Sidney Celico Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Sissy[Sanırım muhallebi bebesi demekti.] Nerden : -London- Mesaj Sayısı : 53 Yaş : 28 Kayıt Tarihi : 19/06/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: S İ D N E Y Paz 19 Haz. 2011, 20:28 | |
| Kullanıcı Adı Soyadı : Sidney Celico Karakteristik Özellikleri : Genellikle uysaldır ama biri onu sinirlendirdiğinde ondan öcünü almak için elinden geleni yapar. Sonradan pişman olsa da içten içe mutludur. Çalışkandır, yardımseverdir. Kısaca Aile Geçmişi : Tüm ailesi Gryffindor' dan mezundur. Babası Bakanlık' ta bir zamanlar çalışmış orada dönen dolapları basına duyurduğu için 2 yıl azkabanda hapsolmuştur. Oradan çıktığındaysa küçük bir dükkan açmıştır. Annesi de Bakanlık' ta çalışmış kocası azkabana atıldıktan sonra istifa etmiştir. Hala hayatta olan Celico ailesinin tek çocuğu, Sidney' dir. Rp : - :
Kris gözlerini açtı. Bir süre nerede olduğunu anlayamadı. Gözlerini kısarak karanlık odada bir şeyler görmek için kendini zorladı. Buraya nasıl geldiğini hatırlamıyor, her tarafı acı içinde yanıyordu. Zaman geçtikçe içini bir korku sarıyor, çığlıklar atmamak için kendini zor tutuyordu. Biraz hareket etse iyi gelecekti ama kolları ve bacakları çarmıha gerilmişçesine sımsıkı bağlıydı. Buradan çıkmalıydı ve olanları unutmak zorundaydı. Fakat artık çok geçti. O sırrı biliyordu ve onu kaçıranlar Kris’ in sırrı bildiğini biliyordu.
Konsey yavaş yavaş toplanmaya başlamıştı. Bu defaki konuşmayı yönetecek kişi William’ dı. Meşalelerle aydınlanmış yuvarlak ve küf kokan odanın tam ortasına oldukça gösterişli bir oturak ve onun yanında da aynı gösterişe sahip dört oturak beş köşeli bir yıldız oluşturacak şekilde dizilmişti. William’ ın sağını kardeşi Stephan hiç kimseye kaptırmamış ve hemen yerleşmişti. Sırayla Joseph, Tom ve konseyin tek kadın üyesi Marry de salona girince William konuşmasına başladı. “Dostlarım senelerdir bize atalarımızdan miras kalan bu oylama işlemini gerçekleştirmek için toplandık. Bu zorlu günlerde sırrımızı kimse öğrenmesin diye uğraşıyoruz. Önceden bu iş daha kolaydı fakat şimdi hepimizi zorlamaya başladı. Biz doğmadan bu sırrı biliyorduk ve sonsuza kadar saklayacağımıza yemin içtik. Şimdi ise kalkmış bizden bile olmayan bir kızın bu sırrı bildiğini öğreniyoruz. Hatta bununla da kalmayıp o ölümlünün soyundan gelen herkesin sırrımızı paylaştığını keşfediyoruz.” Diğerlerinden bir onaylama sesi yükseldi. William konuşması hiç bölünmemiş gibi hararetle devam etti. “Konseyin başkanı olarak bu kızın ve soyundan gelen herkesin öldürülmesini istiyorum.” Bu son cümleyi bağırarak salona haykırmıştı. Herkes ayaklanmış, cevaplarını yüksek sesle dile getiriyordu. “Evet!” Kris’ in ömrü sona erdirilecekti.
Kris nefes nefese kalmıştı. Ama sonunda iplerini koparmayı başarmış ve tanrıya şükrediyordu. Elinden geldiği kadar sessizce büyük, demir kapıya ilerledi. Açmaya çalıştı. Biraz zorlanmıştı fakat açmayı başarmıştı. Güçlükle bir nefes aldı ve soluğunu tutmaya devam etti. Oldukça büyük bir odaya açılan kapı kendiliğinden kapandı. Sesten irkilen Kris olduğu yerde sıçradı ve korkuyla etrafına baktı. Kimsenin olmadığını görünce derin bir nefes aldı. Buradan çıkması gerekiyordu ve eğer hızlı olmazsa William’ ın onu bulacağı kesindi.
Konuşma bitmişti ve herkes dağılmak için William’ ın onayını bekliyordu. William oturduğu yerden kalkınca herkes de onun gibi ayağa kalktı ve saygıyla başlarını eğerek selam verdi. William onlara çıkabileceklerini söyleyince herkes önce çıkma yarışına girdi. Kapıya en son ulaşan Stephan henüz dışarıya çıkmıştı ki William’ ın ona gel işareti yaptığı gördü. Hızlı ve kendinden emin adımlarla William’ ın yanına gitti. Meraklı bir sesle sordu. “Bir şey mi var?” “Evet, gidip Kris denen kıza bakmanı ve onu giriş salonumuza getirmeni istiyorum.” Stephan itiraz etmek için ağzını açmıştı ki William kısık bir sesle “Şimdi.” Dedi. Stephan itiraz etmenin bir yararı olmayacağını anladı ve odadan dışarı çıktı.
Kris birkaç meşaleyle aydınlatılmış dar bir merdivenden aşağıya iniyordu. İnerken gördüğü büyük ve oldukça iyi yanan bir meşaleyi almıştı ve önünü görebilmek için gözlerini kısıp etrafa bakınıyordu. Bir süre sonra merdivenler bitmiş ve Kris, bir anda kendini çeşitli hançer ve kılıçların olduğu bir odada bulmuştu. Odadan bir hançer alan Kris, artık yola koyulmak için hazırdı.
Stephan’ ın sesi kalenin her odasından duyuluyordu. Tek bir cümle herkesi harekete geçirmişti. “Kız kaçtı!” William oturduğu yerden ayağa fırladı. Kris de aynı sesi duymuştu. Artık sessiz olmasına gerek yoktu. Yapabileceği en hızlı koşusunu yapmaya başlamıştı. Cebindeki hançeri eline aldı ve yola devam etti. Çıkışa yaklaştığını hissediyordu. Fakat William’ ın da onu bulmak için her yere baktığına emindi. Merdivenlerden inerken ayağı takıldı ve tam yedi basamak yuvarlandı.
William sesi duydu ve aşağıya doğru süratle inmeye başladı. Bütün vücudu heyecanla titriyordu. İstediği tek şey kızın kanlı cesediydi.
Kris ayağa kalktığında meşalesinin söndüğünü fark etti. Tam yola devam ederken William’ ın peşinden geldiğini gördü. Artık bitmişti. Çıkışa daha üç kat vardı. Ya William’ ın elinde acıyla ölecek ya da kendini öldürecekti. Seçim için pek zamanı yoktu. Ve daha fazla düşünmeden aklına ilk gelen şeyi yapmaya başladı. Açık olan pencerelerden birine çıktı ve hançeri havaya kaldırdı. Hançeri karnına saplarken bedenini boşluğa bıraktı.
| |
|
Lexlander Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Lex. Mesaj Sayısı : 308 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 05/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: S İ D N E Y Paz 19 Haz. 2011, 20:56 | |
| Rp Seviyesi;***** V.Sınıf HufflePuff! | |
|