Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ~Aya Estella O'fieme~

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Aya Estella O'fieme
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Aya Estella O'fieme


Lakap : Aichou desu. Hime sama da diyebilirsiniz tabi u__u"
Nerden : Kripton'dan~
Mesaj Sayısı : 73
Yaş : 34
Kayıt Tarihi : 12/11/10

Karakter Detayı
Statü:
Uyarı:

~Aya Estella O'fieme~ Empty
MesajKonu: ~Aya Estella O'fieme~   ~Aya Estella O'fieme~ Icon_minitimePtsi 22 Kas. 2010, 19:58

Karakter Adı : Aya Estella O'fieme

Kişisel Özellikleri :
Metanetli, güçlü ve zekidir. Kolay oltaya gelecek bir tip olmasa da, zayıf noktaları onu kimi zaman saf konumuna düşürebilir. O kadar utangaç değildir, fakat yine de karşısındaki kim olursa olsun mesafeli davranır. Her zaman kendine sakladığı bir parça özelliği olmalıdır, karşısındaki en sevdiği insan olsa bile. Koruyucu ve kollayıcılır, adaletli olması kimi zaman başına dert açsa da bunun üstesinden çoğu zaman tek başına kalkmaya çalışır. Bir elin yaptığını diğer el duymasın derler ya hani, bu sözü kendisine ilke edinmiş birisidir. Tanıdıkça garip yönlerini görebileceğiniz birisidir, fakat yine de uçukluklar aranmamalıdır.

Özgeçmiş : *Karakter kurgusu hakkında fazla düşünmeye fırsat bulamadığımdan lejantta yazdığımı koyacağım desu, umarım sorun olmaz*
Kim, nasıl onunki gibi bir hayatı isteyebilirdi ki? Nietzsche'nin ümitsizliği bile bunun yanında az kalırdı, Sokrates'in rasyonelist düşünceleri onunkinin yanında halt etmiş olurdu, yaşadıkları Platon'un her iki evrenine de sığamayacak kadar çoktu; Aristoteles'in mantığını çürütecek, Farabi'yi imandan çıkaracak, Descartes'in şüphelerini Paranoid şizofreniye çevirecek kadar çoktu hem de. Leibniz'e inanmıyordu hâlbuki, duygular bir insanın kendi gerçeklerini yansıtmasıydı onun için. Oysa Hegel, en doğrusunu söylemişti ona göre; and içmişti bundan sonra aklın yolundan gideceğine, fakat yine de sözlerine kim inanacaktı ki onun, kalbi bile isyan çıkaracaktı ona karşı. Ve en umutsuzluğa kapıldığı ve Nietzsche'yi bile yeniden ağlatacağı olay sonunda kader ipliklerinin bir sigara misali yanan kısmının ucuna gelip de yaşanmaya başlandığında, tüm hayatı kökünden değişmişti.

Alnındaki o boş hilal değiştirmişti onu, onun hayatını ve kaderini. Bundan sonra ne başka bir benzeri acı vardı, tıpkı eski hayatındaki gibi; ne keder, ne de yoksunluk hissi o kalbindeki... Hayatından bir başarı beklemiyordu, belki de Tanrıça'nın yolunda evrimini tamamlayabileceğini bile. Ki bu da bir mucizeydi onun için, ve onu Nyx'in kendi evinde kalmasıyla ödüllendirmesi, onu derinden etkilemişti. Gece evi onun uzun zamandır tek yuvasıydı, belki de kendini ait hissettiği tek yer. Buna layık olabilmek için çok çalıştı, hala da çalışıyor, fakat hala yeterli olduğunu düşünmüyor. Hiçbir filozof, hiçbir düşünür veya hiçbir bilim insanı onun ruh dünyasına dalmak istemese de, o hayatının her nano saniyesini dahi o havuzun içinde boğularak geçiriyor olmasına rağmen, sadece dışarıya taşan ışıklarıyla hayata tutunmayı başarmıştı, önündeki o koca kara deliği hiçbir zaman göremeden...


Listedeki hangi gücü isterseniz yada daha farklı bir güç : Aslında istediğim birkaç şey vardı, ama onlar da alınmış, neyse sağlık olsun. Şey, eğer olabiliyorsa istediği kişinin gücünü kısa süreli taklit edebilme olsun lütfen^^

Sizce Nyx size neden bu gücü bağışladı : Seviyo beni*-* Belki de kıyamamıştır, herkesin var bi benim yok falan*-* Yazık bana ya, kıyamaz ki o bana*-*

Bu gücün kurgunuza ne etkisi olacak: Karakter kurgum 'hâlâ' yok Q.Q Ama bulucam, ve bulduğumda bu yetenek beni güçlü kılacak ve her zaman çeyrek adım önde olmamı sağlayacak^o^

Örnek rp(zorunlu):

Aynadaki bana usulca göz gezdiriyordum. Kahverengiyle olgun portakal kızıllığı arasındaki rengin üzerinde şeftalimsi altın boyamaların bulunduğu elbise vardı üzerinde. Saten kumaş, aşığının kollarında kıkırdayan şehvetli bir zampara gibi bu zenginliğin pırıltılarıyla sanki yaramazca fingirdeşiyordu. Başparmak kalınlığındaki bu elbiseden en az dört tane oldukça mütevazı elbise daha çıkabilirdi.O yılların son modası olan yeleğinin önü kısaltılmıştı ve şeffaf gömleğin arasından görünen bereketli gerçek, insanda bin bir arzu uyandırıyordu. Sağ elinin işaret ve başparmağı ile çekiştirdiği, al yanaklarının yanına düşen kalın bir bukleyi çekiştiriyordu. Başındaki vişne çürüğü rengindeki küçük şapka buklelerinin arasına iliştirilmiş, ahenkle dans eden saçlarının arasında bir kısmı neredeyse kaybolmuştu. Şapkanın üzerindeki turuncu iplikten süslemeler, danteller hep el oymasıydı. Arkaya yatmış tavus kuşunu andıran tüylerin ön kısmından, gözlerinin altına kadar yüzünü kapatan şapkadan çıktıkça turuncudan giderek rengi siyaha dönen tülün altında parlayan bir çift kehribar rengi göz, hınzırca beni süzüyordu. Bense sadece, oyununa istediği rolde ortak olabiliyordum...

-Kimsin sen?
Parlayan, vişne rengi dudakları yukarı doğru kıvrılırken tüylerim diken diken olmuştu. İlk başta hınzır gülüşleri kulaklarıma sadece genç bir kızın umarsız fakat beklenti dolu sesini hatırlatsa da, giderek çirkinleşen kahkaha, içimi karartmaya yetmişti. Bu ses, bana mı aitti? Elim sol göğsümün üzerine giderken, yüreğimin bir kuş tüyü kadar hafiflediğini hissedebiliyordum. Her atışında, arındırılmış kanımın dolandığı her damarımda o tanımadığım, hoş boşluk, beni biraz daha etkisi altına almaya yetiyordu. Fakat alışık değildim... Ben, günahsız bir sabi değil, yüreği ana karnında kalmış bir cesettim ancak. Bir cenin. Geleceğinde asılmaya kalmadan kendi kordonunda hayat veren bir cenin. Daha doğmadan insanlara üzüntü verebilecek, annesinin helallik sütünü emememiş bir yavruydum ben.. Tanrı, ruhumu tekrar yanına çağırmıştı. Bunları dünyadaki koruyucularıma anlatamaamm ne büyük talihsizlikti! Ve çocukluğum...
Ah, o, acılarla dolu çocukluğum!... Etnik çatışmalarda sarı hummaya yakalanıp parça parça dökülen ve oluk oluk irin akan bedenimde, daha çok bir yaşlı gibiydim.Tutam tutam tolunmuş saçlarım bir kağıt misali yanarken tek gözümün ayaklarımın önünde yuvarlandığını, bir kez daha akan kan ve irin karışımını görünce biçare yakarışlarımı hatırlıyordum. Ah, o günler... O günleri asla yad edemeyecektim.
Hiçbir zaman bir delikanlının gönlünü fethedemeyecektim; etrafını kayalık surlarla örülü, dışarıda delice akan nehrin bulunduğu bir dünyanın küçük prensesi olamayacaktım. Hiçkimse beni 'manolyam' diye çağırmayacaktı, 'gül kokulum' diye...
Belki de, benim çocuğum da, benim gibi kendi kendine konuşacak, belki benim gibi olacaktı. Bu, benim kaderimde mi vardı? Ölmek, öldürülmek... Acıyı görmek ve hissetmek, şeytanın bir oyunu muydu yoksa Tanrı'nın bana yakıştırdığı bu muydu?
-Peki, günahım neydi benim?!
Arsızca gülen kız sesini uavaş yavaş alçaltıp sonunda durularak kehribar rengi gözlerini bana dikti. İşte o zaman süzebildim yüzünü. Yay gibi kaşları sinsice çatılmış, dolgun dudakları yarım açık ve nazlı bir gülücükle taçlandırılmış, uzun kirpikleri kaşlarına değin uzun ve siyahtı. Gözlerinin arasındaki gri olması gereken saçaklar, kırmızıydı artık. Dudaklarındaki gülücük genişledi, giderek tüm dişleri ortaya çıktı. Son bir gülüş, karanlığımı yok etmeye yetmişti. ' Seni küçük... ' Melodik sesini ilk duyduğumda irkilmiştim, bedenimin en ücra köşelerindeki hücrelerimin bile uyandığını hissedebiliyordum. Pırıl pırıl, acı ve öfke doluydu; kan kusuyordu adeta, bir Tanrı'nın günah çıkarması kadar kudretli ve muhteşemdi. Kulaklarda kristal bir çığlık... Ve bir kaynaktan doğup çağıl çağıl akan su misali doğal, zorlanmadan, öylece... Bu imkansızı, karşımdaki sabi görünüşlü kız mı gerçekleştiriyordu yani? Ben mi gerçekleştiriyordum? Bir kastrato... Kutsal Papa bile onun günahkar sesini duyduğunda kendi korosu için böyle birini aramaya başlardı. Genç kızın boynu seğirdiğinde, tazeliğini çoktan yitirmiş kırış kırış gerdanı görünmüştü. Altın işlemeli eldivenini parmak ucundan tutup çıkarırken, kurumun derisi bana her yaklaştığında biraz daha parçalanıyor gibiydi. Dökülüyor, un ufak oluyor, altımdaki sonsuzlukta yeni bir beden bulup canlanıyordu. Bu...
Gözümü alan ışıktan korunmak için daha parmaklarımın oluşmadığı elimi gözlerime siper ettim. Ve o anda, yumru biçimindeki elimden uzanan uzuvlar, ince ve narin beş parmağı oluşturuverdi. Bel kemiğimin uzadığını ve irileştiğini hissedebiliyordum. Arada birkaç kemiğim yitip gidiyor, saçlarımın köklerinden çıkıp uzarlarken çıkardığı hışırtıyı, güz vakti bir ormandaymışcasına duyuyordum; öylesine doğal, öylesine çağıl çağıl akan bir su gibi... Kulaklarımı dolduran bu sözler eşiğinde gözlerimi açtığımda, kahverengi buklelerimi, benim gibi havada süzülüyor, fakat yine de dağılıp bozulmuyorken görmüştüm. Kollarıma baktım. Kahverengi ve olgun portakal kızıllığı rengindeki kumaşın üzerine vişne çürüğü boyamalar eklenmişti. Gözümün önüne düşen ve turuncudan beyaza giden renkteki tülümü uzun parmaklı elimle arkaya doğru alıp kıvırdım. Gözlerimi bir güneş gibi parlayan cisme dikmiştim. Bir cenin... Ağzım yarım açık, gülümsedim. Fakat bakışlarımda bu sefer korkutuculuk yoktu. Etkilenmişlik, hayranlık ve tapılası açık gri saçaklardan yayılan şefkat vardı.
-Gitme zamanı, küçüğüm...
Ellerimi iki yana doğru kaldırdığımda, omurgamdan geçip derimin altından oluşan kanatlarıma hayranlıkla baktım. Küçük cenin kendi geleceğine gidip beni oluştururken, kaybolan ışığın altında karanlığa gömülmemiştim. Bu sefer, acı ve kederin ne olduğunu bilmeyecektim. Bu sefer her şeyin en iyisini hak ediyor olacaktım. Bu sefer, bu sefer ben...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://aichounosekai.blogspot.com/
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

~Aya Estella O'fieme~ Empty
MesajKonu: Geri: ~Aya Estella O'fieme~   ~Aya Estella O'fieme~ Icon_minitimeÇarş. 24 Kas. 2010, 06:19

Yanında olduğu kişinin yeteneğini bir süreliğine kopyalama-- şeklinde o güç verilmiştir.. kendinize yeni bir güç oluşturarak belirleyebilirsiniz..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
 
~Aya Estella O'fieme~
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ~Aya Estella O'fieme~
» Aya Estella O'fieme

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: