Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Darkness.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Darkness Obliviate
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Darkness Obliviate


Lakap : Dark
Nerden : Belçika
Mesaj Sayısı : 10
Kayıt Tarihi : 22/11/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

Darkness. Empty
MesajKonu: Darkness.   Darkness. Icon_minitimeÇarş. 24 Kas. 2010, 20:04

Bir gün, hayatımın ebediyen değişeceğini hiç düşünmemiştim.

Okuldan çıkmış evimin yolunu tutmuştum. Bu sanırım şimdiye kadar değiştirdiğim 6. okul falandı. Disleksi ve DEHB gibi sorunlarım olması benim suçum değildi. Her zaman yalnız ve... önemsiz olmak da. O günü benim için diğer günlerden ayıran tek detay, sıra arkadaşım Darrek'in de yolda bana eşlik ediyor oluşuydu. Darrek, gerçekten yakışıklı, hoş bir çocuktu. Ona özel bir ilgi duyduğum falan yoktu ama birkaç gündür benimle çok fazla zaman geçiriyordu. Sanki, beni yakından tanımak istiyor gibi. Hatta bana kim olduğunu bilmediğim babamla ilgili sorular bile sormuştu.

Sınıftan tanıdığım bir başka çocuk, Samwise da arkamızdan geliyordu. İkide birde havayı koklayıp, meleme gibi garip sesler çıkarıyordu. Gerçekten çok sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Neden burada olduğuyla ilgili bir fikrim yoktu ama, dönüp sormaya da hiç niyetim yoktu. Çaktırmadan Darrek'e bir bakış attım. O da sık sık arkasını dönüp, derin nefesler alıyordu. Sanırım, tıpkı benim gibi durumdan rahatsızlık duymuştu.

Sahil kenarındaki evime çok yaklaşmıştık ama Samwise ve şaçma tepkilerine daha fazla katlanamayacaktım. Hışımla arkamı döndüm ve onunla burun buruna geldim.

"Samwise, neden tüm yol boyunca takip ettin bizi?" diye bağırdım sinirle. Geriledi ve utangaç bir şekilde,

"Senin güvenliğin için." dedi.

Sam, her zaman herkesin acıdığı tatlı bir çocuk olmuştu, gözümde daha fazla bir değeri yoktu. Bu okula yeni başladığım zamanlarda yakın arkadaşımdı ama sonra... tuhaf bir olay yaşadık ve arkadaşlığımızı bitirme kararı aldım. Yaşadığımız olay, bir gece korkunç bir hırıltı sesiyle yerimden hoplamam ve pencereden aşağı baktığımda kan ter içinde kalmış Sam'i görmemdi. Bu çocukta tuhaf birşeyler vardı. Kendi hayatımdaki gariplikler bana fazlasıyla yetiyordu, bir de onunla uğraşamayacaktım.

"Ne güvenliğinden bahsediyorsun sen?" dedim. Ses tonumu biraz alçaltmıştım, zavallı Sam'e fazla tepki göstermenin sonradan beni üzeceğini biliyordum.

"Şey, Rose... Sanırım şimdi seni sağ salim evine bıraksam iyi olacak. Annenle birlikte sana bazı şeyler anlatmamız gerekiyor artık..."

Konuşurken Sam'in gözü hep Darrek'teydi. Sanki, onun bizi dinlemediğinden emin olmak istiyordu. Yavaşça arkamı döndüğümde, Darrek'in de ölümcül bakışlarla Sam'i süsdüğünü gördüm. Tamam, zavallı bir çocuk için bu tepkisi fazlaydı.

"Darrek, bir sorun mu var?" diye sordum.

Garip bir tıslamanın ardından cevap verdi: "Sorun tam karşında duruyor, Rose. Artık ona gitmesini söyle de, yürüyüşümüze devam edelim."

"Ondan önce sormam gereken bir soru var, Sam, sen benim annemi nerden tanıyorsun?"

Sam bana yaklaştı ve kulağıma fısıldamaya başladı...

"Anneni, hatta babanı da tanıyorum Rose ve seni de düşündüğünden çok daha fazla tanıyorum. Lütfen bana güven, derhal eve gitmelisin ve çantanı toplamalısın. Canavarları öyle bir çekiyorsun ki, Melez Kampı'ndan başka bir yerde barınamaz duruma geldin artık."

Tamam, Sam'in dediklerinden hiçbir şey anlamamıştım... şunun dışında: tehlikedeydim! Ya da Sam psikopatın tekiydi, ama şansımı zorlamamayı seçtim. Ona 'tamam' anlamında başımı salladım ve Darrek'e yöneldim.

"Sen artık evine git Darrek, Sam ile ödevimizle ilgili... unuttuğum bir durum var. Eve gidip ders çalışmalıyız." aklıma gelen en iyi mazeret buydu. Not durumumu aklına getirmemesini umdum, o zaman yalanımı anlardı.

Zaten... anlamıştı. Birden bileğimi kavradı ve sımsıkı tutmaya başladı. Suratına baktığımda, bir çeşit değişim geçiriyor olduğunu fark ettim. Bir... bir canavara dönüşüyordu! Gözlerimle görünce, Sam'in demin söyledikleri çok da mantıksız gelmemeye başladı ama artık çok geçti.

"Rose, yakala şunu!" diye bağırdı Samwise ve üzerime bir hançer fırlattı. Ani bir manevrayla -kendime hayret ederek- onu yakalamayı başardım ve tüm korkunçluğuyla bileğimi kavramış beni öldürmeye çalışan canavarın göğüsüne sapladım. Kendime hayret etmiştim ve... canavarın birden bire ortadan kaybolmasına da.

"Ben... nasıl... Darrek bir canavar mıydı? Sen..."

O sırada Sam, pantolonunu çıkartmaya başladı ve kafasındaki şapkayı fırlattı. Tabii, dilim tutuldu çünkü vücudunun alt kısmı keçiydi ve başında boynuzları vardı! Hala olayın şokunu atlatamamıştım, hiç düşünmeden öne atılıp onu yere yapıştırdım. Tam hançerimi saplıyordum ki, beni durdurdu.

"Meee... yapma meee... ben canavar değilim, bir satirim. Senin koruyucunum!"

Tamam, ona bir şans vermeye karar verip üzerinden kalktım. Elimi tuttu ve birlikte hızla evime doğru koşmaya başladık. Bu acele nedendi? O korkunç canavarı öldürmüştüm, neden hala rahatlamamıştı?

"Biraz daha hızlı ol Rose, her an bir yenisi gelebilir. Sen, canavarları mıknatıs gibi çekiyorsun, babanın üç büyüklerden biri olduğuna bahse girerim."

"Üç büyükler mi?" dedim şaşkınlıkla. Yoksa babam başbakan falan mıydı? Bu düşünce üzerine suratımı ekşittim.

O sırada evimin kapısına varmıştık. Annem bizi girişte karşıladı ve yanımda bir keçi çocuk görünce şaşıracağına,

"Zamanı geldi mi?" diye sordu. Sam, hüzünle başını salladı. Sorsam da cevap vermeyeceklerini biliyordum, onun için boşuna kendimi yormadım.

"Ah, Rose, seni çok özleyeceğim! Kampta kendini güzelce geliştir ve... arada ziyaretime gelmeye çalış!" dedi annem bana sarılırken. Sonra, arabasının anahtarlarını Sam'e uzattı ve,

"Onu güvenle kampa ulaştırmayı başardığında, bana İris mesajı yolla satir." diye ekledi.

Nereye gittiğimizi artık iyice merak etmeye başlamıştım. Koşarak arabaya bindik ve son sürat yola koyulduk. Tam Sam'i soru bombardımanına tutacakken, ağzıyla garip bir melodi tutturdu ve uykum geldi. Sonrasını hatırlamıyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

Darkness. Empty
MesajKonu: Geri: Darkness.   Darkness. Icon_minitimePerş. 25 Kas. 2010, 06:44

Betimleme :10
Akıcılık-Anlatım : 20

Renklendirme : 10
Yaratıcılık(KURGU) : 15
Uzunluk : 15
Yazım ve Noktalama:10
___________________
80* tebrikler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
 
Darkness.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: