, etkilicem ya onu ama yemezleeeeer! O dedi ki 'Bu yağmur sıcağı.' bende lafa atlıcam, muhalefet olucam ya 'Hayır, bu kadar güzel hava da yağmur mu yağar ya!' dedim ve tahmin ettiğiniz gibi g.t oldum. O der demez hava kapandı ve yağmur yağdı.. Bu durum böyle 4-5 gün devam etti. Ben umutlanıp numarısını aldım ve mesaj attım. 'Merhaba, ben Gizem, numaranı Barış'tan aldım. Bir mahsuru yoktur umarım.' yazdım. Kibarlıktan kırılıcam yani o derece yani.. O biraz uykucu olduğundan yaklaşık 7-8 saat sonra mesaj atabildi.. Ve ben takıntılı bir insan olarak attığı mesajı saklıyorum. En son olan ise dün oldu. Dersaneye bayadır gelmiyordu ve dün yanında bir kızla geldi! Tabii benim şarteller attı. Sanki adam sevgilimde ben kıskanıyorum nasıl bir şizofrensem... İşte bu kızla 1 buçuk saat falan terasta oturdu. Bana ise kuru bir merhaba dedi... Ben yine gelin güvey olmuşluğumla kaldım yaniii... | |
| | | | # Tessa.. | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|