Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 __KATİL__

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Christopher Roberts
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Christopher Roberts


Mesaj Sayısı : 37
Kayıt Tarihi : 28/11/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

__KATİL__ Empty
MesajKonu: __KATİL__   __KATİL__ Icon_minitimeCuma 03 Ara. 2010, 21:39

Okul daha yeni bitmişti. Herkes aceleyle kirli çantalarını toplamaya çalışıyorlardı. Bir çoğunun sırasının altında köşeleri yıpranmış kitaplar, yarım veya parçalanmış silgiler ve kalemler vardı. Sıramı son bir kez daha kontrol ettim ve kapıdan dışarı ilk adımımı attım. Büyük bir öğrenci nehri hızla ön kapıya doğru gidiyordu. Bende aralarına katıldım ve arkadaşlarımdan birini aramaya başladım. Bir süre bu nehirle cebelleştikten sonra arkadaşım Berki’ yi buldum. Berki benim en iyi arkadaşlarımdan birisiydi ve oldukça saf birisiydi. Sırık gibi boyuyla orta direk konumundaydı. Saçlarının ön tarafı ve kök tarafının birazı döküldüğü için kahverengi saçlarını kısacık kestirirdi. Bilgisayar oyunları konusunda kafanızı bir buçuk saat boyunca şişirebilecek bir yeteneğe sahipti ama gerçek bir dost ve arkadaştı. Birlikti o hengameden çıkmayı başardık ve öğrenci kalabalığından biraz uzaktan aşağı doğru yürümeye başladık. Herkes bir yerlere gidiyordu. Bazısı telaşlı, bazısı sakin ama hepsi sıradan lise öğrencileriydi işte. Ben buna dalmışken Berki’ nin sesi ile irkildim:
-Dün haberlerde duydun mu? B lerdeki kız öldürülmüş.
-Gözde mi?
-Evet. O… Bir çukurda, bu sabah ölü bulunmuş.
-Demek o yüzden akın akın çiçek getiriyorlardı içeri… Fark etmemişim.
-Ailesine yazık. Eminim çok acı çekiyorlardır.
Kızı gayet iyi hatırlıyordum. Kısa boylu, güzel bir yüze sahip, dedikoducu bir kızdı. Okulda tanımadığı kimse yoktu. Acı bir ölüm olmuştu. Kafasının arkasından küçük bir balta ile darbe yemiş ve ardından bir kasap bıçağı ile iç organları parçalanmıştı. Ama kalbinin üzerine kızmış bir metal ile M harfi çizilmişti. Ailesi ise bu caninin bulunması için feryat ediyorlardı televizyonda ama bu cani hiç iz bırakmamıştı arkasında. Neyse… Bir şey olduktan sonra düzeltemeyiz. Özellikle de böyle bir durumu. Bir süre daha konuşarak yürüdük ve otobüse bindik. Evde de bu konudan bahsediyorlardı ve beni sıkı sıkı tembihliyorlardı. Ders çalışıp yattım. Ertesi gün yine üstüme iki gündür giydiğim okul kıyafetlerimi giydim ve sokağa çıktım. Okula vardığımda yeni bir vaka ile karşılaştım. Yanımda oturan arkadaşım Tolkan’ da öldürülmüştü. O çocuğu pek sevmezdim ama arkadaşımdı en nihayetinde. Çok ben merkezci birisiydi. Annesi ile babası ayrılmış ve aşka birileri ile evlenmişlerdi. Çocuğun zor durum yaşadığını gözlerinden okuyordum her gün. Demek ki bu derdi de son bulmuştu. İlk iki ders boyunca ailesine baş sağlığı dilemek için onlarla konuştuk ve daha önce hiç bu kadar temiz görünmeyen sıramızın üstüne buket buket çiçekler bıraktık. Diğer dersleri yine aynı geçmiş ve yine günün sonu gelmişti. Bu sefer biraz geç kalmıştım, çünkü lanet olası silgimi yere düşürmüş ve bir türlü bulamamıştım. Berki’ de beni kapıda beklemişti. Birlikte aceleyle çıktık ve hızlı hızlı, konuşmadan yürümeye başladık. Bir süre sonra Berki’ nin arada bir şüpeyle arkamıza hafiften baktığını fark ettim. Hafifçe koluna dokundum ve:
-Ne oluyor Berki? Hayalet görmüş gibisin.
-Şu arkamızdaki adam- sakın net bakma- bizi takip ediyor galiba.
-Şu kahve rengi şapkalı adam mı?
-Evet.
-Önüne dön ve normal ilerlemeye başla.
Ardından birlikte sakince yürümeye başladık. Adamsa yavaşlamamız yüzünden bize yaklaşıyordu. Yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı… Aramızda bir metre kala ani bir manevrayla arkamı döndüm ve bütün kuvvetimle adamı ittirdim:
-Sen bizi mi takip ediyorsun!
Adam ne diyeceğini bilemeden, şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Gerçekten de yaşlı birisiydi. Adeta dedem yaşındaydı ve yere düşünce elindeki ekmek poşetini de yere düşürmüş ve ekmekler betona temas etmişti. Adam korkuyla gözlerimin içine bakıyor ve belini ovuşturuyordu. Kim bilir bu ekmekleri kime götürüyordu. Belki yaşlı hanımına, belki yoksul ve kimsesizlere götürüyordu… Adama acımıştı. Hemen yandaki bakkala gittim ve iki ekmek alıp adamdan özür dileyerek- tabi olayı anlatarak- ekmekleri adama verdim. Ardından Berki ile yine yola koyulduk. Ardından ikimizde evlerimize gittik ve ailem evde bana iyi bir nutuk çekti. Çünkü ertesi gün yine birisi ölecekti. Tolga, benim en iyi arkadaşlarımdan ve herkesin sevdiği birisiydi. Kimse o masum çocuğun öldürüleceğinden şüpe etmemişti ama olmuştu. O gün birçok kişi çocuğunu okuldan almıştı. Bizim sınıftan sekiz kişi ayrılmıştı. Ailesi Berki’ yi de okuldan almış ve eve dönerken yalnız kalmıştım. Müzik dinleye dinleye yürümeye başladım. Etrafımda kimse yoktu. Öğrenci nehri büyük oranda azalmıştı. Sakin ve ölümsüz bir gün geçirdik. Ertesi sabah Ömer diye bir çocuk evinden kaçırılmıştı ve öğleye doğru bir nehrin kenarında kafası dörde bölünmüş ve beyni olmayan bir şekilde bulundu. Dehşet bütün okulu sarmıştı. Artık okulun yüzde ellisi yoktu. Ailem beni okuldan almak için öğle tatilinde geldi ve gerekli evrakları imzalayıp okuldan ayrıldık. Geri dönüp baktığımda yok olmuş bir okulu görüyordum. Ertesi gün Berki yeni okuluna giderken kafasından arkasından bir mermi yiyerek öldürülmüş bulundu. İçim resmen kan ağlıyordu. Bir çok kişi sebepsiz yere öldürülmüş ve sıradaki ben olabilirdim. Ailem beni tam yeni bir okula yazacaktı ki Berki’ nin ölümünden sonra beni eve hapsettiler. Bir hafta boyunca evde tıkılı kaldım. Eminim ki birçok kişiye de bunu yapmışlardı. Bir haftanın sonunda katil bulundu diye bir haber çıktı televizyonda. Bizim on ikimci sınıflardan Batuhan diye birisi eski sevgilisi- bizim yan sınıfımızdan- Serenat diye bir kızı öldürürken bulundu ve hapse atıldı. Artık okula yeniden başladım ve hayatımdaki boşlukları doldurmaya çalışıyorum. Çok arkadaş kaybettim ve aklımda Batuhanın son sözleri vardı:
-Ben yapmadım… Ben suçlu değilim!
Doğru o suçlu değildi. Onu asla bulamayacaklardı. Çünkü o hep burunlarının dibinde olacaktı.Bu arada ben Mert. Tanıştığımıza memnun oldum…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Yusleidis D'oliveira
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Yusleidis D'oliveira


Mesaj Sayısı : 475
Yaş : 29
Kayıt Tarihi : 12/07/10

Karakter Detayı
Statü: Üye
Uyarı: 0/0

__KATİL__ Empty
MesajKonu: Geri: __KATİL__   __KATİL__ Icon_minitimeC.tesi 04 Ara. 2010, 09:06

Owww, güzel bir RP'ydi.

Türkçe isimler kullanman ayrı bir hava katmıştı,ufak tefek yazım hataları dışında kaydadeğer bir aksaklır bir tek uzunluktu eh biraz betimleme eksiklikleri vardı ama kurgu ve hikayeyi bitiriişinin sonu çok güzeldi.
82*
Tebrikler.
Aramıza hoşgeldiniz,iyi RPGler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
__KATİL__
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: