Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Son"""

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Clayton Wéstland
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Clayton Wéstland


Lakap : lakaplarıma dahil bir sürü rivayet var :D
Nerden : gelicen mi ??
Mesaj Sayısı : 199
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 12/07/10

Karakter Detayı
Statü: Üye
Uyarı: 0/0

Son""" Empty
MesajKonu: Son"""   Son""" Icon_minitimeCuma 06 Ağus. 2010, 23:48

Ders zili çoktan çalmıştı ve koridor normalde göremeyeceğiniz bir sessizliğe bürünmüştü. Tabi bu sesliği bozan birşey vardı Adam'n ayak sesleri. Koridorda derse daha da geç kalmamak için koşuyordu. Bu her zaman olan birşeydi ve buna o da dahil herkes alımıştı. Aslında bunu pek de takar bir hali yoktu.
Dersliğin önÜne geldiğinde dağılmış olan saçlarını düzeltti ve kapıyı çalıp içerİ girdi. "Prefösör Pen gelebilirmiyim ? " dedi hafifçe gülümseyerek. "Ahh !! Adam şu geç kalma işinden ne zaman vazgeçiceksin. Nese yerine geçebilirsin." dedi ve incelediği dosyaya geri döndü. Adam sırasına geçerken bugun sınıfta bir farklılık olduğunu hissetti. Herkesde kendini birine kanıtlamaya çalışır gibi bir hal vardı. Bu halleri Adam'ı güldürdü ve önünde duran Mike'a " Bugün bunların nesi var ? Ben yokken herangi birşeyi mi oldu? " diye fısıldadı. Normal de bunu sesli sorardı ama Prefösör'ün dkkatini daha fazla üstüne çekmeye gerek yoktu.Mike ona inanamayarak baktı ve " Adam sen tam bir moronsun. Sınıfa taş gibi bir kız gelmiş ve sen onu nasıl farketmedin mi ? " diye sordu. Adam Mike çaktırmadan sınıfa göz gezdirdi. Duvar köşesnde tanımadığı bir kız oturuordu. Kızın beline kadar inen simsiyah düz saçları vardı ve bembeyaz teninde büük bir tezatlık oluşturuyordu. Ama kızın arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyordu. Kızı incelemeyi bıraktı ve " Belki benim dikkatim çekicek kadar güzel değildi " dedi ve Mike'a göz kırpıp arkasına yaslandı.
Sonunda dersin bitiş zili çalmıştı. Herkes eşyalarını toplarken Adam hızla kapıya doğru yürüdü.Yetişmesi gereken bir yer vardı. Kapıdan çıkacağı sırada birisiyle çarpıştı ve tam düşeceği sırada kızı tutmuştu. " Özür dilerim " dedi kıza ve biranda olduğu yerde kaldı. Kızın güzelliği karşısında nutku tutulmuştu. Çevresinde olan biten hiçbir şeyi umursamıyordu. Sadece kızın simsiyah gözlerine bakışları kilitlenmişti. Sonunda kız " Affedersiniz " dedi ve Adam'da kendine geldi. " Benim hatamdı önme bakmadan yürüyordum. " dedi ve hafifçe gülümsedi. Kızda gülümsemişti. Gülünce ne kadar güzel oluyor diye düşündü Adam. " Bu arada ben Adam " diyip elini uzattı. Kızda " Lena " dedi ve Adam'ın uzattığı elini sıktı. Lena birden saatine baktı "Gitmem gerek çok geç kaldım " dedi ve koşar adım uzaklaştı. Adam Lena'nın arkasından bakakalmıştı. Güzelliği ile gülümsemesi ile büyülemişti Adam'ı. " Bence de dikkatini çekicek kadar güzel değildi Adam " dedi Mike ve gülerek Adam'ın önünden geçti. Başka bir zaman olsa Adam Mike' a cevabını verirdi ama şimdi Lena'dan başkasını düşünmüyordu. Daha doğrusu düşünemiyordu.Ne yapmıştı bu kız ona birkaç dakika da,Adam'ı bu kadar hızlı nasıl büyüleyebilmişti.
Ertesi gün okula Lena'yı tekrar görme umuduyla erkenden gitti ve kimya dersine ilk defa Bayan Penn'den önce girdi.Bayan Penn derse grdiğinde " Adam bugün derse erken gelmeni neye borçluyuz " dedi ve bütün sınıf Adam'ın vereceği cevabı beklemeye başladı. "Bundan sonra böyle. Derse sizden önce geliceğim. Sizinle aramızda bir fark olsun " dedi ve buna Lena dahil herkes güldü.
Ve böyle 2 ay geçti. Bu 2 ay içinde Adam'ın Lena'ya olan bağlılığı da artmıştı.Onu düşünmeden biran bile geçiremiyordu.Hergün eve geldiğinde ertesi günü iple çekior ve okulda da onunla konuşmak için frsat kolluyordu. Ama Lena buna pek fırsat vermiyordu. Kendini sınıftan daha doğrusu herkesten soyutlamaya çalışıyordu ve kimse bunun nedenini anlamıyordu.Birgün Adam Lena'ya böyle davranmasının nedenini sormaya karar verdi. Sınıftan herkes çıkmak üzereydi. " Lena müsaitsen biraz knuşabilirmiyiz ? dedi. Lena " Adam acelem var gitmem lazım. Sonra konuşsak ? " dedi. Ama Adam pes edecek gibi değildi. "Lütfen sadece 5 dakika. Daha fazla sürmez " dedi. Lena saatine baktı ve biraz düşündükten sonra "Tamam ne söyleyeceksin bana ? " dedi merak dolu bakışlarla Adam'a bakarak." Neden böyle davrandığını merak ediyorum." " Neden bahsediyorsun ?" " Herkesten kendini soyutlamandan bahsediyorum. Kimse ile iletişim kurmuyorsun. Herşeyi uzaktan izliyorsun " dedi Adam. Lena biraz şaşırarak " Öyle birşey yapmıyorum " dedi. Adam ise en sakin haliyle " Yapıyorsun " dedi. Lena Adam'ın bu haline sinir oldu ve " Yapıyorsam da sana ne ? Seni niye ilgilendiriyor ? " dedi. Adam bu soruya verecek cevap bulamamıştı. " Çünkü seni daha yakından tanımak istiyorum " dedi ve aniden pişman oldu. Çünkü Lena'nın bakışları değişti. Ama Adam pesetmeyecekti. " Birşey söylediğin zaman arkasında dur ve devam et " derdi babası ve oda sözlerine devam edicekti. " Bana bu kadar sürede ne yaptın bilmiyorum ama senden çok hoşlanıyorum. Hiçbir zaman aklından çıkmıyorsun. Heran bakışlarını,sesini ,en çokta o gülüşünü düşünüyorum. Seni görmediğim heran özlüyorum" dedi Adam. Sonunda içini dökmüştü ama Lena Adam'ın sözlerine çok şaşırmıştı. Kısık bir sesle " Beni daha tanımıyorsun bile " dedi. Adam gidip Lena'nın ellerini tuttu ." Tanıyorum. Hergün derse 8 dakika önce geliyorsun ve ders bitiminden 1 dk sonra sınıftan çıkıyorsun. Zeytin'İ sevmiyorsun,kolundaki bilekliği hiç çıkarmıyorsun. Daha seninle ilgili bildiğim bir sürü şey var Lena " dedi Adam. " Benim hakkımda bu kadar şeyi nerden bliyorsun ? " dedi şaşkın bir sesle. " Seni tanıma şansını sen her ne kadar bana vermesende ben de kendi imkanlarımla seni tanımaya çalışıyorum " dedi Adam ve gülümsedi. Lena 'da şaşkınlıkla gülümsedi. "Lütfen seni tanıma şansı ver bana " dedi Adam ve Lena'nın cevabını beklemeye başladı. Lena Adam'ın gözlerinin içine bakarak kafasını salladı. Adam biranda o kadar mutlu oldu ki birden ne yapacağına karar veremedi ve sonunda Lena'nın o bebk yüzünü ellerinin arasına alıp " Seni çok seviyorum "dedi. Lena " Bende seni Adam " dedi ve Adam dudaklarını Lena'nın o pespembe dudaklarına bastırdı.
Adam aşkını Lena'ya itiraf edeli 4 aydan fazla olmuştu ve hala ilk anki gibi aşıktı ona. Hiç ayrılmıyorlardı birbirlerinden ,hiç kavga etmiyorlardı. Birbirlerine seni seviyorum gibi sözcükleri de her zaman söylemiyorlardı. Bunun yerine bir bakışmaları bütün duygularını dile getiriyordu ikisininde. Birgün Adam Lena'yı evine bırakırken " Yarın akşam benimle yemek yermisn ? " diye sordu en sevimli haline bürünerek. O'da " Babamın izin vereceğini zannetmiyorum " dedi. " O zaman ben sorarım " dedi ve Lena'ların kapısına doğru yürümeye başladı. Kapıya geldi ve zili çaldı. Kapıyı açan Lena'nın babası oldu. ( Aslında tabi babası açıcaktı.Çünkü Lena'nın annesi o 8 yaşındayken ölmüştü ) "Merhaba Bay Kate" dedi Adam düzgün bir şekilde. "Merhaba Adam " dedi ve Lena'ya kuşku dolu bakışlarla bakıp ekledi. "Birşey mi oldu ? ""Hayır efendim. Sadece sizinde izninizle Lena'yı bu akşam yemeğe götürmek istiyorum " dedi Adam. Jeff biraz düşündü ve " Bu akşam Lena ile bir yere gidecektik " dedi. Adam Lena'ya sende birşeyler yap anlamında bir bakış attı ve Lena babasının kulağına birşeyler söyledi. Onun söylediği şeyle babasının ruh hali biranda değişti. "Bu kadar istiyorsan gidebilirsin tatlım " dedi ve Lena'nın gözlerine hüzünle baktı . Lena bunu pek umursamadan Adam'a " Tamam o zman 1 saat sonra bulşalım mı ? " dedi."Tabi sen almaya gelirim. Sağolun Bay Kate " dedi Adam. "Bana Jeff desende olur." dedi gülerek. "Peki Jeff" dedi Adam ve evine doğru gitmeye başladı .
Lena'yı tam 1 saat sonra aldı ve en sevdiği restoranta götürdü." Eee nasıl buldun burayı ? "dedi . " Güzel yer. Ama senin böyle yerlere geleceğini aklıma hiç getirmezdim." dedi Lena ve güldü. Adam elini masaya koydu ve tek kaşını kaldırdı. " Daha bilmediğin birçok yönüm var" dedi.Bu haline Lena'da kendi de güldü. Sonunda yemekleri geldi ve sohbet etmeye başladılar. " Peki bu dünyada en çok istediğin şey ne ? "diye sordu Adam. " Güzel soru. Ama istediğim tek birşey yok " dedi Lena.Bu tuhaftı . İnsan'nın genelde en çok istediği 1 şey olurdu Adam'a göre ve bunu tuhaf bulmuştu. " Nasıl yani ?" " Gerçekten çok istediğim 8 şey var " Adam Lena'nın bu söylediğine güldü. " Sence de biraz fazla değil mi ? " dedi. " Evet fazla. Ama hayat kısa " dedi ve gülümsedi. Ama gülümsemesinde ki hüzün Adam'ın gözünden kaçmamıştı.Bu kızda ne var bu akşam diye düşündü ama Lena'ya bu düşüncesini pek belli etmedi." 8.den başla bakalım söylemeye. Tabi senin için özel değillerse." dedi Adam. " 1 tanesi hariç değil . Sakın istediğim şeyleri gülme ama " ." Garanti veremem" dedi Adam . "Gülersen görürsün ne olacağını. 8.'si herzaman aynı anda 2 yerde olmayı istemişimdir. " dedi ve yorum bekler gibi Adam'a baktı. " Sen devam et yorumlarımı en son yapıcam. " " Tamam o zaman.7.'si sadece 50 yılda bir dünyanın üzerinden geçen yıldızı kendi teleskopumla görmek istiorum ve bu önümüzdek ay gerekleşecek." dedi ve diğer isteklerini de söyledi." 1.sni söyleyemem. Eğer öğrenirsen seni öldürmek zorunda kalırım" dedi ve kahkaha attı. Adam'da " Ölmek istediğimi hiç sanmıyorum " dedi ve güldü. Lena " Nese artık kalkalım mı ? Bababmın sabrını daha fazla zorlamaya gerek yok dimi " dedi ve gülümsedi. Hesabı ödeyip kalktılar. Lena'nın evine doğru yürürken ikisi de derin düşüncelere dalmıştı. Adam'ın kafasına birşey takıldı ve bunu Lena'ya sordu. "Farkettim de isteklerinin arasında birşeyi saymadın. Galiba en çok istediğin 1.sey di." Lena Adam'a baktı ve " Neymiş o ?" dedi. " Ünversite. Mesela ben tıp seçicem. Sen hiç üniversiteden bahsetmiyorsun bile. " " Çünkü üniversiteye gitmicem Adam " dedi Lena düz bir sesle. " Nasıl yani ?" "Duyduğun gibi gitmeyeceğim" " Lena saçmalama. Not oralaman çok yüksek ve istediği her üniversiteye girebilirsin. Dartmouth,harvard.. Yoksa Jeff mi izin vermiyor buna !!?" dedi Adam sinirli bir ses tonuyla. Lena Adam'a nefret dolu bakışlarla baktı ve " Hayır tabiki de onunla bir ilgisi yok. O herşeyden fazla istiyor bunu." Adam artık bu olanlara anlam veremiyordu ve " Peki o zaman sebep ne Lena !!! " diye bağırdı. Lena Adam'ın gözlerinin içine baktı ve " Çünkü ben ölüyorum !!!" dedi. İşte o an Adam'ın dünyasında ki en kötü andı. Sanki bir duvara çarpmış gibi hissediyor ,şaşkınlıktan doğru düzgün konuşamıyordu bile ve sonunda "Na- nasıl ?" dedi. " Kan kanseriyim ve heran tükeniyorum. Bu durumda ne üniversite hayali kurablirim ne de başka birşey. Bunu sana ne zamandır sölemeyi planlıyordum ama sonunda söyledim. Bir daha beni arama Adam " dedi ve ağlayarak koşmaya başladı. Adam ise hareket bile edemiyordu. Şaşkınlıktan,üzüntüden,umutsuzlktan başka birşey hissedemiyordu. Ve olduğu yere çömelip göz yaşlarının gözlerinden sel gibi akmasına izin verdi.



(dip not: daha devaı vardı ama kısa kesmek zorunda kaldım. Klavyemde sorun var yazım hatası fazla olabilir üstünden 2 kez geçtim ama Very Happy )
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Son""" Empty
MesajKonu: Geri: Son"""   Son""" Icon_minitimeC.tesi 07 Ağus. 2010, 10:06

vay Mete güzel olmuş tebrkler bir kaç ufak hata dışında yazımda yanlıs görmedim Smile 80* tebrikler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
 
Son"""
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: