Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sessiz Kavga...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Emma Soblood
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 20
Kayıt Tarihi : 01/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimePerş. 07 Tem. 2011, 18:23

Sessiz Kavga... Ab6fe0d9 & Sessiz Kavga... 5a06fcba


Angel & Emma Keirevrem Soblood

Gecenin Geç Saatlerinde
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emma Soblood
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 20
Kayıt Tarihi : 01/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimePerş. 07 Tem. 2011, 18:37



Büyük, bej rengi yatağına uzanıp sırtını ağaç kabuğu rengindeki yastıklardan birine dayamış dergi okuyordu. Fakat okuduğu dergiden sıkılmıştı. Canlı renkleri olan bu dergi artık Emma’ yı oyalamaya yetmiyordu. Başını dergiden kaldırıp bulunduğu odayı kararsız gözlerle süzmeye başladı. Duvarları şampanya rengindeki oda çok büyük olmamasına rağmen hoştu. Yatağı odanın tam ortasında, duvara dayalı bir şekilde kendini sergiliyordu. Emma yatağın tam karşısındaki masanın aynasından bir süre kendine baktıktan sonra başını sağ tarafındaki cama çevirip biraz dışarıyı seyretti, yağmur yağıyordu. Sonra ani bir kararla dergiyi kucağından atıp ayağa kalktı ve ahşap parkelerde çıplak ayaklarıyla süzülerek giysilerinin olduğu odanın kapısına geldi, kapıyı açıp içeri girdi ve ne olduğuna bakmaksızın eline geleni üzerine geçirdi. Salonu hızla geçip kendini dışarı, hafifçe esen rüzgârın serin kollarına bıraktı.

Havada hafif ama dondurucu bir soğuk vardı. Emma’ nın bedenini nazikçe sarsan rüzgâr, içine bir ürperti veriyor, her esişinde vücudundan bir titremenin geçmesine neden oluyordu fakat bu his ona hayatta olduğunu hatırlatıyordu. Geçtiği yerlere dikkat etmeden hoyratça yürüyordu. Kollarını kavuşturmuş kalabalığı yararak yürürken hiçbir şey düşünmek istemiyordu. Sadece yağmura ve onun verdiği eşsiz hisse odaklanmıştı, tenine değen her damlası adeta bedenine işliyor ve onu canlandırıyordu. Yağmur damlaları Emma’ nın pürüzsüz beyaz tenine değdiğinde gıdıklıyor, saçlarının arasından süzülerek şakalarından aşağı yuvarlanıyordu. Verdiği bu rahatlatıcı his onu kendine getiriyordu, zaten yağmurda yürümeyi hep çok sevmişti.

Başını önüne eğmiş yürürken yanından geçen karaltıları zihninde şekillendirmekle uğraşmıyordu zaten bu karanlıkta dolaşanlar fark edilmek isteyenler değil, onun gibi kaybolmak isteyenler olabilirdi. Etrafındaki herkes tıpkı onun gibi tek başlarına, ilgisizce yürüyüp gidiyor. Emma kafasını kaldırıp etrafa baktığında biraz ileride bir kulüp olduğun gördü. İçeri girip barın önünde kendine bir yer buldu ve oturdu. Bugün kimseyi çekecek durumda değildi kendini tanıyan biri olması ihtimaline karşı köşede bir yer seçti. Karşısına kumral, mavi gözlü bir adam geldi ve temizlediği bardağı kenara koyup ellerini paralel bir şekilde tezgâha koyarak “Ne içmek istersin? ” diye sordu. Emma birkaç saniye cevap vermeden öylece baktı sonra soruyu farkına vararak “Bir tekila lütfen. ” dedi. Adam beyaz bir havluyla sildiği bardağı tekrar eline alarak “Fark eder mi? ” diye sordu dudaklarını hafifçe yukarı kıvırarak. Emma başını iki yana sallayarak cevap vermeyi tercih etti. Ne olduğu önemli değildi sadece kafasını dağıtmak için bir iki kadeh içmek istemişti. Barmen içkiyle beraber yanına gelip bardağı ahşap yüzeye bırakıp uzaklaştı. Emma ahşap yüzeydeki kristalimsi bardağa ve içindeki kehribarımsı sıvıya baktı. Bardağı baş ve işaret parmağı arasına alarak birkaç daire çizdi ve sıvının bardaktaki dansını izledi. Kehribar sıvı durulunca bardağı dudaklarına götürdü ve bir yudum aldı. İçki boğazını yakarak ilerliyordu. Emma bundan rahatsız olmuştu, zaten çok içmezdi de. Bardağı tekrar yerine bıraktı ve başını geriye attı. Gözlerini kapatıp içkinin boğazında bıraktığı yanmanın geçmesini bekledi. Yanma hissini geride bırakınca bardağı tekrar biçimli dudaklarına götürdü ve geri kalan kehribar sıvıyı tek yudumda bitirdi. Bugünlük bu kadarı yeterdi. Barın ardındaki adama bakıp gülümsedi ve parayı kristalimsi bardağın yanına bırakıp hızlı adımlarla bardan çıktı.

Rüzgâr onu tekrar serin kollarına aldığında etraf tenhalaşmış, sokak ıssızlaşmaya başlamıştı. Emma bundan hoşlanmamıştı bu yüzden etrafını kollayarak hızlandı, yürümüyor havada süzülerek ilerliyordu. Yanında iki sıra şeklinde yıkık binalar vardı. Bir süre sonra kalabalığı bulmuştu ve tekrar yürümeye başlamıştı. O anda, biraz ileride Angel’ ı gördü, orada, tam karşısındaydı ama o Emma’ yı fark etmemişti...


En son Emma Keirevrem Soblood tarafından Cuma 08 Tem. 2011, 09:43 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimePerş. 07 Tem. 2011, 19:46

Bugün kendini her zamankinden de berbat hissediyordu. Zaten kendini hayatında bir gün olsun iyi hissetmiş miydi? Hayır. Bir sokaktan bir diğerine geçerken aklını bir sürü soru kurcalıydı. Sert bir rüzgar yüzüne çarpınca irkildi. Başını kaldırıp havaya baktı. Gri bulutlar her yeri sarmıştı. Seyrek bir yağmur vardı bugün ve Angel soğuk havalardan ve yağmurdan nefret ederdi. Bugün ise nefret etti her iki hava olayıda vardı. Angel sinirli bir iç çekti ve tekrar düşüncülerine daldı. İçinde sürekli garip duygular dolaşıyordu. Kızgınlık, intikam, öfke, buna benzer bazı duygular ve tam olarak ne olduğunu bilmediği duygular. Tabi bunlar Angel'ın kafasını daha çok bozuyordu. Bölge merkezinin dar bir sokağından geçerken temkinli bir şekilde etrafa bakınıyordu. Ne zaman nereden ne çıkacağı hiç bir zaman belli olmazdı. Hele ki bugünler hiç belli olmazdı. Angel olanları hatırladı tekrar irkilip iç çekti. Rengini kaybetmiş eski duvarların üzerindeki bazı şekiller dikkatini çekmişti. Ama bakamazdı. Orada ne kadar kalırsa onun için o kadar kötüydü. Adımlarını daha da sıklaştırdı. Kalabalık bir diğer sokağa geçmişti.

Başı önde yürüyordu. Kimliğinin bilinmesini istemiyordu. Yan gözle etrafındakilere bakındı. Kimse kimsenin yüzüne bakmadan ilerliyordu. Bu onun içini rahatlatmıştı. Biraz olsun gevşeyebilmişti. İlgisiz ve amaçsızca sokakta yürürken bir yapı dikkatini çekti. Aniden durdu ve yapıya baktı. Çıkan savaşlar sonucunda binadan geriye sadece yıkıntı bir yer kalmıştı. Aklına burada başından geçen tüm tatsız olaylar ve savaşların en berbat hatıraları gelmişti. Gözlerini yumdu ve yaşananların aklında tekrar canlanmasına izin verdi. Gözleri dolmuştu ve ellerini yumruk yapmıştı. Kaskatı kesilmişti. Parmaklarının boğumları bembeyaz olmuştu ve tırnakları etine bakıyordu. Ama farkında bile değildi. Sokaktan geçenlerin dikkatini çektiğini anlayınca kendini zorlayarak yıkıntıdan gözlerini ayırdı ve neredeyse koşar adımlarla oradan uzaklaştı.

Kendini başka bir sokağa attı. Oradan ne kadar uzaklaşırsa onun için o kadar iyiydi. Havanın dondurucu soğuğu onu neredeyse donduracaktı. Bir süreliğine ısınması için bir yere girmesi gerekiyordu. Ama hiçbir yere gidemezdi. Çünkü hiçbir yer artık güvenli değildi. Etrafa tekrar bir göz attı ve hızla yürümeye devam etti. Kalabalığın olmadığı bir sokağa tam giricekti ki bir şey fark etti. Biri ona bakıyordu. Arkama dönüp baktığımda Emma'yı gördü. Onu iyi tanımıyordu. Ama ondan nefret edicek kadar da iyi tanıyordu. Ona dikdik bakmaya başladı. "Bu peri burada ne arıyordu." diye düşündü. Aslında Angel da burda ne aradığını bilmiyordu. Ama Emma'nın onu bu halde üzgünken görmesini istemediğini biliyordu. Ama sonuçta karşılaşmışlardı. Ona doğru ağır adımlarla yürümeye başladım. Bakışlarını biran olsun benden ayırmıyor. Birkaç adım uzağında durdum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emma Soblood
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 20
Kayıt Tarihi : 01/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimeCuma 08 Tem. 2011, 09:41

Başı hafif aşağıda bir süre bekledi, kendisini görüp görmediğinden emin olmak istiyordu. Emma, kız başını ona doğru döndürdüğünde yüzündeki ifadeyi çok net bir şekilde görebilmişti. Yüzünden okunan kin, nefret kıza daha ciddi bir hava vermişti, kaşları çatılmış, gözleri kısılmış, yüzünün rengi atmış, bedeni gerilmişti. Emma bir an kıza, onu bu kadar sinirlendirecek, kendisine bu kadar öfke duymasına sebep olacak ne yaptığı hakkında en ufak bir fikri dahi olmadığını düşündü. Hatta kendisini tam olarak nereden tanıdığını bile bilmiyordu ama altıncı hissi onu ne zaman görse tehlike alarmı veriyor, bu durumda Emma da geriliyordu. Gerginlik ve kin etrafa ağır bir sis gibi çökmüştü. Kıza ne yaptığını düşünürken aynı zamanda acı da duyuyordu sonuçta kendi isteği dışında kazandığı düşmanlardan biriydi Angel da. Kendini bunun sebebini düşünmeye zorladığında beyninde flaşlar çakmaya, parlak ışıklar yanıp sönmeye başlıyordu ve bu ona büyük bir baş ağrısı veriyordu. İşte yine o anlardan birindeydi ve dayanılmaz bir baş ağrısı duyuyordu. Emma ağrıya dayanamayacağından bunu düşünmeyi bıraktı.

Angel karşısında ona öfkeyle bakıyordu. Emma da başını dimdik yukarı kaldırdı ve delici bakışlarını dosdoğru Angel’ ın gözlerine yöneltti. İki yanlarında yıkık binalar ve kalabalığın arasından birbirlerine nefretle bakıyordu iki kız. Kara bulutlar sanki başlarına üşüşüyor ve havayı boğuklaştırıyordu. Emma kendini bir kez daha düşünmeye zorladı ve yine o dayanılmaz ağrı geldi bu sefer daha da şiddetlenmişti. Genç peri bir süre olduğu yere çakılı bir şekilde durdu fakat karşısındakinin sabrı onunki kadar çok değildi. Angel sert ve kararlı adımlarla, yüzündeki nefretle ona doğru geliyordu. Emma bir an ne yapacağını şaşırdı, bunu beklemiyordu. Her ne olursa olsun ortalık yerde kavga çıkarmanın lüzumu yoktu. Kendini toplayarak o da yürümeye başladı sakin adımlarla. Kızın içindeki nefret iyiden iyiye yüzüne vurmuştu. Emma’ nın da yüzündeki şaşkın ifade de istemsizce şekillendi, kaşları çatıldı, hacimli dudakları gerildi ve beyaz incileri hafifçe ortaya çıkardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimeCuma 08 Tem. 2011, 17:57

Hafif yağmur yerini şiddetli gök gürültütüsüne ve şiddetli bir yağmura bırakmıştı. Angel fark edilmemek için saçlarını açık bırakmıştı ve yağmur nedeniyle saçları yüzüne yapışmıştı. Karşısında duran genç kızı tepeden bakıyordu. Bu haliyle güçlü ve teklikeli görünüyordu. Baştan aşağıya Emma'yı yavaşça süzdü. Pek özensiz giyinmişti. Sanki Angel özene bözene giyinipte gelmişti. Üzerine de eski bir tişört ve kot pantolan vardı. Hatta özellikle böyle gelmişti. Dikkat çekmek istemiyordu. "Belkide Emma da bu yüzden böyle giyinmişti." diye düşündü. "Bu beni ilgilendirmez." diye düşündü ve karşısındaki kızın yüzünü incelemeye başladı. Yüzünden neler hissettiği belliydi. Şaşkınlık, öfke, nefret gibi şeyler. Bu duygular Angel'ın Emma'dan nefret etmesi için yeterliydi. Kıza daha derin bir nefretle baktı. Gözlerinden öfkesi belli oluyordu. Esen sert rüzgar yüzünü aşındırıyordu ve bakışlarını daha da keskinleştiriyordu. Havanın soğukluğu irkilmesine neden oldu. Duruşunu bozmamak için kaşlarını çatıp soru sorar gibi bir bakış attı.

Angel'ınn öfkesinin nedeni başkaydı. Ama Emma'yı görünce öfkesini ve kininin nedenini ondan çıkarmak istemişti. Aslında bu büyük bir hataydı. Böyle yaparak dikkat çekebilir ve yine olaylar başlayabilirdi. Buna sebep olmak istemiyordu. Yeterince kan dökülmüştü ve bunu yine başlatmak istemiyordu. Bunu düşününce yapmak isdediklerinden vazgeçti. Ona sadece biraz karışıp gidebilirdi. Aslında onu unutup yoluna devam etmeliydi. Ama birkaç şey söylemek istiyordu. "Beni mi gözetliyordun peri?" tiksinti dolu bir bakışla baktı. "Siz periler bu tür şeylerden nefret ediyorsunuz diye bilyordum." dedi ve alaycı bir gülümsemeyle devam etti. Bu gülümseme Emma'nın dudaklarının dümdüz olmasına neden olmuştu. "Sanırım bazı istisnalar da varmış." dedi. Angel!ın son söylediği Emma'yı çok sinirlendirmiş olmalı ki beyaz teni pembeleşmeye başlamıştı. Angel onu kızdırdığına memnundu ama bir yandan da üzülüyordu. Sonuçta elfler her zaman barıştan yanalardır. Hem savaşta perilerde onların yanında savaşmıştı. Yaptığı yanlıştı ama kendini tutamadı. Bu ona yakışmıyan bir davranıştı ama bu periye gerçektende sinir oluyordu. Bu yüzden kendini tutamamıştı. Son zamanlarda sürekli hatalar yapıp duruyordu. Tarafsız bölgeye gelmemeliydi ama artık gelmişti ve olanlar olmuştu işte.

Rp out: Kusura bakma kısa oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emma Soblood
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 20
Kayıt Tarihi : 01/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimePaz 10 Tem. 2011, 09:37

Bakışlarındaki öfke çok net bir biçimde seçilebilmesine rağmen bakışlarının ardında yaşadığı çelişki de kolaylıkla anlaşılabiliyordu. Emma bir an kızın kendisini geçerek yürüyüp gideceğini sanmıştı çünkü elfler kavgacı varlıklar değildiler fakat Angel bir istisnaydı. Onun geri çekilmeye niyeti yok gibi görünüyordu, her ne kadar çelişkide olsa da kararlı gibi durmaya çalışıyordu ve bundan caymayacaktı.

Bir anda yüzünü yalayıp geçen sert rüzgar ona kendini güvende hissettirmişti. Buna Angel’ ın bir an için yavaşlayan adımları da neden olmuştu. Fakat sonra yüzündeki nefret geri döndü ve adımları eski sertliğine kavuştu. Emma ise yürümeye başladığından beri ayaklarını sakince ve ritimsel bir şekilde hareket ettirerek ilerliyordu. Kafasından, acaba ona bulaşmasa daha mı iyi olur diye geçirdi. Çünkü evden ansızın çıkmıştı ve yanında peri tozu olup olmadığını bilmiyordu, zaten olsa da kullanmayacaktı çünkü büyü onun için son çareler arasında yer alıyordu. Ama belki sözleriyle onu biraz kışkırtabilirdi, bu konuda çok iyiydi ayrıca onun için çok da eğlenceliydi, tabii karşı taraf açısından aynı şey geçerli olmuyordu.

Angel son adımını sertçe yere vurduktan sonra küçümseyici bakışlarla Emma’ ya “Beni mi gözetliyordun peri? ” dedi ve “Siz periler bu tür şeylerden nefret ediyorsunuz diye biliyordum. ” diye devam etti yüzünü hafifçe buruşturarak. Emma bu sözler karşısında bir an için kendini sinirlenmekten alıkoyamadı ve bu siniri dudaklarının gerilmesine, kanın yanaklarına çekilmesine neden oldu. Delici bakışlarını elfin gözlerinin içine yönelterek “Sanırım bazı istisnalar da varmış. ” dedi. Kendini kaybedip sinirini karşı tarafa göstermek bir hataydı. Bunu telafi etek için Emma karşı atağa geçti ve yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirerek “İzlemekten değil de izlenmekten hiç ama hiç hoşlanmayız. ” dedi ve “Şunu açıklığa kavuşturalım, neden buradasın ve daha da önemlisi neden beni izliyorsun. Yoksa bunun bir suç olduğunu bilmiyor musun? ” diye devam ederek kartlarını açması için onu zorladı. Bu hem bir taktikti hem de gerçekten merak etmişti Angel’ ın kendisini görünce neden yanına gelip bu tarzda konuştuğunu. Eğer amacı bir düello yapmaksa bu gece için yanlış kişiye bulaşmıştı. Ama Emma onun amacının bu olmadığını bakışlarında görebiliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Angela Marlyssa
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Angela Marlyssa


Lakap : Ölüm meleği.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 201
Kayıt Tarihi : 30/07/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimeCuma 15 Tem. 2011, 10:20

Yaptığı yanlıştı bu periye bulaşmamalıydı. Çektiği acının sorumlusu o değildi. Başkalarıydı ve kendisiydi. Gitmek için arkasına dönmeye hazırlanıyordu ki peri onu kışkırtacak sözler dile getirdi. “İzlemekten değil de izlenmekten hiç ama hiç hoşlanmayız. ” dedi ve “Şunu açıklığa kavuşturalım, neden buradasın ve daha da önemlisi neden beni izliyorsun. Yoksa bunun bir suç olduğunu bilmiyor musun? ” diyince Angel şaşırdı. Ne yani bu peri Angel'ın onu pataklamasını falan mı istiyordu. Beni asla kışkırtamazdı. İsterse onu şuracıkta öldürebilirdi. Ne de olsa yanına ne olur ne olmaz diye hançer anmıştı ve kotunun içine sıkıştırmıştı. Ama Angel her ne kadar onun öldürmek istesede o barıştan yanaydı. Öldürmekten yana değil. Tabi bir şansı olsaydı bu periyi seve seve öldüre bilirdi. Angel onu sinirlendirmek için bir kahkaha patlattı. Geçen bazı kişilerin dikkatini çektiğimizin yeni farkına varmıştı "Ne yani şimdi seni izleyen ben miyim?" iki eliyle kendini göstererek. "Ben senin farkında bile değildim ve beni izleyen sendin." peri konuşmak için tam ağzını açtı ki konuşmasına izin vermeden devam etti. "İnkar etme sakın seni gördüm. Ha bi de burada neden olduğum seni ilgilendirmez." dedi. Peri pembeleşmeye başlamıştı. Angel normalde böyle durumlardan hiç hoşlanmazdı ve bu tür durumlardan kaçardı. Ama bu sefer bu durumu başlatan o olmuştu. Aslında az da olsa hoşuna gitmişti. Ama yine rahatsız olmuştu. Yani bu periyle neden burada durmuş tartışıyordum ki. Bu Angel'a yakışmıyordu. Neden sürekli kendimi azarlıyorum, diye düşündü.

Sokağın ortasında durmuş birbirine bakan bir peri ve bir elf. Dikkat çekmek için bu kadarı yeterde artar. Eğer bir vampirin yada onlara düşman olan başka bir ırkın dikkatini çekerlerse saldırıya uğrayacaklardı ki Angel hiç de savaşacak durumda değil. Doğrusu psikolojisi buna musait değildi. Angel etrafa baktı. Geçenlerin bir çoğu anlara yan gözle bakıyordu. Şuanda birbirlerine saldırmak için odaklanmış iki kız da her an yem olabilirlerdi. Angel periye sinirli bir bakış attı. "Şuanda çok dikkat çekiyoruz." diyince peride etrafına bakındı. "Şuanda birbirimize zarar vermek için burda duruyor olabiliriz. Ama her an yem de olabilir." dedi ve perinin yanından geçip perinin arkasında duran iki döküntü binanın arasındaki sokağa gitti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emma Soblood
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 20
Kayıt Tarihi : 01/07/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Sessiz Kavga... Empty
MesajKonu: Geri: Sessiz Kavga...   Sessiz Kavga... Icon_minitimePtsi 18 Tem. 2011, 19:43

Elf bu sözler karşısında iyice afallamışa benziyordu çünkü yüzündeki ifade bir anda silindi ve yanaklarındaki renk çekildi. Peri, kızın yüzündeki ifadeyi okumakta güçlük çekiyordu. Gözlerindeki nefreti ve hiddeti görebiliyordu ama aynı zamanda mimiklerindeki yumuşamayı da fark edebiliyordu, sanki elf kendi içinde kendiyle boğuşuyordu. Emma bir an için bunu sebebini merak ettiyse de elfin uzaktan gelen sesiyle bu düşüncesinden sıyrıldı. “Ne yani şimdi seni izleyen ben miyim?” dedi elf küçük elleriyle çelimsiz görünen bedenini göstererek ve “Ben senin farkında bile değildim ve beni izleyen sendin.” diye devam etti. Peri bu sözler karşısında biraz afalladığını hissetmişti. Hızlıca aklında bir olay muhakemesi yapma ihtiyacı hissetti. Angel haklıydı, önce peri onu görmüş ve bir süre durup beklemişti zaten bu yüzden fark edilmişti. Peri bir şeyler söylemek, karşı savunmada bulunmak belki de durumu açıklamak amacıyla konuşmak için ağzını açtığında elf ona aldırmadan “İnkar etme sakın seni gördüm. Ha bir de burada neden olduğum seni ilgilendirmez.” dedi. Emma bu sözler üzerine neye uğradığını şaşırdı, yanakları ısınmaya başlamıştı, kan yanaklarına hücum etmeye başlamıştı. Angel bir bakıma haklıydı, neden burada olduğu onu hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Ama şu anda karşısındaydı ve bu onu ilgilendiriyordu. Aslında onu neden görmezden gelemediğini bir türlü anlamıyordu, onu görmüş olsa bile bakmadan yoluna devam edebilirdi.

Peri gözlerini karşısındaki elften ayırıp etrafına bakmaya başladı. Etraftaki tüm varlıklar onlara bakıyordu, fark edilmemek için başları önlerinde kendilerini gizleyerek yapıyorlardı bunu ama Emma tüm bakışları üzerinde hissedebiliyordu, dahası öyle bunalmıştı ki binalar bile üzerine geliyormuş gibi geliyordu. Peri bir süre daha etrafına bakındı, sonra karşısındaki elfe baktı. Elfin yüzü yine değişmişti, sanki kafasında bir şeyler hesaplıyor ya da karmaşık bir problemi çözmeye çalışıyormuş gibi görünüyordu. Bakışları odağını kaybetmiş, dudakları hafif büzülmüş, kaşları çatık ama havadaydı. Peri bu durumun nedenini düşünmeye fırsat bulamadan elf “Şu anda çok dikkat çekiyoruz.” diye açıkladı. Emma bunu zaten görebiliyor, hissedebiliyordu ama bunun bu kadar aleni olduğunu fark etmemişti, kontrol etmek için etrafına bakınmaya başladı. Etraftakiler öncekinden daha bir dikkatle izliyordu ikisini. Elf tok bir sesle “Şu anda birbirimize zarar vermek için burda duruyor olabiliriz. Ama her an yem de olabilir.” diye devam etti ve sonra periye keskinleştirilmeye çalışılmış bakışlarla bakarak arkasında duran harabelerin arasına daldı. Emma peşinden gitmenin uygun olup olmayacağını düşündü bir süre, sonra giderse kötü şeyler olacağını bildiğinden kendi yoluna gitmeyi tercih etti ve boynunu hafifçe aşağı doğru bükerek ellerini ceplerine yerleştirip hafifçe ayaklarının yerden kesilmesine izin vererek kalabalığın içinde kayboldu.



RPG BİTMİŞTİR.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sessiz Kavga...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: