Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Chiristian.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Kalona Nephilium
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Kalona Nephilium


Mesaj Sayısı : 60
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 07/09/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Chiristian. Empty
MesajKonu: Chiristian.   Chiristian. Icon_minitimeSalı 07 Eyl. 2010, 15:18

Gece
sessiz ve uğultu doluydu. Yan yana yürüyorlardı. Yanındaki güzelliğe
uzun bir süre baktı genç vampir. Ancak bir şey söylemedi. Sözler boştu. O
gün odasına gelip ondan yardım istemişti. Onu geri çeviremezdi. Çünkü
ona söz vermişti. Ayrıca söz vermeseydi bile o onun sahip olmak istediği
her şey ancak sahip olamadığı tek şeydi. O Sorcha’ydı. Eşsiz
güzelliğiyle tanrıçaları kıskandırabilecek bir kızdı. Bu genç vampirin
kalbi sadece ona aitti. Her ne kadar karşılığı olmasa da bu bir yasaydı.
Teori değil. Yani değiştirilmezdi. Tekrar gözlerini kapattı ve ona
baktı. Ne kadar mükemmel göründüğünün farkında mıydı bu kız? Kalbi
acıyordu. Şu ana kadar buz tutmuş olan kalbi yeniden atıyordu ama O’na
dokunamadığı için acıyordu. Çok acıyordu…


‘Benden
sizi korumamı ve Hogwarts’tan kaçırmamı söylediniz, matmazel! Yanlışım
yok öyle değil mi?.. Şimdi Hogwarts Akademisi dışındayız bana bir
şeyleri açıklayacak mısınız?’


Sessizlik
çöktü. Anlamadığı bir şeyden dolayı O susuyordu. Onun hafızasını
okumayı ne kadar isterdi. Ancak o bir baş vampirdi. Düşüncelerini
okuyabilirdi ama asla birinin düşüncelerine tecavüz edecek kadar
küçülmezdi. Sonra derin bir nefes aldı. Sanki nefese ihtiyaç varmış
gibi… Var mıydı? Hayır! O vampirdi. Vampir kelimesi İspanyollarda
yürüyen ceset anlamına gelirdi. Bu anlam trajik bir biçimde doğruydu.

‘Konuşmayacak mısınız, matmazel?’

Sesi
kibardı. Yazın esen rüzgâr gibi de sıcaktı. Sessizce derin bir nefes
daha aldı. Sorcha sadece yürüyor ve hiç konuşmuyordu. Gerçekten
tehlikede miydi?
‘Pekâlâ anlatacağım!’

Vampir
tutmuş olduğu nefesi bıraktı. Gerçekten Sorcha’nın hayatını tehdit eden
korkuyu bilmek istiyordu. Onu her türlü tehlikeden canı pahasına
korumak istiyordu. O kadar güzel birine zarar verilemezdi. Ama Kaname
Sorcha’nın ne kadar güçlü bir ruha sahip olduğunu biliyordu ve bildiği
bir şey vardı ki ne kadar güçlü bir ruha sahip olursa olsun on beş
yaşındaki bir kız çok kırılgandı.


‘Kehanet
dersindeydik. Şey, Bayan Toda bize çay yapraklarını yorumlamayı
öğretti. Benimkini bizzat kendisi yorumladı. Bayan Toda’yı bilirsin.
Biraz uçuktur. Benim yaprağıma baktığında boğulur gibi oldu. Sonra güneş
dedi. Ama sonra benimle ders sonunda konuşmak istediğini söyledi. Sesi
emir verir gibiydi? O bana karşı asla sert olmaz bizim bina sorumlumuz.
Her neyse uzatmayacağım. Bana gerçekte onlarca kartal gördüğünü söyledi.
Kartalı biliyorsun değil mi?.. Ölümcül düşman. Ben kimsenin
düşmanlığını istemiyorum. Ama o gece rüyamda vadide kartallar tarafından
saldırıya uğruyodum. Ve şey… Beni sen kurtarıyordun.’


Kaname
birden durdu. Sözler tek tek, hece hece yüzüne çarpıyordu. Ölümcül
düşman mı? Sorcha’nın mı? Ama ne bekliyordu ki. Biraz geç kalkabilmek ya
da alışverişe gidip eğlenmek için Hogwarts’tan kaçacak bir kız değildi.
Ölümcül düşman kelimesi ona bir tek siluet hatırlatıyordu. Lordun yüzü…
Sorcha’nın bedeni kanlar içinde onun kollarındaydı ve gözünde zaferin
pırıltısı vardı. Bu kadar bir genç kız ona nasıl tehlike oluştururdu? Bu
görüntüyü kovmak istercesine başını sağa sola salladı.
Sorcha’nın
ona sokulduğunu hissetti. Bir an önce bir yer bulmalılardı. Hava
soğumaya başlamıştı. Güvenli bir yer tek ihtiyaçtı. Sorcha’nın evi
olmazdı. Herkes biliyordu. Kendi evi de olmazdı. Çünkü Edward ve Lort
biliyordu. Bütün karanlık yandaşları biliyordu. Ama o zaman nereye
gitmeliydiler? Sorcha’nın titremesini gidermek için sağ elini beline
doladı ve kendisine doğru çekti. Elinde Sorcha’nın eşyaları olan valizi
sırtına aldı. Knocturn Yolunu pek bilmiyordu ama buralarda bir yerlerde
bir otel olmalıydı.


‘Pekâlâ,
size bir söz verdim ve tutacağım. Zaten vermemiş olsam da sizin göz göre
göre öldürülmenize seyirci kalamazdım. Okuldan kaçışınızı kabul
ettirmeden önce bir plan yapmış mıydınız, matmazel?’


Sorusunun
cevabını oldukça olumsuz bekliyordu. Belki kabul dahi edeceğini
düşünmemişti. Her ne olursa olsun Kaname’nin okulda temiz bir sicili
vardı. Birçok öğrenci böyle bir sicili batırmamak için her şeyi yapardı.
Ama Sorcha için küçük bir bedelden başka bir şey değildi.
Evet, yani var. Aslında
sen kabul etmeseydin kaçmak bir hayli zor olacaktı ama yinede her şeyi
ayarlamıştım. Şey biraz araştırma yaptım. İki sokak ileride bir otel var
orada oda ayırttım. Kral dairelerinden gizli hesaptan ayırttırdım.’


Güzel
kızın sesi ne kadar sakindi. Her şeyi önceden planlamış olması güzeldi.
Zaten Sorcha zeki bir kızdı. Sonra bir şeyden dolayı içine bir sevinç
dolduğunu hissetti nedeni neydi çok merak ediyordu ama sormadı. Sadece
sakin bir biçimde ilerledi. Uzun bir gece olacak gibiydi ve gece yeni
başlamıştı. ‘Lanet olsun!’ diye
homurdandı. İlk defa lanet okumuştu. Sorcha’nın yanında kendinden ve
onun onurundan vazgeçmeyecekti. Ancak bu güzel genci böyle bir kaygısı
yoktu. Her an yanlış yapabilirdi.


Öncelerine
sallanarak onlara doğru gelen iki sarhoş büyücü geçti. Vampir
hoşnutsuzlukla gözlerini kıstı. Ne yazıktı. Ahlaktan nasip almadıkları
duruşlarından belli oluyordu. Birisinin elinde hala ucuz bir bira vardı
ve Sorcha’ya bakışları açtı. Vampir’in gözleri gittikçe kırmızıya
dönüyordu. Kaskatı kesilmişti. Yüzü bir mermer kadar beyazdı.


‘Güzelim!
Biraz adil ol lütfen. Hep o bebek suratlıya kendini sunman eşitlik
ilkesine aykırı neden Bay NEOLDUĞUBELLİOLMAYANGAY dan uzaklaşıp bize
kendini sunmuyorsun. Biraz eğlendikten sonra seni evine bırakırız ha?
Aslında, olmadı bizimle yaşarsın. Sana onun verebileceği her şeyden daha
fazla zevk tattırırız.’


Sorcha’nın
korkusu dilindeydi. Hissedebiliyordu. İyice kendisine sokulmuştu.
Kendisi ise kaskatıydı. Sinirlerine hâkim olmaya çalışıyordu. Ancak
söyledikleri sözler asla bir kibarlık sayılmazdı. Bir bayana böyle
davranmak gaflet, hayvanlık ve hatta canavarlıktı. Ve bu akşam yanlış
kıza asılmışlardı. Bir vampirin bir baş vampirin yanındaki bir kıza...
Büyücüler gülüyorlardı. Ancak neden güldükleri belirsizdi. Kanlarına
karışmış alkol miktarı oldukça iticiydi.


İlkeleri
bilmek mi istiyorlardı?.. Onlara ilkeleri sunacaktı. Ancak pek
hoşlarına gitmeyeceklerinden oldukça emindi. Sakin ifadesiz katı ve
karanlık bir sesle konuşmaya başladı. Her kelimesi bir tehdit gibi
çıkıyordu ve rüzgâr hızını arttırmıştı. Ancak Sorcha yanında olduğu
sürece sadece denge sorunu yaşayan sarhoşları etkiliyordu.


‘Sizden
az önceki sözleriniz için yanımdaki hanımefendiden özür dilemenizi ve
biraz gururunuz ve aklınız varsa sizi affetmesi için yalvarmanızı
tavsiye ederdim. Aksi takdirde beyler biraz sonra olacaklardan zerre
kadar sorumlu değilim.’


Adamlardan
biri tam bir geri zekâlı mabında kafasını yana eğdi ve tekrar kahkaha
attı. Vampirin sabrının son zerrelerini kullanıyorlardı. Ancak bundan
haberdar olmadıkları oldukça açıktı. Diğer sarhoş dudaklarını büzerek
‘Avedersiniz’ dedi. Ve o da sarhoş arkasına katıldı. Diğer sarhoş ‘Ah... Aveder Beyoğlu. Değil mi? Bak Beyoğlu. Bizim bu tehditlere karnımız tok. Kızı ver seni az dövelim.’ Dedi
ve yine kahkaha atmıştı. Vampir nazik bir hareketle kollarındaki
güzelden sıyrıldı. Ardından üstü dudağı biraz havaya kalktı. Gözleri
çoktan kızıl rengini almıştı. Sonra iki elini aynı anda kâbus gibi
sarhoşların boğazına dayadı ve az bir güç kullanarak sıkmaya başladı bir
süre sonra çırpınan sarhoş ikili kendinden geçti. Sorcha’nın şimdi
kendisinden korktuğunu hissediyordu. Sarhoşları bir ağacın dibine
yasladı ellerini alınlarına dayayarak bu gece gördüklerini unutturdu
veSorcha’ya güvence olarak
Sadece bayıldılar…’ dedi.
Sesindeki karanlık tını anında yok olmuştu. Yere bıraktığı çantayı aldı
ve tekrar tek kolunu Sorcha’nın ince bedenine doladı.
Sorcha’nın güzel yüzü hoş ve
çekici bir gülümsemeyle aydınlandı. Kaname’nin yine soğuk kalbi
sıkıştı. Sorcha kendisine sarılınca geri çekilmedi. Çekilseydi bir daha
asla bu kadar sıcak olamazdı.


‘Şey, biliyor musun? Bana verdiğin sözü fazlasıyla tutuyorsun. Süperdin.’

Vampir
gözlerini kısıp gülümsedi. Bu pek fazla olmazdı. Hep ciddi ve mesafeli
bakışları olurdu. Ama ‘Süper’ kelimesi onu gülümsetmişti. Bu zamanda
fazla kullanılıyordu. Sorcha’nın sesinde farklı bir tını vardı, ayrıca.
Sanki ardından bir şeyler söyleyecekti ve kendisini buna hazırlıyor
gibiydi. Sonra Kaname’ye biraz daha sokuldu.

‘Sana
isim taksam nasıl olur? Mesela Aşırı Seksi Parlak Zırhlı Şövalye’m ya
da beyaz atlı şövalyem. Yok. Bir dakika dur. O prensti dimi? Neyse ya,
işte öyle bir şeyler desem nasıl olur?’


Yüzünde şaşkınlık vardı. Ama kendisini kolay toparladı. Tam bir şey diyecekti ki Sorcha gülümseyip Tabii seninde istediğin özel bir hitap sözcüğü varsa tavsiyelere açığım.’ Dedi. Neden gülümsediğini merak etmişti. Sonra Sorcha aceleci bir tavırla Hı?’
diye sordu. Ancak Kaname düşünüyordu. Sorcha ile aralarındaki uçurum ne
kadar da belli oluyordu. Onun zamanında kızlar bir erkeğe böyle
sarılmazdı. Ve asla az önceki cümleleri kurmazlardı. Ama o da şu an
21.yüzyıldaydı ve Sorcha’ya göre fazla demode davranıyordu. Sonra otelin
ışıklarını gördü. Büyük siyah bir tabelaya yıldızlarla süslenmiş bir
yazıyla Gecenin Aynası yazıyordu. Yanında da sürekli değişen bir ayna
vardı. Her şey siyah ve gümüşiydi.


Sessizce
içeri girdiler. Kaname bayağı yorulmuştu. Bir gündür uyumamıştı.
Aslında uykuyu aramazdı ancak şuan arıyordu Sorcha çok enerji doluydu.
Sorcha çocukça Kaname’nin tek elini tutup sekerek zilin yanına gitmişti.
Zile bastı. Birden bir cadı belirdi. Sarı şaçları vardı ve saçlar kısa
kesilmişti. Yüz hatları oldukça belirgindi ve gözlerinde çocukça ve
sinsi bir gülümseme vardı.

‘Gecenin
Aynası oteline hoş geldiniz. Kayıt yaptırmış mıydınız yoksa şimdi mi
yapacaksınız? Kayıt yaptırdıysanız şifreniz lütfen… ’


Kadın
oldukça hızlı konuşuyordu. Nazik bir sesi vardı. Ancak sesi melodik
değil oldukça kalındı. Sorcha sadece gülümsedi. Ancak gülümseyişi
kadının gülümseyişini sönük bırakıyordu.


‘Kayıtımız vardı şifre’
Seri hareketlerle şifreyi girdi. Eldivenlerini çıkartmıştı. Ancak teni
vampirlerinki kadar beyaz olduğundan havdaki soğuk karşısında biraz
kızarmıştı. Keşke ellerini ısıtsaydı. Kadın tekrar gülümsedi.

‘Ah Bay ve Bayan Slow. Hoş geldiniz. Ne zamandır sizi bekliyorduk. Mutlu bir birliktelik dilerim. Hemen odanızı gösterelim.’

Bay
ve Bayan Slow mu? Birliktelik mi? Ne oluyordu yahu… Kaname şaşkınlıkla
Sorcha’yı izliyordu. Sorcha’nın sesi onu kendisine getirdi ama
şaşkınlığının gözlerinden silinmediğine emindi.

‘Şey, daha önce anlaştığımız gibi mutfak içinde öyle değil mi ve ayrıca HİÇ rahatsız edilmek istemiyoruz.’

Sorcha’nın
sesi oldukça inandırıcıydı. Kadınla konuşması bittikten sonra
Kaname’nin koluna girdi. Kaname oyunu bozmamak için Sorcha’ya sarıldı ve
onu kendisine çekti. Kolu yanıyordu ona bu kadar yakın olmak ve hiçbir
şey yapmamak çok zordu. Tanrı –eğer varsa- ona çok büyük bir oyun
oynuyordu. Sonra Sorcha’nın saçlarına doğru ‘Neler olduğuna dair bir açıklama yapacağını umuyorum.’ Sorcha’nın gözlerinde ama önce sorularım dercesine bir ifade vardı. Sonra anlayışla gülümsedi ve ‘Sanırım ilk sıra benim…’
dedi. Garson onu odalarına çıkardıktan sonra oda mutlu birliktelik
dileklerini sundu ve parasını alıp gitti. Kaname gidip odanın
kuzeyindeki sallanan sandalyeye oturdu. Sonra nazik ve neredeyse samimi
bir sesle ‘Öyle düşünmenize sevindim. İşimi
yapıyorum ve işim sizi korumak. Lakap konusuna gelince adımla
seslenmenizi tercih ederim ancak siz nasıl mutlu olacaksanız öyle de
hitap edebilirsiniz.’
dedi. Sonra gidip arkasındaki camdan gökyüzüne baktı. Cevap verme sırası güzel bayandaydı.
Arkasından
Sorcha’nın kendisine sarıldığını hissetti Kaname. Gözleri şaşkınlıkla
açıldı. Sorcha’nın elleri Kaname’nin vücudu üzerinde geziyordu ve Kaname
dayanamayacak haldeydi. Kendisini tutmalıydı ona zarar veremezdi.
Vermemeliydi. Canı acıyordu. Canı çok yanıyordu. Road’la beraber olmak
kolaydı. Çünkü onun yanında doğal davranabiliyordu. Hissettiği gibi
davranabiliyordu. Ama Sorcha’nın yanında kendisini hep tutmak zorunda
kalıyordu. Sorcha’ya karşı hissettiği şehvet çok büyüktü. Yıkıcıydı. Can
acıtıcıydı.
Kaname ona engel olmak amaçla Sorcha’ya döndü yüzünde
şaşkın bir ifade vardı. Ancak Sorcha oldukça emin ve kararlı duruyordu.
Bu kız aklını mı kaçırmıştı? Tekrar sarıldı. Kaname hareket edemiyordu.
Etmek istemiyordu. Sorcha’nın sıcak sevgisi ona göre öyle yoğundu ki.
Sevdiği kız tarafından istenmesi kesinlikle olağan üstüydü. Her
dokunuşuyla irkiliyordu. Kaname itiraz edebilmek için onu durdurmak
üzere ağzını açmıştı ki Sorcha işaret parmağını dudaklarını üzerine
kapadı sonra o istekli bir sesle
‘Sana sevgilim demek hoşuma giderdi. Tıpkı senin bana demenin hoşuma gittiği gibi.’ Dedi. Ardından Sorcha kendisine biraz daha yaklaştı ve ‘Öp Beni Sevgilim!’ dedi.
Ardından onu kendisine doğru çekti. Yumuşacık ve çilek tadı taşıyan
dudakları kendi dudaklarına kapandı. Sorcha’nın dudakları şimdi istekle
Kaname’ninkileri öpüyordu ve karşılık bekliyordu. Kaname yaşadıklarının
bir rüya olmasından öyle korkuyordu ki… Sorcha onu kendisine doğru
çekerek yatağın üstüne bıraktı narin bedenini. Artık Kaname üzerindeydi.
Dudaklarını araladı. Sorcha’nın öpüşlerine karşılık vermeli miydi?
Şimdi önünde iki seçenek vardı. İlki her şeyi unutarak ona büyük bir
istekle karşılık vermek ve ona şimdi sahip olmak, ikincisi ki tercih
edeceği seçenek ondan hemen şimdi uzaklaşmak. Çünkü ilkini seçseydi.
Yine kendisine ihanet edecekti ve Sorcha’nın geleceğini tehlikeye atmış
olacaktı. Bunu istemezdi. Ayrıca bir defa yapıldıktan sonra bu
bağımlılık yapacaktı ona sahip olmayı her ne kadar istese de şimdi ona
sahip olursa her gece ona dokunamayacaktı. Canı daha fazla acıyacaktı.
Belki de Sorcha ilerde bu konuda pişmanlık duyacaktı bunu istemezdi.
Nazikçe bir buse kondurdu dudağına. Sonra derin gözlere kendisini tutmaya çalışarak
‘Şimdi olmaz Sevgilim!’ dedi.
Sonra
tekrar doğrulmaya çalıştı. Sorcha’nın elleri onu oldukça sıkı
tutuyordu. Sevgili demesi pekte işe yaramamışa benziyordu. Sonra tekrar
eğilip Sorcha’ya derin bir öpücük verdi. Hiçbir şey hissetmemeye
çalışıyordu ancak pekte kolay değildi. Hele ki o hiçbir güzellikle kıyas
kabul etmeyecek bir biçimde kollarında onu istediğini fısıldarken ancak
pes etmiş olacaktı ki kendisini bıraktı. Kaname kollarından iple
çekilmiş gibi seri ve akışkan bir hareketle ayağa kalktı. Sonra odadaki
en uzak köşedeki koltuğa uzandı. Kolunu kanepenin koluna dayamıştı.
Sıcak gözlerle Sorcha’yı izliyordu.
Vampir
ya da şimdilik genç âşık sevdiği kızın her hareketini saniyesi
saniyesine beynine kazıyordu. O, ayağa kalktı. Üzerini düzeltti. Ne
düşündüğünü merak ediyordu. Çünkü her ne düşünüyor ve hissediyorsa yüzü
onu maskelemişti. Sonra Kaname’nin kalbine peykân saplayan ve bu da
yetmezmiş gibi Rize-i Elmas döken bir sesle
‘Beni
istiyormuş gibi davranmayı kesebilirsin. Hatta beni kurtardığın için
teşekkür ederim. Beni önemsemediğin ve siciline düşkün olduğun
düşünülürse aptal bir sözden dolayı beni okuldan kaçırdığın için
teşekkür ederim. Ama gerisini ben hallederim. ’
dedi.
Kaname ne düşüneceğini şaşırmış mıydı? Onu önemsemiyor muydu? O,
Sorcha’yı önemsemiyordu ha? Sonra gözlerini kapattı. His patlamasını yok
etmek için içinden sayıyordu. Artık emindi bu döneme ait değildi.
Gözlerini açtığında beyni tekrar zonkladı çünkü o güzel gözlerden
gözyaşı akıyordu. Keder akıyordu ve bunun nedeni bir yanlış
anlaşılmaydı. Onu istiyordu. Hem de çok istiyordu. Onu her görüşünde
onca insanın önünde zorla sahip olmamak için kendini tutarken nasıl
böyle bir kanıya varabilirdi ki O? Kelimeler düşünceler ve mantıklı olan
her şey sona ermeden Sorcha yaptıklarına son vermeliydi. Yoksa
kendisini tutması çok zor olacaktı.
Sorcha’nın titrediğini gördü ama bu gamdandı. Güzel yaratık kollarını titremeyi bastırmak amaçla kendisine sardı.
‘Az
önceki davranışım için üzgünüm. Seni öpmemin hiçbir mantıklı açıklaması
yok. Şey, tamamıyla duygularıma teslim olmuştum. Ama kendime geldim.
Artık beni istiyormuş gibi davranma Kaname. Akıl sağlımı düşünüyorsan
yalvarırım bunu yapma yoksa çıldıracağım. ‘
Sesinde ne vardı? Acı mı? Keder mi? Kırgınlık mı? …
Şimdi
Kaname tekrar ayaklanan güzeli izlemeye başladı. Bir mini bar vardı oda
da sadece bar değil koca bir mutfak her neyse, Sorcha bardaki şarap
şişelerini karıştırarak içlerinden birini seçti ve bir kadehe doldurdu.
Kadehi Kaname’ye gösterdi
‘Sende ister misin?’ diye
sordu ve omuz silkip tek seferde kadehi başına dikti ve tekrar koymak
için bara yöneldi. Kaname Sorcha’yı durdurdu. Kadehi elinden aldı ve
onun ince beline kollarını doladı. Sadece gözlerinin içine bakarak

‘Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne/Urma zahm-ı sîneme peykân
peykân üstüne/Rîze-i elmâs eker her açtığı zahma o şûh/Lutfu var olsun
eder ihsân ihsân üstüne/Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey
sürûr/Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne/Yârdan mehcûr iken düşdük
diyâr-ı gurbete/Dehr gösterdi yine hicrân hicrân üstüne/Hem mey içmez
hem güzel sevmez demişler hakkımda/Eylemişler Râsih’e bühtân bühtân
üstüne’
dedi. Uzun bir süre o güzel yüze
baktı. Ardından başını eğerek kısa bir öpücük kondurdu. Başını fazla
kaldırmadan sevdiği kıza bir sır gibi

‘Benim sarhoş olmam için içki içmeme gerek yok matmazel. Sizin
varlığınız her daim içime akan en eski şarap gibi. Ancak birkaç küçük
yanlış anlamayı düzeltmek isterim. Size istediğinizi vermememin sebebi
ileride bu kararınızdan dolayı pişmanlık duymamanızdı.’
Diye
fısıldadı. Yine nazik bir öpücük kondurdu. Ancak bu sefer durmadı yahut
geri çekilmedi. İhtiraslı bir şekilde Sorcha’yı öpmeye devam etti.
Derin bir inilti koyarak Sorcha’yı yatağa yatırdı ve üstüne çıktı.
Öpüşleri o ana kadar hissettiği bütün duyguların patlaması gibiydi.
Yoğundu. Ancak kapının çalınması bütün o yoğunluğu toz bulutuymuş gibi
dağıttı.


RP OUT: Süzme çeşmin… Diye başlayan söz Rasih’in gazelidir. Matladan maktaya kadar hepsi vardır.
Mozilla kullandığım için rp'nin düzeni biraz bozuk. Rp'lerde İnternet Explorer kullanırım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://roleplayergame.twilightlegend.net
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Chiristian. Empty
MesajKonu: Geri: Chiristian.   Chiristian. Icon_minitimeSalı 07 Eyl. 2010, 15:44

Ne diyebilirim uzun zamandır okuduğum en güzel Rpler'den biri Tebrikler 92*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
 
Chiristian.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Chiristian.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: