Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Beklenmeyen

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Niobe Hera Linos
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Niobe Hera Linos


Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 108
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 20/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeSalı 09 Ağus. 2011, 11:03

Beklenmeyen 2218Ed-3-ed-westwick-21805099-100-100 Beklenmeyen 1032l255

Clayton Collins - Niobe Hera Linos
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Niobe Hera Linos
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Niobe Hera Linos


Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 108
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 20/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeSalı 09 Ağus. 2011, 11:49

Elinde duran minik beyaz çantasını masanın üstüne koydu.Saçını düzeltip, birilerinin ondan ne istediğini sormasını bekliyordu.Çantasıyla uyumlu beyaz bir mini elbise giymişti.Saçlarını dağınık bırakmıştı.
Garsonun gelmesini beklerken, köşeden yüzünü seçemediği bir adamın ona doğru yaklaştığını gördü.1.85 civarıydı boyu, yüzünü pek seçemiyordu ama tanıdık biri olmadığı kesindi.Yapılı bir adamdı.Dikkatini adama yönlendirdiğinden gelen minik bayanın sesini duyamadı.Minik bayan boğazını temizleyerek, ''Ne alırdınız bayan?'' diye daha yüksek sesle sordu.Ufak bir şaşkınlığın ardından kadına dönen Hera ''Aa bir bira alayım.'' dedi.Kadın elindeki deftere bir şeyler yazıp, bara doğru ilerledi.Hera içkisini söylerken adam onun masasının önüne gelmişti bile.Şimdi yüzünü daha net görebiliyordu.Sarışın , kıvırcık saçlı bir adamdı.Ve gerçekten garip bir gülümsemesi vardı.Pişkin bir gülümsemeydi.Arsızca izin almadan karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu genç adam.''Size bir içki ısmarlayabilir miyim bayan?'' diye sordu gözlerini Hera'dan ayırmadan.Hera gözlerini kaçırıp, ''Teşekkür ederim ama ben kendim ödeyebilirim.'' dedi zoraki bir gülümsemeyle.Ama adam hayır kelimesinden anlamıyor gibiydi.''O zaman sen ısmarla.'' Tamam sakin biriydi Hera ama bu adam karşısında sakin olabilmek gerçekten bir yetenekti.Tam ağzının payını verecekken minik kadın birasını getirdi.Hera gülümsedi ve ''Tamam sana bir içki ısmarlayacağım''. Adam zafer kazanmış bir şekilde gülümseyerek, ''Hah şöyle.'' diye mırıldandı.Hera adamın gözlerinin içine bakıp eline aldığı birayı adamın yüzüne fırlattı.Adam kesinlikle bunu beklemiyordu.Yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu.Şimdi iyi hissediyordu ama bir an önce buradan tüymesi lazımdı.Biranın parasını masaya bırakıp kapıya doğru yönelirken Clayton'la karşılacağını asla bilemezdi.Kapının önünde duruyordu ikiside.Clayton aynıydı.Saçları biraz uzamıştı ama yinede ona hoş bir hava katıyordu.Gülümsedi ve ''Seni gördüğüme sevindim ama şimdi gitmeliyim.Peşimde beni öldürmek isteyen, üstü bira kokan bir adam var.'' Dışarıya doğru bir adım atarken Clayton bir şey söylemek ister gibi elini omzuna dokundurdu.Gözlerini ona çevirip söylemesini bekledi Hera.


En son Niobe Hera Linos tarafından Paz 14 Ağus. 2011, 16:07 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Markovic
Moskova Sürü Lideri
Moskova Sürü Lideri
Victor Markovic


Nerden : Rusya.
Mesaj Sayısı : 26
Kayıt Tarihi : 03/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeSalı 09 Ağus. 2011, 14:10



Barda ki bir masaya ilişti ve oturdu. Elinde ki zarfı masanın üzerine fırlattı ve gömleğinin yakasını düzeltti. Birinin gelip onunla ilgilenmesi için işaret verdi. Yanına cılız bir erkek çocuk gelmişti. Tahminen onbeş yaşlarında idi. Clay'ın onu süzdüğünü fark edince kızarmıştı. Ne istediğini sormak istercesine ağzını açtı ama ses çıkmadı. Tek kaşını kaldırdı ve çocuğu daha zor bir durumda bırakmadan ne istediğini söyledi. Çocuk koşarak gitti. Hangi ırktan olduğunu anlamamıştı ama şekil değiştirici olmadığı kesindi. Çocuk siparişini getirene kadar oyalanacak bir şeyler aradı. Bar kalabalıktı ve bu da ortamın sıcak olmasına neden oluyordu. Terlememişti ama yine de gömleğinin kollarını kıvırmaya başladı. Gözüne biri çarptı. İki masa ileride duruyordu ve sırtı ona dönüktü. Arkadan bakınca kim olduğunu çıkaramamıştı ama tanıdığından emindi. Ona çok tanıdık geliyordu ve bu da merakını arttırıyordu. Masasına içkisini koymuştu ama Clay bunu fark etmemişti bile. Kız etrafına bakınınca yandan görünce kim olduğunu anlamıştı. Dudağının kenarında bir gülümseme belirmişti. Yanına biri yaklaştığını fark edince istemsizce kaşları çatıldı. Şekil değiştirici olduğu belliydi ama onun sürüsünden değildi. Olsaydı tanırdı. Adamın yüzündeki gülümsemeyi görünce sinirlendiğini fark etti. Hera onun eski sevgilisiydi ve isteğini yapabilirdi ve onun buna kızmaya hakkı yoktu. Adam izin almadan masasına oturunca kaşları tekrar çatıldı ve dudağı düz bir çizgi olmuştu. Kendini kaybetmekten korktuğu için masaya parayı fırlattı ve kapıya doğru fırladı.

Tam kapıdan çıkacağı sırada zarfı masada unuttuğunu hatırladı. Zarfı almak için arkasına dönünce Hera'nın adamın yüzüne içkisini fırlattığını gördü. Gülmemek için kendini zor tutmuştu. Hera çantasını da alıp hızla ayağa fırladı ve kapıya doğru -Clay'ın duruğu yere doğru- yönelince Clay'ı fark etti. Adımları daha da fızlanmıştı. Gülümsedi ve ''Seni gördüğüme sevindim ama şimdi gitmeliyim.Peşimde beni öldürmek isteyen, üstü bira kokan bir adam var.'' diyip yanın geçmeye kalkınca Clay elini omzuna koydu. Hera bir şeyler söylemesini bekledi. Ama Clay tam olarak niçin onu durdurduğunu bilmiyordu. Yüzünü bir gülümseme yayıldımıştı. "Merak etme ben burdayken seni öldüremez. Hem senin bu kadar korkmana şaşırdım doğrusu." dedi ve adama baktı. Her halde hala şoku üzerinden atamamıştı ki masa da oturuyordu. Masasına baktı ve zarfın orda olmadığını fark edince etrafına bakındı. Sıska çocuk elinde zarfla ona doğru geliyordu. Zarfı Clay'ın eline verdi ve hemen gitti. Çocuğu çok korkutmuş olmalıydı. Hera'nın üzerine bira döktüğü adam sonun da ayağa kalmıştı ve kapıya doğru öfkeyle yürümeye başlamıştı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Niobe Hera Linos
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Niobe Hera Linos


Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 108
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 20/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeSalı 09 Ağus. 2011, 18:33

"Merak etme ben burdayken seni öldüremez. Hem senin bu kadar korkmana şaşırdım doğrusu." dedi yüzünde o tanıdık gülümsemesiyle.Hera bir şeyler söylemeye çalışırken yanlarına sıska bir çocuk geldi.Elinde ki zarfı Clayton'a verip, hızla uzaklaştı.''Korkmak mı?İçki içmek için yanlış bir yer sadece.'' dedi ve onları izleyen meraklı gözleri gösterdi eliyle.
Gözlerini oturduğu masaya çevirdiğinde adamın sinirle ona doğru ilerlediğini gördü.Yüzü çok öfkeliydi.Hera'nın içindeki ses bu kavgayı burada yapmamasını söylüyordu ve bir an önce gitmesini.Ama Clayton'ı görünce, bu kadar zaman sonra hemen gitmek istemiyordu.Düşüncelerinden sıyrılmasıyla, adamın yanında bağırmaya başlaması bir oldu.''Ne yaptın sen lan?'' Hera''Olay çıkarmadan git.'' dedi soğuk bir şekilde.Ama adamı bu sözüyle daha da sinirlendirmişti.Adam şimdi yumruğunu sıkıp, sanki nereye isabet ettirse daha da çok canımı yakacağını düşünüyordu.''Olay çıksın istemiyormuş.'' diyerek gülmeye başladı.Durum sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı.''Pekala, dışarıda halledelim sorununu.''Ve zor zamanlarda yüzüme yayılan parlak gülümsememle dışarıya doğru ilerledim.
Tamam, bu biraz fazla cesur olmuştu ama sorunları öyle herkesin önünde bağıra çağıra çözemezdi.Dışarıda hafif esen rüzgar saçını dalgalandırmıştı.Etraf pek kalabalık değildi.İşler kötü bir sonuca varırsa tek başına gibiydi.Bu meseleyi bir an önce çözüp yoluna devam etmek istiyordu Hera.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Markovic
Moskova Sürü Lideri
Moskova Sürü Lideri
Victor Markovic


Nerden : Rusya.
Mesaj Sayısı : 26
Kayıt Tarihi : 03/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimePerş. 11 Ağus. 2011, 11:06



''Korkmak mı?İçki içmek için yanlış bir yer sadece.'' dedi ve onları izleyen meraklı gözleri gösterdi eliyle. Clay bu sözlere güldü. Ama Hera o sırada üzerine bira boşalttığı adamın oturduğu masaya odaklanmıştı. Adam hışımla oturduğu sandalyeden fırladı ve öfke dolu bakışlarını Hera'ya sabitledi. Adımlarını öfkeden çok sert atıyordu ve her an patlayacak bir bomba gibiydi. Hera'nın önünde durdu ve öfekesini kustu. ''Ne yaptın sen lan?'' diye avazı çıktığı kadar bağırdı. "Olay çıkarmadan git.'' Hera'nın sakin oluşu ve serikanlı davranması tıpkı Clay'ın hatırladığı gibiydi. Clay bakışlarını adama sabitledi ama Hera'ya odaklandığından Clay'ın bakışlarının farkına varmadı. ''Olay çıksın istemiyormuş.'' diyerek gülmeye başladı. Clay bu adamın küstahlığına artık daha fazla dayanamayacaktı. Elini adamın omzuna koyucağı sırada Hera'nın sözleri onu durdurmuştu. ''Pekala, dışarıda halledelim sorununu.'' Cesurca sözlerdi ama aptallıktı. Hera bir periydi ve bir şekil değiştiriciyle boy ölçüşemezdi. Adam zafer kazanmış edasıyla yanlarından geçip dışarı çıktı Hera da arkasından çıktı.

Clay artık devreye girmesinin farkına varmıştı. Zarfını pantolonunun cebine sıkıştırdı ve peşlerinden dışarı çıktı. Adam Hera'nın karşısında bir dev gibi duruyordu. Clay ortalarına geçti. "Bak dostum olay çıkarmadan git burdan. Yoksa birinin canı yanacak." dedi ve tek kaşını kaldırıp teğtitkar bir bakış attı. "Anlayamadım sen benimi dövüceksin yani." Adam kahkahayı basınca Clay kanında öfkenin akmaya başladığını fark etti. Dönüşmemek için kendini zor tutuyordu. Derin bir nefes alıp ciğerlerine temiz havanın dolmasını bekledi. "Şansını fazla zorluyorsun. Ama soruna cevap vereyim. Evet, gerekirse seni döverim." dedi ve öfkeli bir bakış atınca adamın yüzündeki gülümseme kaybolmuştu. Damarlarında akan kan hızlanmıştı ve öfkeden kalp atışları da hızlanmıştı. Dönüşmesi an meselesiydi. Hera aramıza girmek için bir adım atmıştı ki. "Hera sen uzak dursan daha iyi olacak." bakışlarını bir an olsun adamdan ayırmıyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Niobe Hera Linos
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Niobe Hera Linos


Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 108
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 20/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimePerş. 11 Ağus. 2011, 18:11

Tam adamla yüzleşmek üzereydi ki Clayton korumacı tavrıyla adamla aralarına girdi.Sinirli gözüküyordu ve her şeyden önemlisi tek başınaydı.Hera'nın da bir yardımı dokunmuyordu ona.Bu iki adam dövüşürse neler olacağını düşünmek istemiyordu. "Bak dostum olay çıkarmadan git burdan. Yoksa birinin canı yanacak." dedi.Adam onunla dalga geçercesine ''Anlayamadım sen benimi dövüceksin yani.'' dedi ve kahkahayı bastı.Hiç bir şeyden ders almıyordu bu adam.Bu durum onun canının yanmasına sebep olcaktı.Clayton'ın dönüşmemek için kendini tuttuğunu görebiliyordu.Bir şeyler yapması gerekiyordu ama bunun ne olduğunu bulamıyordu.Ne yapması gerektiğini düşünürken Clayton çoktan dövüş davetini göndermişti. ''Şansını fazla zorluyorsun. Ama soruna cevap vereyim. Evet, gerekirse seni döverim.".Aralarına girmek için bir adım attı Hera.Ama Clayton hemen durdurdu onu. "Hera sen uzak dursan daha iyi olacak." sesi öfkeli bir şekilde çıkıyordu.Bakışlarını adamdan ayırmıyordu, ayırsa bir şey olacakmış gibi. ''Clayton lütfen.Tek başına değil.'' diye fısıldadı Hera kulağına.Gözlerine bakmaya çalışıyordu.Bunun işe yaramayacağını biliyordu ama şansını denemeliydi.Bu iki adamın kendisi yüzünden dövüşmelerini istemiyordu.Hem de Clayton tesadüfen karşılaştığı biriyken.''Sevgilinden emir alman bittiyse başlayalım.Ama sevgilin haklı yalnız değilim.'' dedi pişkin bir sesle adam ve fitili ateşlemeye yetti bu sözler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Markovic
Moskova Sürü Lideri
Moskova Sürü Lideri
Victor Markovic


Nerden : Rusya.
Mesaj Sayısı : 26
Kayıt Tarihi : 03/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeCuma 12 Ağus. 2011, 19:55



''Clayton lütfen.Tek başına değil.'' diye kulağına fısıldadı Hera. Gözlerini biran olsun adamdan ayırmıyordu. Yanlız olmayabilirdi, evet. Ama bu onu korkutamazdı. Adamın hangi sürüden olduğunu merak etmeye başlamıştı. Hera'nın sesindeki tedirginlik dikkatinden kaçmış değildi. Belki de bu seferlik olayı burada kapatıp gitmeliydi. Ama adamın kalabalık olduğu için kaçmış olduğunu düşünmesini istemezdi. Bu yüzden geri çekilmedi. Adamın yüzüne sinsi bir gülümseme yayıldı. ''Sevgilinden emir alman bittiyse başlayalım.Ama sevgilin haklı yalnız değilim.'' dedi ve bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Gözünün yanında bir sinir atmaya başlamıştı. Clay artık kendini daha fazla tutamayacağını biliyordu ve birine zarar vermeden gitmeliydi. Ama birinin bu adama bir ders vermesi gerekiyordu. Sinirlerini yatıştırmasını umarak bir kahkaha attı. Kahkahasından tepesinin attığı belli oluyordu. "Kalabalıksın demek ha? Sence bu beni korkutmalı mı?" dedi ve adamın konuşmasına müsade etmeden devam etti. "Bak, gerçekten sinirlerimi bozmaya başladın. Ya hemen defolup gidersin yada senin bu terbiyesizliğinden dolayı cezalandırmalıyım." dedi ve delici bakışlarını ondan bir an olsun ayırmadı. Adam cevap vermeyince tek kaşını kaldırdı. Bu onun gitmesini gerektiğini anlatmaya çalışan bir bakıştı. Ama herhalde yanlış anlamış olmalıydı ki bir adım yaklaştı. "Söylesene hangi sürüye aitsin?" dedi. Adam soru karşısında şaşırmıştı ve tek kaşını kaldırıp bakışlarını ona sabitledi. "Bununla neden ilgileniyorsun ki?" diyince Clay'ın dudağının kenarında bir gülümseme yayıldı. "Yoksa saklıyacak bir şeyin mi var? Söylemediğine göre var." dedi. Adam bir çelişki arasında kalmış gibi bakışlarını kaçırdı. Derin bir nefes aldı. "Kaplan adamım." diyince Clay'ın yüzüne her zaman ki sert ve keskin ifadesini yerleştirdi. "Az önce Alfa'na kafa tuttuğunu fark ettin mi? Şimdi alfanın sözünü dinle ve hemen burdan git. Eğer gidersen bu terbiyesizliğini görmezden gelicem." dedi. Adam bir çelişki içinde kalmış gibi ayağını kaldırdı. Birkaç saniye sonra geri adım attı ve Hera'ya öfkeli bir bakış atıp uzaklaştı.

Bakışlarını Hera'ya çevirdi ve tembel bir gülümsemeyle gözlerine baktı. "Sanırım sürekli başını belaya sokmak zorundasın?" dedi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Niobe Hera Linos
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Niobe Hera Linos


Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 108
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 20/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeCuma 12 Ağus. 2011, 20:35

"Kalabalıksın demek ha? Sence bu beni korkutmalı mı?" dedi Clayton ve adamın konuşmasına izin vermeden "Bak, gerçekten sinirlerimi bozmaya başladın. Ya hemen defolup gidersin yada senin bu terbiyesizliğinden dolayı cezalandırmalıyım." diyerek cümlesine devam etti.Adam cevap vermiyordu.Hera iki adamı da süzüyor artık ikisinden birinin bu kavgayı bitirmesini umuyordu.Dövüşmeden tabiki.Adam cevap vermeyip onları izlerken Clayton konuşmaya başladı."Söylesene hangi sürüye aitsin?" dedi.Adam şaşırmış bir şekilde Clayton'a bakıyordu.Sanki yabancı bir dil konuşmuş gibi anlamaya çalışıyordu "Bununla neden ilgileniyorsun ki?" dedi sonunda boğuk ve tedirgin bir sesle.Bunun ne ilgisi olduğunu Hera'da merak etti ama şimdi bozuntuya vermemeye çalışıyordu.Clayton bunu sorduysa bir sebebi vardı kesinlikle.İlişkileri boyunca bunu iyi öğrenmişti.Clayton hiç bir şeyi boşuna söylemez ya da yapmazdı."Yoksa saklıyacak bir şeyin mi var? Söylemediğine göre var."dedi Clayton.Daha sakin ve daha rahat konuşuyordu artık.Adam bakışlarını kaçırıyordu.Bu işin bittiğini anlamıştı ikiside.Bu gece dövüşmeyeceklerdi. Adam, "Kaplan adamım." deyince Clayton yüzüne sert bir ifade yerleştirip ,"Az önce Alfa'na kafa tuttuğunu fark ettin mi? Şimdi alfanın sözünü dinle ve hemen burdan git. Eğer gidersen bu terbiyesizliğini görmezden gelicem."dedi.Sesi gayet tehditkardı.Adamın azıcık aklı varsa giderdi.Ki biraz bocalamadan sonra Hera'ya sinirli bir bakış atıp uzaklaştı.Derin bir nefes verdi Hera.Rahatlamıştı.Clayton'ın yüzünde bir tepki göremiyordu.Onun kadar endişelenmemişti bile.
Clayton bakışlarını Hera'ya çevirip, o hoş gülümsemesiyle bakıp "Sanırım sürekli başını belaya sokmak zorundasın?" dedi.Bu gece onu kurtarmıştı.Ona borçlu olduğunu düşündü.Bir şekilde borcunu ödeyecekti.Mahçup bir gülümsemeyle karşılık verdi Hera.''Evet sanırım bu benim yeteneğim.Hem ne yapsaydım masama oturmasına izin verip, akşama evime mi götürseydim.'' dedi Hera.Ve muzur bir gülümsemeyle devam etti, ''Hem sen de çok iyi bir alfa değilmişsin.Daha süründekileri tanımıyorsun.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Victor Markovic
Moskova Sürü Lideri
Moskova Sürü Lideri
Victor Markovic


Nerden : Rusya.
Mesaj Sayısı : 26
Kayıt Tarihi : 03/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimePaz 14 Ağus. 2011, 12:53


Hera'nın yüzünde muzip bir gülümseme belirdi. ''Evet sanırım bu benim yeteneğim.Hem ne yapsaydım masama oturmasına izin verip, akşama evime mi götürseydim.'' diyince şakacı bir şekilde kaşlarını çattı. Ve Hera aklına ilgi çekici bir bilgi gelmiş gibi gülümsedi. ''Hem sen de çok iyi bir alfa değilmişsin.Daha süründekileri tanımıyorsun.'' dedi. Clay'ın yüzündeki ifade aniden değişti. Ve birden aklına adamı gerçekten de daha önce hiç görmediğini fark etti. Sürüsündeki tüm şekil değiştiricileri tanıdığına yemin edebilirdi. Ama bu adama daha önce hiç görmemişti. Belki de adam ona yalan söylemişti ya da adam kaak bir hayat sürüyordu. Kimbilir. Ama emin olduğu bir şey varsa adam bir şeyler saklıyordu ve bunu öğrenmeliydi. Düşüncelerinden ayrılıp dikkatini yeniden Hera'ya verdi ve ona gülümseyerek cevap verdi. "Ah, benim bir suçum yok. Adamı tanımamam onun hatası. Kendini belli etmeliydi. Ama artık kendini belli etti." dedi ve adamın gittiği yöne doğru baktı. Hera'ya gerçekte aklından neler geçtiğini söyleyemezdi. Bu yüzden her ne kadar yalan söylemeyi sevmesede ona yalan söylemişti. Ne yapması gerektiğini aklından tartmaya başlıdı. Ve bir sonuca varamadı. İki seçenek arasında gidip geliyordu. Ne yapması gerektiğini tam olarak kestiremiyordu.

O adamın peşinden gitmeliydi. Ama burada Hera'yı yanlız başına bırakamazdı. Hera'yı uzun zamandır görmemişti. Aradan geçen bunca zamandan sonra neler yaptığını merak ediyordu. Ama bir şeyi daha merak ediyordu. Yeni bir sevgilisi olup olmadığıydı. Aslında merak etmeye hakkı yoktu yani onun hayatından ona ne? Ama yine de kendini merak etmekten alamıyordu. Ona göre cevap 'Hayır' gibi geliyordu. Çünkü barda tek başına oturuyordu yani bu da ona göre sevgilisinin olmadığı anlamına geliyordu. Ama Clay da barda yanlız oturuyordu ama onun sevgilisi vardı. Belki de bunu ona sorması daha iyi olacaktı. Boğazını temizliyince Hera ona baktı. Clay soruyu nasıl soracağını kestiremiyordu. Başını kaşıdı ve kelimelerin ağzından dökülmesine izin verdi. "Eee, görüşmeyeli neler yaptın? Yani hayatında ne tür değişiklikler oldu demek istedim." dedi. Clay kendini orada öldürmek istiyordu. Saçma sapan konuşmuştu ve burda olmamalıydı. Gitmeyi düşündü ama ayakları ona itaat etmiyordu. Clay ayaklarına hareket etmeleri için zorladı ama ayağı bir türlü yerden kalkmıyordu. 'Peki öyle olsun. Madem bir soru sordum cevabını öğreneyimde gideyim.' diye düşündü. Hera'nın yüzünde şaşkın bir gülümseme oluşmuştu. Clay sorusunun saçmaladığını düşünüp içinden kendine lanet etti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Niobe Hera Linos
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Niobe Hera Linos


Nerden : Ankara
Mesaj Sayısı : 108
Yaş : 32
Kayıt Tarihi : 20/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Beklenmeyen Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmeyen   Beklenmeyen Icon_minitimeSalı 16 Ağus. 2011, 00:09

Sorusunu yöneltmesiyle Clayton'ın yüz ifadesi değişmişti.Sanki zor bir soru sormuştu.Yüzünü incelerken sorusuna cevap verdi, "Ah, benim bir suçum yok. Adamı tanımamam onun hatası. Kendini belli etmeliydi. Ama artık kendini belli etti." dedi.Haklıydı.Sürü işlerini çok fazla bilmiyordu ama Clayton'la çıkarken bazı şeylerden haberi olmuştu.Birincisi, sürüye katılcaksanız kendinizi tanıtmalıydınız.Ve alfanızın emrinden çıkmamalısınız.Sürünün alfasıyla çıkmak hele de bir kaplan adamla çıkmak ilginç bir tecrübeydi.Başka bir kadın olsa sürü hakkında her şeyi öğrenirdi ama Hera Clayton anlatmadıkça fazla soru sormamıştı sürüyle ilgili.Böylesi daha iyiydi onun için.

Bunları düşünürken Clayton boğazını temizledi.Bakışlarını Clayton'a doğru çevirdi Hera.Bir şey söylemek istiyor ama cesaret edemiyor gibiydi.. "Eee, görüşmeyeli neler yaptın? Yani hayatında ne tür değişiklikler oldu demek istedim. Sonunda içinden geçenleri söyledi.Bu soruya şaşırmıştı aslında Hera.Yüzünde ister istemez şaşkın bir gülümseme belirdi.Ve soruya cevap vermek için yanına yaklaştı.''Hmm.Ben aynı benim aslında.Her şey aynı.Ya sen? dedi Hera.Aslında onunda ayrıldığından beri ne yaptığını merak ediyordu.İçi içini kemiriyordu ama öyle pat diye de soramazdı.Bu soruyu sorması için biraz daha beklemesi gerekiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Beklenmeyen
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Beklenmeyen Saldırı.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: