Mortal Instruments RPG Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız? |
|
| Kırmızı Vampir olmak için | |
|
+4Elizabeth Rose Wayland Aurélien Rhodanthe Aura Amy Lee Mortem 8 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Mortem Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 106 Kayıt Tarihi : 20/11/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Kırmızı Vampir olmak için Çarş. 05 Ocak 2011, 17:45 | |
| Kırmızı vampir olmak istiyorsanız.. Başvuru Formunu eksiksiz doldurmalısınız. Kırmızı vampirler hakkında bilgi edinmek için. Okuyun - Kod:
-
*Karakter adı: *Karakter özellikleri: *Özgeçmiş: *Neden bu ırk: *Örnek Rp (Kırmızı vampir olarak): - DW Yönetimi- | |
| | | Aura Amy Lee Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Amy Nerden : Bilinmiyor Mesaj Sayısı : 13 Kayıt Tarihi : 08/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Paz 09 Ocak 2011, 11:55 | |
| <LI>Karakter adı: Aura Amy Lee </LI> <LI>Karakter özellikleri: Şimdilik yok ? </LI> <LI>Özgeçmiş: Gece evinde normal bir çaylak iken ölmüş ve doğmayı bekliyorum </LI> <LI>Neden bu ırk: Doğmayı bekliyorum yoksa Neferetin kuklası olacağım ve dövmeleri çok hoş </LI> <LI>Örnek Rp (Kırmızı vampir olarak): 17 </LI> | |
| | | Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Paz 09 Ocak 2011, 12:00 | |
| Bir meslek sahibi olmanız gerekir öncelikle | |
| | | Aura Amy Lee Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Amy Nerden : Bilinmiyor Mesaj Sayısı : 13 Kayıt Tarihi : 08/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Paz 09 Ocak 2011, 12:08 | |
| | |
| | | Elizabeth Rose Wayland Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Lakap : Lizbeth Mesaj Sayısı : 2356 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Site Kurucusu Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Paz 09 Ocak 2011, 12:36 | |
| Öncelikle Rütbeniz verilmiş olsa bile Örnek Rp yazmadığınız için Geri alınabilir. Önceden bir Rp puanınız olmadığından Rp yazmalısın. | |
| | | Pierretta Scylla Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Etta. Mesaj Sayısı : 46 Kayıt Tarihi : 18/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Salı 18 Ocak 2011, 17:50 | |
| Karakter adı: Pierretta Scylla. Karakter özellikleri: Oldukça savurgan ve hırçın bir kişiliğe sahip Etta. Görünüşünün verdiği soğukluk ruhuna yansımıştır adeta. Bakmaya çekineceğiniz gözleri var mesela. Mermer gibi teni aranızdaki duvarı andırabilir. Acımasızlığı da ırsi gibi. Hiçbir yakınına sadakat göstermez, hiç kimseye olmadığı gibi davranmaz. Ama olduğu gibi davrandığı kişilerse nadirdir. Özgeçmiş: Henüz karakter kurgusunu belirlemedim. Neden bu ırk: Kırmızı vampir Rp'lerini daha kolay yaptığımı düşünüyorum. Örnek Rp (Kırmızı vampir olarak): Kırmızı vampir Rp'si elimde hazırda yok. Bu Rp'yi ekliyorum fakat sorun olursa yeni bir Rp yazabilirim. Başka bir sitede kendi yazdığım Rp'dir.Cehenneme hapsolmuş isen, kaçamazsın. Tek bir kaçış yolu vardır; yok olmak... Cennet ise... Zaten orası seni yok olduktan sonra kucaklar. Etta. Okuldan mı yoksa kendinden mi sıkıldığını bilmiyordu genç beden. Ama içindeki hayata dair sıkıntısı ve korkuları son iki gündür uyumasına engel oluyordu. Gündüzleri zaten yeterince beyaz olan yüzü, ölü tenini andırıyordu bu nedenle. Güzelliğinden, hırsız gibi bir kaç parça çalıyordu uykusuzluk. Çalmak değil de hapsetmekti onun yaptığı. İşkenceleri bitecek ve ardından serbest bırakacaktı, müebbet hapiste kalmış hayatını. Yine uyuyamadığı bir zamanda, sarı buklelerini elleri ile geriye iterek kalkmıştı yatağından. Başucunda duran aynaya şöyle bir göz attığında karşısında gördüğü yabancıdan ürkmüştü doğrusu. İşlerin istemediği şekilde yürümesini sevmezdi hiçbir zaman. Gecenin bu saatinde uyanık olmazdı kimse. Özellikle Hufflepuf’tan hiçbir adalet terazisi tatlı uykusunu bölmezdi. Bunun içindir ki binasına ait hiçbir yere uğramadan bedenini hızlı adımlarla göl kenarına sürüklemişti. Üzerindeki Hufflepuf’lı birisine yakıştırılamayacak biçimde siyah gece elbisesi ile oldukça güzel görünürken, birbirine karışmış tel tel saçı ve çıplak ayakları ile onu göreni güldürebilecek kadar da komikti. Aklından bir an çıkmadan önce kendine çeki düzen vermeyi geçirse de, kimsenin görmeyeceğini bildiren karanlık; fikrini değiştirmişti. Her zaman yanında taşıdığı asası yine, siyah geceliğini cebinde duruyordu. Yüzde doksan kimsenin bu saatte uğramayacağı yere gelmişti sonunda. Ne yapacağını bilmiyordu. Tek bildiği şey, dün gece gibi yatağında dönüp durmayacak; en azından temiz hava almak ve yatağına dönmek için güneşin doğuşunu bekleyeceğiydi. Göl kenarında oturdu ve olmadık bir sevinçle ayaklarını suya değdirmeye başladı. Zayıfsın... Beyninin derinliklerinden haykıran kötü yanının söylediklerini umursamıyordu. Gözleri suda oluşan sıralı halkalarda takılıp kalmıştı. Göldeki suyun, gecenin soğuğunda buharlaşmasından mıdır bilinmez, etrafı saran sis bir anda yoğunlaşmıştı. Genç beden bir an olayın farkına varamasa da ardından hayal gördüğünü kavrayabilmişti.
‘Hadi ama Pie. Üşüyeceksin!’ Babasının evlerinin kapısından bağrınışıyla titremişti kızın çelimsiz bedeni. Arkasını döndüğünde karşısında sarışın dağınık saçlı, gözlüklü ve mavi gözlü, iri yapılı, yüz hatları kırışmamış ve pürüzsüz yanaklara sahip adam duruyordu. Gözleri kendi vücuduna kaydığında, incecik bacakları ve kolları, yandan iki kuyruk yapılmış bukle şeklindeki saçları ile küçüklüğünü görmüştü. Küçük kızın yüzünü belli belirsiz bir gülümseme kaplamıştı. Ancak hafif esen rüzgârın hırçın üfleyişiyle titremişti bu cılız beden. Etrafa göz gezdirdiğinde yerlerde basıldığında hoş çıtırtılar çıkaran solmuş ve sararmış yapraklar dururken, kızın oturduğu yer denize bakan bir uçurumdu adeta. Birden geriye doğru sendeledi küçük kız. Rüzgâr sert bir soğuklukla, kızın dansına ayak uydurmak istercesine esti. Küçük kız kirpiklerini birbirine çarparak etrafı korku dolu büyümüş zümrüt yeşili gözlerle izliyordu. Birden kulaklarına dolan kahkaha ile arkasına döndü. Erkek kardeşi Eugene, elinde kâğıttan yapılma uçakla oynarken, küçük kahkahalar atarak babasının yanına doğru koşuyordu. Etta babasına özlemle olduğu yerden koşmaya başlayacaktı ki ayaklarını bastığı zeminde bir sarsıntı hissetmişti. Korkudan dolmuş olan gözlerini gökyüzüne çevirdiğinde istemsiz olarak geriye sendeleyerek, yere düştü. Havada patlayan zümrüt yeşili ışık… Bunun anlamını biliyordu ama bilmemek istiyordu. Gözlerini kapalı tuttu. Ardından büyük bir sinirle ayırdı kirpiklerini birbirinden. Büyünün geldiği yöne çevirdi büyümüş gözlerini. Kimsecikler yoktu etrafta. İstemeyerek gözlerini birkaç dakika önce babasının durduğu kapıya çevirdiğinde gördükleri hayatını değiştirecekti belki. Ama yapamıyordu, kardeşi kadar cesur olup, cansız yatan bedene doğru bırakın gitmeyi, bakamıyordu bile. Bir ses onu bu düşten çekip kopardı.
‘Etta!’ Bu, düşlerinden onu çekerek büyük bir işkenceden kurtarsa da onu, babasından çektiği için sinirlendirmişti. Aynı zamanda şaşırmıştı da. Bu saatte burada bulunması ve bu şekilde karşısında durması, Etta için garipti doğrusu. Kızın gözlerinden ve boynuna yapışmış saçlarından da anlaşılacağı gibi galiba yeni bir görüş ziyaret etmişti onu. Biraz meraklanarak ve biraz da geçmişine özlem duygusunun verdiği sinirle arkadaşının yanına giderek selam verdi. Kız birşeyler anlatmayı ister gibi Etta’nın gözlerine bakarken, Etta olacaklardan habersiz kızın burada ne aradığını soracaktı. Ama kız ondan önce davranmış ve Etta’nın hiç beklemediği kelimeler sarf etmişti. ‘Bir şeyler gördüm. Sen ve Karanlık Lady’le ilgili. Saçma bulabilirsin ama bir görüş olduğundan eminim Etta. Sanki senin yanındayım der gibiydin.’ Kızın son sözcükler Etta’nın zihninde yankılanıyordu. ‘Senin yanındayım… Senin yanındayım…’ Dehşete kapıldığını belli etmemeye çalışıyordu Etta. Söylediği kelimeleri normal, sıradan ve alay edilecek kelimeler olarak algılamaya çalışıyordu. Ne var ki bu durumda pek başarılı değildi. Boğazına takılan yumru, sanki Etta gibi inatçılık ediyor, uzaklaşmıyor ve Etta’yı zor durumda bırakıyordu. İki genç kız da yağmurun altında ıslanırken, bir yanıt bekliyordular. Etta’da kendinden bir yanıt bekliyordu. Ne diyecekti? Susması arkadaşının üzerinde daha da çok tepki uyandırırdı. Soğukkanlı olmalısın, bunu biliyorsun. Yağmur tanelerinin ıslattığı saçlarını, yapıştıkları yanağından iterek buz gibi bir ses tonu ile konuşmaya başladı sonunda Etta. 'Rüya görmüş olmayasın Liné? Benim gibi birinin öyle işlerle alakası olmadığını bilirsin…’ 'Bana güvenebilirsin Etta. Ne gördüğümü biliyorum.' Etta kendinden emin değildi. Aslında kendinden değil de, olacaklardan emin değildi... Liné hakkında düşündükleri her zaman olumlu olsa da, kimseye güvenemezdi. Zaten birgün bunların olacağını bilmiyor muydu? Tabii ki de biliyordu. Birinin birşeyler öğrenip, onu sorgulamak isteyeceğini. İşte bu zor zamanlar için, uzun bir uğraş sonucu hazırlamıştı maskesini. Yakınlarından biri de olsa bunu kimseye söylememeli; hiç kimse, hiçbir şeyi mahvetmemeliydi. Bunu bildiği halde hâlâ emin değildi. Belki bunu ona söyleyebilirdi. Ya da söylemek yerine sadece bu konudan biraz bahsetmeliydi. Aptal! Bunu yapma. İçinde ona haykıran kötü Etta’ya aldırmamıştı. En azından arkadaşına bunu borçluydu. Yüzüne hafif bir gülüş yerleştirerek, kısık bir sesle bir kaç kelime sarf etti. 'Bak, Liné. Gördüklerinin ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu bilemem. Ama bildiğim birşey var ki, ne aydınlığın bir parçası olarak parlıyorum, ne de karanlığın bir parçası olarak kayboluyorum. Hiçbiri. Hem, hem bunlar çok saçma şeyler değil mi? Benim bu işlerle uğraşacak vaktim olmuyor, bunu sende biliyorsun. Hem bu im-imkansız…' Genç kız son sözlerini söylerken, sisli havanın yanında damlalar hâlinde yere inen yağmurcuklar sayesinde titremişti çelimsiz düşmüş bedeni. Muggle'ların en sevdiği şeylerinden biri olan pamuk şekerin çitası kadar ince ve kırılgan olan bedeni kendini taşımakta zorlanınca, arkadaşının ve kendisinin ıslanmasına mani olmak için, karşısındaki genç bedeni, yağmurun ulaşamadığı bir yere çekiştirirken, arkalarda bir yerlerde bir misafirin olduğu haber veren bir dalın sesi yankılanmıştı kızın kulaklarında. Olduğu yerde dona kalmıştı vücudu. Sadece gözleri, etrafı süzüyordu birilerini ararcasına. Sana konuşma demiştim; salak ! Eli istemsiz bir şekilde siyah geceliğinin, bel kısmında olan büyük cebine doğru gitti. Meşeden yapılmış esnek asasını, yağmurun ıslaklığını taşıyan ellerin ile tutarken, az ileride bir kıpırtı görmüştü. Aynı anda asasını oraya doğru yönlendirirken, yanında ki arkadaşı aklından tamamen çıkmıştı ve istemsiz bir şekilde sesi sinirli çıkmıştı. 'Sen! Göster kendini!' 'Konuşmanızı mı böldüm yoksa?' Kız, kibirli bir ifade ile yanlarına yaklaşırken Etta, hafızasında canlanan bir kaç anıyla meşgul olmuştu o sıralar.
'Dikkat et, seni kokuşmuş porsuk!' Lanet ederek kovulduğu ortamdan uzaklaşıyordu sarışın cadı. Hem küçük hem de Hufflepuf'lı olması, Slytherin'lilerin arasından bu sözcüklerle kovulmasına neden oluyordu. Aralarında kendine çok benzettiği bir Slytherin'li kızı görmüştü. Sarışın cadı ile göz göze geldiğinde, gözlerini başka bir yöne çevirerek oradan, elindeki kitaplarıyla uzaklaşıyordu. Asla kin besleyen biri olmamasına rağmen, onları unutmatacağını biliyordu Etta. Çünkü o gün yaşadığı farklı bir olay, tüm günü hafızasına çivilemişti. İntikam kudretli bir güçtür. Kovulduğu ortamdan ayrılıp, Hogwarts'tan görünmeyen büyük bir çimliğe doğru gitmişti. Elindeki kitapları oturacağı çimenlerin üzerine fırlatmıştı. Bazen kendinden gurur duyarken, bazen ise Hufflepuf'lılara karşı duyulan belli mantıksal yolun kurbanı olduğu için kendinden nefret eder derecesine geliyordu, ne yazık ki. Bağdaş kurarak oturduğu yerden, kuşların çığlıklarını, suyun haykırışlarını, ağaçların yapraklarıyla olan kavgalarının seslerini duyuyordu. Cübbesinin cebinde duran asasını yerinden çıkardı ve Avis büyüsü ile biraz zaman geçirmeye çalıştı. Hiçbir işe yaramıyorsun... Ne var ki, etrafı kaplayan ürpertici soğukluğu hissedene kadar. Sesler duyuyordu; sonsuz karanlık fısıltılarını sarı cadıya yöneltmiş, ona sonsuzluğun kapılarını girmesi için aralamışlardı. Karanlık onu çağırıyordu.
Genç cadının sarf ettiği yeni kelimeler ile geçmişten şuana doğru çekildiğini hissetmişti sanki. 'Bu kadar sinirli olma istersen, sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilirsin. Ve sen-' Kız sözlerini söylerken bakışlarını diğer cadıya çevirmişti. ‘Vaktini ve değerli görü yeteneğini böyle şeyler için harcaman gerçekten yazık. Onun Karanlık Lady'e ne yararı olabilir ki?' Daha önceden mutlaka tanışmış olmaları gerektiğini düşündüğü iki kızın arasında geçen diyalog, sarışın cadıyı güldürmüştü. Yağmur damlalarının neden olduğu soğukluğun kapladığı mor dudaklarının arasından çıkan tiz ses yanındaki iki genç cadının dikkatlerini üstünde taşıyordular. Gülerken vücudunun titremesi ile görüntü olarak ürkünç bir kare yakalanmış olsa da, nedeni yağmurdu. Yağmurun ıslattığı saçları suratına yapışmıştı. Sarışın, asasını elinden bırakmasa da karşısındaki genç cadıyı bir tehdit olarak algılamadığını belirtmiş, asasını yere doğru indirmişti. Yakın arkadaşlarından birisi olan Liné'nin şuanda karşılaştığı Etta modeli ile, ilk defa yanyana durduğunu anımsayarak, haraketlerine biraz daha özen gösterdi. Onlar seni gerçek Etta olarak tanımamalı. Suratında yer tutmuş sarı saç tellerini yüzünden çekerken Lydia'ya döndü. Sözlerini söylemeden önce kızı biraz süzmüştü. Kızın kişiliği Etta'ya uymasada görünüşleri oldukça benziyordu. Saçma bir düşüncenin beynine nüfus ettiğini kavradığında düşüncelerini bir çırpıda uzaklaştırdı. Sen onlar gibi değilsin. Teksin, özelsin... İçinde savaştığı kötü yanı haklıydı. 'Katlanmak zorunda kalacağım sonuçları merak ettim doğrusu!' Sözlerini söyledikten sonra yeni bir kahkaha dalgası gecenin karanlığını yarıp uzaklaşmıştı gökyüzünde. Eğlence şimdi başlıyordu.
| |
| | | Deamon Austeja Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Demon Nerden : Tatooine Mesaj Sayısı : 734 Yaş : 30 Kayıt Tarihi : 08/10/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Salı 18 Ocak 2011, 17:57 | |
| | |
| | | Vernon Czernia Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 10 Kayıt Tarihi : 22/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için C.tesi 22 Ocak 2011, 18:56 | |
| *Karakter adı: Vernon Czernia *Karakter özellikleri: Aşırıya kaçmadan duygularını dışa yansıtabilen, iyi karakterli ve olgun bir insan. Diğer kırmızı vampirlere göre psişik yeteneklerinin yanında fazlasıyla güçlü bir sezi (daha çok empati) gücü var. *Özgeçmiş: 17 yaşında ölmüş bir çaylak. Çaylak olmadan önce ismi Vernon Logan Lybrand'di. Ailesi Ohio eyaletinde yaşamasına rağmen Vernon, Oklahoma'ya yerleşmeyi seçmişti. Fakat ölümünden sonra kaçak olarak gezmeye başlamıştır. *Neden bu ırk: Ölmüş olmasını istediğim için ve kurguma uygun gibi. *Örnek Rp (Kırmızı vampir olarak): -Kırmızı çaylaklığın ilk 10 gününü anlatan bir Rp yapmak istedim. Birazcık kısa oldu ama sonuçta örnek Rp sanırım.-
Ay ışığının muhteşem büyüsüne kapılmış bir şekilde, üzerime yansıyan çok az bir kısmının yüzümü aydınlatmasını araba camından izliyordum. Her ne kadar renkler tam anlamıyla belirgin olmasa da alnımdaki kırmızı o lekeye dikkatimi an an topluyordum. Neredeyse-kırmızı suratımın ortasındaki nefret ettiğim leke. O leke hayatıma girdi gireli, artık ben o ben değildim. Eskiden bile o leke safirken daha fazla mutlu değildim, fakat kırmızıya dönüşmemle kan manyağı bir ucubeye dönüşmem fazla kısa sürmemişti. İnsanlara verdiğim zararlar ve üstüne çok-yakın-arkadaşlarıma yaptığım iğrenç şeyler, evet, onlar, yaptığım şeyler affedilmezdi. Aklımdan çıkaramadığım kan gölü ve dehşet verici görüntüler gözlerimin önünden geçiyordu. Bir hafta içinde en az on kişinin ölümüne sebep olmuştum, dişleri beyaza dönmeyecek kadar kan bağımlısı ve iğrenç bir yaratığa dönüşmüştüm, hayır bu bana göre değildi.
Birden süper-meşgul ruh halimden sıyrılıp aniden gerçek dünyaya iniş yaptım. “Düzelecek,” derken Ramona’nın sesi titriyordu. Şaşkın ve aptalca bir şekilde gözümü o kırmızılıktan çekerken yüzümün hafifçe ıslak olduğunu hissettim. “Al şunu gözlerini kurula, seni beyinsiz,” derken Ramona’nın loş ışıkta parıldayan mavi gözlerinin içi gülümsemiş gibiydi. Elime tutuşturduğu yarı kırpık –yani eskiden kullanılmış olduğundan emin olduğum- peçeteyi elime tutuşturmaya çalıştı. Bu anda ellerimin bile uyuşuk olduğunu hissettim. İçi karıncalanan elimin içine peçeteyi aldım ve gözlerimin altında duran yarı ıslak, yarı kuru ve ıslandığı için hafifçe gerginleşmiş gözlerime ve altlarındaki renginden emin olduğum mor halkanın üstüne sürttüm.
Ön taraftan Marvin’in son derecede rahatsız edici sesi yükseldi. “Erkekler ağlar mı? Hah,” dedi ve salakça bir şarkının melodisini ıslık şeklinde söylemeye çalıştı. Neredeyse iğrenç melodiden sonra biraz durdu ve dikiz aynasından yüzüme baktı. “Cidden ağlıyor musun?”
Ramona sert bir tavırla sevgilisini azarlarken seslerini dinledim ama neredeyse söyledikleri hiçbir şeyi anlamamaya başladım. Uyuşuk ellerimin arasına kıstırdığım mendili tekrar gerginleşmiş gözaltlarıma ve yanaklarıma sürttüm. Diğer elimle fazla uzun olmayan saçlarımın arasından ellerimi geçirdim ve enseme doğru aşağı indirdim. Bu sırada farkında olmadan belimi kıpırdatmıştım ve ayaklarım da hafifçe yerinden oynamıştı. Neredeyse Ramona’nın dizine gelen dizlerimi hemen geri çektim ve muhteşem suratını bana döndürmesine fırsat bulmadan “Kurtuluyorum sanırım,” dedim iç geçirerek ve ardından uykusuz kalmış gibi gözlerimi yarı kapatıp kafamı arkaya eğdim. “İnsanları yemekten en azından, orada kan var değil mi?”
Ramona elini dizlerime koyup zorla kafamı ona döndürmemi sağladı ve muzip bir gülümsemeyle gözlerime baktı. Tamam, ondan etkilenmemeliydim. “Emin ol, çok rahat edeceksin.” diyerek kafasını salladı ve gülümsemesini hiç bozmadan dizimi sıvazlayıp iki kere acıtmadan avucunun içiyle vurdu. Sonra ellerini aniden geri çekti. Sanki yapmaması gereken bir şeyi yapmış ufak çocuklar gibi alt dudağını ısırdı ve kafasını kendi tarafındaki cama çevirdi. O dönerken alnındaki içi dolu lekesine göz ucuyla baktım ve kafasını çevirdikten sonra çok az olsa bile kenarından görünen desenlerine bakmaya devam ettim ve o görmese bile hafifçe gülümsedim.
Birden araba durdu ve Marvin kısılmış sersem bakışlarıyla arkasına dönüp beni baştan aşağı süzmeye başladı. Ramona bu durumdan rahatsız olmuş gibi “Onu rahat bırak Marv, şu lanet olası kıskançlığını da başka bir güne sakla!” dedi sesi hışımlı bir şekilde ve büyük bir hızla arabanın kapısına elini doladı. Marvin ona bakarken suratını tuhaf bir şekilde büktü ve Ramona’ya kafasını “git” der gibi yan tarafa savurdu. Bu büyük bir kavganın habercisi miydi? Her neyse, o kızdan zaten uzak durmalıydım, bu saçmalıktan başka bir şey değildi. Arabanın kapısına elimi götürürken kapı aniden açıldı ve arka planda ay ışığı olan harika bir anime gibi bana bakan Brigette’yi buldum. Anormal derecede sevimli yüzüyle bana öylece bakıyordu ve kucaklamak için kolunu açmış gibi gerindi. Onu ölümünden beri ilk defa görüyordum ve gayet iyi durumdaydı. Bir an içim için hüzünle dolmuştu. Yüz ifadesini tutmaya çalışıp kahkaha atan acayip insanlar gibi yüzümü gerdirdim.
Brigette derhal koluma asılıp beni kendine çekti ve aşırı bir sevgi gösterisiyle beni kucakladı. Hayır, eskiden bu kadar sıkı fıkı değildik, şimdi ne olmuştu da… Aniden aklımdan geçen bu düşünce gözleri kırmızıya dönmüş gözleriyle bana bakan Ramona’yı görünce, yarıda kesildi. “Artık gitsek iyi olacak!” diye dudaklarını açmadan konuşmaya çalıştı ve gayet sinirli görüntüsü yüzünden Brigette’yi kollarımın arasından bırakmak zorunda kalmıştım. Brigette bana hüzünlü ve şaşkın bir yüz ifadesiyle bakarken ben hala arkasında korkunç bir halde olan Ramona’ya bakıyordum. Onu bıraktığımı görünce otomatik olarak gözlerindeki kırmızılık da kaybolmuştu.
Gözlerini yeniden kaplayan –her ne kadar yapmacık dursa bile- sevinç bulutunun arkasına gizlenerek “Hadi gidelim, odanı hazırladık, harika görünüyor!” dedi ve bana doğru birkaç adım atarak Brigette’yi nazik ama kuvvetli bir şekilde kenara itti. Kolumu incitmeden tutmaya çalıştı –ve bu imkânsızdı? Ben zaten ondan güçlüydüm, canımı yakması imkânsızdı- ve beni kendine doğru çekti. O anda içindeki korkunç kızı görür gibi olmuştum ama şaşkınlığımı fazla belli etmeden bize bakan iki kişiyi dikkatle süzdüm. Marvin ve Brigette’yi saymıyordum, onlar zaten üstümüze tünemiş ama sanki bizden korkup birkaç adım geri kaçmış gibilerdi. Bu tuhaf manzaraya bir son vermek istercesine bize doğru koşan eski –ve tabii ki ölmüş –ve ölümden dönmüş- olan- oda arkadaşımı gördüm. İçimdeki tuhaflık duygusu bir an olsun geçmişti ama onu bir “vampir” olarak görmek garibime gitmişti. Ben hala sadece bir çaylaktım… | |
| | | Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için C.tesi 22 Ocak 2011, 19:01 | |
| | |
| | | Vernon Czernia Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 10 Kayıt Tarihi : 22/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için C.tesi 22 Ocak 2011, 19:02 | |
| Kırmızı vampir ama Kaçak olabilirim. Ya da dolandırıcı vs.
En son Vernon Czernia tarafından C.tesi 22 Ocak 2011, 19:04 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için C.tesi 22 Ocak 2011, 19:03 | |
| Yanında bir mesleğinizin olması gerekir. | |
| | | Vernon Czernia Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 10 Kayıt Tarihi : 22/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için C.tesi 22 Ocak 2011, 19:10 | |
| Düzelttim. Dolandırıcı olabilirim. | |
| | | Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için C.tesi 22 Ocak 2011, 19:10 | |
| | |
| | | Meredith J. Xavier Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Mer,Meredy,Mery Nerden : Tulsa Mesaj Sayısı : 44 Yaş : 28 Kayıt Tarihi : 23/01/11
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Paz 23 Ocak 2011, 12:41 | |
| Karakter adı:Meredith J. Xavier Karakter özellikleri:Oldukça sakardır.Bencil ve sadist ruhludur.İçine kapanıktır.Soğuktur,bu buz tutmuş gri gözlerinden rahatça anlaşılır.Kimseyi sevmez.Sadece Meredith harikadır.Uyuşturucu bağımlısıdır. Özgeçmiş:Henüz karakter kurgusu belirlemedim. Neden bu ırk:Sadist bir ruha sahibim.Kırmızı çaylak rp'lerini daha iyi yazabileceğimi düşünüyorum. Örnek Rp (Kırmızı vampir olarak):Kırmızı vampir ile ilgili değil.Hazırda yoktu.Buda başka bir sayfadaki rp'mden alıntı.Sorun olursa değiştirebilirim. "Nefret ediyorum senden!" Meredith ışık hızıyla çıkmıştı odadan. Öfkesi ses tonundan ve yüz ifadesinden anlaşılıyordu. Meredith'in öfkelenmesinin sebebi büyük ihtimalle Bill,malı almak için para getirmemiş,silahlı adamlarla çıkmıştır kızın karşısına.Bill koşmakta olan Meredith'in arkasından "Lanet olası s*rtük buraya gel! Cebinde hayatımı taşıyorsun! Ona ihtiyacım var!İstediğin herşeyi yaparım,seks kölen bile olurum.Ne olur onu bana ver." Meredith bir an duraksadı.Aşık olduğu adam yalvaran gözlerle ona bakıyor,acı çığlıklarıyla ona sesleniyordu.İstediğini yapacağını,seks kölesi bile olabileceğini söylemişti.Bill'i hiç yalvarırken görmemişti.Baştan çıkarıcı ses,Meredith'e yalvarıyordu.Bill'in donuk,gri gözlerinden,al yanaklarına süzülen damlalar Meredith'in içini yakmıştı.Yavaş adımlarla Bill'e yaklaştı ve "Sakin ol.Buradayım.Onu sana vereceğim ve sadece beni sevmeni isteyeceğim.Anlaşıldı mı!" dedi.Bill itaat edermişcesine başını aşağı yukarı sallamaya başladı.Aşık olduğu adam şimdi Meredith'in kollarında ağlıyordu.Meredith başına Bill'in göğsüne yasladı.Kalbinin sesini duyabiliyordu.Bill,Meredith'i kendine doğru çekip sıkıca sarıldı.Meredith ani bir hareketle Bill'in kollarından kurtuldu ve her zaman ki gibi zafer dolu bir kahkaha patlattı.Sanki bu kahkaha alacakaranlık gökyüzünü delmişti.Yerde yatmış adama baktı.Ne kadar aşık olsa da ona işkence edecekti.Onun Meredith'e yaptığı gibi..300 gram eroin için canından can gidecekti. Meredith çıplak bedenini,bedeni kanlar içerisinde olan Bill'in bedenine bastırıyordu. Beline kadar uzanan kızıl saçları,gri gözleri ve keşfedilmeye hazır vücut hatlarıyla baştan çıkarıcı görünüyordu.Acı içinde kıvranan adama baktı ve "Ahh benim küçüğüm,ne oldu canın mı yanıyor ? Bir jilet yarığı daha ister misin ?" Bu sırada Meredith ağzına aldığı bir yudum votkayı Bill'in ağzına döktü ve "Rahatla biraz bebeğim.Benide geriyorsun." dedi.Bill Meredith'e alaylı bir bakış attıktan sonra söze girişti. "Yapabileceklerin bu muydu? Zevkten çıldırttın,sonra iki üç jilet attın.Hepsi bu mu? Ee hani o ince zekan,işkence düzenekleri? Sen bana kıyamazsın.İt gibi aşıksın! Seni küçük s*rtük." Meredith sinirini belli etmeden yüzüne sakin bir tavır yerleştirdi.Evet ona aşıktı ama kendine çektirdiklerini hatırlıyordu.Bir eve hapsedip bekaretini almıştı.Uyuşturucuya alıştırmış,günlerce zorla sevişmiş ve işkence etmişti.Bunu onun yanına bırakmazdı.Eline aldığı kırbaçla Bill'in çıplak bedenine adeta çıldırmış gibi vuruyordu.Bill'in acı dolu çığlıklarından zevk alıp,nefret dolu kahkahalar atıyordu.Bill'in yerinden kalkacak hali yoktu.Meredith yorgun düşmüş,terden ıslanan saçlarıyla köşede oturup kızaran vücudu kan gölüne dönmüş olan adımı izliyordu.Genç adam yalvarır bir ses tonuyla "Su..Bir damla lütfen" Meredith etrafına ördüğü buz kütlesinin eridiğini farketti.Duygu terazisinde aşk,nefretten daha ağır basmaya başlıyordu.Ama bir anda eskiden Bill'in ona su vermek yerine ağzına işediğini hatırladı ve büyük bir öfkeyle kapıdan dışarı çıktı. "İntikam yemini,gün ve gün artmıştı içimde.300 gram eroin için düştüğün duruma bak.Seni şapşal." Bu notu yazan Meredith idi.Bill kendine gelince vücudunun ne hale geldiğini görmek için ayağa kalktı.Ne Meredith vardı ne eroin. Biraz kısa oldu kusura bakmayın. | |
| | | Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Kırmızı Vampir olmak için Paz 23 Ocak 2011, 13:01 | |
| | |
| | | | Kırmızı Vampir olmak için | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|