İşte yeni kurgumuz

Tanrı önce cennet ve cehennemi yarattı. Farklı ırkları yaratıp, onlara orada yaşamalarını söyledi. Ancak zamanla kargaşa ve huzursuzluk kendini gösterdiğinde Tanrı yeryüzünü yarattı. Böylece huzursuzlukları önleyecekti. İlk önce karanlıkla ışığı ayırdı. Sonrasında gökyüzü ve toprağı birbirinden ayırarak Gece ve Gündüzü yaratı.. Daha sonra suyu ve ateşi....

Tanrı her yarattığına can verip, onları kontrol etmeleri için kendisinden güçlerle donattığı yeryüzü tanrılarını yarattı. Böylece her tanrının bir görevi, sorumluğu olmuştu. Olympos'u onlara vererek binlerce yıl sürecek olan düzeni kurdu.

Ve son olarak yarattıklarını birbirinden ayırmak için 3 dünya oluşturdu...İnsanların dünyası, Gölge dünyası ve Yeraltı dünyası... Her dünyanın kendine özgü kuralları, işleyişi ve düzeni olurken, Olympos'taki Tanrılar konseyi, bu düzeni korumakla görevlendirildi. Aradan binlerce yıl geçmiş ve 3 farklı dünyada yaşayan ırklar birbirlerini unutup huzurla yaşamlarını devam ettirmişlerdi. Ancak şimdi her şey birbirine girdi. Çünkü dünyalar arasındaki kilitler kırıldı ve savaş başladı..



Şiddet ve nefretin hakim olduğu yer yüzünebakan, tanrılar konseyi gördüklerinden hiç hoşnut olmamıştı. OlymposDağı tanrıların öfkesiyle sarsılmaya başladı. Kıyamet koparcasına gökyüzünde şimşekler çakıyor ve Ay karanlık gecede daha da saklanıyordu. Öfkenin hedefi Gece Tanrıçası Nyx idi. Tanrıların suçlamaları belliydi.

Nyx'nin kızları olan Hile Tanrıçası Apate ve Nefret Tanrıçası Nemesis'in yer yüzünde yol açtığı kaos... Nyx bunu engellemeye çalışsa da kızlarının bu kadar ileri gideceğini tahmin edemememişti.. Annelerine savaş açan iki tanrıça yeryüzüne kendi yarattıkları ırkları göndererek,vampirleri öldürmelerini emretmişti. Peki Nyx elinden gelen her şeyi yapıyormuydu?

Apate'nin yarattığı Nefilimler, üstün savaşçı yeteneklerini büyü güçleriyle birleştirip gördükleri her vampiri avlıyorlardı. Nemesis'in yarattığı Magnuslar ise Nefilimlerle dolaşmayıp kendi avlarını kendileri buluyorlardı. Onların kamuflaj yetenekleri daha farklıydı fakat bu öldürmelerine engel olmuyordu. Konseydeki bütün tanrılar aynı anda konuşarak güçlü bir uğultu oluşturmuştu. Ancak en çok konuşan Tanrı Echthrós oluyordu. Çünkü o ölümdü… Ölüm ve yaşam arasındaki denge yeryüzünün temeliydi ve bozulmuştu.
“Gece tanrıçası, yaptığının bedelini ödemeli. Denge bozulmuştur.” dedi sesi ölümün soğukluğunu bir kez daha hatırlatmıştı. Konseydeki tüm tanrılar, Tanrı Echthrós sözleriyle tenlerini ısıran soğukluk karşısında şaşırmışlardı. Nyx ise Echthrós bu saldırısını görmezden gelmiş ama tehditine boyun eğmemişti. Nyx'in gece mavisi gözleri, tehlikeyi haber verircesine parlıyordu.

“ Sen kimi tehdit ediyorsun. Ben geceyim haddini bil.” Nyx'in sözleri Echthrós'un sözlerine oranla daha az etki yapsa da sesinde ki kudret bazı Tanrıları rahatsız etmişti. Eşsiz güçlerle donatılmış olan Gecenin Tanrıçası Echthrós'un neler planladığını bilmese de iyilik peşinde olmadığını biliyordu. Ortalık bir anda karıştı, konsey bölünmeye başlıyordu. Yer yüzündeki kaos konseye sıçramıştı ve bunun sonuçları çok ağır olacaktı. Zeus bir başkan olarak buna izin veremezdi ve gökyüzündeki şiddetli fırtına onun öfkesini gösteriyordu. Güçlü sesiyle konuştuğunda bütün konsey sessizliğe büründü.

“Yeter!..Kimse kimseyi tehdit etmiyor, ancak yeryüzünün eski haline dönmesi gerekiyor. İnsanlar hiç bir şeyi anlamadan üstelik. Bu sebeple Echthrós’un dünyaya inmesini ve konsey adına dengeyi sağlamasını öneriyorum." Nyx hariç bütün tanrılar onaylarken, Tanrıça her yönden saldırıya uğradığını düşünüyordu. Oysa ölen onun vampirleriydi ve bu herşeyden kötüydü. Zeus birkez daha konuşmaya başladığın da Nyx'nin içindeki kara bulutlar biraz olsun dağılmaya başladı.

"Ayrıca baş Melek Raphael'in oğulları olan Vassa'ları yani gölge avcılarını dünya ya yolluyorum. Vampirleri öldüren Nefilim ve Magnusları avlayacaklar.. Vassa'lar durumdan haberdar edildi." Gece tanrıçası bakışlarını Echthrós çevirdiğinde, gözlerindeki nefreti okuyabiliyordu. Halen geçmişin hesabını tutuyordu ve bu düşmanlık artık dünyada devam edecekti. Bir zamanlar Nyx onu reddetmiş, kalbinin Erebus’ta olduğunu söylemişti. Echthrós, kendisi yerine daha zayıf bir ölümsüzü tercih etmesini asla affetmeyecekti ve şimdi intikam zamanıydı. Echthrós konseyden çıktığında Nyx'ye bir mesaj gönderdi. Ölüm Tanrısının isteği çok açıktı...

"Beni reddetmenin ne demek olduğunu sana göstereceğim. Dünya öyle karışacakki sonunda Kıyamet başlatacağım ve herkes seni suçlayacak... Bana teslim olmak zorunda kalacaksın, ancak merhamet görmeyeceksin.. Ne sen,ne de dünya üzerinde sana bağlı hiç bir canlı..."

Nyx sarayına döndüğünde öfke tanrıçasından daha öfkeli, savaş tanrısından daha kararlıydı. Kafasını çevirerek, gökyüzünde parlayan Ay'a baktı. Gecenin bütün canlılarılarına seslenircesine haykırdı..

"Ben Gündüzü karartan Geceyim, Aydınlığı hapseden Karalığım ve ve Benimle Savaşan Herkes Gecenin Güçüne Şahit Olacaktır..Sanmayın ki bunu sineye çekeceğim. İnsanlarıma zarar verecek her kişi gecenin sessizliğine ve korktucu öfkesine hapsolacaktır. Ben Gecenin Tanrıçası Nyx'yim. İnsanlarımı ve Yer yüzünü Koruyacağım..."

Sözleri ona inanan vampirlerinin ve çaylaklarının içini ılık bir esintiyle kuşatıyordu. İlk hamleyi Echthrós'tan bekliyecek ve doğru zaman geldiğinde planını harekete geçirecekti. Tüm insanlarını koruyacaktı..

Ana Kurgumuz budur. Birde Yan kurgu hazırlıyorum. Nasıl buldunuz?.. Kelime hatalarını ve cümle düşüklüklerini gizem gözden geçirecek ama sizlerinde fikirleri ve katkısı olursa sevinirim.

Bence gayet güzel olmuş banu abla yeni tanrının neden Nyx'e düşman olduğu nedeni de çok güzel olmuş ben beğendim açıkçası

Gerçekten çok güzel olmuş ablacım. Ben sana pm attım ama buradan da yazmak istedim. Kurgu gerçekten çok farklı ve çok güzel.

Teşekkür ederim.. Gizem dediğin kısımları ekledim..

Ne demek ablacım her zaman

Gerçekten harika bir kurgu olmuş. Eğer iki tane Nyx antifanı karakter açabiliyorsam Echthrós'u almak isterim.

Beğenmene sevindim.. İki karakter sana ağır gelmeyecekse olabilir.. Sanırım Nyx düşman olarak onu çok iyi konuşturacaksındır..

Yan kurgunun bir kısmı açıkçası pek içime sinmedi..gerisini yazıyorum


Tanrıların güç savaşından habersiz yeryüzünde durumlar oldukça karışmıştır.

Tanrıçaların savaşında Apate çok büyük başarılar elde etmiştir. Nemesis’e göre güçleri sınırlı da olsa hile ve zeki planları onu kardeşinin önüne geçirmiştir. Nefilimleri vampirleri katlederken üstün bir başarı sergilemiş ve ciddi kayıplara neden olmuştu. Son darbeyi de vampirler yüksek rahibesini kaçırtarak vurmuştu. Zaferin sarhoşluğu Apate’yi sararken, alaycı kahkaları gölge dünyasında yankılanıyordu.

Kardeşinin aksine başarısız gibi görünen tanrıça Nemesis ise bu durumdan oldukça rahatsızdır. Magnusların başarısızlığının yanında, kırmızı vampirlerin Nyx bağlanmaya başlamasına tahammül edemiyordu. “Onları ölümden geri getirip, yeniden hayat verdim. Nankörlük edenleri cezalandırırken, bana bağlı kalanlara yeni güçler vereceğim. Böyleceherkes benim gücümü görecek.”

Öfkesi ve nefreti yeryüzünü sararken, yeni planlarını uygulamaya başlamıştır. Nyx’nin beş elementin gücünü verdiği özel çaylağa, Tsi-sgili kraliçesinin güçlerini vererek annesine büyük darbe indirmiştir. Böylece kırmızıları yeniden ona dönecektir. Yeni Tsi-sgili kraliçesine kırmızıların kontrolünü vererek, onların insanlara saldırmasını ve dolayısıyla vampirlere daha çok sıkıntı vermesini emretti. Elbette planları bu kadar değildir. Tanrı Echthrós Nemesis'e destek vererek karanlık planlarında onu ve tsi-sgili’yi kullanmayı planlamaktadır!

nasıl şuana kadar?..

bence çok güzel olmuş. etkilendim açıkçası

vampirler kısmını toplayamadım.. bir saattir uğraşıyorum

Ablacım anlamadığım bir şey var. 5 elementi Séptember kullanıyor değil mi? Yani yeni Tsi-Sgili o mu olucak?
Bence vampirlerinde bir şey yapması gerekiyor.. Mesela yan kurgu olarak Elizabeth'i kurtarma görevine giden çaylakların başına bir şey getirebilirsin diye düşünüyorum. Onların kurgusunu çok etkilemeden sadece genel bir hat çizebilirsin..

gizem yayınladım kuzum element zaten iki çaylakta biraz daha değiştirdim bir bak istersen