Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kötü başlangıç

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Anna Marié Cartér
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Anna Marié Cartér


Lakap : Gerek var mı?
Nerden : Manhattan
Mesaj Sayısı : 94
Yaş : 29
Kayıt Tarihi : 18/08/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Kötü başlangıç Empty
MesajKonu: Kötü başlangıç   Kötü başlangıç Icon_minitimeÇarş. 29 Ara. 2010, 20:14



Yeni evim, yeni okulum. Manhattan’dan ayrıldığıma aslında üzülmemiştim. Orada olan olaylardan sonra orada kalmam yeterince zor olacaktı benim için. Ama beni asıl üzen Rose’ydi. Ben oradan giderken hem ağlıyor, hem de öfkeyle bana bakıyordu. Orada daha fazla atılan laflara karşılık vermeyeceğim için ona söz vermiştim. Aslında sözümü de tutmuştum. Sadece o cadı Claire bana iftira atmış ve herkes de buna inanmıştı. Eh inanmakta haklıydılar. Ne de olsa bu huyumu herkes biliyordu. Ama elimden de başka bir şey gelmiyordu. Rose’ye laf atmalarına dayanamayıp karşılık veriyordum ve şimdi onlar sayesinde Rose’den tamamen kopmuştum. İstediklerine ulaşmışlardı. Şu an elimden sadece onun orada rahat olduğunu ummaktı.

Düşüncelerimden sıyrılarak yeni okuluma baktım. Çok gösterişli ve güzeldi ama bu pekte umrumda değildi. Son kez gecenin temiz havasını içime çektim ve büyük kapılardan içeri girdim. Bir bayan yanıma gelip bana okulu tanıtacağını ama önce odama gidip eşyalarımı bırakmamı söyledi. Ben gezmek istemediğimi söyleyerek zor da olsa kadını ikna ettim ve bugünü odamda geçirmeye karar verdim. Burada bir oda arkadaşım vardı ve bunu hiç sevmemiştim. Ne de olsa kimse Rose’nin yerini alamazdı ama burada söz odanın sahibinindi. Yani yanına gelen bendim ve bunu bu sefer kabullenmeliydim.

Odama geldiğimde içeriden sesin gelmediğini fark ederek kapıyı açtım ve içeri girdim. Tahmin ettiğim gibi içeride kimse yoktu. Pencere kenarındaki yatağın boş olduğunu fark ederek yatağımı düzenledim. Yatağımı düzelttikten sonra eşyalarımı dolaba yerleştirmek için ayaklanmıştım ki içeri bir kız girdi. Beni görünce önce kız şok oldu, ardından da sinirlenmeye başladı.

“Neler oluyor burada? Sen de kimsin ve Elisha’nın yatağında ne arıyorsun?” diye bağırınca irkilsem de ses çıkartmadım ve eşyalarımı yerleştirmeye devam ettim. Ta ki kızgınlıkla yanıma geldiğini görünceye kadar. Sakin olmaya çalışarak kıza döndüm ve “Sen ne kadar istesen de, istemesen de ben yeni oda arkadaşın.” dedim. Bu onu daha da sinir etmişe benziyordu. Aslında buraya gelişimin onu neden bu kadar çok öfkelendirdiğini merak ediyordum ama şu an bunu ona sormanın vakti olmadığının da farkındaydım. Her zamanki soğuk tavrımı takınıp eşyaları yerleştirmeye geri dönecekken kız konuşmaya başladı ve bende onu dinlemek zorunda kaldım.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eámanë
Nefilim | Gölge Avcısı
Nefilim | Gölge Avcısı
Eámanë


Lakap : Cellat.
Nerden : İdris.
Mesaj Sayısı : 728
Yaş : 31
Kayıt Tarihi : 20/08/10

Karakter Detayı
Statü: Yönetici
Uyarı:

Kötü başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Kötü başlangıç   Kötü başlangıç Icon_minitimeC.tesi 01 Ocak 2011, 19:21

Bu gece hiç uyuyamacağım belliydi. Güneş tepedeyken kalktım ve avluda gezinmeye başladım ama hiçbir yararı olmadı. Bir türlü içimdeki sıkıntı geçmiyordu. Avludan koruluğa, koruluktan doğu duvarına gittim ama hiçbir yer benim sıkıntımı geçirmedi. En sonunda odama geri dönme kararı aldım. Yatakhanenin girişinde nöbet tutan erebusun yanına gittim. Başıyla selam verdi bende gülümsedim ve içimi kemiren soruyu sordum.

"Armand nerelerde biliyor musun? Şey, onu uzun zamandır görmedim. Nöbet yeri mi değişti acaba?" dedim. Sesim ilk önceleri yüksekti fakat sonlara doğru fısıltı haline dönmüştü çünkü erebusun yüzü değişmişti. Erebus boğazını temizleyip konuştu.

"Armand gitti. 1 ay önce gitmek için izin istemişti zaten." dedi ve sustu. Ben ise şok geçiriyordum, gözlerim yavaş yavaş dolarken çatallı sesimle konuştum.

"Gitti mi? Nereye?"

"Bilmiyorum. Kimseye bir şey söylemedi."
"Nasıl olur da gitmek ister? Biz.. Ben.." dedim ve o arada sustum Kimse bir şey bilmiyordu Julie'den başka. Her şey boğazımda düğümleniyordu, nefes alamıyordum. Armand gitmişti, gelmemek üzere gitmişti. Bunu kendi istemişti. Bu nasıl olurdu? Bir anda dünya etrafımda fırıl fırıl dönmeye başladı. Ayaklarım güçsüzleşiyor ve bir hamur gibi yumuşuyordu. Bedenimi taşıyamacakken güçlü ellerim kollarımdan tutup beni yatakhanenin merdivenlerine oturttu. Gözlerimden akan yaşlar soğuk havada yüzümün üşümesini sağlamıştı. Erebusun yüzümdeki yaşları silmesiyle onun yanında ağladığımı fark ettim. Hışımla ayağa kalktım ve başım tekrar döndü, erebus beni düşmeden tuttu.

"Çaylak iyi misin? Armand'ı yakından mı tanıyordun? Akraba..." dedi ve benim nasıl ağladığımı görünce bir an için sustu. " Ah, sanırım sen şu çaylaksın." dedi.. Bu da ne demekti? Neler diyordu bu erebus. Bir anda iri yarı adamın yakasına yapıştım gözüm dönmüştü.

"Ne diyorsun sen? Ne? Hangi çaylağım? Hakkımda ne biliyorsun? Söylesene söyleee!" Adam narin parmaklarımı dikkatli bir şekilde yakasından çekti ve özür dileyerek beni kollarımdan tutup yatakhanenin içine soktu. Televizyon izleyen tüm kızlar bana dönüp baktı ve Erebus beni mutfağa soktu.

"Sana bunu söyleyemem çaylak. Bunu Armand'a yapamam." dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Ama ben kolundan tutup onu kendime çevirmeye çalıştım fakat başarısız olmuştum erebus kendi döndü.

"Armand. Benim. Hakkımda. Sana. Ne. Söyledi?" her sözcüğü vurgulayarak ve tane tane söylemiştim. Erebus bana değil arkamdaki pencereden dışarıdaki güneşli havaya bakıyordu.

"Sana aşık olduğu için buradan gitmek zorunda olduğunu." dedi ve arkasını dönüp hızla uzaklaştı. Bende bir daha onu durdurma çabasına girişmeden soğruca odama çıktım. Kapıyı açmamla karşımda bir kız görmem bir oldu. Elibiselerini yerleştiriyordu. Beynim daha ne olduğunu anlamadan dudaklarım harekete geçmişti.

“Sen kimsin? Burada neler oluyor?" dedim daha sonra idrak ettim bu kız yeni oda arkadaşımdı sesimi daha da yükselttim. " Elisha'nın yatağında ne arıyorsun?" Fakat kız bana aldırış etmemiş eşyalarını yerleştirmeye devam ediyordu, bir zamanlar Elisha'nın eşyalarının bulunduğu dolaba. Elisha'nın birkaç parça kıyafetini de benim yatağıma fırlatmıştı. Masanın onun tarafında bulunan resimleri ve kişisel eşyaları da benim tarafımdaydı ve kız kendi eşyalarını yerleştirmişti. Bu kadarı çok fazlaydı öfkeden kudururken kızın yanına gittim kolundan tutup kendime çevirecektim ama kız kafasını çevirip bana baktı ve dudakları oynamaya başladı ardından sesini işittim.

“Sen ne kadar istesen de, istemesen de ben yeni oda arkadaşın.”
dedi. Ah Tanrıçam! Bunu zaten biliyordum ama kabullenemiyordum. Kız bir süre daha yüzüme baktı ve sonra kıyafetlerini yerleştirmeye geri döndü. İşte o anda gözüm döndü ve kızın yerleştirmiş olduğu tüm kıyafetlerini yere attım. Elime geçen kıyafetlerin hepsini yere attıktan sonra kıza döndüm. Duygularındaki hoşnutsuzluk ve şaşkınlık yüzüne yansımıştı biraz da olsa korku vardı ve bu beni eğlendirmişti.

"Hayır. Sen benim yeni oda arkadaşım değilsin. Benim bir oda arkadaşım var! Bu onun dolabı. Git, başka bir oda bulsunlar sana." dedim kız harekete geçmeyince kolundan tuttum ve kapıya doğru savurdum. "Git diyorum sana, giiiit! Al, eşyalarını git buradan. Senin odan değil burası." diye bağırıp şaşkınlıkla kapının yanında bana bakan kıza yerdeki kıyafetlerini fırlatmaya başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandan bağırmaya devam ediyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Anna Marié Cartér
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Anna Marié Cartér


Lakap : Gerek var mı?
Nerden : Manhattan
Mesaj Sayısı : 94
Yaş : 29
Kayıt Tarihi : 18/08/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Kötü başlangıç Empty
MesajKonu: Geri: Kötü başlangıç   Kötü başlangıç Icon_minitimeC.tesi 01 Ocak 2011, 20:03

Kız kötü bir halde giymişti ve şimdi de delirmiş gibi dolabımdan aldığı kıyafetleri bana fırlatıyordu. Çok şaşırmıştım ama bir süre sonra kendime geldim. Bu kadarı da çok fazlaydı. Ona bunu yapma hakkını kim vermişti ki? O bahsettiği kızın bir iki kıyafeti burada olmasına rağmen bu oda boştu, bu çok belliydi. BU kızın bana daha fazla bağırıp çağırmasına izin veremezdim. Sözünü kesereek attığı kıyafetleri tuttum ve kıza doğru kızgınlıkla yürümeye başladım. Kız kızgın olsa da benim üzerine yürümemle baya şaşırmış gibiydi. Kızın yanına gittim ve elindeki kıyafetimi çekerek aldım. "Sen kim oluyorsun da böyle davranıyorsun bana?! Ben sanki burada bu okulda olmayı çok mu istiyorum sanıyorsun?" dedim ve sesimi kullanarak etkim altına aldım ve yavaş yavaş sakinleşmesini sağlamaya başladım. Bu benim için baya bir zor oluyordu ve bende kızgın olduğum için pek etki etmese de kız ilkinden daha sakin gibi gözüküyordu.

Kıafetlerimi sinirle yerden topladım ve yatağıma fırlattım. O sırada bahsettiği kızın fotosunu gördüm ve dikkatlice baktım. Aslında Rose'ye çok benziyordu. Sadece saçları kahverengi yerine sarıydı. Birden gözlerimin dolduğunu hissettim. Rose'yi çok özlemiştim ve onun yanında olmak yerine şu an brada beni istemeyen bir kızla kavga ediyordum. Eğer şansım olsa burada hiç durmaz çeker giderdim. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu. O dediği kızın resmine bakmaya devam ederken gözlerinin parladığını fark ettim ve ürpererek arkamdaki kıza döndüm. Hala sinirliydi ve sanki kendini kontrol etmeye çalışıyordu yada benim etkim altımdan çıkmaya çalışıyordu. Ne olursa olsun onu daha fazla böyle tutamazdım çünkü bende o da şu anda çok kızgındı. İkimizde kendimizi kontrol edebilecek durumda değildik.

Sonunda kontrolümü bıraktım ve kız sersemlese de direk yanıma gelerek kızgınlıkla gözlerini bana dikti. Hem ağlıyor, hemde gözlerinden resmen ateş saçıyordu. "Ne olursa olsun seni bu odada istemiyorum! Elisha'nın yeri burası ve onun yerini kimse alamaz!" diye bağırdı. Birden ürktüm. Sesinde acı ve nefret vardı. Sanki hem kendine hem de bana kızıyordu. Ama tuhaf olsa da bunu anlayabiliyordum. Şu an bende aynı durumdaydım ve Rose'yi onun yerinde istiyordum. Yine de susmayacaktım tabiki. O Elisha'yı iyice merak etmiştim ve onun burada gerçekten de olup olmadığını merak ediyordum. Eğer gerçekten de buradaysa tabikli ona odasını vericektim, elinden alma gibi bir nişyetim yoktu ama bu yatak tamamen boş gibi gözüküyordu. Burada kimsenin yatmadığına emindim.

"Bak bu Elisha kimse umrumda değil! Eğer bu okuldaysa o gelsin ve ona bu odayı vereyim ama yok sen sadece beni bu odadan atmak için böyle bir şey uyduruyorsan asla bu odadan çıkmam!" dedim ve eşyalarıma yöneldim. Şu an yapacak hiç bir şey bulamıyordum. Kıza bakamıyordum ama korkumdan değil sadece onu görmeye dayanamıyordum. Ona bakınca sanki karşımda kendimi buluyordum. Kızgın, öfkeli, acı çeker bir halde ve çaresiz.. Yine de bunu belli etmek istemediğim ve ona güçsüz görünmek istemediğim için arkamı dönmüştüm ve eşyalarımı tekrar dolabıma yerleştirmeye başlamıştım. Tam elimdeki kıyagetleri astığımda arkamda o kızı hissettim ve cesaretimi toplayarak ona döndüm. Hiç bir şeye aldırış etmemeye karar verdim. Ona döndüğümdeyse ağlayarak ve bağırarak bana cevap vermeye başladı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kötü başlangıç
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kötü Ruh - Maxime Chattam

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: