Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 2. Ders

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

2. Ders Empty
MesajKonu: 2. Ders   2. Ders Icon_minitimeC.tesi 01 Ocak 2011, 15:40

İlk Olarak Kuralları okumalısınız Link: https://mortalinstruments.forum.st/drama-snf-f50/ders-kurallar-ve-mufredat-t914.htm#7283
Dersin Adı: 2. Dönemin II. dersi
Dersin Profesörü: Elizabeth. Rose Wayland
Dersin Tarihi : 01. Ocak - 10. Ocak arası 06. Ocaktan sonra derse katılanlar geç kalmış sayılacaktır.
Dersin Konusu: Tiyatro Türlerinden Komedi

Spoiler:
Elizabeth'in görünüşü
Spoiler:


İşlenişi:

Derse yüksek rahibeden önce giren son çaylak asistanlarından Tessa olmuştu. Elindeki kalın dosyayı sahnenin köşesinde bulunan profesör masasına koymuştu. Profesör derse girdiğinde oldukça sinirli bir havadaydı. Bunun nedeni cumartesi günkü provalara katılmayan çaylaklardı. Öfkesine rağmen yaydığı güç oyun salonunu dolduruyordu. Çaylaklarına dikkatlice baktıktan sonra konuşmaya başladı. Tiyatro türlerini işlemeye devam ettiklerini söyledi. Dersin ilk yarısı Komedi türünde örneklerin okunmasıyla geçmişti. Ardından Tessa'nın getirdiği Romeo- Juliet'in tam metnini dağıttı. Oyunda rol alan çaylaklara prova yaptırırken, profesör arada aralarda eleştiriyor, nasıl yapmaları gerektiğini gösterdi. Rol almayan çaylaklar ise arkadaşlarını izleyerek sahnede durma, konstrasyon gibi Elizabeth'in söylediği teknikleri canlı izleme fırsatı buluyorlardı. Ders sonunda Profesör "Aralarda yaptığımız provaları bir daha katılmamazlık ederseniz bu sene sonunda notlarınıza yansıyacaktır" diyerek çaylaklarını uyardı. Ardından ödevleri verip sınıftan ayrıldı.

Dersin Ödevi-:
1: Komedi türlerinin temel özelliği nedir.
2:En sevdiğiniz iki komedi oyunundan birer sahne yazınız.

Rp out:
* Ödevleri bana pm ile 1 hafta içinde atmalısınız. Ödev göndermeyen çaylakların sınıf yükselmesi için gereken notları düşecektir.
* Kendimi konuşturmadım. Ancak konuştuğumu söyledim bu kısımları size ve hayal gücünüze bırakıyorum. İsteğim sesin hayal gücünüzü görmek. Beni yönlendirebilirsiniz ancak abartmayın..
* Ders içindeki komedi oyunlarının seçiminide size bıraktım. Herkes farklı bir oyundan kısa alıntılar yapmış olabilir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
Eámanë
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Eámanë


Lakap : Cellat.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 728
Yaş : 31
Kayıt Tarihi : 20/08/10

Karakter Detayı
Statü: Yönetici
Uyarı:

2. Ders Empty
MesajKonu: Geri: 2. Ders   2. Ders Icon_minitimeC.tesi 01 Ocak 2011, 17:51

Garip rüyalarım artık son bulmuşa benziyordu. Hoş, artık rüya bile görmüyordum ya neyse... Yeni oda arkadaşıma alışamamıştım. O hala yatağında uyurken kalktım ve banyoya girdim. Sıcak bir duşun ardından saçımı kuruttum ve tekrar odaya döndüm. Kız ses çıkarmadan uyuyordu, yaptığım o kadar sese rağmen uyanmamıştı. Bir anda Elisha'ya olanlar aklıma geldi. O da böyleydi, sabah kalkamayacak kadar halsizdi ve çok derin uyuyordu. Kızın yanına gittim sessizce nefesini kontrol ettim, düzenliydi. Duygularına yoğunlaştım, mutluydu ve duygularının tadı canlıydı. Nabzını kontrol edecekken iç sesim devreye girdi. 'Onu niye önemsiyorsun ki? O Elisha'nın yerine gelmedi mi?' İç sesime uydum ve kızın yanından hızla geri çekilip dolabımın başına geldim. Ten rengi kilotlu çorabımı, siyah kısa kollu oval yakalı elbisemi giydim ve topuklu rugan ayakkabılarımı da ayaklarıma geçirdim. Bugün içimde bir heyecan vardı. Çünkü Dram dersinin sorumlusu, Rahibenin yardımcısı olmuştum. Derse herkesten önce gidecektim. Bu sorumluluğun bana verdiği resmiyetle siyah uzun saçlarımı yukarıda sıkı bir topuz yaptım. Hava soğuktu bu yüzden siyah ceketimi giydim ve çantamı alıp odanın kapısını çarpıp çıktım. Arkamdan kızın söylediği sözleri duydum ama aldırış etmedim ve hızlı adımlarla dersliğe yürüdüm. Dışarısı tahminimden daha soğuktu, ceketimin yakalarını boynuma doğru kaldırdım ve önümün kapanması için ceketi çekiştirdim.

Binanın merdivenlerini hızla çıkarken kapıdaki iri ve yüzü yaralı erebus bana gülümseyip kapıyı açtı. Bende başımla ona selam verip hızla dersliğe girdim. İstediğim gibi derslikte kimseler yoktu. İlk önce derslikte en sonda bulunan dolabıma gittim ve kitabımı aldım, sıramın üsütüne koyup Romeo ve Juliet'in metnini bulmaya çalıştım. O kadar çok eser vardı ki burda. Hepsi türlerine göre sınıflandırılmıştı. Ben dağıtmadan metni ararken en üstte durduğunu sonradan fark ettim ve kendime bir tokat atmak istedim boşu boşuna zaman harcamıştım hepsi heyecanım yüzündendi. Birkaç kez derin nefes aldım ve sakinleşmeye çalıştım. Tam olarak sakinleşmesem de heyecanımı kontrolüm altına almıştım. Ben dersliğin ortasına doğru yürürken çaylaklar sıralarına yerleşiyorlardı. Bende son eksikleri tamamlıyordum. Lucy gelince onunla koyu bir muhabbete dalmıştık, tabii göz ucumla yeni oda arkadaşımı da kesiyordum. Şu anlık etrafa bakarak zaman harcıyordu. Gülürek Lucyle sürdürmeyi devam ederken Rahibenin yoğun duygularını hissettim ve kapı açılmadan o tarafa döndüm. Lucy benim hareketlerime anlam veremedi. Ben ise onu çoktan unutmuştum. Rahibenin siniri ve öfkesi en üst safhadaydı. Ona yoğunlaştım. Gözlerim kapıda aklım ve duygularım Rahibedeydi. Duygularının rahatlatıcı tadı beynimi yakıyordu, çünkü sinirinin ve öfkesinin tadını da alıyordum. Alnımı kırıştırıp Rahibenin öfke duygusuna yoğunlaştım. Yavaş yavaş onu kendime doğru çekiyordum ama Rahibe o kadar bağlıydı ki o öfkesine, öfke o kadar derinlerdeydi ki kendime çektikçe daha devamı geliyordu. Duyguları çift yönlü değiştirmeyi geliştirmiştim, ben onun duygularını emerken kendimden duygu aktarabiliyordum. İşte şimdi onu yapacaktım. Heycanımdan ve mutluluğumdan en güzel bölümü harekete geçirdim ve Elizabeth'e gönderdim. Onun duygularındaki mutluluğa ve heyecana olan açlık bir anda tüm duyguyu emmişti. Görünürde sinir hala duruyordu ve ben onu değiştirebilecek kadar güçlü değildim. Öfkem vücudumu yakacak kadar çok olsa da Elisha'yı düşünmeye çalıştım onun yatıştırıcı etkisine yoğunlaştım ama Rahibe giderek dersliğe yaklaştığı için bu zordu. Bunu denemekten vazgeçip kapıya doğru yöneldim fakat kapıyı açmadım. Kısa bir duraksamanın ardından kapıdan çıktım ve gelen çaylakların içeriye girmesinden sonra yere kadar gelen pencerelerin yanına gittim. Dışarıdaki karanlık öfkemi emerken ben derin derin nefesler aldım. Rahibenin yaklaştığını bildiğim için dersliğin kapısını açıp girdim. Son giren çaylak bendim. Rahibe kapıyı açtığında karşısında ben vardım. Sinirli olmasına karşın hala güzeldi, üzerinde gri, mini sayılabilecek işlemeli, askılı bir elbise vardı. Rahibe beni görünce gülümsemeye çalışıp selam verdi. O dersliğe girdiğinde tüm sınıf bir ağızdan "Uğurlar olsun!" diyerek selamladı. Bazı çaylaklar şimdiden Profesörün yaydığı güçle sersemlemiş ve hayran hayran ona bakmaktaydı, hala gücün baskısına alışamamışlardı. Ben ise o güçle sarmalanmış ve rahatlamıştım. Profesör "Uğurlar olsun çaylaklarım." dedi ve kürsüsüne yöneldi. O anda elimde sıkı sıkı tuttuğum ve dolabımdan aldığım kalın dosyayı rahibeden önce ulaşıp kürsüye koydum ve yerime geçtim. Profesör Elizabeth salonun ortasında durup derin bir nefes aldı.

"Bildiğiniz gibi ilk dersimizde Tiyatro türlerinden Trajediyi işledik. Şimdi sıra Komedide. Size verilen kitaplarınızın 115. sayfasını açıp komedinin tanımını ve benim söylediklerimi takip etmenizi isitoyrum. Gerekli yerleri kitaba not alabilirsiniz." dedi bende kitabımı açıp tanımı içimden okudum.

'Komedi :
Bir konunun komik yönlerini vurgulayarak sahneye konmasıdır. Günümüzde kalıpları aşmış ve komediden yola çıkarak absürd komedi türüne de yol açmıştır. Düzyazı ve şiirsel halde yazılabildiği gibi üç perdeden beş perdeye kadar olabilir. Üç birlik kuralını tamamen reddeder. İnsani temalardan çok toplumcu ve milli konuları işler. Konular da çok çeşitli olabilir. En kanlı ve çirkin, ya da gerçekçi olayları seyirciye göstermekten çekinmez.'


Ardından Elizabeth devam etti. "Aristoteles, komedyanın ilk şeklini Megara'da ve Sicilya'da aldığını belirtir. Oranın insanları kaba mizaçları ve komik davranışlarıyla ünlüdürler. En eski komik şiir Megara kentinde ortaya çıkmıştır. Tragedya, dithyrambostan ortaya çıktığı gibi komedya da phallus alayından ortaya çıkmıştır. Şehirde bağ bozumu şenlikleri yapılırdı ve insanlar geleneksel olarak köy köy dolaşırlardı. Bazıları arabalarda kaba espiriler yaparlardı, bazıları ise havada phallus simgesi taşıyarak yürürlerdi. Phallus alayları Aristoteles'e kadar sürmüştür. Demostenes'in söylevlerinden Atina sokaklarına zarar verip kargaşa çıkaran gençlerin kendi komik soytarılıklarından zevk aldıklarını öğreniyoruz. Son derece müstehcen olan taşlama gösterilerin bir parçasıydı. Komedya resmen Dionysos festivallerinin, Lenea ve Dionysia şenliklerinin bir parçası olmuştur. Platon kahkahaya neden olan tüm gösterileri komedi olarak tanımlar. Onun gelişimi başlıca Atina'nın sosyal ve politik durumlarına bağlıydı. Sonuç olarak komedya, Atina demokrasisininin bir aynasıydı. Komedya üç bölüme ayrılır:" dedi ve kitaptaki başıkları seyyar beyaz tahtaya kalemle yazdı.

'Eski Komedya, Orta Komedya, Yeni Komedya'

"Eski komedya, Kleisthenes demokrasisinin kuruluşuna dayanır. Eski komedyanın kaynağı Ocak ayındaki Lenaia şenliğindeki fallik ezgilerdi. Belki de komedyanın en belirgin özelliği taşlamaydı. Komedya yazarı, herkesi ve her şeyi alaya alacak özgürlüğe sahipti. Taşlanması gerektiğine inandığı her şey onun hedefi olurdu: Atina'yı yönetenler, o dönemin eğitimi, halkın bazı
töreleri, devletin siyasi tutumu vb... Eski komedyanın temsilcisi Aristophanes, Atina'nın en güçlü kimselerini, adlarını ederek alaya alırdı. Atina'da devlet bu özgürlüğü kısıtlamaz hatta bu oyunların oynanması için ödenek ayırırdı. Komedya, tragedyanın bazı özelliklerini yapısında bulundurur: koronun sahne üzerindeki görevi, maskelerin kullanılışı, şarkı ve dans tragedyada olduğu gibiydi. Böylece, komedya dramanın bir dalı olmuştur.Çoğu kez diyaloglarda mükemmel bir pırıltı ve koroya ait kısımlarda ise şiirsel bir güzellik sunulur."
dedi ve eliyle ikinci yazdığını gösterdi.

"Orta Komedya, İ.Ö 404 yılında Atina'nın Peloponnesos Savaşı'ndaki yenilgisi ve ekonomik çöküşü, demokrasinin geçici bir süre devrildiği dönemde iç ayaklanmaların neden olduğu yıkımlarla Atina toplum yapısının radikal bir şekilde değişmesiyle eski komedyayı, yeni komedyadan ayıran farklılıkların ortaya çıktığı İ.Ö 4.yüzyılın ilk yarısında orta komedya denen bir tür gelişti. Komedyanın birinci evresi (eski komedya ) ile ikinci evresini (orta komedya ) birbirinden kesinlikle ayıran bir sınır yoktur. Orta komedya, eski komedyanın sadece bir dalıdır. Fakat eski komedyadan farklı üç temel özelliğe sahiptir: Orta komedyada koro önemini yitirmiştir, çünkü devlet bu oyunlara artık koroyu besleyecek ödeneği ayıramayacak duruma gelmiştir. Orta komedyanın eserlerinde kişisel ve siyasal taşlama hemen hemen yok gibidir. Alay konusu kişiselden daha ziyade geneldir." dedi ve son yazdığını gösterdi.

"Yeni komedya, Büyük İskender zamanında aşağı-yukarı İ.Ö.330 tarihlerinde ortaya çıktı ve Makedonyalıların Yunanistan üzerindeki egemenliği boyunca sürdü. Bu komedya ile eski komedyada görülen gülünç giysiler kayboldu. Eski komedyadaki karikatür tipler ve mitolojik kişilerde yoktur. O dönemde kullanılan günlük giysiler oyunlarda kullanıldı. Çok seyrek olarak bazı maskeler kullaınıldı, ancak maskeler gerçekçi bir görünür aldı. Atina'nın siyasi durumu oyun yazarlarını ortalama vatandaş sorunlarına, kişisel dertleşmelere itti. Yöneticileri taşlamak, siyasal alanda herhangi bir düşünceyi ileri sürmek olanaksızdı. Para ve aşk başlıca temalar oluverdi. Aile yaşamı yazarların üzerlerinde durduları bir konu durumuna gedli. Yeni komedyanın yazarları içinde en belli başlıları Philemon, Diphilos
, Apollondoros ve özellikle Menandros'tu." dedi ve kürsüsüne yönelip herkesin bir komedya seçmesini istedi. Tüm çaylaklar dolaplara akın etmişti ve bende herkesin arkasından yavaşça gittim ve kendi komedyamı seçtim. Shakespeare'den Venedik Taciri.. Tamam, biliyorum benbirShakespearehayranıyım. Tüm çaylaklar yerine döndüğünde Profesör herkese birkaç replik okutuyordu. Sıra bana gelince en duygulu sesimle Bassanio'nun Portia'ya söylediği bir repliği okudum. Profesör başını eğip diğerlerine geçti. Herkes okuduktan sonra masamın üzerinde bulundurduğum Romeo ve Juliet'in metnini Profesör Elizabeth'in kürsüsüne koydum, profesör muhteşem bir gülümsemeyle teşekkür edip metni dağıttı. Ardından herkes kendine ait replikleri okuyarak prova yapmaya başladı. Bende Lucyle prova yapıyordum, sahnelerimiz onunla daha fazlaydı. Profesör birkaç çaylağın yanına gidip "O duyguyu sesinize ve yüzünüze yaznsıtamıyorsunuz. Senin üzgün olman gerekiyor, Juliet intihar etti ama sen duvar gibi duruyorsun. Oyun sahnelenirken böyle durmamalısın." dedi ve o çaylakların yanından ayrıldı. Genelde bütün çaylakları duyguyu veremedikleri için uyarmıştı.

Dersin sonunda Profesör bize döndü ve "Aralarda yaptığımız provaları bir daha katılmamazlık ederseniz bu sene sonunda notlarınıza yansıyacaktır" dedi. Ardından ödevlerimizi verip hızlı adımlarla derslikten çıktı. Bende kitabımı dolabıma koyup metnimi çantama koyduktan sonra ceketimi giyip diğer dersimin olduğu dersliğe yürüdüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
2. Ders
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: