Adımını
dikkatlice kapıdan attı . Havada toz zerrecikleri uçuşuyordu . Birazı
ağzına ve gözüne kaçmıştı .Rahatsız olarak öksürmeye başladı . Eliyle
toz zerreciklerini uzaklaştırmaya çalıştı . Her tarafta örümcek ağları
vardı ve bu yürümeyi zorlaştırıyordu . Kendinden emin adınlarla
ilerlerken aslında geçmişiyle yüzleşmekten korkuyordu . Çünkü uzun
zamandır kendisi olmamıştı . Derin bir nefes aldı ve kendi kendine güçlü
olması gerektiğini fısıldadı .
Giydiği kırmızı topuklu
ayakkabıları zeminde büyük bir gürültü yaratıyordu . Sırtını dikleştidi
ve holdaki merdivenlere doğru yürüdü . Bununla yüzleşmesi gerekliydi .
Hemen cebinden çıkardığı tokasıyla saçını sıkı bir at kuyruğu yaptı ve
saçlarının yüzüne düşmesini engelledi . Adımını ilk merdivene attığında
büyük bir gürültü oldu ve merdiven çöktü . Çevik hareketlerle sıkıştığı
yerden kolayca çıktı fakat bacağı yaralanmıştı . Ve kan durmadan
akıyordu . Bu onun için bir sorun değildi eliyle yarayı sıkmasıyşa yara
görünmez olmuştu . Bu da vampir olmanın getirdiği güzel nadir şeylerden
biriydi .
Ardından daha dikkatli adımlarla merdivenlerden
çıkmaya başladı . Her geçtiği yere dokunuyor adeta tüm anılarını tekrar
yaşıyordu . İşte şu merdiven daha dün gibi hatırlıyordu . Kardeşinin
ordan nasıl düştüğünü ve onu nasıl hastaneye yetiştirdiğini … Ya şu eski
kanepe büyükannesinin kanepesi … Hep orda oturur Katie’ye masallar
anlatır . Uyuması için saçlarını okşardı . Şimdi ise bu anılar ona çok
uzaktı . Hayatı paramparça olmuştu . Daha doğrusu onun bir hayatı yoktu .
O bir vampirdi ve ölüydü . Bir hayat söz konusu bile değildi .
Aniden
başını yana çevirdi . gördüğü manzara iyi anılarla birlikte ona tüm
kötü anıları getirmişti . Birden eski günlerdeki mutluluk , gülüşler
birer yakarışa , bağırmaya ve deli gibi bağırmalara dönüştü . Hepsi
feryat figan bağırışlardı . Gördüğü evin yanmaktan kül olmuş bölümüyle
anılar bütün korkunçluğuyla geri dönmüştü . Bunları kabıl etmek istemedi
. Sesleri duymak istemiyordu . Kulaklarını elleriyle kapadı .‘’ Hayır
duymak istemiyorum ! '' Artık bağırmayın ! ‘’
Geçmişin
tüm acıları geri dönmüştü .Şimdi o gün de duyduğu acı çığlıkları
duyuyordu . Hiddetle kafasını çevirdi . Bu seferse adeta o günü baştan
yaşıyordu . Aniden annesinin halüsinasyonu önünde belirdi . Kadın
alevler içindeydi . Yanıyordu ve sadece bağırıyordu . ‘’Katie kardeşini al ve buradan çık ! ‘’
Annesi
korkunç çığlıklar atıyor acı içinde kıvranıyordu . Her tarafı yanmış
yüzünde derin çukurlar açılmıştı . Eliyse adeta bir kömür gibiydi .
Katie’nin gözlerindeki yaşlar durmak bilmiyordu … Konuşamıyordu bile etraftaki alevlerden göz gözü görmüyordu . Sadece bir kez bağırabildi . ‘’ Anneee !! ‘’ O
anda genç kadın yere yığıldı ve kalbi atmıyordu . Katie koşarak
kardeşini aramaya başladı . Her çığlığı boğaz parçalayıcı şiddeteydi . '’ Steave ! Steave ! ‘’ Bir
yandan da gözündeki yaşlar ve etraftaki alevler görüşünü engelliyordu .
O anda yere diz çöktü ve başını ellerinin arasına aldı . Hala acı acı
bağırıyordu . ‘’Nerdesin ?! ‘’
Hıçkırıklardan
boğazı düğümlenmişti . Artık bağıramıyordu bile . Sadece boğazından
derin hışkırıklar çıkıyor ve konuşmasını engelliyordu . Peki ya
büyükannesi nerdeydi . O anda ellerine baktı ve ellerinde annesininki
gibi derin yarıklar olduğunu gördü . Düşünceleri içinde boğulurken
kendinde yürüyecek gücü bulamıyordu . Bu acı dayanılmazdı . Her yeri
alev alev yanıyor bu ona çok korktuğu cehennemi resmen yaşatıyordu . Ama
güçlü olmalıydı başka bir yansı yoktu . Acı içinden yerden kalktı ve
büyükannesi ve kardeşini aramaya devam etti . İşte tam o sırada uzun
zamandır önünde duran fakat onun fark etmediği kardeşinin ve
büyükannesinin cesedi tam önünde duruyordu . Onlara bakamıyordu bile .
İkisi de korkunçtu . Bu manzarayı gözdüğünde gözleri iri iri açıldı .
Artık yaşamasının bir anlamı yoktu . Gözlerinden son bir damla yaş aktı .
Artık ağlayacak bir nedeni kalmamıştı .
Gördüğü
manzara karşısında sadece bakakalmıştı . Ardından sevdiklerinin korkunç
cesetlerine son kez sarıldı . Artık yapması gerekeni biliyordu . Artık
direnmeyi bıraktı . Yere yığıldığında sadece ölmek istiyordu . Başka bir
şey değil . Zaten ölüme ne kadar yaklaştığını da biliyordu . tek
yapması gereken gözlerini kapamaktı . Artık huzurluydu …
Aniden
yaşadığı korkunç olayı hatırlamasıyla gözleri kan çanağına dönmüştü .
Hemen kafasını salladı ve geçmişiyle ve yaşadığı evle karşılaşmanın ne
kadar zor olacağını bildiğini hatırladı . Kendisini toparlamaya çalıştı .
Gözlerini hızlıca sildi ve kendisini toparladı . O lanet olası vampir
onu kurtarmasaydı şimdi o da tüm ailesi gibi cennette olabilirdi . Fakat
yüzyıllardır vampirdi ve insanların canına kıyan bir sülük olmuştu . Bu
kaderi kabullenemiyordu .
Yüzyıllardır başka yerlerde yaşamıştı .
Bu şehre ve bu eve bir kez bile yaklaşmamıştı . Çünkü ge.mişiyle
yüzleşmek istemiyordu . Şimdiyse buraya kendi isteğiyle gelmişti . Bunun
nedenini kendine bile açıklayamıyordu . Zaten uzun süredir yaptıklarını
da açıklayamıyordu . O yüzden bunu da bir önemi yoktu . Sadece
beslenmek için yaşıyordu . Tek amacı buydu . Belki de hep bu olacaktı .
Kim bilebilirdi ki ?...
Aniden kendisini toparladı ve tozlu
hatırların arasından sıyrılarak evin banyosuna doğru yol aldı . Aynaya
baktı ve yüzünü yıkamaya başladı gördüğü yüz yüzyıllardır ona tanıdık
gelmeyecek derecede hoş ve çikiciydi . Gözleri kan kırmızıydı ve
gözlerinin altında koyu halkalar vardı . Teniyle bir buz kadar saydam ve
beyazdı . Sanki bunlar güzelliğinin bir parçası gibiydi . Saçlarıysa
ipek gibi ve güneş sarısıydı . Aynaya bir süre daha baktı ve bu
güzelliğin boş olduğunu anladı . Sadece güzeldi . İşte o kadar . Ama
hayatta ne bir sevdiği ne de bir yakını vardı .
Uzun süredir
serseri bir mayın gibi tek başına ve yapayalnızdı . Ardından tekrar
gözlerine baktı . Eskiden gözleri buz mavisiydi ve görenleri hayran
bırakırdı . Şimdiyse bir cadı kadar korkunç kıpkırmızı gözler kalmıştı o
gözlerden geriye .
Derin bir iç çekişle banyodan çıktı . Etrafa
ve anılarına son bir kez baktı . Yavaşça merdivenlerden indi ve örümcek
ağlarını aşarak yavaşça kapıdan çıktı . Artık bu ev ve hatıralar ona
çok uzaktı …