Ira Scneider Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : Rara. Nerden : Milano. Mesaj Sayısı : 228 Yaş : 27 Kayıt Tarihi : 28/10/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı:
| Konu: Ysandre Wyngér. Perş. 28 Ekim 2010, 19:53 | |
| " Mikael, orda mısın? " Sesi, karanlık koridorda yankılandı. Mikael, yine onunla oyun oynamaya çalışıyordu. Artık o eski küçük kız değildi. Yemi yutmayacaktı. İki adım attı ve bir kez daha seslendi karanlığa doğru. " Mikael, beni korkutuyorsun. " Sesinin tınısı masumca ve korku doluydu. Bu inandırıcıydı sanırım. Dudaklarını büktü ve bir kaç saniye bekledi. Ses yoktu yine. Mikael, iki dakika beklemesini ve ona bir sürpriz yapacağını söylemişti. Tabii, Ysandre'de saf saf buna inanmıştı. Bu pislik Gece Evi'nde nereye kaybolmuştu şimdi? Tünellere çıkan koridorda yavaş yavaş ilerledi bir ses duyana kadar. Küçük bir tıkırtı. Başta ürktü biraz ama sonra gözlerini devirdi. Mikael, beni asla korkutamazsın. Keskin gözleri yerdeki birşeye çarptı. Bu bir çakıl taşıydı. Daha yeni, tamda önüne düşmüş bir çakıl taşı. Mikael'in yaratıcılığı işte. Artık sıkılmaya başlamıştı. Hızlı bir şekilde arkasını döndü ve çığlığı bastı. Mikael, tam burnunun dibinde hınzır bir gülümsemeyle ona bakıyordu. Bozuntuya vermeden elini ' Herneyse ' anlamında savurdu. " Umarım kayda değer bir şey için beklemişimdir. " Mikael'in gözleri tehlikeli bir şekilde parıldadı. Kırmızı renk daha dikkat çekici görünüyordu şimdi gözlerinde. Aşağıya, elinde tuttuğu şeye baktı. Ysandre'de gözlerini aşağı indirdi. İki çift kan torbası. Yüzündeki sıkıntılı ifade yavaş yavaş bir gülümsemeye döndü. Yavaşça parmak uçlarında yükseldi ve Mikael'in dudaklarına masum bir öpücük kondurdu. Mikael anında tepki verip elini beline kaydırdı. Ysandre, hafifçe onu itti ve konuştu. " Ah, hayır. İş yoksa anlaşma da yok. " Mikael, omuz silkerek ilk defa konuştu. " Pekala, yarısı senin olabilir. Ama bunlardan birinin haberi olursa anlaşma biter. " Ysandre, kafasını tamam dercesine salladı. Mikael'le arkadaş sayılmazlardı. Sevgili hiç değillerdi. Ortak gibi birşeydiler. Ya da iş arkadaşları. Buna rağmen birbirlerine olan arzularını istedikleri gibi ifade edebiliyorlardı. Mikael'in sürprizinin bu olabileceğini tahmin edememişti. Ama bu hoşuna gitmediği anlamına gelmezdi. Mikael'in elini tuttu ve erkekler yatakhanesine yöneldiler. Mikael kırmızı çaylak olduğu için şu anlık odası sadece kendine aitti. Ysandre'de bundan faydalanmasında bir sakınca olmadığını düşünüyordu. Torbalardan birinin kapağını açtı ve parmağına bulaşan kanı yaladı Ysandre. Mikael'e baktı ve gülümsedi. Torbanın kapağını kapatarak onu şaşırtmıştı. Mikael, kendi tişörtünü çıkarırken ona yardım etti. Mikael'i tek kişilik yatağa itti ve yavaş yavaş ona yaklaştı. Yatağın üzerine çıkıp kucağına oturdu ve dudaklarını dudaklarına bastırdı. Bu his çok hoşuna gidiyordu. Mikael'in elleri heryerinde geziniyordu. Ysandre'nin t-shirt'inin altından sutyeninin kopçasını çözdü ve tişörtünü sıyırdı üzerinden. Ysandre'nin dudakları boynundan aşağı kaydı ve şah damarını buldu. Dişlerini geçirdiği an leziz ve dolgun sıvının tadını almıştı. Bu torbadaki kandan çok daha iyiydi. Tabii, taze insan kanının yerini tutamazdı ama ondan çok daha güçlü bir etki bırakmıştı Ysandre'de. Mikael'in inlediğini duydu. Dudaklarından kan süzülüyordu. Mikael, onun t-shirtini çıkardı ve göğüsünün üzerine tırnağıyla küçük bir çizik atıp dudaklarını dayadı. Ysandre, başını arkaya attı ve zevkle titredi. Ağzından bir inilti çıktı. Bu yaptıkları yasal değildi aslında. Gerçi çaylağın kendisi gönüllü olduktan sonra kanının tüketilmesi sorun değildi ama kırmızı çaylaklarda bu geçerli miydi bilmiyordu. Aldırmadı. Şu an çok daha eğlenceli şeyler düşünüyordu. Mikael, hala kanını emiyordu. Tükendiğini ve halsizleştiğini hissetti. Duracak gibi değildi. Başını hafifçe ittirmeye çalıştı ama Mikael bileklerinden tutup onu yatağa yapıştırdı ve Ysandre'nin üzerine çıktı. Ysandre'nin ağzından bir inilti daha çıktı ama bu sefer canı yanıyordu. Doğrulmaya çalışsada Mikael'e karşı fiziksel bir üstünlük sağlaması imkansızdı. " Yeter Mikael, beni öldürmeye mi çalışıyorsun! " Mikael anında kafasını geri çekti ve şaşkın bir ifadeyle bana baktı. Gözlerindeki ateşi gördü bir anlığına Ysandre. Tam o anda kapı çaldı ve Mikael aceleyle üzerine t-shirtini geçirip kapıyı açtı. Kapıda kimse yoktu. Kapıyı kapayıp yatağa geri döndü. Tam bir şey söyleyeceği sırada kapı yine çaldı. Kapıyı hışımla açtı ama Ysandre bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordu. " Lanet olası puşt, yüzünü göster! " Kranlık koridorda yankılandı sesi. Ysandre ürktü. Mikael, kapıda bir kaç saniye bekledi. Ysandre konuştu. " Gel buraya, aptal çaylaklardan başka birşey değildir. " " Biraz bekle, hangi mahluk bizi rahatsız etmeye cesaret etmişse cezasını çeke.." Büyük bir gürültü koptu ve Mikael yere kapaklanarak sürüklenmeye başladı. Onu neyin sürüklediğini göremiyordu Ysandre. Bir çığlık attı ve yerinden fırladı. Mikael çırpınarak kurtulmaya çalışıyor ama olmuyordu. Ysandre peşinden koştu ama yetişememişti. Mikael, karanlık koridorda kaybolmuştu. Yere diz çöktü. Korkudan tir tir titreyerek odaya girdi. Kafası allak bullak olmuştu. Ne olduğu hakkında bir fikri yoktu ama iç sesi ona bağırıyordu. Sakın kimseye söyleme! Özellikle öğretmenlere! Bu sefer Mikael'in şaka yapmadığını biliyordu. Kızlar yatakhanesine doğru hızlı adımlarla yürürken koridordaki kan izlerini görmemişti. | |
|
Aurélien Rhodanthe Lütfen rütbe edinin, yoksa oyuna dahil olamazsınız!
Lakap : bells Mesaj Sayısı : 1158 Yaş : 31 Kayıt Tarihi : 11/07/10
Karakter Detayı Statü: Uyarı: 0/0
| Konu: Geri: Ysandre Wyngér. Perş. 28 Ekim 2010, 20:04 | |
| 86* Betimlemeler ve akıcılık güzeldi ama daha uzun olabilirdi. Gece evine hoşgeldiniz. | |
|