Valeria Lillian Seinlició Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Vall. Mesaj Sayısı : 9 Kayıt Tarihi : 28/11/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Valeria Lillian. Paz 28 Kas. 2010, 09:23 | |
| Yağmur damlalarının pencere camını belirli aralıklarla dövmesinin üzerine, gözlerini ılık ve çiseleyen yağmurlu bir güne açmıştı Europe. Her sabah yaptığı gibi, bedeninin yataktan hemen kalkmasını engellemek adına, yatar vaziyet dakikalarca tavandaki çatlaklardan hayalinde şekiller ve nesneler oluşturarak geçirdi sabahının ilk dakikalarını. Yeterince yatakta kaldığı kanısına vararak, yatağının üzerinde doğruldu ve birkaç saniye gözleri yatakhaneyi süzdü. Duyduğu tek şeyin yağmur damlalarının camda bıraktığı tok sesin olmasına şaşırmadı. Akabinde, yatakta fazla zaman harcadığını düşünen Europe, ılık bir suyla yüzünü yıkamasının ardından, giydiği okul cüppesine uygun hafif bir makyajla renklendirdi yüzünü. Açık bıraktığı düz, sarı saçlarını, yan tarafına bir toka tutturarak düzene sokabilmişti. Yatağının yanındaki komodinin çekmecesinde yer alan ders programına göz atmak adına, gereğinden fazla gıcırtı çıkartan çekmeceye içinden söverek ders programının yazılı olduğu parşömen parçasını, çekip kurtardı çekmeceden. Görünen oydu ki, bu güzel yağmurlu sabaha Kehanet dersi ile başlayacaktı, tıpkı diğer öğrenciler gibi. Gerekli her şeyi aldığından emin olmaksızın tekrardan kontrol etti eşyalarını. Daha sonra birkaç dakika içinde kendisini Ortak Salon’un dışında buldu. Kulelere kadar o kadar merdiven çıkmasına rağmen, üzerinde ne bir yorgunluk vardı ne de ufak bir bıkkınlık ifadesi. İçeriye adım atılmadan kapının yarım metre berisinden alınan vanilyanın karışmış olduğu tütsü kokusu, diğer öğrencilerin de olduğu gibi Europe’nin de ciğerlerine kadar hücum etmiş; kapıdan girildiğinde bedenine dolan serinlik ise, merdivenlerden henüz çıkmaya başlarken ısınma evresinde olan bedenini hissizleştirmişti. Bir saniyeliğine içinden geçip giden ürperti ile sonlanmıştı bu an. Kehanetlere inanmasına karşın, bu dersi aldığına pişman olmaya başladığını hissetse de bunu beynine yediremiyor; beyninin aksini düşünmesi için adeta emir veriyordu. İçerideki serinliğin, teninde yarattığı karıncalanma hissini kaale almaksızın, profesörün öğrenciler için hazırlamış olduğu tek kişilik koltuklardan birine bıraktı bedenini. Sınıfın her köşesini didik didik inceliyor, bir yandan da itici bulduğunu düşünerek başka şeylere odaklanmaya çabalıyordu. Gözleri nihayet pencerenin kenarındaki profesörü seçebilmişti. Tüm güzelliği ve ihtişamı ile gözlerde hayranlık bırakan sade, koyu yeşil tonlarında elbisesi ile dışarıyı seyrederken sıcak kahvesini yudumluyordu büyük bir keyifle. Dersin başlayacağına işaret olan zil sesi, tüm Hogwarts duvarları içinde birkaç saniyeliğine yankılanmaya başlamıştı. Ardından duyduğu tek ses, zil sesinin ardından profesörün asasından çıkan büyünün etki ettiği kapının kapanma sesi olmasına karşın; sınıfta bulunan antika arptan kulağına gelen, insana huzur verici bir etkisi olan müzik sesiydi. Profesörün ilk cümlelerinde yer alan kurala benzer cümleler, gerçekten rahatsız ediciydi. Sırf profesöre inat, şu an sınıfı terk edip gidebilirdi; fakat bunu yapmayacaktı. Nihayet derse geçeceklerini bildiren cümleler kurmaya başlayan profesöre karşı, bakışlarını öncekinden bir gıdım daha yumuşattı. Beynini, parşömen kâğıdı niyetine kullandığından dolayı, profesörün ağzından çıkan cümleleri beynine işliyordu. “… Şimdi, sadece en üstteki kartı alın.” Profesörün dudaklarından çıkıp kurtulan bu cümle ile etrafındaki herkes gibi üstteki kâğıdı eline alırken gözlerini yumdu, açarsa kötü bir şeyle karşılaşacak korkusuyla. Kartı çevirirken yavaşça gözlerini araladı genç cadı. Karttaki resmi görmeden evvel, profesörün kulağına iliştiği cümleyi hatırladı ve karttaki resmin ters gelmesine an be an hiç şaşırmadı. Kartın üzerindeki figürleri ve motifleri incelerken profesörün bir yığın ödevleri cümlelere dökmesini dinledi. Elindeki kartı masanın üzerinde dizili duran kartların yanına bırakarak diğer kartlardan birkaç tanesine daha göz gezdirdi. Profesörün sınıfta gezindikçe ayakkabı topuğunun sınıfta yarattığı sese aldırmıyor, sürenin az kaldığını tahmince öne sürerek kartlara hızlı ve dikkatli bir biçimde bakıyordu. Dakikaların ardından sürenin bittiğini belirten profesör, ödev zımbırtısını yineledikten sonra dersin bittiğini dile getirmesi fazla uzun sürmemişti. Bu tütsü kokan ve içeride sıcak hava barındırmayan serin derslikte, bir an bile kalmaksızın kendini dışarı atmış; Güneş kartının açıklamasını araştıracağını aklının bir köşesinde bulundurup, Kehanet dersliğini ardında bırakmaya gayret göstererek kütüphanenin yolunu tutmuştu. | |
|
Yusleidis D'oliveira Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Mesaj Sayısı : 475 Yaş : 29 Kayıt Tarihi : 12/07/10
Karakter Detayı Statü: Üye Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Valeria Lillian. Paz 28 Kas. 2010, 09:31 | |
| Betimleme :15 Akıcılık-Anlatım : 15 Renklendirme : 15 Yaratıcılık(KURGU) : 10 Uzunluk : 10 Yazım ve Noktalama:15 ___________________ 80*
Tebrikler. En önemli sorun uzunluktu,renklendirme klasikti ama göze zarar vermediği ve okunması kolay olduğu için bir sorun yoktu,kurgu bilindik HP kurgusuydu ama sen kendine göre anlatımın olsun geçen zaman içerisinde yaşanan duygular olsun bunları iyi anlatmayı başarmışsın,beitmlemelerde gayet iyiydi hiç bir sorun göremedim hatta anlatımını beğendim.
Aileye hoşgeldiniz. iyi RPG'ler. | |
|