Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Arien
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Arien


Lakap : Arien yeterince kısa değil mi?
Nerden : Ankara.
Mesaj Sayısı : 29
Yaş : 27
Kayıt Tarihi : 05/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimePtsi 11 Tem. 2011, 19:12

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~

Angel&Arien

Arien tek başına ormandadır her zaman ki gibi hayatını düşünmektedir. Yaptığı hataları ve nefretini. O sırada Angel gelir. Onun nefretini ve acısını görür. Bunu paylaşmak ister. Sırdaş olurlar.[editliycem ya çok mal oldu ama idare ederiz deil mi *.*]

Çok zaman geçmişti üzerinden ama unutmamıştım. Unutamazdım. Verdikleri sözlerin tamamı, tamamı yalandı. Öyle bir yara vardı ki içimde hiçbir zaman kapanmayan, kanayan, öylesine acıtan bir yaram vardı ki... Zamanın iyileştiremediği tek yaram... Nefretim içimi kaplamıştı. Kara kin çevremde dans ediyordu. Hayatımı zehir ettiği yetmemiş miydi? Artık bunun sonlanmasını istiyordum. Kaslarımdaki yorgunluk beynimin ve kalbimin yorgunluğuyla boy ölçüşemezdi.

Koşuyor, koşuyordum. Kaçıyordum, kendimden, kinimden, anlayamadığım sevgi dolu anlardan. Irkıma olan nefretim, kendime duyduğum kızgınlık ve onları sevmem işi karıştırıyordu. Kahretsin ki zaman değişmişti. Artık o küçük kız olmadığım gibi herkes değişmişti. Her yer ve herkes tamamen farklıydı. Burayı terk ettiğimde benim farklı olduğum gibi. Orman evimdi, hala.

Sözlerini tutmamışlardı, hepsi ölmüştü. Bütün değer verdiğim insanlar. Hayatımın tamamıyla bu dünyadan gitmişlerdi. Tamamen bitmiş bir şekilde kaçmıştım gerçeklerden. Biraz orada kalmıştım biraz şurada. Her yer aynıydı. Acı dolu ağır bir suçluluk duygusunu omzuma yükleyen olaylar her yerde aklımdaydı. Umrumda olan tek şey kendimdim eskiden daha sonra değişmişti. Onlar öldüğünde değişmişti ve yine değişiyordu. Hiçbir şey umursamayan ben şimdi umursuyordum. Çoğu şeyi hem de. Aklımı kaçıracaktım.

Koşmayı bırakıp bir kayaya oturdum. Göğsümde bir acı vardı, çok koşmuştum. Ellerimi dizlerime koyup başımı eğdim. Saçlarım topuzumdan kurtulum önüme düştü. Göz yaşlarımın terime karıştığını hissettim. Ne zaman yalnız kalsam ortaya çıkan boşluk duygusuyla beraber göz yaşlarım toprağı nemlendirdi. Gözlerimi silip yutkundum. Dudağımı dişlerken başımı kaldırdım. İçimdeki karanlık tarafın beni ele geçirdiğini hissediyordum. Boşluk duygusunun yerini nefret aldı tekrar.

Ayağa kalkıp oturduğum kayayı tekmeledim. Nefretim boyumu aşıyordu. Ormanın koyu yeşil ağaçlarını ve muhteşem toprak kokusunu artık hissedemiyordum. Tek hissettiğim damarlarımdaki zonklamaydı. Tek şey o aptal kindi Her yer kararıyordu. Göğe bakıp bir çığlık kopardım. Yırtıcı hayvanlar gibi...

Ağacın birine yaslandım ve yere doğru yavaşça kaydığımı hissederken yumruklarımı sıktım. Toprağa düştüğümde parmaklarım yerdeki çimleri kavradı istemsiz bir şekilde onları koparırken bir ses duydum. Ağaçların arasından gelen sesle kendime geldim. Birileri beni görüyordu.

Kahretsin!

Kafamı o tarafa çevirirken normal görünmeye çalıştım. Beni gören kişiyi korkutmak istemezdim daha sonra başkalarına söylerdi belki ve gitmem gerekirdi, yine.

Ağaçların arasından bir kız çıktı. Dostça göründüğünü söyleyebilirdim. Bana çekingence gülümsedi ve gülümsemekten kendimi alamadım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimePerş. 14 Tem. 2011, 08:13



Kendini ormanın içine attı. Ormanın rahatlatıcı ve huzuru her yerini kaplamıştı. Sert ve keskin yüz hatları aniden yumuşamış ve düz bir çizgi gibi kasılmış dudaklarına huzurlu bir gülümseme yayılmıştı. Gözlerini yumdu ve küçük adımlarla yürümeye başladı. Ormanın rahatlatıcı hissinin tadını çıkarmak istiyordu. Yüzündeki gülümseme giderek büyüyordu. Kendini ne zaman ormanın içine atsa oranın dışında yaşadığı üzüntü ve sıkıntıları hemen unutuyordu ve kendini kendisi gibi olduğu gibi hissediyordu. Damarlarında akan öfke ansızın durmuştu ve onun yerine huzur akmaya başlamıştı. Kendini en çok sevdi meşe ağacın altına ötürdü ve ağacın gölgesinde biraz dinlenmek için uzandı. Beline batan kılıç nedeniyle hemen doğruldu. Kılıçlarını çıkarmayı unuttuğunu düşününce gülmeye başlamıştı. Kılıçlarını çıkardı ve ağacın diğer tarafına fırlattı. Bir süre kılıçlara baktı. Yüz hatları tekrar sertleşmişti ve dudakları kasılıp dümdüz bir çizgi olmuştu. O kılıçlarla yaptıklarını hatırlayınca ürperdi. Ormana huzura kavuşmak ve kendini iyi hissetmek için gelmişti. Bunları düşünmemeliydi. Gözlerini yumdu ve hayatı boyunca geçirdiği güzel günleri hatırladı. Yüz hatları tekrar yumuşamıştı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirmişti. Ormanın rahatlatıcı ve tanıdık hissinin tadını çıkarıyordu ki aniden ormandaki huzur ve neşe kaybolup kendini umutsuzluğa bırakmıştı. Angel işte şimdi sinirlenmişti ve daha çok meraklanmıştı.

Doğruldu ve etrafa bakındı. Ormanın diğer tarafından gelmiş olmalıydı. Ormanın içinde yavaşa adımlarla ilerlemeye başladı. Ormanda daha önce bu tür duyguları hissetmediği için endişelenmişti. Birin başının belada olmasını istemezdi. Ağlama sesi duyunca irkildi. Duraksamıştı. Çünkü başkasının işine burnunu sokmak istemezdi. Tam geri dönmek için arkasına dönmüştü ki ağlamaklı bir çığlık duydu ve koşar adımlarla çığlığın geldiği yöne harekete geçmişti. Başkalarının işine burnunu sokmayı sevmezdi ama biri kendini kötü hissediyorsa o kişiye yardım etmemeyi de sevmezdi. Çalılıkların arasından geçti ve iki çift gözün bana baktığını gördü. Çekingence gülümsedi. O da ona gülümseyince ona yanına doğru yürüdü. Hüznü belli etmemeye çalışsa da gözlerinde ki hüznü çok açık bir şekilde görebiliyordu. Aralarında ki uzaklık azalınca duraksadı.
“Merhaba. Ben Angel. Şey… sen iyi misin?”. diye sordu. Bana ilk önce boş boş baktı. Kendini aptal gibi hissetmişti. Karşımdaki elf tabii ki de kendini iyi hissetmiyordu ve belki de yalnız kalmak istiyordu.
“Rahatsız ettiğiysem özür dilerim.” Dedi ve mahcup bir şekilde gülümsedi. Fazla meraklı olması şart mıydı? Sanırım yine burnumu beni ilgilendirmeyen bir şeye soktum, diye düşündü. Kız ona gülümseyince Angel şaşkın bir şekilde ona baktı. Şaşırdığın da çok komik gözükürdü. Çünkü yüzünde “Ben asla şaşırmam ve her şeyi bilirim.” İfadesi olurdu ve bu durum çok komikti.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arien
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Arien


Lakap : Arien yeterince kısa değil mi?
Nerden : Ankara.
Mesaj Sayısı : 29
Yaş : 27
Kayıt Tarihi : 05/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimePerş. 14 Tem. 2011, 16:45

"Rahatsız ettiysem özür dilerim."
Gerçekten yardım etmek ister gibi bir hali vardı. Ona anında güvenivermiştim neden bilmiyorum. Gözlerimdeki yaşları ve akan rimeli temizlemeye çalıştım ama suratımın kapkara olduğundan emindim.
"Ha-hayır." dedim kekeleyerek. Gitmek için hazır görünüyordu. "Ben sadece biraz sinirli sayılırım." dedim. Kulağa saçma geliyordu sinirli sayılırım mı? Sinirden köpürüyordum, o gelene kadar. Tekrar kendi içimdeki çatışmaya dönmemek için çabaladım. Kızın yüzünü incelemek bana yardımcı oldu.
Gözlerinde yardım etme isteği vardı ve en arkalarda ise biraz hüzün. Neden hüzünlüydü? Benim gibi ailesini kaybetmemiş olmalıydı hem de başkalarının hataları yüzünden. İç geçirdim ve kırık bir kütüğe oturdum.
Hüzün ve sinir bambaşka şeylerdi ama nedense ben onları bir anda yaşamıştım hep. Yani şu anda daha çok hüzünlü olabilirdim ama bu sinirli olmadığım anlamına gelmiyordu. İkisi benim kalbimde kardeş sayılırlardı.
"Burada olmamdan rahatsız mısın?" dedim aptal hissederek. "Yani yalnız kalmayı tercih edersen gidebilirim." Normalde bunu yapmazdım hiç kimseye. Ben ters olandım ama bu kız nedense bana iyi gelmişti.
Uzun süredir nefes almıyormuş gibi bir nefes aldım. Geçen geceki yağmurda ıslanan toprak muhteşem kokuyordu. Ve her hücremin hayatla dolduğunu hissediyordum. Belki de bana büyü yapıyordu. Bu düşünceyle kızardım neden bana büyü yapsın ki? Benden ne isteyebilir? Onun bunu yapmadığını biliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimePerş. 14 Tem. 2011, 17:15



Elf biranlık duraksamadan sonra konuştu -sanırım ay elfiydi-
"Ha-hayır." dedi. Angel onun tam olarak ne dediğini duyamamıştı. Belki de sadece onu yanlız bırakıp gitmeliydim. Rimeli akmıştı ve düzeltmeye çalışıyordu. Belki de yanlız kalınca kendini daha iyi hisseder. Belki de benim burda olmamdan rahatsızdı. Belki de.. saçma düşüncelerini aklından attı ve gimek için arkasını dönüyordu ki. "Ben sadece biraz sinirli sayılırım." dedi. Angel bunları duyunca üzülmüştü. Gerçektende kafası çok karışmıştı. Yalnız kalırsa herhalde onun için daha iyi olmazdı. Belkide yanında kalmalıydı. Angel biran kararsız kaldı ama sonra kıza yardım etmek için yanında kalmayı şeçti. Elf derin bir iç çekti ve yanındaki kütüğe oturdu. Bakışlarını Angel'a yöneltmişti. Onu inceledi. Belki de Angel'ın onun için tehlikeli olup olmadığını çözmeye çalışıyordu. Tehlikeli mi? Ben bir elfim onun için tehlikeli olamam, diye düşündü. Elf Angel'ın gözlerine bakarken Angekl biran panikledi. Yüzünü her zaman ifadesiz yapabilirdi ve duygularını saklayabilirdi. Ama gözlerini... Gözlerindeki duyguları hiçbir zaman saklayamamıştır ve ömrünün sonuna kadarda böyle olucaktı. Kız gözlerindeki hüznü görmüş olmalıydı ki ona hafif bir şaşkınlıkla bakıyordu.



"Burada olmamdan rahatsız mısın?" dedi, sonra dedikleri Angel'ı daha da şaşırtmıştı. "Yani yalnız kalmayı tercih edersen gidebilirim." . Buraya ona yardımcı olabilmek içn gelmişti. Yanlız kalmaya değil. Bu durum ona çok gülünç gelmişti. Elf de dsöylediğine pek inanmamış gibi duruyordu. Söylediği onada saçma gelmiş olmalıydı. Angel güldü ve elfin oturduğu kütüğün biraz ilerisindeki kütüğe oturdu. "Aslında pek yardımsever biri değilimdir ama burada seni görünce yardıma ihtiyacın olup olmadığını öğrenmek için geldim. Yanlız kalmaya değil." dedi ve hafifce gülümsedi. Söyledikleri doğruydu. Hiçbir zaman yardımsever olmamıştı. Kendi ırkı için bile. Özel durumlar hariç. Ama karşısındaki elf ona çok tanıdık gelmişti. Belkide kendisine benzetmişti. Elfin adını sormadığını ve onunda söylemediğini anımsadı. "Bana adını söylemedin. Bir adın var yani değil mi?" dedi ve tekrar gülümsedi.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arien
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Arien


Lakap : Arien yeterince kısa değil mi?
Nerden : Ankara.
Mesaj Sayısı : 29
Yaş : 27
Kayıt Tarihi : 05/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimePerş. 14 Tem. 2011, 17:30

"... Yani bir adın var değil mi?" Sırıtışımı tutamadım. Kız bana çok benziyordu, bunu yeni fark etmeme şaşırdım. Başımı eğip sırıttım ve ani bir kararla
"Evet, elbette." dedim. "Arien diyor herkes bana. Ay demek elfçe biliyor olmalısın." başımı sallayarak ekledim. "Ama yakınlarım bana Soph. der." neden eski adımı söylediğimi bile bilmiyordum belki de onu çok yakın bulduğumdandır.
"Sophie'den. Kimse bilmiyor yalnız. Bu adımı kullananlar yeryüzünde bile değil." dedim aceleyle söyleyeceğini zannetmiyordum ama yine de tedbirli olmak lazımdı. Bu itirafla yine dünyamın karaması gerekirdi ama hayır, öyle olmadı. Yalnızken baş gösteren aptal karanlığım şuanda burada değildi. Beni rahat bırakmıştı, şükürler olsun. Sadece kendim olup kinden ve nefretten arınmak öyle iyiydi ki. Kendimi iyilik timsali gibi hissetmesem de yine de temiz hissediyordum. Kalbimde bir hareketlenme oldu. O mu yapıyordu bunu? Bir arkadaş veya bir dost. Belki de bana yardım etmesi onun seçimi değildi ve benim burada delirmiş olmam da benim seçimim değildi. Bu tesadüflere inanmazdım bunların ayarlandığını Kader Tanrıçalarının işi olduğuna inanırdım. Çoğu kez onlara küfretsem de şuanda onlara teşekkür ediyordum. Onlar beni çoğu kez üzmüştü fakat şimdi yaralarımı sarıyorlardı belki de.
Aklıma estiği şekilde yaşamayalı uzun zaman olmuştu. Eskiden nereye gideceğimi titizlikle hesaplardım, bazı şeylerden kaçmak hayatınızı kurtarır.
Bana son cümlemden dolayı biraz şaşırmış gibi geldi belki de hayal görüyordum.
"Peki senin adın ne?" dedim. Belki de adı yoktur diye düşündüm belki de isimsiz bir melektir yanıma gelen. Annemin küçükken anlattığı zor zamanlarda beliren bizim ikizlerimiz. Eski mitolojik hikayelere bayılırdım ve bu olası gibiydi. Sırıtarak yüzüne bakarken başını eğdiğini gördüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimeCuma 15 Tem. 2011, 09:28



Elfe Soph mu desem Arien mı desem, diye düşünmeye başlamıştı.
"Sophie'den. Kimse bilmiyor yalnız. Bu adımı kullananlar yeryüzünde bile değil." Arien'ın en son söylediği oni bambaşka yerlere götürmüştü. O da mı sevdiklerini kaybetmişti? Aslında Angel tüm sevdiklerini kaybetmemişti. Erkek kardeşi halen hayattaydı ve daha çok küçük olduğu için hiçbir şeyin farkında değildi. Arien veya Soph ile bu kadar ortak noktalarının olması çok ilginçti. Angel pek inançlı bir tip değildi. Sadece bilgiye ve görebildiği şeylere inanırdı. Ama bu durum fikrini değiştirmesine neden olabilirdi. Hayır, bu sadece tesadüf. Başka bir şey değil, diye düşündü. Soph düşünceli gözüküyordu. Üzgün değil. Angel ise ne zaman yaşadığı kötü şeyleri hatırlasa hüzünleni veriyordu. Belki de Soph bu olayı atlatmıştı ve artık üzülmüyordu. Angel biran da kendisininde o kadar hüzünlenmediini fark etti. Şaşkın şaşkın Soph'a bakıyordu. Bu nasıl olabilirdi ki. Kesinlikle bu olayı atlatmış değildi ve az önce bile hatırlayınca hüzünlenmişti. Belki de kendine benzeyen birinin yanında olunca acıları ona o kadarda kötü gelmiyordu. Başkalarının da onun gibi hayatta acılar çektiğini görmek, sadece onun değil bir başkasınında kötü şeyler yaşamış olması onu rahatlatmıştı.


"Peki senin adın ne?" dedi. Angel düşünceleri arasından ayrıldı ve dikkatini yine ona verdi. Adımı az önce söylememiş miydim, diye düşündü. Adının küçük bir hikayesi vardı ve onu hatırlayınca başını eğdi ve hafifçe gülümsedi. "Angel. Yani adım Angel. Annem ve babam onlar için gönderilmiş bir melek olduğumu düşünmüşler ve adımı bu yüzden Angel koymuşlar." gülümsedi. "Bu biraz saçma." dedi ve güldü. Ailesi her zaman çok inançlı olmuşlardı. Angel'ın onlar gibi inançlı olmamasını hiçbir zaman dert etmemişlerdi. Biran da onları ne kadar özlediğini fark etti. İnanç konuşmalarını özlediği söylenemzdi tabi. Dudaklarında kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Kendi aptal gibi hissetti ve gülümsemesini yüzünden sildi. "Biliyor musun? Seni kendime çok benzettim. Yani dünyada varolan ikizim gibi. Bu çok saçma çünkü tanışalı daha beş dakka bile olmadı. Ama öyle hissetim." dedi ve aptalca sırıttı. Neden böyle bir şey söylediğini bilmiyordu ama biran da ağzından çıkıvermişti. Bakışlarını Soph'a çevirdi ve ifadesine baktı. Gülümsüyordu? O da mı Angel gibi düşünüyordu?


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arien
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Arien


Lakap : Arien yeterince kısa değil mi?
Nerden : Ankara.
Mesaj Sayısı : 29
Yaş : 27
Kayıt Tarihi : 05/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimeCuma 15 Tem. 2011, 11:52

Adı Angel'dı! Ailesi de benim gibi düşünmüş olmalıydı sırıttım. Gerçekten.
"Biliyor
musun? Seni kendime çok benzettim. Yani dünyada varolan ikizim gibi. Bu
çok saçma çünkü tanışalı daha beş dakka bile olmadı. Ama öyle
hissetim."
İnanamıyordum, doğru düşünmüştüm. Hah, böyle hissettiğim için çok salak hissetmiştim.
"Ben de." dedim kısık sesle. "Neden bilmiyorum, klişe oldu biraz ama öyle."
Kızın yüzüne baktığımda yüzündeki gülümsemesinin bozulduğunu, gözlerinde de büyük bir üzüntü olduğunu gördüm.
"Hey, iyi misin?" dedim. Bu saçmaydı
çünkü burda çıldıran orayı burayı dağıtan bendim değil mi? Kendimi aptal
hissediyordum ama elimi onun omzuna koydum. Sakinleştiğimi fark ettim.
Ormanın içinden gelen sesler ve onun burada olması beni çok ama çok
sakinleştiriyordu. Yaprak hışırtılarına kulak verdim. Uykum gelmişti
ağlamanın sonuçları.
Beni duymadığını düşündüm. Ya da belki de onun da çok sorunu vardı benim
gibi. Belki birilerini kaybetmişti. Belki hayatında yolunda gitmeyen
şeyler vardı. Ya da erkek arkadaşıyla sorunları vardı. Tabii bir elf
olarak göz alıcıydı. Bizim aramızda rahatça dikkat çekebilirdi. Ona bir
daha baktım. Hüzünlü hali bile çok güzeldi. Kızlara ilgi duyduğumdan
değil tabii ki!
Konuşmak istediğini düşündüm. Ama onu engelleyen şeyler vardı. Sanırım.
Onu rahatlatıp konuşmasını sağlamak istedim. Ama bunu nasıl
yapabileceğimi bilmiyordum.
"Hey, kimseye söylemem, her neye üzüldüysen."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimeCuma 15 Tem. 2011, 14:27



Soph en son bir şeyler demişti ama hiçbir şey duymamıştı. Aklı sürekli olarak geçmişte yaşadığı acılara gidip duruyordu. Aklından çıkarmaya çalışıyordu. Ama bir türlü yapamıyordu. Gözlerinin dolduğunu fark edince telaşa kapıldı ve Soph görmesin diye başını eğdi. Neden durduk yere böyle olmuştu ki. Soph'un yanındayken kendini üzgün hissetmemişti. Hatta gayet iyi hissetmişti. Belki de adının sorduğunda adının tuhaf hikayesini anımsayınca ailesi ile geçirdiği komik ve neşeli günler aklına gelmişti. Bu yüzden olmalıydı. Angel, annesinin ona erkekler ile ilgili verdiği komik öğütleri ve arkadan babasının huysuzca homurdanmasını hatırladı. Bu komik hikaye bile Angel'ı mutlu etmedi tam tersine hüzünlendirmişti. "Hey, iyi misin?" Soph'un sesi sanki çok uzaktan geliyordu. Angel ne zaman ailesini hatırlasa kendini kaybediyordu. Olan her şeyin sorumlusu o idi. Bunu hatırlamak Angel yarasına tuz basmak gibiydi. Angel'ın nefesi sıklaştı ve her yer bulanıklaştı. Ah, hayır. Yine mi, içinden haykırdı. Yine geçmişten bazı görüntüler gözünün önüne geliyordu. Annesinin ona sürekli olarak öğüt verişi, babasının o ne zaman kötü hissetse ona sarılıp her şeyin yoluna gireceğini söyleyip başını okşayışı, erkek kardeşi Jamie'nin onun odasına girip sürekli kılıçlarını alıp oynaması ve sonra kavga edişleri gözünün önünde yavaşça canlandı. Ve en son bölüm. Ailesinin ölümü gözlerinin önüne geldi. Jamie'nin son anda kurtulup kaçışı ve ailesinin cesetlerinin yanında diz çöküşü.

Kendini tekrar ormanın içinde Soph'un yanında buldu. Nefesi tekrar düzene girmişti ve artık daha iyi görüyordu. Tek bir sorun vardı. Ağlıyordu. Soph elini onun omzuna koymuş meraklı bakışlarla onu inceliyordu. Angel konuşmak istiyordu ama sesi bir türlü çıkmıyordu. Sesi çıksaydı da dahi söyleyemezdi. Çünkü olan şeyler korkunçtu ve Soph ondan nefret eder diye korkuyordu. Başkalarının ondan nefret etmesi umurunda dahi değildi. Ama soph... Onu kendine çok yakın hissetmişti. Kendisine bu kadar benzeyen birinin ondan nefret etmesi istemiyordu. "Hey, kimseye söylemem, her neye üzüldüysen." Şaşkınlıkla bakışlarını ona çevirdi. Bir şeyler anlatmak istediğimi nereden anlamıştı ki. Bu gerçekten de inanılmazdı. Üzüntüsü yavaşça geri çekilmeye başlamıştı. Soph gerçekten de ona çok benziyordu. Onunda bakışlarında acı vardı ama bunu geri plana atmış gibiydi. Belki de Angel'ı öyle görünce daha aptallar da varmış diye düşünmüş olmalıydı. Kendini gerçekten de çok aptal hissediyordu. Ama kararını vermişti. Ona anlatıcaktı.
"Bak sana anlatacaklarım hiç hoşuna gitmeyecek. Çünkü ben gerçekten de iyi biri değilim." dedi ve yanağına doğru süzülen gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. "Senin ilk gördüğümde gözlerinde ki o acı bana çok tanıdık gelmişti. Biran nereden tanıdık geldiğini anımsamak için kendimi çok zorladım ama o an aklıma gelmedi işte. Ama şimdi gözlerindeki acının neden bana tanıdık geldiğini anladım. Gözlerinde kendi acımı gördüm. Ama benim ki senin kin den çok daha farklıdır. Çünkü ben ailemi öldürdüm." deyince Soph'un gözleri kocaman açıldı. "Ama isteyerek olmadı. Tarafsız Bölgede yaşıyorduk. Bildiğin gibi savaş çıkmıştı. Ben savaşa katıldım. Ama ailemin orada olduğundan haberim yoktu." dedi ve kendini daha fazla tutamadı ve ağlamaya başladı. "Hava kararmıştı ve uzun zamandır savaştığım için önümü dahi göremiyordum. Bir binaya doğru geri çekilmiştik ve her şey ne olduğunu anlamadan gerçekleşmişti. Vampirlerle savaşıyorum sanmıştım ama ailemin karşımda olduğunu bilmiyordum. Annemin çığlığını duyunca her şeyin farkına varmıştım. Ama çok geçti. Annemi ve babamı öldürmüştüm. Önlerinde diz çökmüştüm. Her yanım kanla kaplıydı. Jamie kardeşim beni öyle görünce onları başkalarının öldürdüğünü anladı. Bende ona anne ve babamızı öldürdüğümü söyleyemedim." dedi ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Rp out: Feci halde saçmaladım. Farkındayım. Kusura bakma.




En son Angel tarafından Paz 31 Tem. 2011, 22:36 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Arien
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Arien


Lakap : Arien yeterince kısa değil mi?
Nerden : Ankara.
Mesaj Sayısı : 29
Yaş : 27
Kayıt Tarihi : 05/06/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimeC.tesi 16 Tem. 2011, 11:40

"Hava
kararmıştı ve uzun zamandır savaştığım için önümü dahi göremiyordum.
Bir binaya doğru geri çekilmiştik ve her şey ne olduğunu anlamadan
gerçekleşmişti. Vampirlerle savaşıyorum sanmıştım ama ailemin karşımda
olduğunu bilmiyordum. Annemin çığlığını duyunca her şeyin farkına
varmıştım. Ama çok geçti. Annemi ve babamı öldürmüştüm. Önlerinde diz
çökmüştüm. Her yanım kanla kaplıydı. Jamie kardeşim beni öyle görünce
onları başkalarının öldürdüğünü anladı. Bende ona anne ve babamızı
öldürdüğümü söyleyemedim."
Hıçkırarak ağlamaya başladığında bir yanım onu teselli etmek için çabaladı. Bir yanımsa hala şaşkındı. Tarafsız bölgede ailesini öldürmüş olabilir miydi? Ya da bu umrumda mıydı? Ben de ailemi kaybetmiştim. Hem de benim hatamla olan bir olayla, sayılır.
Bunu itiraf ettiğime inanamıyordum, yıllardır onların ölmesinin benim hatam olmadığını söylemiştim kendime. Ama şimdi onun itirafıyla biliyordum kısmen de olsa payım vardı bu işte.
"Üzülme, bilerek yapmamışsın." dedim saçma gelse de. Kollarımı tereddütle boynuna sardım. "Benim yaptığım daha beterdi." Kulaklarım uğuldarken hikayemin dilimden döküldüğünü hissediyordum ve bu sefer itirafım hızlı ve keskin değildi. Bu sefer sakindim nedense. Belki de beni dinlemek ona iyi gelecekti.
"Çok küçüktüm ama elflerce tanınıyordum sanırım. Buradan çok uzak olmayan bir yerde yaşıyorduk. Annem ve babam çok iyi savaşçılardı. Bana bildiklerimin tamamını babam anlattı. Onunla çok iyi zaman geçirirdik. Annemse daha çok küçük kardeşlerimle oynardı. Ben onlardan daha büyük olduğumdan kendi başımın çaresine bakabiliyordum. 16 yaşındaydım olay olduğunda. Beni bir göreve gönderdiler. Yakındaki bir vampir yuvasına gidiyordum. Bilgi alacaktım ve kendimi tehlikeye atmayacaktım. Birkaç kişi de kuzeydeki yuvaya gidiyordu. İçimde kötü bir his vardı. Liderimizden ailemi koruyacağına dair bir söz aldım. O da hissediyordu belki de beni uzaklaştırmak istemişti." dedim ve duraksadım. Yutkunurken sakinleştiğini fark ettim. "Yuvaya gittim. Bomboştu, bizi biliyor olmalıydılar. Saldırdıklarını sandım. Eve döndüğümde kimse kalmamıştı. Hepsi ya ölmüştü ya da saklanıyorlardı. Öbür yuvaya gittiklerini düşünüp raya gittim. Onlar yerine beni vampirler karşıladı. Diğerlerini, bilgi almak için gidenleri öldürmüşlerdi. Onlarla savaştım ve bir işaret gönderdim. Burada yapılıyor mu bilmem ama işaret fişeklerimiz vardı. Büyülüydüler sadece elfler görebilirdi. Ailem beni buldu. Sadece ormanı ziyarete gitmişlerdi, ama hepsi neden gitmişti bilmiyordum. Liderimiz de onları koruyacağına söz verdiğinden oradaydı. Vampirleri yendik. Yani öyle sandık. Dönüşte bir tartışma yüzünden onlardan ayrıldım. Ve geri döndüğümde benim araştırmaya gittiğim vampir yuvasındakilerin onları katlettiğini gördüm."
Şimdi gözlerim doluyordu. O anları tekrar yaşamak benim için çok kötüydü. Eğer işimi doğru düzgün yapmış olsaydım onları kaybetmezdim biliyordum. Ama lidere yıkmıştım tüm suçu onun koruması gerekliydi ve o kaçmıştı. Bunu biliyordum, cesedi yoktu orada. "Ve liderimiz" dedim. "Kaçmıştı, keşke onun da cesedini bulsaydım. İşte böyle nefret ettim ırkımdan." Gözlerimi yumup kulaklarımdaki uğultunun kesilmesini bekledim.
Beni anladığını hissettim, hikayelerimiz farklıydı ama aynı acıyı çekiyorduk.


out: üü asıl ben saçmaladım Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Empty
MesajKonu: Geri: Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~   Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~ Icon_minitimePaz 31 Tem. 2011, 23:19



Soph küçük bir şok yaşıyor olmalıydı ki kaskatı kesilmişti. Angel bakışlarını biran olsun topraktan ayırmıyordu. Bakışları buğuluydu. Önünü görmekte zorlanıyordu doğrusu. Ağlamamak için kendini her ne kadar tutmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. Bu çok saçma! Ben kendimi kontrol etmesini bilen biriyim! diye hırçınca aklında geçirdi ve kendini sövdü. İçindeki üzüntü biran da kızgınlığa dönüşü verdi. Yüzünden anlamsız ifadeler geçiyordu. Başını öne eğmiş ağladığı için Soph bu ifadelere tanık olmadı. Soph konuşmak için hazırlandığını fark edince yan gözle onu süzdü. Yüzündeki ifadeyi tam olarak çözemedi. Pişmanlık, üzüntü, öfke... Bunlardan biriydi yada hepsiydi. "Üzülme, bilerek yapmamışsın." diyerek onu teselli etmeye çalıştı ama bir işe yaramamıştı. Soph kollarını Angel'ın boynunu sarınca şaşırdı. Soph onun için gerçekten üzülmüş müydü? Yoksa boynunu mu kıracaktı? Son söylediğinin saçma olduğunu biliyordu ama aklından geçirmeden de edemiyordu. "Benim yaptığım daha beterdi." Angel onun ne yaptığını sormak için ağzını açtı ama tek kelime dahi çıkmadı. Bir şeyler söylemek için ağzını tekrar açtı. Bu sefer en azından bir kelime dahi söylemeyi umut ediyordu. Ama hiç bir şey olmadı. Zaten bir şey söylemesine de gerek kalmamıştı. Soph yaşadığı her şeyi gevelemeden anlatınca Angel başını kaldırıp ona baktı.

"Çok küçüktüm ama elflerce tanınıyordum sanırım. Buradan çok uzak olmayan bir yerde yaşıyorduk. Annem ve babam çok iyi savaşçılardı. Bana bildiklerimin tamamını babam anlattı. Onunla çok iyi zaman geçirirdik. Annemse daha çok küçük kardeşlerimle oynardı. Ben onlardan daha büyük olduğumdan kendi başımın çaresine bakabiliyordum. 16 yaşındaydım olay olduğunda. Beni bir göreve gönderdiler. Yakındaki bir vampir yuvasına gidiyordum. Bilgi alacaktım ve kendimi tehlikeye atmayacaktım. Birkaç kişi de kuzeydeki yuvaya gidiyordu. İçimde kötü bir his vardı. Liderimizden ailemi koruyacağına dair bir söz aldım. O da hissediyordu belki de beni uzaklaştırmak istemişti." duraksadı ve yutkundu. Onu dinlemeye öyle dalmıştı ağlamayı kesmişti ve soluksuz bir şekilde onu dinliyordu. "Yuvaya gittim. Bomboştu, bizi biliyor olmalıydılar. Saldırdıklarını sandım. Eve döndüğümde kimse kalmamıştı. Hepsi ya ölmüştü ya da saklanıyorlardı. Öbür yuvaya gittiklerini düşünüp raya gittim. Onlar yerine beni vampirler karşıladı. Diğerlerini, bilgi almak için gidenleri öldürmüşlerdi. Onlarla savaştım ve bir işaret gönderdim. Burada yapılıyor mu bilmem ama işaret fişeklerimiz vardı. Büyülüydüler sadece elfler görebilirdi. Ailem beni buldu. Sadece ormanı ziyarete gitmişlerdi, ama hepsi neden gitmişti bilmiyordum. Liderimiz de onları koruyacağına söz verdiğinden oradaydı. Vampirleri yendik. Yani öyle sandık. Dönüşte bir tartışma yüzünden onlardan ayrıldım. Ve geri döndüğümde benim araştırmaya gittiğim vampir yuvasındakilerin onları katlettiğini gördüm."

Şimdi gözleri dolmuştu. Bu sefer elini omzuna koyup sakinleştirme sırası Angel'daydı. "Ve liderimiz" dedi. "Kaçmıştı, keşke onun da cesedini bulsaydım. İşte böyle nefret ettim ırkımdan." Soph gözlerini yumunca Angel onun yaşadıklarını aklında canlandırınca ürperdi. Bu da en az Angel'ın yaşadığı olay kadar kötüydü. Angel, Soph'un sırtını sıvazladı ve söyleyebileceği bir şeyler düşündü. "En azından onlar için geri dönmüşsün. Yani.. şey.." Angel saçmaladığını fark edince sustu. "Biliyor musun? Belki de tanışmamızın bir nedeni vardır. Belki de bir amaç için yada farklı bir şey için Tanrılar karşılaşmamızı istedi. Yani ben bu tür şeylere inanmam ama yani hikayelerimizin gidişatı farklı ama sonu aynı. Bunu düşünmeden edemedim doğrusu." dedim ve hafifçe gülümsedim. Söylediklerini düşününce ona mantıklı gelmeye başlamıştı. Böyle bir şey ona mantıkla gelmesi bile ona saçma geliyordu ama yine inanıyordu. Kendini bu düşüncelere o kadar kaptırmıştı ki kendi sorunlarını bir kenara bırakmış bunları düşünüyordu. Angel yaşadıklarını atlatmak için önemli bir adım atmıştı doğrusu.

Rp out: Yok güzel yazmışsın Very Happy


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zamanın İyileştirmediği Tek Yaram~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: