Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Larsson, L.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Luciana Larsson
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Lakap : Lucy.
Nerden : Londra.
Mesaj Sayısı : 13
Yaş : 26
Kayıt Tarihi : 20/10/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Larsson, L. Empty
MesajKonu: Larsson, L.   Larsson, L. Icon_minitimePtsi 08 Ağus. 2011, 19:46

    "Haydi ama! Sana söz veriyorum, çok eğlenceli olacak." dedim Amanda'ya göz kırparak. Ama o suratıma bile bakmadı. Sadece iri yeşil gözlerini tam karşımızdaki eve dikmiş öylece bakıyordu. Onun bu kendinden emin olmama durumları beni bitiriyordu zaten. Derin bir iç çektim. "Geliyor musun?" dedim sesimi biraz daha yükselerek. Amanda bu sefer gözlerini bana çevirdi. Bunu yapmak istemediğini görebiliyordum ama umurumda değildi. Bana yardım edebilecek birine ihtiyacım vardı, ya da suçu üzerine atabileceğim biri. Kendi kendime gülümsedim. Amanda bana 'neden gülüyorsun?' der gibi baktı. Ona cevap vermedim. Ne yapacağımı bilseydi, ölürdü ama yine de benimle gelmezdi. Bu yüzden ona sadece eski bir arkadaşımızı ziyaret edeceğimizi söylemiştim. Amanda beni çok fazla sorgulamamıştı ama bu işin tehlikeli olduğunu düşündü belliydi. Haksız da sayılmazdı. "Rose bizi özlemiştir." diyerek onu eve sürükledim.

    "Neden Rose'u bu saatte ziyaret ediyoruz? Şimdi uyumuştur." diye sordu Amanda. Gözlerimi devirdim. İki seçenek vardı; Amanda ya çok saftı, ya da numara yapıyordu. Ancak Amanda'da bana numara yapacak cesaret olmadığını bildiğimden diğer seçenek daha mantıklı geliyordu. Asamı hevesle elime aldım. Rose bize ihanet eden bir Ölüm Yiyen'di. İki yıldır Yoldaşlık için çalıyordu ve bunu fark eden Karanlık Lord'du. Onun güvenini boşa çıkaramazdım. Rose'un şu ana dek ölmesi gerekiyordu ama iyilik sever dostları onu korumaya almıştı. Rose'un evinin önüne geldiğimizde sadece iki adam görünce dudaklarımı alaycı bir şekilde büktüm. Adamlar uzun boylu ve kaslıydı ama sihir her şeyi yenebilirdi. Bir duvara saklanıp asamı salladım ve onlara büyü yolladım. İki adamda asamın bir hareketiyle yere serildiler. Amanda ise dehşet içinde adamlara bakıyordu. Belki de yavaş yavaş neler olacağını anlamaya başlamıştı. Daha bir şey demesine fırsat bırakmadan eve girdim ve o da peşimden gelmek zorunda kaldı.

    İçerisi Rose'un yaptığı tablolarla süslenmişti. Onunla çok yakın arkadaş olduğumuzdan onun resim yapmayı sevdiğini biliyordum. Her zaman da resimlerinin berbat olduğunu düşünürdüm. Onun dışında evin içinin tamamı ahşaptı. Salonun ortasına kahverengi bir halı serilmiş ve merdivenler uzanıyordu. Sessizce merdivenlerden çıktık. Rose'un odası tam karşımızdaydı. Kapı kolunu yavaşça çevirdim. Hafif bir gıcırtı evdeki sessizliği bozdu ama Rose hala uyuyordu.

    Eğer neler olacağını bilseydi böyle huzurlu bir şekilde uyuyamazdı. Asamı elime aldım. Tam onu öldürecekken Amanda fısıltıyla "Yapma lütfen. Azkaban'a mı gitmek istiyorsun?" dedi. Umursamadım. Azkaban'a gidenin kendisi olduğunun henüz farkında olmadığından böyle konuşuyordu. Asamı yatakta uyuyan zarif bedene doğrulttum. "Avada Kedavra!" diye haykırdım. Yeşil bir ışık, karanlık odayı aydınlattı. Işığın etkisi kaybolduğunda Amanda'yı dehşete kapılmış bir halde gördüm. Hemen pencereye gittim. Aşağıda Bakanlık için çalışan lanet Seherbazları gördüm. Planım tıkır tıkır işliyordu. Amanda'ya beni takip etmesini söyleyerek merdivenlerden aşağı indim.

    Dışarıya çıktığımızda Seherbazlar asalarını bize doğrulttu. Hemen ağlamaya başladım. Tuzlu göz yaşları yanaklarımdan zorla süzülüyordu. Ama inandırıcı olduğumu düşünüyordum. Seherbazlara "O arkadaşımı öldürdü. Lütfen tutuklayın onu!" dedim. Seherbazlar benim kimliğimi bilmiyorlardı çünkü kendimi saklamayı başarmıştım. Amanda ise onlara yakalanmış ve onu ben kurtarmıştım. Seherbazlar daha Amanda onlara bir büyü savuramadan etkisiz hale getirdiler. Korkunç ruh emicilerin olduğu yere gitmemek için her şeyi yapardım. Hiç yanımdan ayrılmayan arkadaşıma ihanet etmeyi bile... Tabii o benim için hiçbir zaman arkadaş değildi, onunla sadece yalnız olmaktan iyidir düşüncesiyle takılıyordum. Amanda bana nefretle baktı. Sanki ben çirkin bir yaratıkmışım gibi süzdü beni. "Arkadaş olduğumuzu sanıyordum!" dedi. Bu sözleri hiç canımı bile acıtmadı. Her zaman ki umursamaz ifademi takındım. Çok eğlenceli bir geceydi. İçimden 'her şeyi yanlış anlıyorsun tatlım.' dedim. Karanlık Lord bu yaptığım mükemmel iş için beni nasıl ödüllenderecekti acaba? Seherbazlara arkama dönerek gülümsedim ve evime gitmek üzere cisimlendim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://faustcalix.hareketforum.net/forum.htm
Cynthia Aristide
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Cynthia Aristide


Mesaj Sayısı : 695
Yaş : 29
Kayıt Tarihi : 09/12/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Larsson, L. Empty
MesajKonu: Geri: Larsson, L.   Larsson, L. Icon_minitimePtsi 08 Ağus. 2011, 21:55

Anlatım: 20/35
Anlatımınız oldukça normaldi. Birinci anlatımdan yazmanız ise size dezavantaj oluşturmuş gibi.

Kurgu: 20/30
Kurgu bana sıradan bir kurgu gibi geldi. Hatta sıkıldığımı da belirtmeliyim

Akıcılık: 6/10
Betimlemeleriniz yok denecek kadar azdı.

İmla: 10/10
Pek fazla imla hatasına rastlayamadım. Düzgün ve tertipli bir rp idi.

Uzunluk: 4/5
Eve girme aşaması, Rose'un ölümü daha da uzatılabilirdi. Evi daha fazla betimleme kullanarak anlatabilirdiniz.

Görünüm/Renklendirme: 5/5
Konuşmalarda kullandığınız renkler gözü pek fazla yormuyordu.

Paragraf Düzeni: 4/5


Rpg puanınız 69
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Larsson, L.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Millennium serisi 1. kitap: Ejderha Dövmeli Kız-- Stieg Larsson
» Millennium serisi 2. kitap: Ateşle Oynayan Kız-- Stieg Larsson

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: