Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Şizofrenik Anı Kırıntıları.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Pierretta Scylla
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Pierretta Scylla


Lakap : Etta.
Mesaj Sayısı : 46
Kayıt Tarihi : 18/01/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şizofrenik Anı Kırıntıları. Empty
MesajKonu: Şizofrenik Anı Kırıntıları.   Şizofrenik Anı Kırıntıları. Icon_minitimeÇarş. 19 Ocak 2011, 19:18

Olacaklara habersiz açtım gözlerimi. Yüzümdeki tebessüme engel olamamıştım. İzin verdim hayallerle de olsa biraz kıvrılsın dudağım gözlerime doğru. Gördüğüm rüyanın etkisindeyim hala. Beni izleyen korumacı gözlere bakıyorum. Günaydın, mırıldanıyor dudaklarım. Herşeyim; annem cevap veriyor. Ardından beni düşüncelerimle yalnız bırakıp uzaklaşıyor yanımdan. Her gece ıslanmasına sebep olduğum yastığım bile şaşıyor yüzümdeki tebessüme. Düşüncelerimden hiç çıkmayan rüyamı tekrar ediyorum zihnimde...
    Ayrılmak istiyorum canım dediğim insanların yanından. Onun denizine oldukça yakın olmama rağmen daha çok sarsın istiyorum beni. Aslında istediğim biraz önce yanımda duran insana mecazi yolla ulaşmak, biliyorum. Uzun süredir yaptığım gibi... Çünkü deniz bana onu, o bana denizi hatırlatıyor. Ellerimi gündüzün ayazını sahiplenmiş demirlere dayıyorum. Soğuk, tenimi ürpertiyor ama ben aldırmıyorum. Bana yine onu hatırlatıyor, herşey gibi... Dalgaların dolanışını, birbirlerine karışmasını izliyorum bir süre. Sonra hiç bilmediğim kokusunu duyuyorum. Hiç bilmediğim sesiyle sesleniyor bana. Yüzümü çevirmiyorum önce bir süre. Kelimeleri algılamaya çalışıyorum, kulaklarımda uğuldayan rüzgara karşı.
    - Öyle yalnız duruyorsun ki yalnızlık yapışmış dört bir yanına. Seni koruyacak tek şeyin o olduğunu düşünüyor gibisin.
    Sözlerine cevap veriyor dudaklarım.
    Ya beni koruyabilecek tek şey O'ysa? Ya bana ihanet etmeyecek olan sadece yalnızlığımsa?
    Sözlerime birşey söylemeye cesaret edemiyor. Ona bakmaktan çekinmememe rağmen başta bakmak istemediğim gözlerine dönüyor bakışlarım. Denizin dalgalarını düşündüğünü görebiliyorum sadece. Düş o benim için, beni düşünmeyen bir düş... Uzunca bir süre kalıyoruz öyle. Bir gemi haykırıyor gökyüzüne. Gözlerim yine ayrılmıyor gözlerinden. Kendimi o kadar cesur görebiliyorum yani. Ne fark ediyor ki? Denize bakmak istememin nedeni de aynı değil mi zaten? Aklım, soğuk havanın bana ittiği kokusuyla doluyor. Ona bu kadar yakınken bu kadar uzak olmak, rüzgara sığınmamı sağlıyor belki de. Ve bu halde bile yıkılamayacağımı kanıtlıyordum işte. Gözleriyle geçen sessiz dakikalarımı bölen o oluyor.
    - Gözlerimi izlemek yerine bu güzel manzaranın tadını çıkar bence... Ne kadar huzur verici, değil mi?
    Dudaklarım patavatsızlık ediyor.
    Gözlerin bana daha fazla huzur veriyor.
    Susuyor. Sustukça susuşları çoğalıyor. Çoğalan her bir susuşuna bir sessizlik bir sensizlik ekleniyor.
    Gözlerime bakma öyle. İçimdeki binlerce seni gizleyemiyorum.
    - Belki de gizlenmesi gereken birşey yoktur.
    Öyle midir dersin?
    - Belki konuşsan ne çok güzel şey söyleyecek o dudaklar.
    Söyleyemeyeceğim sözler birikiyor hep dudaklarımda. Buna sessizlik engel oluyor... veya sensizlik...
    - Söylemek istediklerini söylemezsen, kurtulamazsın bu acıdan.
    Senden kurtulmak isteyen kim?
    ...
    Yine sustu. Suçlarımı göz önüne sermek için susmuştu belki bu kez. Ama sözün konusu O'ydu. Sustum. Bir daha konuşmamak üzere sustum. Çünkü her şekilde işlenmemiş bir suçtum. Onun suçu, ben... Gerisi yalandan ibaretti işte. Uzun süreli sohbetin a ve b kişisiydik sadece. Arkadaşlarımız bize uzak bir dünyada sohbet ediyordular. Bizse benim dünyamda, kilidinin olmadığı ve kaybolduğunu zanneddiğimiz bir kapının önünde bekliyorduk öylece. Kilidin gelmesini bekliyorduk. İkimiz de kilidi almaya çabalamıyorduk, tuhaf. Oysa kaybolan kilit değil, bizlerdik...
    Gitme.
    Sözler dudaklarımı istemsiz bir şekilde açarken, gözlerimden inen yaşlar bana karşıydı.
    - Neden böyle dedin? Bir yere gitmiyorum ki.
    Gitme de zaten...
    Gözlerinin dolduğunu gördüğümde ise nihayet doğru ve gerçek bir bölgeye adım attığımı fark ediyorum. Ama birşeyi unutuyorum o sırada, gerçekler acıdır...
    Gidiyorsun işte.
    - Hayır!
    Gidiyorsun. Gözlerin...
    - Ne olmuş onlara?
    Gidiyorlar... Uzaklaşıyorsun bilerek veya bilmeyerek!
    - Bilerek...
    Bahsettiğimizi de sözlerimizi de anlamıştı beynim. Ama zor emir veriyordu kendisine.
    Ama... gitme...
    Küçük bir çocuğu zorla annesinden ayırıyordular sanki.
    - Gitmeliyim.
    Son sözlerinin ardından elinin sıcaklığını hissettim yanaklarımda. Sonra fark etmediğim yaşlarımı sildi teni. Bir adım geldi, bir adım geri gittim. Beklediğim bu değil miydi? Korkmaktan korkmuş, unutmaktan unutmuş, sevmeyi sevmiştim oysa ben... Şimdi elimde koca bir hiçlikle bıraktı beni ve... gitti... Bir daha ne yağmur ağladı, ne gemi haykırdı gökyüzüne.


Gitti... Bir masal gibiydi ve... bitti.


17Ocak.
Pazartesi/5.
Güly.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Pierretta Scylla
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Pierretta Scylla


Lakap : Etta.
Mesaj Sayısı : 46
Kayıt Tarihi : 18/01/11

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Şizofrenik Anı Kırıntıları. Empty
MesajKonu: Geri: Şizofrenik Anı Kırıntıları.   Şizofrenik Anı Kırıntıları. Icon_minitimePerş. 20 Ocak 2011, 21:03

Belki bir arayış belki de bir avunuştu benimkisi. Bazense suskunluğuma susmaktı. Yalnızlığımla yalnız kalmaktı. Sensiz sessiz yaşamaktı. Yaşayamamaktı. Alınan nefesin ağırlığını hissedip ayakta kalmaya direnmekti. Yoktan var etmek, vardan yok olmaktı. Belki de olmayanı bulmaktı en çok...
20 Ocak.
Yeni bir sayfa beklemeli artık beni...
Perşembe.
Güly.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Şizofrenik Anı Kırıntıları.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: