Mortal Instruments RPG Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız? |
|
| Benim eskilerime göz dikmek mi? | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Roxanne D'arcy Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Lakap : Rox, Ann. Nerden : Fransa. Mesaj Sayısı : 216 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 12/10/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Benim eskilerime göz dikmek mi? Cuma 18 Mart 2011, 19:46 | |
| Rox Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinden çıkmış, tabloların dırdırcı sakinlerinin eşliğinde karanlık koridorda ilerliyordu. Canı bugün fazlasıyla sıkkındı, eski sevgilileri başına dert olmaya başlarken yeni kurbanlarda bulamıyordu. Bunlar yetmezmiş gibi bir de derslerinde anlamadığı bir düşüş vardı. Geceleyin geç saatlerde inekliyordu, ciddi anlamda çalışıyordu, peki neden derslerinde bir düşüş vardı? Tamam gündüzleri umursamaz, soğuk bir sürtük olabilirdi, ama geceleri ders çalışıyordu. O bir Rav öğrencisiydi; zeki, çalışkan ve aydınlığı seçmiş olamlıydı. Tek bildiği aynı diğer binadaşları gibi ders çalışmak ve asosyal olmak olmalıydı, ama Rox onlar gibi değildi. Zekiydi, çok olmasa da çalışırdı, aydınlığı seçmişti, bazı zamanlar karanlığa çekildiği oluyordu ama çok çok nadir, güzeldi, çekiciydi ve diğerlerinden daha sürtüktü. Erkeklerle vakit geçirmeyi, gönül eğlendirmeyi sevmesi onun suçu muydu? Hayır, bu ailesinin mantıksız baskıları yüzündendi. Rox daha önceleri bu baskıları boyun eğerdi, sesini çıkarmazdı ama 2 yıl önce tek çocuk olmanın verdiği anne babanın üzerine fazla düşme olayından fazlasıyla sıkılmıştı ve onlara bir tepki olarak bunları yapmaya başlamıştı. Geceleri gezmiş tozmuş, erkeklerle oynaşmış, içki içmiş, sigara kullanmış, büyü güçlerini kötüye kullanmış ve bazı çocukları gereğinden fazla ezmişti. Ailesinden gelen sert tepki biraz kızı duraksatsa da kız kendi bildiğini okumaktan tam anlamıyla vazgeçmemişti. Böyle sorumsuz davranmayı seviyordu. Dışarıdan kafasına bir şey takmayan umursamaz kızı oynamak daha güzeldi, içine kapanık bir öğrenci olmaktan.
Rox karanlık koridorda yürürken bir aydınlatmanın olması gerektiğini düşündü, gerçekten fazla karanlıktı, neredeyse önünü hiç görmüyordu. Arkasından gelen büyünün ışığı sayesinde önü biraz aydınlanmıştı, bu çok kısa bir süreydi, bu uzaktaki merdivenleri ve koridorun iki yanına sıralanmış duvardaki tabloları görmüştü. Yanından geçtiği ve artık yüzünü ezberlediği geveze tablo konuştu.
"Ne acelen var Ravenclaw öğrencisi? Bildiğim kadarıyla diğerleri gibi ders çalışmak için değil bu telaşın. Senin diğerlerinden farkın ne?" diye sordu, büyük ve kemerli burnunun yanında et beni olan, kır saçlı kadın. Rox bu çirkin tabloya döndü, onu göremiyordu ama orada olduğunu biliyordu, eğer başka bir tabloya kaçmadıysa Rox'un dönüşünden sonra.
"Sanırım daha güzel ve çekici olmam. Tabii bir de diğerlerinden daha zekiyim, onlar gibi çok çalışmama gerek yok." Rox sarı uzun saçlarını savurup laf sokmasının verdiği mutluluğu yüzüne yansıtan bir gülümsemeyle yoluna devam ederken tablodaki o çirkin kadın konuşmaya devam etti.
"Evet güzel ve çekicisin ama onlardan daha zeki değilsin. Notların fazlasıyla düşmüş ailen bunu duyduğunda sence neler olacak? Belki baban yine geçen seneki gibi seni herkesin için rezil ederek uyarır? Ne dersin?" dedi, sesindeki alaylı ton Rox'un sinirini bozmuştu. Diğer tablolardan ıslıkları ve hayret nidalarıyla kıkırdamalar gelirken kız arkasına döndü ve tablonun tam önünde durdu; aslında emin değildi, sadece öyle düşünüyordu.
"Tamam, tabloların dedikoducu olduğunu ve haberlerin çabuk yayıldığını biliyorum. Siz bizim sinirimi bozmak için uğraşırken ve bundan çok zevk alırken unuttuğunuz bir şey var." kız gözlerini kısıp biraz daha yaklaştı "Siz orada hapissin ve ben ellerimi uzatıp tabloyu yerinden çıkartıp ayaklarımın altında ezebilirim, sana zararı olur mu bilmiyorum ama olmazsa başka bir yöntemim daha var; asamı kullanıp sanırım seni yok edebilirim. Yani, fazla beni zorlama." dedi, tablodan hiçbir cevap gelmedi. Diğer tablolar ise aralarında fısır fısır konuşuyordu. Kız tehdit etmişti bir tabloyu belki müdire yardımcısı onu yanına çağırıp bir azar çekebilirdi ama bu şu an için umrunda değildi. O bu karanlık koridordan çıkıp okul bahçesine çıkmak istiyordu, belki keseceği yakışıklı erkekler bulabilirdi. İşte tam bu sırada birisine çarptı, kıza sert çarpmıştı ama umrunda değildi, yoluna devam ediyordu ta ki kız arkasından seslenene kadar.
"Hey, biraz dikkat etsene!" kızın sesindeki ton Rox'u sinir etmişti. Rox arkasını dönüp kıza doğru yürüdü. Kızın nefesini hissedince durdu, gözleri biraz olsun karanlığa alıştığından kim olduğunu az çok seçebilmişti, ama emin değildi.
"Etmezsem ne olur? Beni müdireye mi şikayet edersin?" dedi ve parmakları kızın yakasını bulup sert bir şekilde kavradı. | |
| | | Lorelei Aurel Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 513 Kayıt Tarihi : 27/07/10
Karakter Detayı Statü: Üye Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Benim eskilerime göz dikmek mi? C.tesi 19 Mart 2011, 09:35 | |
| Karanlık sanatlara karşı savunma dersliğine doğru ilerliyordu Lori. Kitabını unuttuğuna inanamıyordu. Orda bırakırdı bırakmasına ama profesörün o kitabı bulması hiç iç açıcı olmayabilirdi. İçinde dersten başka her şey vardı. İlginç sözler, karalamalar, dahası söyleyemediği şeyler. Bunları bir daha bu kitaba yazmayacağı kesindi, tabi bulabilirse. Koridor bütün karanlığını korumaya kararlıydı. Etrafını görmekte zorlanıyordum. Derslikten çıkan büyü biraz olsun aydınlatmıştı her şeyi. Dersliğe doğru ilerliyordu ki bir anda birinin ona çarpmasıyla sarsıldı. Bu aralar herkes ona çarpıyordu. İlk önce Lezbiyen Ira, şimdi de yüzünü tam seçemediği ama şu sürtük Rox’a benzeyen biri. Bunlar intihar sebebiydi.
"Hey, biraz dikkat etsene!" Sesini kontrol edememişti. Her şeyden önce kontrol etmesi de beklenmezdi. Acelesi vardı ve bu hafta kaçıncı çarpışmasıydı bu böyle? Sinirlenmeye başlıyordu, hatta sinirlenmişti bile. Kız Lori’ye yaklaştığında parmaklarıyla Lori'nin yakasını kavraması Lori’nin hiç hoşuna gitmemişti. Karanlık sanatlara karşı savunma profesörünün büyü yapmasına ne tepki vereceğini bilmiyordu. "Etmezsem ne olur? Beni müdireye mi şikâyet edersin?" Bu sözler Lori’nin sabrını taşıran son damla olmuştu. Bu kız canına susamıştı. Lori’nin neler yapabileceğini bilmiyordu. Kızın yakasını tutan ellerine müdahale etmiyordu. Çekmesini bekliyordu. Yoksa olacaklardan sorumlu olmazdı. Ama kız sanki bir cevap bekliyormuşçasına hala sıkıca tutuyordu. Asasını çıkaran Lori kısık bir sesle lumos büyüsünü yaptı. Kızın suratı aydınlanmıştı. Mavi gözleri nefretle bakıyordu. Koyu sarı saçlarıyla güzel sayılırdı belki. Bu kişinin Rox olması gerçekten şaşırtmıştı Lori’yi. Geçen gün eski sevgililerinden birine asılmıştı. Ama takılı kalmamıştı. Zaten çocuğun gözleri dışında pek de yakışıklı olduğu söylenemezdi. Lorelei yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamamıştı. Bu sinsi ve kibirli bir gülümsemeydi.
“Rictusempra.” Büyüyü çok sessiz söylemişti. Rox’un duyduğunu veya ne yaptığını anladığını sanmıyordu, en azından gıdıklanmaya başlayana kadar. Lori büyük bir kahkaha patlattı, Rox büyünün etkisiyle Lori’den biraz uzaklaşınca. Lori büyüyü geri çektiğindeyse Rox asasıyla aniden Lori’ye yöneldi. Asasını Lori’nin burnuna sokmak üzereydi. Lori ise hala gülümsüyordu ki bu Rox’un sinirlerini iyice bozuyordu görünüşe bakılırsa. Rox’un nefes alışverişi hızlandığında Lori sağ elindeki asasını havada sallarken sol elini beline koydu ve konuşmaya başladı.
“Roxanne, sevgilinin gözleri gerçketen güzeldi, bunun farkına geç varmış olman ve onu kaybetmen ne büyük acı. Belki de kiminle dans ettiğini anlaman gerekiyor güzelim. Belki de anlamadan çekip gidebilirsin, seçim senin.” Sustuktan sonra kuruyan dudaklarını yalamıştı, zevk alıyomuşçasına. Lori asla kaçmazdı düellolardan. Kız da kaçacağa benzemiyordu ama bir ihtimal giderdi belki ve Lori’de derslikten kitabını alabilirdi. “Yüce Merlin aşkına! Dilini mi yuttun Ravenclaw?” Kızın hala havada duran sinirden titreyen elini görmezden gelerek gözlerinin içine bakmıştı Lori. Kız sinirden ne yapacağını bilmiyor gibiydi. Saldırma ihtimali üzerinde duruyordu Lori. Kızda geri çekilecek ruh olmadığını daha önceden de biliyordu Lori. Okulun ikinci senesinde veya üçüncü senesi de olabilir, gene tartışmışlardı. Bildikleri o fındık kadar büyülerle kavga etmeye girişmiştiler ancak profesör gelmişti, hayalleri bölünmüştü. Lori’nin yüzündeki gülümseme yayılırken kız ağzını açtı ve o kulak tırmalayan sesiyle, en azından Lori’nin tırmalıyordu, konuşurken Lori’ye yaklaşıyordu.
| |
| | | Roxanne D'arcy Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Lakap : Rox, Ann. Nerden : Fransa. Mesaj Sayısı : 216 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 12/10/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: Benim eskilerime göz dikmek mi? Paz 20 Mart 2011, 16:13 | |
| Rox'un parmakları kızın yakasını kavrayıp kendisine doğru daha fazla çektiğinde Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinden gelen Lumos Maxima büyüsü sayesinde etraf aydınlanmıştı ve o anda Rox karşısındaki kızın yüzünü net bir şekilde gördü, Lorelei... Rox yüzünde sinsi bir gülümsemeyle kıza bakarken, Lorelei'nin asasını havaya kaldırdığını gördü ve bir an sonra her yer aydınlanmıştı, Rox'un karanlığa alışan gözleri aydınlık karşısında kısılırken Lorelei'nin Lumos büyüsü yaptığını anlamıştı. Rox'un gözleri nefretle kıza bakarken onu eski oyuncaklarının, ama ağız sulandıracak derecede mükemmel bir oyuncak, birinin yanında görmüştü. Normal de eskileriyle kimin takıldığını önemsemezdi, ama asılan kişi Lorelei ise işler değişirdi. Lorelei sinsi bir şekilde gülümsedi. Dudaklarını yavaşça oynattı ve bir fısıltı şeklinde “Rictusempra.” sözü döküldü. Rox içinden 'Ah, pis solucan!' diye geçirir geçirmez gıdıklanmaya başlamıştı bile. Parmakları Lorelei'nin yakasından çözülmüş ve bedenini sarıyordu. Sanki bir sürü el vardı ve onları engellemek istermişcesine ellerini bedeninde gezdiriyordu. Lorelei'nin o iğrenç kahkahası Rox'un midesi bulandırmıştı, bunu dile getirmek istiyordu ancak ilk önce şu Rictusempa büyüsünden kurtulması gerekiyordu. Bu büyüden nasıl kurtulması gerektiğini bilmiyordu, düşünmesine gerek kalmadan gıdıklanma hissi kaybolmuştu, gözlerini Lorelei'ye çevirdiğinde büyüyü geri alanın o olduğunu yüzündeki seni alt ettim gülümsemesinden anlamıştı. Rox daha fazla dayanmadı ve asasını çıkartıp Lorelei'ye doğru bir hamle yaptı. Asasını kızın burnuna sokacak kadar yakın tutuyordu. Nefes alıp verişi hızlanırken Lorelei hala sakindi ve bu durum Rox'un daha da sinirlenmesine yol açıyordu. Lorelei Rox'tan hiç etkilenmişe benzemiyordu, sol elini kalçasına koydu ve konuşmaya başladı.
“Roxanne, sevgilinin gözleri gerçketen güzeldi, bunun farkına geç varmış olman ve onu kaybetmen ne büyük acı. Belki de kiminle dans ettiğini anlaman gerekiyor güzelim. Belki de anlamadan çekip gidebilirsin, seçim senin.” dedi, kısa bir zaman sonra kuruyan dudaklarını yalaması Rox'a kalitesiz bir erotik filmden fırlayan kadınları anımsatmıştı. Rox bu durumun iğrençliğine kusmamak için kendini zor tutuyordu, aklına bir soru takılmıştı, Acaba Lori erkekleri etkilemek isterken de böyle mi davranıyordu?, bunu kesinlikle Lori'ye sormayı düşünüyordu. “Yüce Merlin aşkına! Dilini mi yuttun Ravenclaw?” dedi. Rox düşüncelerinden sıyrıldığında asayı tutan elinin titrediğini ve Lori'nin ona dik dik baktığını gördü. Bu bakışı ona birkaç yıl öncesindeki kavgalarını hatırlatmıştı. Lori o zamanda bu kadar büyüye düşkündü, Rox ise daha çok bilek gücünü göstermek istiyordu. Büyüye muhtaç olmak istemiyordu, hatt elinden geldiğince, dersler dışında, kullanmamaya çalışıyordu. Ama Lori öyle değildi, her şeyde büyü kullanırdı. Rox, 'Su bardağını bile büyüyle getiriyordur, sanırım o yüzden kalçaları bu kadar genişlemiş ya da...' düşüncelerini bu nokta da kesti, diğer durumu düşünmek istemiyordu, bugün fazlasıyla Lori'yle ilgili şeyler düşünüp beynini kirletmişti zaten.
Rox kıza doğru yaklaştı. "Düzeltmeliyim Syltherin, sevgilim değil, eski sevgilim ya da oyuncağım mı demeliyim? Her neyse, onu benim terk ettiğimi bütün binalar biliyor ve sen nasıl olur da duymazsın, yani benim artıklarımla geçinmekten vazgeç tatlım, akbaba olmayacak kadar gururlusundur diye düşünüyorum. Ops! Pardon, gururun anlamını bilmiyor olabilirsin, açıklamalı mıyım?" dedi ve sinsice gülümsedi, Lori'nin yüzündeki gülümseme silinmiş, gözleri kısılmıştı. Rox asasını indirdi ve elindeki titremeyi kontrol altına alıp Lori'nin sarı saçlarının bir tutamına uzanıp parmağına doladı, Lori kaskatı kesilmiş, Rox'un ne yapacağını kestirmeye çalışıyordu. Rox dostça sayılabilecek şekilde gülümsedi. "Niye her zaman büyüye başvuruyorsun Lori? Yoksa fiziksel gücüne inanmıyor musun?" dedi ve sarı saçlarını hızlı bir şekilde eline dolayıp çekti, "Bana bak leş kargası oyuncaklarımın ve benim çevremde dolanma! Benim kim olduğumu unutmuş gibisin, ama unutma ben kendimi hatırlatmasını çok iyi bilirim." dedi ve kızı geriye doğru ittirdi. Az önce kızın saçını çeken kendisi değilmiş gibi tatlı tatlı gülümseyerek Lori'ye baktı, ona bildiği şekilde de karşılık vermeliydi. Aklına ilk gelen büyü sersemletme büyüsüydü. Bunu Lori'yi birkaç metre geriye atmak için kullanmayı planlıyordu. Gözlerini kısıp sinsice gülümsedi, asasını yukarı kaldırdı ve "Stupefy" diyerek asasını Lori'ye doğru salladı. Lori büyünün etkisiyle birkaç metre daha geriye doğru gitti ve yere düştü, düşüşü boş koridorda yankılanırken ettiği küfürü havada asılı kalmıştı. Rox kıkırdadı ve Lori'nin eskisinden daha kızgın bir şekilde geri dönüp ona saldırması için bekledi. | |
| | | Lorelei Aurel Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 513 Kayıt Tarihi : 27/07/10
Karakter Detayı Statü: Üye Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Benim eskilerime göz dikmek mi? Ptsi 21 Mart 2011, 17:16 | |
| "Düzeltmeliyim Syltherin, sevgilim değil, eski sevgilim ya da oyuncağım mı demeliyim? Her neyse, onu benim terk ettiğimi bütün binalar biliyor ve sen nasıl olur da duymazsın, yani benim artıkçılıktan vazgeç tatlım, akbaba olmayacak kadar gururlusundur diye düşünüyorum. Ops! Pardon, gururun anlamını bilmiyor olabilirsin, açıklamalı mıyım?" Rox'un söylediği bu sözler Lori'nin sinirini bozmaya yetiyordu. Ah, evet belki artıkçı oluyordu, kızın düşündüğü şekilde düşünürsen ki, böyle düşündüğümüzde o kesinlikle daha büyük bir artıkçı oluyordu. Yüzündeki o büyük gülümseme silinmişti. Gözlerini belki de isem dışı olarak kısmıştı. Rox'un Lori'nin saçalarına uzanıp, parmağına dolaması, iğrenç bir durumdu. En azından Lori için, Lori'nin en sevmediği şey saçlarına herhangi birinin değmesiydi. Daha çok kendi elletmediği sürece bu böyleydi. Saçlarının zarar görmesini istemediğinden hareket etmiyordu. Heykel misali duruyordu kısacası. "Niye her zaman büyüye başvuruyorsun Lori? Yoksa fiziksel gücüne inanmıyor musun?" Saçını çekmişti kulak tırmalayan ve dostça(!) konuşmasından sonra. Herşeyde büyüye başvurmazdı, ama bir kavga da neden muggle güçlerine başvursun ki?
Tabi, herkes neyi daha iyiyse onu kullanırdı değil mi? "Bana bak leş kargası oyuncaklarımın ve benim çevremde dolanma! Benim kim olduğumu unutmuş gibisin, ama unutma ben kendimi hatırlatmasını çok iyi bilirim." Lori'nin göğsüne aldığı darbe geriye doğru istemeden bir kaç adım atmasını sağlamıştı. Asasını tutan parmakları, sinirden, o kadar çok kasılmıştı ki parmakalrının kızarmasının yanı sıra asa elinin içinde un ufak olacakmış gibiydi. "Stupefy." İleri gitmişti Rox, şimdi. Lori bunun altında asla kalmazdı. Düşüşün etkisiyle kafasına aldığı darbe çok güçlü olmuştu. Gözlerini kapattı ve bir saniye acının bulunduğu noktaya odaklandı. Aldığı yaraya tüm gücüyle bastırdı. Bu konuda cidden bir mazoşist olarak davranıyordu. Acıyı daha çok acıtarak geçirebileceğine inananlardandı, daha doğrusu buna inanan tek kişi bile olabilirdi.
Asasının hala ince, sıkılmaktan kızarmış parmaklarında olduğunu görmesi onun için çok iyi bir şeydi. En azından onu bulmak için uğraşmayacaktı. Yavaşça doğruldu. Rox'un hala orada durduunu hissediyordu. Yavaş adımlarla Rox'a yaklaştı. Rox'un pis sırıtması onu deli ediyordu. "Rox, ah Rox. Seni unutmadım. Nasıl unutabilirim, değil mi? Aslında benimde sana hatırlatmam gereken şeyler var." Sözlerini söylerken Rox'a yaklaşmaya devam ediyordu. Öyle yaklaşmıştı ki nefesini duyuyordu Rox'un. Asasını yavaşça asasına değdirmişti, Rox'un bunu farkettiğini sanmıyordu, farketseydi şu an uzaklaşmış olurdu herhalde. "Flagrante." Fısıltıyla ve bir ölüm yiyen edasıyla çıkmıştı ağzından sözler. Kızın gülümsemesi bir anda silindi ve asasını yere bıraktı, daha doğrusu attı denilebilirdi. Lori'nin, kızın asasının üzerine işlediği can yakıcı ve uğursuz alev etkisi elini yakmışa benziyordu. Asasını bıraktıktan sonra Lori'den yarım adım uzaklaşıp eline baktı. Görünürde hiç birşey olmadığını Lori eline bakmadan söyleyebilirdi. Bu büyü sadece alev etkisi yaratırdı. Gerçek alevler değil. Kız eline bakarken sinirle üzerine yürüdü. Asasının ucunu çenesine bastırarak, başını yukarı kaldırdı. Çok sinirlenmişe benziyordu. "Benimle uğraşmamanı söylemiştim Rox. Sana seçim şansı tanımıştım, ama bunu kötü yönde kullandın, şimdi cezasını çekeceksin." Kötülük yaptığında ruhunda oluşan mutluluk ile kibirlilik gibi duyguların kırıntıları sanki birleşip dev bir duygu oluşturuyorlardı. Anlamsız bir şekilde, ne kadar kavga etmekten hoşlanmasa da, bunu yaparken zevk alıyordu. Zevkten çok karanlığa onu çeken iplikler vardı sanki. Annesi hayatta olsaydı onu bir köşeye çeker ve bunun iyi bir şey olmadığı gibi şeyler zırvalardı. Fakat hayatta değildi, nokta. Düşüncelere dalmışken bulunduğu yerden bir anda uzaklaşıp, annesinin onu azarladığı köşeye gitmişti sanki. Saçına dolanan el gerçekten bulunduğu yere dönmesini sağladı. Buraya döndüğünde kızın gözlerinde çok, çok büyük bir sinir vardı.
Ellerinde tuttuğu bir kaç sarı saç saçlarını doladığında saçının koptuğunun ufak bir göstergesiydi. "Finite İncantatem." Lori dudaklarından dökülen sözleri asasını kızın asasına tutarak söylemişti. Kız bu büyünün, büyülerin etkisini kaldırmaya yarayan bir büyü olduğunu biliyordu, hemen asasına yöneldi, bir zafer kazanmışçasına. "Everte Statum." dediğinde kızın havada taklalar atmasını hafif bir gülümsemeyle izledi ama artık gitme vaktiydi. Kız ile epey eğlenmişti. Rox'un içindeki Slytherin kırıntılarını alevlendirmişti Lori. Kızı hafifçe yere indirdiğinde son bir hamle kalmıştı yapacağı. "Expelliarmus!" Güçlü bir büyücü edasıyla yapmıştı bu büyüyü. Kalbine gelmemesine dikkat ederek, yoksa ölebilirdi. Sersemletme büyüsünden daha fazla uzağa uçururdu bu büyü. Kız yere indiğinde ne yaşayacağını bilmiyordu. Taki karşıdaki duvara çarpıp yüz üstü düşüne kadar. Lori karanlığın sızdığı bir gülümsemeyle dersliğe yönelmişken dikkatli olması gerektiğini unutmuştu.
| |
| | | Roxanne D'arcy Amerika Ladysi | Âmes Casino Sahibesi
Lakap : Rox, Ann. Nerden : Fransa. Mesaj Sayısı : 216 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 12/10/10
Karakter Detayı Statü: Yönetici Uyarı:
| Konu: Geri: Benim eskilerime göz dikmek mi? Paz 03 Nis. 2011, 16:47 | |
| Lori düştüğü yerden çabuk toparlanmış ve yavaş yavaş kızın üzerine doğru yürüyordu. Rox, Lori’ye bakarken yeterince eğleniyordu, ama onun nefretle ve acıyla buruşan suratına bakmak daha da keyif vericiydi. "Rox, ah Rox. Seni unutmadım. Nasıl unutabilirim, değil mi? Aslında benimde sana hatırlatmam gereken şeyler var." Rox sonunda kızı kızdırdığını anlamıştı, işler daha da eğlenceli hale gelecekti. Lori yavaş adımlarını sabırla atarken burnundan soluyordu, Rox’a doğru attığı her adımda Rox’un yerle bir ettiği özgüvenini geri kazanıyormuş gibi sırtını dikleştiriyor ve gülümsüyordu. Aralarında sadece 45cm vardı, Rox tam Lori’yi bu kadar yakın durmaması konusunda uyaracaktı ki elindeki asasındaki sıcaklık elini yaktı sanki bir anda asadan ona kıvılcım sıçramış ve elini yakmış gibiydi. Asayı fırlatırken elinin yanıp yanmadığını kontrol etti, ama hiçbir şey yoktu. Aşağıdaki asasına baktığında alev almadığını gördüğünde Lori’nin bir illüzyon yapıp flagrante büyüsünü yaptığını anladı. Rox acının etkisiyle bir iki adım gerilemiş ve yüzündeki kibirli gülümseme yerini acıyla kasılan bir ifadeye bırakmıştı. Lori’nin gerçekten iyi bir derse ihtiyacı vardı. Rox her zaman büyüye düşkün olmamayı isterdi, çünkü hafif büyüleri yapmak ona sıkıcı geliyordu, onun istediği güçlü büyüleri yapmaktı. İşte o zaman bu büyü işi ona çekici gelebilirdi.
Rox elini incelemeyi sürdürürken Lori, karşısındakinin Rox olduğunu unutmuş gibi yanına gelmiş ve asasının ucuyla çenesini tutup göz hizasına getirmişti. Rox şu anda savunmasızdı ve saldıracak silahı da yoktu, vücudundan başka. Rox dövüşmeyi daha çok severdi, ama Lori’ye karşı bunu uyguladığında verdiği hasar büyük olurdu ve darp izleri başına iş açardı. Oysa o bir Ravenclaw öğrencisiydi, çalışkan ve uysal olmalıydı. Profesörlere karşı böyle görünmeye çalışıyordu. Ah, aile baskısı ne kadar iğrenç bir şeydi böyle! "Benimle uğraşmamanı söylemiştim Rox. Sana seçim şansı tanımıştım, ama bunu kötü yönde kullandın, şimdi cezasını çekeceksin." Rox az daha Lori’nin sözlerine gülecekti. Kendini gerçekten de çok güçlü zannediyordu. Oysa Rox daha gücünün, hem fiziksel hem de büyü, yarısını bile ona göstermemişti. Yüce Merlin aşkına sersemletmeyi büyüden bile saymıyordu ki Rox, daha neler neler yapacaktı sadece bekliyordu. Gücünün hepsini şimdiden kullanmak istemiyordu. Rox’un gözleri nefretle kısılıp Lori’yi incelerken dikkatinin dağınık olduğunu fark etti, aklı başka bir yerde gibiydi. Bu fırsattan yararlandı ve uzun parmaklarını Lori’nin karışmış sarı saçlarının içine daldırıp çekti. Lori’nin canı yanmış ve şimdiki zamana dönmüştü. Tabii onun Rox’a karşı bir avantajı vardı, elinde hala asasını tutuyordu ve fiziksel gücüne güvenmediğinden yine büyüye başvurdu. "Finite İncantatem." Lori tiksindirici sesiyle bu sözcükleri kızın asasına doğru yapmıştı, böylelikle flagrante büyüsünün ortadan kalktığını anlamıştı, gözlerini kısıp Lori’ye bakmayı sürdürdü. Lori’nin ince dudakları dişlerinin üzerinde sıyrıldı ve kibirli bir şekilde gülümsedi. Rox ise suratının ortasına bir tane yapıştırmak istiyordu. "Everte Statum." Ah, işte asasının elinde olmamasının kötü bir sonucu daha… Rox bu büyüden nefret ediyordu, çok saçma geliyordu ona ve bu büyüyü engelleyemiyordu. Büyüden kendisini koruyamadığı için geriye doğru havada taklalar atarak ilerleyeme devam etti. Başı dönmüş ve midesi hafif bulanmaya başlamıştı, ama elinden gelen hiçbir şey yoktu. Sonunda duvara çarpıp durabilmiş ve inişi çok sert olmuştu. Yüz üstü yere düştüğünde sesli bir şekilde küfür etti. Canı gerçekten çok fazla yanmıştı. Lori git gide büyüde ustalaşırken o yerinde sayıyordu, ya da ona öyle geliyordu. Lori gitmeye hazırlanmadan önce sanki büyük bir büyücü edasıyla "Expelliarmus!" dedi. Aslında bu büyüye gerek yoktu, çünkü yanında ne asası vardı ne de silah olarak kullanacağı bir şey. Lori bunu gözünden kaçırmış olmalıydı, boşu boşuna enerjisini tüketmişti. Rox yavaş yavaş doğrulurken Lori iğrenç bir kıkırdamayla arkasına dönmüş ve karanlık koridorda ilerliyordu. Rox sürüne sürüne ilerleyip asasını eline aldı. İlk yapacağı büyü belliydi. Acı dolu ses tonuyla “Locomotor Motris” diye bağırdı. Lori’nin bacakları kilitlenmiş ve olduğu yerde kalmıştı. Rox gücünü toparlayıp ayağa kalktı ve Lori’nin omzuna tırnağıyla dokundu. Artık konuşma sırası ondaydı. “Evet, Lori’ye büyük bir alkış! Büyü yapmayı öğrenmişsin tatlım ama hala eksiksin. Slytherin’ler kötüdür, güçlüdür, yenilmezlerdir!” dedi ve kahkaha attı, kendini bir Slytherin gibi kötü hissetmişti. Tamam, içinde biraz kötülük yok değildi, hatta bundan zevk bile alıyordu, ama o bir Ravenclaw’dı ve onlara yaraşır davranmalıydı. Sarı saçlarını düzeltip üzerindeki ceketini düzeltti. “Şu seçim şansı zımbırtın var ya onu al ve… Neyse terbiyeli görünmem gerekiyor. Hatırlatmalıyım ki bana seçenek sunamazsın, seçenekleri zaten ben yaratıyorum. Ben ne istersem onu yaparsın aynen birazdan olacağı gibi.” Dedi ve sinsice gülümsedi. "Legilimens!" dedi, Lori’nin gözleri boşluğa bakarken bu büyü Rox’un enerjisinin büyük bir kısmını emmişti. Artık Lori’nin tüm kontrolü Rox’un elindeydi, Rox kıza baktı ve “Senden çok kötü şeyler istemeyeceğim Lori… Biraz moralim bozuk beni eğlendir; mesela dans et, ama şu erkeklere sarhoşken yaptıkların ki gibi, bunu okulun ortasında yapmanı isterdim ama herkes derslerde” Lori erotik bir şekilde dans ederken Rox kahkahalarla gülüyordu, midesi bulanınca durdurdu. “Tamam, bu kadar yeter, gördüğün gibi tatlım her şey benim elimde kendini büyük görme yani.” Dedi, Arkasını dönüp gitmeden önce Lori’ye baktı, gözleri hala boşluktaydı, “Bir daha bana kafa tutarsan senin canını daha kötü yakarım, bu sefer fiziksel olarak değil, büyüyle olur Lori. Arkanı kolla derim.” Dedi ve göz kırptı, ama içinde bir şeyler ona geri dönmesi ve Lori’nin üzerindeki bu büyüyü bozması gerektiğini fısıldıyordu, düşmanı bile olsa bu halde bırakmak istemiyordu, sonuçta bir profesör görebilirdi. “Finite İncantatem” diye fısıldadı, asasını kıza doğru salladı. Yüzünde bir gülümsemeyle ilerlerken Lori’nin homurtularını duyabiliyordu, ama tetikteydi. Merdivenlere doğru yürürken “Protego” diye mırıldandı, bu bir kalkan büyüsüydü. Eğer Lori’nin biraz aklı varsa hiç büyü yapmazdı çünkü yapacağı tüm büyüler ona geri dönecekti. Rox yürürken yaptığı protego büyüsünün ona anımsattığı Placebo’nun Protége moi şarkısını mırıldanmaya başlamıştı.
Rp Out: Kusura bakma tatlım anca vaktim oldu. :/ | |
| | | Lorelei Aurel Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 513 Kayıt Tarihi : 27/07/10
Karakter Detayı Statü: Üye Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Benim eskilerime göz dikmek mi? C.tesi 09 Nis. 2011, 17:59 | |
| “Locomotor Motris!” diye bağırmasıyla Lori’nin bacaklarının kilitlenmesi bir olmuştu. Lori'nin önüne geçen Rox tırnağını omzuna batırdığında Lorelei'nin içindeki kin kabarcıklarını patlatmıştı. “Evet, Lori’ye büyük bir alkış! Büyü yapmayı öğrenmişsin tatlım ama hala eksiksin. Slytherin’ler kötüdür, güçlüdür, yenilmezlerdir!” kahkahası duvarlardan tekrar Lori'ye dönerken Lorelei şu dakika ölmek istiyordu. Slytherinlilerle dalga geçtiğinin farkındaydı, eğer hareket edebilseydi. Lanetlerle baş başa kalacak kız için, içi acıyabilirdi belki.
Karşısındaki kızın üzerini düzelterek sözlerine devam etti. “Şu seçim şansı zımbırtın var ya onu al ve… Neyse terbiyeli görünmem gerekiyor. Hatırlatmalıyım ki bana seçenek sunamazsın, seçenekleri zaten ben yaratıyorum. Ben ne istersem onu yaparsın aynen birazdan olacağı gibi." Ne demeye getiriyordu bu kız? Olacakları anladığında herşeyden çok gitmek istiyordu. "Legilimens!"
...
Kendinden iğreniyordu ruhunun kontrolü eline geçtiğinde ne yaptığını bilmiyordu. Ama eteğinin kalkmış tarafı ona fikir vermiyor değildi. Eteğini düzelterek Rox'a fısıltıalr eşliğinde küfürler savurmaya başladı. Ondan iğreniyordu. Rox merdivenlerden inerken Lorelei içindeki kinle dersliğe yöneldi. Defteri hala unutmamaış olması bir mucizeydi. Bu lanet yerden hemen uzaklaşmalıydı, şu lanet defteri alıp.
RP SON.
Not: Çok kısa olduğunun farkındayım özür dilerim. Bir daha olmaz zaten son rp^^
| |
| | | | Benim eskilerime göz dikmek mi? | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|