Mortal Instruments RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Mortal Instruments RPG

Ölümcül Oyuncaklar'a Hoşgeldiniz...Görmediklerinizi Keşfetmeye Hazır mısınız?
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 W i n te r

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Beätrice Scavetta
Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!



Mesaj Sayısı : 287
Kayıt Tarihi : 15/07/10

Karakter Detayı
Statü: Üye
Uyarı: 0/0

W i n te r Empty
MesajKonu: W i n te r   W i n te r Icon_minitimePerş. 15 Tem. 2010, 22:14

Yıllar önce yaşadığı yere, uzun
zaman sonra ilk kez adımını atacaktı Anita. Yaşadığı eski köşk…
Gitmediği, daha doğrusu gitmeye cesaret edemediği o yere gidecekti.
Eskiden Paris’te Mugglelar’a harabe gibi görünen o muhteşem köşkte
yaşıyordu. Büyücü dünyasında ki kişilere büyüleyici bir yer gibi
gözükürdü orası. Artık cisimlenmek için hazırdı. Etrafını son kez
süzdükten sonra cisimlendi oraya. Köşkün bahçesinin kapısında buldu
kendisini. Demir kapı pas tutmuştu. İşaret parmağıyla dokundu kapıya. O
anda göğsünün ortasına ok gibi bir sancı girmişti. Soğuk mavi gözleri
hüzün doldu bir anda. Kan kırmızısı saçlarını geriye doğru savurdu.
Derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi yavaş yavaş ciğerlerinden dışarıya
çıkmasına izin verdi. Tüm cesaretini toplayıp anılarının olduğu o eve
girecekti sonunda. Ağır adımlarla bahçe kapısından içeriye doğru
yürümeye başladı. Suratında buruk bir tebessümle süzüyordu her yeri.
Bahçesinde bulunan solmuş çimlere, çiçeklere baktı. Ailesinin ölmesiyle
birlikte bu köşkte ölmüştü. Gözlerini kırpıştırıp etrafı tekrardan süzdü
ve eskiden ablasıyla oyun oynadıkları çınar ağacını gördü. Yerli
yerinde duruyordu ağaç. Hüzünle,
sanırım bir tek o değişmemiş. Diye geçirdi içinden. Ağacın yanına
doğru yürürken içinin ürperdiğini hissetti. Hava git gide soğuyor,
rüzgâr şiddetleniyordu. Anita bunu umursamadan yaklaştı anılarının
bulunduğu yaşlı çınar ağacına. Ağacın yüzeyindeki girintili çıkıntılı
yerlere dokundu. Gülümsedi kendi kendine. Anıları canlanıyordu gözünün
önünde. Bu ağacın altında oturur kitap okurdu. Bu bahçede geçirirdi tüm
zamanını. Boğazında bir şeylerin düğüm düğüm olduğunu hissetti.
Ağlamasına ramak kalmıştı. Ama ağlamayacaktı. Tekrar derin bir nefes
alıp kendine geldi.


Muggle doğumlu bir arkadaşından aldığı sigara paketini
cebinden çıkarttı. Daha öncede içmişti bunu. Bunu içmek kendisini iyi
hissettiriyordu. Narin parmaklarınla kavradı paketteki sigarayı. Yavaşça
çekti paketteki öbür sigaralara zarar vermek istemezcesine. Titreyen
elleriyle soğuktan kurumuş dudaklarına götürdü ve diğer eliyle çıkardığı
çakmakla yaktı sigarasını. Sindire sindire çekti bütün dumanı içine.
Gözlerini kapattı ve üfledi tekrardan. Çekti, üfledi. Hırçınca esen
rüzgâr üflediği dumanı alıp götürüyordu uzaklara. Sigaranın külleri
uçuşuyordu etrafta. Dışarıda şiddetli rüzgâr varken sigara içmeyi
sevmezdi Anita. Kaba bir hareketle daha bitirmediği sigarasını yere atıp
ezdi. Köşke baktı tekrardan. Artık içeriye girmeye hazır hissediyordu
kendisini. Kendinden emin adımlarla yürümeye başladı. Kapının önüne
geldiğinde kapının açık olduğunu fark etti. Şaşırmıştı buna. Kim bu eve
girmiş olabilirdi ki diye düşündü bir an, ama sonra bunu düşünmekten
vazgeçip daldı içeriye.


