Costea Cioran Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Yo, ne gereği var? Nerden : Boşluktan Mesaj Sayısı : 30 Kayıt Tarihi : 13/05/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Costea. Cuma 13 Mayıs 2011, 10:13 | |
| xCostea Cioran xOldukça tembel ve üşengeç biridir, çok konuşur bir konu hakkında sayfalarca yazabilir, eleştirmeye bayılır,düzenlidir. Her işe burnunu sokmayı sever, biraz anarşist yanları vardır, tartışmaya bayılır, fazla duygusal olduğu söylenemez, zor ağlar çabuk güler. İnatçıdır, kafasının dikine gider, cesurdur ve bu yüzden başına çok iş açmıştır. Başkalarının düşüncelerine önem verir fakat sadece sevdiklerinin, arkadaş canlısıdır ve en nefret ettiği şey Slytherin'dir. xAile bağları çok güçlü değildir Costea'nın, ama onlarla birlikte hep aydınlık için savaşmıştır ailesinde büyücü olan kişi sayısı fazladır. Cesaretin gücüne inanırlar. Aile Gryffindor mezunları ile doludur. Örnek Rol Oyunu: - Spoiler:
“ Hey sessiz ol!” Gelen sinirli sese kulak kabartarak arkasını döndü. Sabahın köründe kütüphanede kimin işi olabilirdi ki; kendi dışında? Omzunun üzerinde görebildiği tek şey sarışın Ravenclaw öğrencisinin cübbesindeki armadan yukarısıydı. Kızın yeşil gözleri ile buluştuğunda içinde garip bir dürtü ile sakinleşti. Aslında başını çevirirken kırıcı olmaya niyetliydi. Nedense kızgın bakan gözler onu ehlileştirmiş ve heyecanlandırmıştı. Tek bir ses çıkarmadan ayakları ucuna düşmüş kitapları yukarı raflara kaldırırken nefesini de tutmuştu. Ona bakmamaya ve umursamaz takılmaya çalışsa da ilk defa birini umursadığını fark etti. Kıza bakmadan son kitabı koyarken tuttuğu nefesi saldı ve kısık sesle derdini anlattı. “ Benim suçum değil Aethra, bu kitaplar o kadar iyi yerleşmemiş yerlerine!” Son kelimeyi söylerken hala yanında dikilen kıza dönmüş başını yana eğerek yayvan, ufak bir gülümseme ile gözleri ile tekrar buluşmuştu. Aethra yanına sessiz yaklaştı ve parmak ucunda yükselerek yüzüne doğru yaklaştı. Cezp edici nefesini yüzüne salarken “ Ah tabi Lac, elbette öyledir!” cümlesi havada asılı kaldı. Kaç dakika ona yakın kaldığının farkında değildi ama ani bir boşlukta Aethra arkasını dönüp gitmişti. Uzun zamandır etkisi altına girdiği kimse olmamıştı. Etkisi altına girip girmediğini düşünmek bir hayli kafa yorucu olacağını bildiği için düşünmekten vazgeçerek rafların arasından çıktı. Kütüphanenin ortasında ki masalara ulaştığında ne yapacağını şaşırdı. Aethra fazlasıyla dikkatini dağıtmıştı. Gözlerini boş kütüphanede gezdirmenin ardından Büyük Salon’a gitmenin kararı ile kapıdan çıktı. Kahvaltıda ne yiyeceğini düşünen bir tip hiçbir zaman olmamıştı. İştahı yerinde sayar ne bulursa onu yerdi. Belki de yemek saatleri olmasa aklına bile gelmezdi böyle bir ihtiyacın gereği. Salona girdiğinde Marque’nin Hufflepuff masasından ona el sallamasını gördüğü gibi ona doğru ilerledi. Yanına çöreklenirken elini tabaklarının birine uzattı ve o anda karşı masaya ani bir bakış attı. Aethra ile buluşan gözleri aynı anda kısa zamanda ayrıldı. “ Ah bu kadar mı denk gelir!” Söylenirken fısıltıyla çıkan sesini Marque duymuştu ve ağzında ki lokma ile zor anlaşılır dille konuştu. “ Ne diyorsun Lac.” Yok bir şey demenin en iyi yolu omuz silkmekmiş gibi tek omzunu kaldırdı ve ikinci lokmasını ağzına attı. Kahvaltı faslının bir an önce bitmesi gerekiyordu.
Dersliğe çıkarken aklında Aethra ile rastlaşmalar vardı. Son günleri analiz etmek onun ilk defa yaptığı bir şeydi ve bunu neyin bugün tetiklediğini merak ediyordu. Yüzünü yalayan nefesi miydi, yoksa yeşil gözleri miydi Aethra’yı düşündüren? Ellerini pantolonun ceplerine yerleştirirken gözlerini ayakları ucuna çevirdi. Gözlerini yere dikip yürüdüğünde aklından bir sürü düşüncenin geçtiğinin göstergesiydi. Bir süre sonra başını kaldırdığında dersliğin kapısındaydı. Marque’nin içeri girmesinin ardından kendide eşikten geçti. Siyahlara bürünmüş hoş çehreli hatun masasının başında onları gözler bir hali vardı. Gözleri ile kısa bir an süzdüğü profesörden beklenen etkiyi almanın verdiği hissizlikle arkada ki sıraların birine kendini bıraktı. Yanındaki Marque’nin hayran bakışlarına sinsi bir gülüşle başını iki yana sallayarak onun bu halini kınadı. Kulağına doğru eğilirken fısıltıyla onu kızdırdı. ” O kadar da hayranlık uyandırıcı değil!” Koluna çarpan sert eli önemsemedi. “ Hadi be sende! Sende o çirkin Biçim Değiştirmeci’ye hayran değil misin?” O da ona mı öyle bakıyordu? Hiç sanmıyordu. Bunun üzerinde durmadı ve gözlerini tekrar profesöre çevirdiğinde kadın ayağa kalkmış ve bir şeyler mırıldanmaya başlamıştı. Arkaya mırıltı gibi ulaştığı kesin olan sesi daha iyi duymak umuduyla sırada iyice doğruldu. İsmini sevmişti. ‘ Profesör Unique! Kulağa hoş geliyor.’ Profesörün sınıfta dolaşmasına alışmış ve söylediklerini iyi duymaya da başlamıştı. Ödev vermeyecekti ama daha da kötüsüne karar vermişti. Tanışma faslına oldum olası nefret duyardı. Tüm sınıfları toplamasının nedeni şimdi belli olmuştu. Tüm profesörlerin bu yıl bunu yapmamasını dilemekten başka Ethan’ın elinden ne gelirdi ki? Öndeki sıralar kendini tanıtmaya başlamıştı. Dinlemeye gerek yoktu kendi için gerekli olanların çoğunu zaten öğrenmişti. Başını sıraya kolları üzerine dayayarak Marque’ye seslendi. “ Sıra iki öne gelince beni uyandır!” Kulağına dolan sesler onu uyutmasa da kapalı gözleri tanıdığı sesleri teşhis etmesine engel olmuyordu. Sıranın Aethra’ya gelmesiyle başını hafifçe kollarından kaldırdı. Altta kalan kulağının da açılmasıyla Aethra’nın sesi daha da işitilir hale geldi. ‘ Eh güzel yunan kızı!’ Ses kesilince tekrar başı kolları ile buluştu. Dakikalar sonra böğrüne inen sert iteklemeyle sıçradı. “ Yavaş be usta!” Omuz silkerek sırıtan Marque sıçrayışından bir hayli eğlenmişti. Bakışlarının ondan öndeki sıralarda dolaştırdı. Evet, sıra son sıraya geliyordu. Gözleri Marque’ye döndüğünde boş boş önüne bakıyordu. Marque’nin kendini tanıtma faslında bakışlarını profesöre çevirmişti. Son kelimenin ardından parlak gözler kendine döndü. Ağaya kalktı; söylemekte gerekli olanlar ve olmayanlar arasında karar verdiği bir cümle kurmaya çalıştı. “ Ethan Lache Garcia, dördüncü sınıf öğrencisiyim. Fazlasıyla normal biriyim, öyle ki çok az merak duyduğum şey vardır. Eh bunların başında Tılsımların olduğunu söyleyebilirim. Sanırım bu kadar!” yerine otururken ise aklında yankı gibi şeklinde haykıran cümleler vardı. ‘ Ailede pek sevilen olmadığım için okulda yerimi de pek tartmış değilim. Ah evet, eminim Garcia soyadını duymuşsunuzdur. Esrar Dairesi Başkanı bir amcam ve Büyüceşura Baş Hakimi olan bir halam var. Neden sevilmediğime gelince takıntılı bir ailem var. Sonuç olarak Slytherin’e gitmeyerek bir ilke adım attım.’ Yanındaki öğrencinin konuşmasıyla son bulmuştu içinde ki haykırış. Dersin bitişi de buna denk gelmişti. Birkaç dakika sonra ayağa kalkmış sınıftan ayrılmak için can atarken kendini bulmuştu. Kendini tanıtma faslı yine aklına halasını getirmişti. Son ayrılışında az mı bağırıp çağırtmamıştı. Ya Monica’ya ne demeliydi? Eileen’dan yana çıkmıştı. Gözleri kızgınlığa bürüdüğü sırada kuzeni Monica’nın gözleri ile karşılaştı. Ne der gibi elini açtı. “ Yok, bir şey!” Sesi ona ulaşmış mıydı? ‘ Aman bana ne!’ içinde hızla geçen sese kulak asarak arkasını döndü ve kapı eşiğinde ki Marque’ye doğru ilerledi.
| |
|
Cynthia Aristide Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 695 Yaş : 29 Kayıt Tarihi : 09/12/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Costea. Cuma 13 Mayıs 2011, 10:52 | |
| Yıldız seviyeniz ***** V. Sınıf Gryffindor! Sihirli günler dileğiyle... | |
|