Ağır adımlarla yürürken topuklu ayakkabısının çıkardığı
sesler köşkün içinde yankılanıyordu. Salona doğru geldi. Hiçbir şey
değişmemişti. Her şey olduğu gibi duruyordu. Tek fark tozlu ve pisti.
Yemek masasına baktığında birlikte yaşadıkları mutlu anılar canlandı
tekrar gözünün önünde. İçi burkuldu. Bunun böyle olması gereksizdi.
Aptal Ölüm Yiyenler olmasaydı. Ailesini kaybetmeyecekti Anita. Salonda
daha fazla durmaya dayanamayarak ahşap merdivenlerden çıkmaya karar
verdi. Odasına gidecekti. Eski aile resimlerine bakacaktı. Beklide
burayı terk ettiğinde onları da yanında götürürdü. Ağır adımlarla
merdivenleri çıktıktan sonra odasına girdi. Kirlenmiş yatak örtüsüne,
Yerde duran tüylü halısına, Posterlerle süslenmiş olan duvarlarına
baktı. O zamanlar gıcır gıcır olan yeni aldığı giysi dolabı. Eski püskü
bir şey haline gelmişti. Burada kimse bulunmadığı halde dolabının
eskimesi onu şaşırtmıştı. Bu düşünce aklından geçer geçmez dona
kalmıştı. Köşke girdiğinde kapı açıktı. O anda kafasına dank etti. Biri
buraya yerleşmişti. Yemek masasının üstündeki bardak gözünün önüne
geldi. Salondayken bunu pek önemsememişti ama. Eve göre bardak fazla
tozsuzdu. Hatta toz yoktu. Bu burada birisinin olduğuna kesin kanıttı.
Burada uyuyacak o kişinin eve gelmesini bekleyecek sonrada onu
yakalayacaktı.


Titiz biri olarak yatağının kirli olmasını umursamadan
üstüne oturdu. Sessizliğe kulak kabarttı. Birinin geleceğinden
kesinlikle emindi. Cübbesinin cebinden asasını çıkarttı ve sıkı sıkı
tuttu asasını. Her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıydı. Kiminle
karşılaşacağını bilmiyordu. Çok geçmeden kapının gıcırdadığını duydu.
Küçükken gıcırdadığı için lanet okuduğu kapının gıcırdamasına hiç bu
kadar sevinmemişti. Sessizce ağaya kalktı ve odasının kapısına doğru
yöneldi. Gelen sesleri dinliyordu. Odanın dışına doğru bir adım attı.
Onu görmek istiyordu bu işini biraz daha kolaylaştırabilirdi.
Merdivenlere doğru kafasını uzattı ama hala göremiyordu o kişiyi.
Arkasından gelen sert ve çekici bir sesle irkildi.


“Beni mi arıyorsun ufaklık.”


Anita keskin bir
dönüşle sesin geldiği yöne doğru döndü. Kim olduğunu anladığında
donakalmıştı. Ailesini katleden kişiyle karşı karşıya gelmişti. Lanet
olası Ölüm Yiyen. Anita’nın afallamış bakışlarını gördüğünde, sinsice
gülümsüyordu. Belki ki, bu durumdan haz almıştı. Anita içinde ki öfkenin
yavaşça yükseldiğini fark etti. Damarlarında dolaşan intikam arzusunu
derinden hissediyordu. Karşısında narsisçe sırıtan ölüm yiyene doğru
doğrulttu asasını.
“Sen!” diye haykırdı. Ölüm yiyen narsisçe sırıtmaya devam
ediyordu hala. Bu durum Anita’nın öfkesinin daha yakıcı olmasını
sağlıyordu. Birazdan ona saldıracak kafasını gövdesinden ayıracaktı.
Hiçbir şey ama umurunda değildi. Ailesini öldürdüğü için ondan alacağı
intikam duygusu ona haz veriyor, daha fazla cesaretlenmesini sağlıyordu.
Ölüm Yiyen alayla dudak büktü. Onunla eğleniyor gibiydi.


“Buraya geleceğini biliyordum
Qureshi. Ne o peşini bırakacağımı mı sandın yoksa?”


Attığı pis kahkaha Anita’nın
kanını dondurmuştu. Karşındaki iğrenç heriften korkmaya başlamıştı.
Ailesini katleden bu adam Anita’nın canına okurdu. Elleri titremeye
başlamıştı. Kendini hiç olmadığı kadar zayıf hissediyordu.
“Ex-expelliarmus.” dedi sessizce. Sesinin titremesini
duyunca Ölüm Yiyen, kahkahalara boğulmuştu. Büyü, ona etki etmemişti.
Ölüm Yiyen Anita’yı çaresiz bir zavallı olarak gördüğü kesindi. Haklıydı
da. Ufak bir asasız bırakma büyüsünü bile yapamamıştı, korkudan. Vücudu
sarsılıyor, ayaklarından yukarıya doğru yükselen karıncalanma bütün
vücudunu sarıyordu. Kalbi yerinden fırlayacakmışçasına çarpıyordu.
Fiziksel olarak Anita’dan güçlü olduğu belliydi. Karşısındaki Ölüm Yiyen
alayla ona bakıyordu. Anita içindeki intikam duygusu ve öfkenin
korkusundan daha baskın geldiğini hissetti. Ölüm Yiyen’e ateş saçan
gözlerle baktı ve kendinden emin bir ifadeyle ona doğru adım attı.


“Reducto!” asanın ucundan çıkan ışık Ölüm
Yiyen’in göğsüne çarptı ve Ölüm Yiyen yatak odasının camından fırladı.
Yaşaması neredeyse imkânsızdı bu durumda. Yaptığı şeyden haz duymakla
birlikte ufak bir pişmanlık duygusu sarmıştı ruhunu. Ama yapacak bir şey
yoktu. Yatağına oturdu tekrardan derin derin nefes aldı. Bu yaşananları
atması kolay değildi. Bir yanı
hak etti o senin aileni katletti derken, öbür tarafı vicdan azabı
çekiyordu. Şimdi buradan kalkacak ve bir daha asla buraya gelmeyecekti.
Bitkin bir halde indi merdivenlerden. Gıcırdayan ağır kapıyı yavaşça
açtı ve her şey saniyeler içinde oldu. Ona gelmekte olan yeşil ışığı
fark etmedi Anita. Korkmasına bile fırsat kalmadan aşağıda sinsice
bekleyen başka bir Ölüm Yiyen ona öldüren lanet yapmıştı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Elizabeth Rose Wayland
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Konsül Temsilcisi | Gölge Avcısı
Elizabeth Rose Wayland


Lakap : Lizbeth
Mesaj Sayısı : 2356
Kayıt Tarihi : 11/07/10

Karakter Detayı
Statü: Site Kurucusu
Uyarı: 0/0

W i n te r Empty
MesajKonu: Geri: W i n te r   W i n te r Icon_minitimePerş. 15 Tem. 2010, 22:48

Betimleme :15
Akıcılık : 17
Renklendirme : 10
Yaratıcılık :15
Uzunluk : 15
Yazım ve Noktalama:13
+___________________
85 Tebrikler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://mortalinstruments.forum.st/
 
W i n te r
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Mortal Instruments RPG :: Mortal Instruments :: Arşiv-
Buraya geçin: